Tape kardeÅŸliÄŸi

Parelel yapı kapsamında gözatına alınan Hidayet karaca'yı, Sezgin Tanrıkulu ve Ali Özgündüz'ün öncülük ettiÄŸi CHP'li bir heyet ziyaret edecek. Daha öncede Ergenekon ve Balyoz yargılamalarında Silivri cezaevi'nin önünde CHP milletvekilleri çadır kurmuÅŸlardı.

Ä°ÅŸte Ahmet Kekeç'in o yazısı;

Hayırlı olsun... CHP’lilerden teÅŸekkül edecek bir heyet, Silivri Cezaevi’ni ziyaret edecekmiÅŸ.

Hidayet Karaca’ya “geçmiÅŸ olsun” diyecekler.

Bu iÅŸe, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Özgündüz öncülük ediyor.

Silivri çok da yabancıları sayılmaz.

Ergenekon ve Balyoz yargılamaları döneminde Silivri Cezaevi önünde çadır kurmuÅŸlardı. Bu yargılamaların “hukuk dışı” olduÄŸunu söylüyorlardı ve sanıklara gadredildiÄŸi düÅŸüncesindeydiler.

Bu düÅŸünceleri devam ediyor mu, bilmiyorum

Ergenekon soruÅŸturmasının simge maÄŸduru Mustafa Balbay’dan bile “cemaat okulu savunucusu” yarattıklarına göre, “düÅŸmanlık” kısmi sulh ortamına elverdi demek ki.

Hakikaten hayırlı olsun.

Elbette Hidayet Karaca’yı ziyaret edip geçmiÅŸ olsun dileklerini sunsunlar da, biz bu rikkati baÅŸka alanlarda da görmek isteriz.

Mesela, Yakup Köse’yi de ziyaret etmelerini bekleriz.

Sadece “tape kardeÅŸliÄŸinin” icbar ettiÄŸi bir dayanışma olmamalı bu.

Hidayet Karaca (hakkındaki ithamlara katılırsınız, katılmazsınız), gazetecilik çabalarının sonucu olarak orada bulunmuyor.

Hani Ekrem Dumanlı, iki tutuklu gazeteci (Nedim Åžener ve Ahmet Şık) için, “Bunlar gazetecilikten dolayı yatmıyorlar ki... Yargıya güvensinler...” diyordu ya...

Hidayet Karaca için de benzer ifadeleri kullanabiliriz: Gazetecilikten dolayı yargılanmıyor, TahÅŸiyecilere yönelik kumpasın bir parçası olmakla suçlanıyor; yargıya güvenmelidir.

Fakat Yakup Köse’nin ne için yattığını bilmiyoruz.

BildiÄŸimiz ÅŸu: Yakup Köse bir gazetecidir ve tecziyesine neden olan sözleri dışında, “cürüm” oluÅŸturacak bir faaliyetine rastlanmamıştır.

Hazır konu açılmışken, banka önünde hatim indiren ÅŸakirtler için de bir çift söz söyleyelim.

Bankanıza el konulmadı muhteremler.

Mevduatınız güvence altında.

Bankanız batmıyor ve ayrıca “bankanızla” bin yaÅŸayın.

Fakat içinde bulunduÄŸunuz “hal”i de bir görün ve azıcık utanın

DeÄŸerlerimize küfredilirken kılınızı dahi kıpırdatmadınız, finans kapitalin bir kuruluÅŸu olan banka için maaile sokaklara döküldünüz.

Banka kadar hatırı yok muydu Peygamberimizin?

DELÄ°RDÄ°LER!

DoÄŸan Akın’ın sitesinde yazan “Celal BaÅŸlangÄ±ç” isimli ÅŸahıs, terbiye sınırlarının hayli ötesine geçen yazısında, tartışma programlarının yarattığı “yeni canlı türü”nü, “TV-AK Trölleri”ni ele almış. (Celal BaÅŸlangÄ±ç “insan” demiyor. Diyemiyor. “Ä°nsan olma” vasfını yakıştıramıyor. AK Parti’yi savunuyorsa, o artık ve sadece yeni bir“canlı türü”dür. Muhtemelen amorf bir ÅŸeydir.)

Bugüne kadar okuduÄŸum en çirkin, en berbat, en fütursuz fikir yazısı...

Hayır, Celal BaÅŸlangıç’tan fikir beklemeyin. Laf olsun diye öyle dedim.

Küfretsin diye kendisine “alan” tahsis edilmiÅŸ, küfrediyor.

Bir tür “göbeÄŸini kaşıyan kıllı ayı” ve “bidon kafa” vakası...

Ne söylediÄŸi üzerinde uzun uzadıya duracak deÄŸilim. Meraklısı internette bulup okusun.

Problem, bu çirkin yazının bir internet sitesinde yer bulabilmiÅŸ olması...

Rikkat sahibi zannettiÄŸimiz DoÄŸan Akın, sitesini, “ErdoÄŸan’dan Nefret Edenler Kulübü”ne dönüÅŸtürmüÅŸ durumda

Bu konuda pek mahir...

Ne kadar aÄŸzı bozuk, delirmiÅŸ ve meselelere “sınıfçı” bakan yazar, akademisyen, gazeteci, kanaat önderi varsa, bu sitede karşımıza çıkıyor.



KAYNAK: Star