Sosyal Medya

Coğrafyamız

Portre: Kral Abdullah

Suudi Arabistan Kralı Abdullah yaklaşık 20 yıl süren iktidarında ülkede ‘modernleşme’ adını verdiği süreci hayata geçirirken, tahtını tehlikeye sokan Arap Baharı rüzgarını dindirmek için tüm gücünü harcadı.



OrtadoÄŸunun en önemli siyasi ve ekonomik aktörlerinin başında gelen Suudi Arabistan’da 1982’de Veliaht Prens olan Abdullah Bin Abdülaziz, ülkenin yönetimini aslında tahta oturmadan 10 yıl önce yani 1995’te üstlenmeye baÅŸladı.

Kral Fahd’ın felç olmasının ardından Abdullah Bin Abdülaziz olaÄŸanüstü güç ve yetkilere sahip veliaht prens sıfatıyla ‘modernleÅŸme’ adını verdiÄŸi adımlar için harekete geçti.

Krallığı döneminde kadınlara oy kullanma, yerel seçimlerde aday olma ve Åžura Meclisi’nde yer alma gibi haklar tanındı.

Tahta oturduktan sonra reform giriÅŸimleri nedeniyle muhafazakar din adamlarını karşısına aldı. Kraliyet ailesinin harcamalarını kısma yoluna gitti, iÅŸsizliÄŸi azaltmak amacıyla liberal politikalar izledi ve özel sektörü teÅŸvik etti.

Ancak reform iddiasına raÄŸmen ülkenin insan hakları karnesi her zaman tartışma konusu oldu, muhalif hareketler ağır yaptırımlarla cezalandırıldı, ülkede azınlıklara yapılan muamele uluslararası kamuoyunun ve içerdeki muhalefetin yoÄŸun tepkisiyle karşılaÅŸtı.

Ancak Kral konut, istihdam ve diÄŸer sosyal haklar için 130 milyar dolar harcayarak bu memnuniyetsizliÄŸin üzerini örtmeye çalıştı.

Abdullah’ın büyük sınavı: 11 Eylül

Suudi Arabistan yönetimine karşı reform baskısı her geçen gün artarken, 2001’de ABD’yi hedef alan 11 Eylül saldırıları da dışardan gelecek yeni bir büyük baskının baÅŸlangıcı oldu.

Saldırıyı gerçekleÅŸtirenlerin büyük kısmı Suudi Arabistan vatandaşıydı ve bu durum ülkenin dışardaki imajına zarar veriyordu.

Üstelik bu saldırıyı, 2003’te El Kaide tarafından gerçekleÅŸtirilen ve baÅŸkent Riyad’da yabancı ülke vatandaÅŸlarını hedef alan saldırılar takip etti.

O dönemde Veliaht Prens sıfatıyla ülkeyi fiilen yöneten Kral Abdullah, dünyaya El Kaide ile mücadele ettiÄŸine dair güçlü bir mesaj vermek için yoÄŸun çaba harcadı.

Kral’a yakın tehlike: Arap Baharı

Kral Abdullah, OrtadoÄŸu’nun kaderini deÄŸiÅŸtiren Arap Baharı rüzgarını baÅŸlarda ihtiyatlı bir ÅŸekilde sessizce ve uzaktan izlemeyi tercih ederken, tahtını tehlikeye düÅŸürdüÄŸü anda bu rüzgarı tersine çevirmek için var gücüyle mücadele etti.

Kral, Libya, Tunus, Yemen ve Mısır’daki deÄŸiÅŸim rüzgarına karşı sessiz kaldı, ‘gergin ve endiÅŸeli bekleyiÅŸini’ sürdürdü.

Kral’ın durgunluÄŸu ,Arap Baharı, nüfusunun çoÄŸunluÄŸu Åžii olan ancak Sünni hanedanın yönettiÄŸi  Bahreyn’in kapısını çaldığında sona erdi.

Bahreyn’de protestoların hedefe ulaÅŸması ve Sünni hanedanın devrilmesi, bu ülkedeki Åžii çoÄŸunluk üzerinde çok etkili olan Ä°ran’ın Körfezde elinin güçlenmesi anlamına gelecekti.

Ä°ran tehlikesinin kapısına dayandığını düÅŸünen Kral Abdullah, çoÄŸunluÄŸu Åžii olan protestocuları bastırmak amacıyla Bahreyn yönetimine askeri destekte bulundu ve bu ülkeye 40 bin asker gönderdi.

Kral, Suud ailesinin, bir halk hareketi olduÄŸu için çok hoÅŸlanmadığı ve Arap Baharı’nı taşıyan güç olduÄŸu için düÅŸman kesildiÄŸi Müslüman KardeÅŸler iktidarını bitirmek için Mısır’da da kolları sıvadı ve darbe rejimini iktidara taşıyan sürecin finansörlüÄŸünü ve akıl hocalığını üstlendi.

Kral Abdullah’ın Arap Baharı dönemindeki en büyük sınavlarından biri de Ä°ran ile mücadele oldu. OrtadoÄŸuya deÄŸiÅŸim getirmesi umulan süreç Riyad ile Tahran arasında bir ‘soÄŸuk savaÅŸa’ dönüÅŸtü.

Ä°ran Suriye’de Esed rejimini ayakta tutmak için tüm gücünü ortaya koyarken Kral Abdullah Suriye muhalefetinin en büyük destekçilerinden biri oldu.

Ancak Kral Abdullah’ın Müslüman KardeÅŸler takıntısı ve bu sebeple Ä°hvan’ı Suriye muhalefetinden dışlamaya çalışması da muhalefet içindeki bölünmeyi ateÅŸledi.

Kral Abdullah’ın Filistin meselesine mesafeli duruÅŸu ve Ä°srail’in Gazze saldırılarına karşı sessiz kalışı da dikkat çeken bir diÄŸer mesele oldu.

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.