'Ben Charlie deÄŸilim'
Fransa'da solun saygın yayın organlarından Le Monde Diplomatique'in önde gelen yazarlarından Alain Gresh, "Ben Charlie değilim, çünkü onlar İslamofobik" dedi. Gresh, Al Jazeera'ye verdiği röportajda, peygamber karikatürü yayınlamanın sorumsuzluk olduğunu söyledi ve nedenlerini açıkladı.
Paris'in Cumhuriyet Meydanı'nda, Charlie Hebdo saldırısında ölenlerin anısına mumlar yakılıyor. Çiçek bırakanlar, kurumuÅŸ çiçekleri temizleyenler, saygı duruÅŸunda bulunanlar... ÇoÄŸuna göre artık burası ve Charlie Hebdo’nun ofisinin bulunduÄŸu yer Fransa’da ifade özgürlüÄŸünün mabedi.
Ancak sol cenahtan ülke gündemine giren yeni bir tartışma var. Fransız solunun saygın dergisi Le Monde Diplomatique’in yazarlarından Alain Gresh’in de aralarında olduÄŸu bazı gazeteciler, günlük Le Monde gazetesinin yorum sayfalarında, ‘Ben Charlie deÄŸilim’ dediler ve birçok neden sıraladılar.
Kapısında çelik yelekli özel kuvvet polislerinin nöbet tuttuÄŸu Le Monde Diplomatique’in ofisinde konuÅŸtuÄŸumuz Alain Gresh, "Ben Charlie deÄŸilim, çünkü dergi Ä°slamofobik" diyerek bu tartışmayı baÅŸlatanlardan. Yıllardır ülkesinde Ä°slamofobiyle mücadele eden Gresh, “Asla Peygamber karikatürünü yayınlamazdım. Çünkü bu sorumsuzluktur” diyor.
Charlie Hebdo’ya saldırıdan tam bir gün önce Ä°slamofobi’ye dikkat çeken bir makale yazmıştınız. Saldırı günü neler hissettiniz?
Ä°slamofobi Fransa’da çok eskiden beri var. Yeni bir fenomen deÄŸil. Åžu an resmi bir kurum mahiyetindeki 50-60 sivil toplum kuruluÅŸundan oluÅŸan ve her yıl bir rapor yayınlayan komisyon tarafından da artık kabul edilen bir olgu bu. 2004’ten beri her yıl rapor yayımlıyor ve "Tam olarak Ä°slamofobi kelimesi olmasa da Ä°slamofobiye benzer bir kavramın varlığını kabul etmek zorundayız" diyor. Fransa’da birçok insan Ä°slamofobi olduÄŸunu reddediyor. Ä°slamofobinin kabul edilmesi önemli, çünkü Ä°slamofobi camilere, baÅŸörtülü kadınlara saldırmaktır. Ä°slamofobinin bir parçası Fransa’daki laiklikle baÄŸlantılı. Fransız sekülarizmi farklı, Ä°ngiliz sekülarizmi gibi deÄŸil.
Türkiye’dekinden de farklı.
Evet,Türkiye’dekinden de farklı. Fransa’da devletin imamların maaşını ödemesi imkansızdır. Fransa solu laiklik adına Ä°slamofobiktir. LaikliÄŸin sol için çok önemli bir deÄŸer olduÄŸunu söylerler. SaÄŸ kanat zaten tarihsel olarak laikliÄŸe karşıdır. Bu bayrağı taşıyan sol kanat "Biz laikliÄŸi savunmak için faÅŸizmin yeni biçimiyle mücadele ediyoruz falan filan” diyor. Solun solu da olmak üzere bu laiklik anlayışını sol partilerde görüyoruz. Komünist, hatta Troçkistler bile bu konuda bölünmüÅŸtür. Charlie Hebdo’ya saldırı yeni bir gerçekliÄŸi ortaya çıkardı. Öncelikle halkta duygusal bir durum var. Bence siyasi görüÅŸlerin farklılığının da ötesine geçiyor bu. Siyasi görüÅŸten farksız gösterilere katılım ve Charlie Hebdo’nun yeni sayısını alanların sayısının önemi falan filan... Ama sorun bu duygusallık deÄŸil. Çünkü saldırı korkunçtu ve tereddütsüz kınanmalıdır. Bunun sonuçlarına gelince, Müslüman topluma orta vadede ne olacağını söylemek zor. En baÅŸta Ä°slamofobik saldırılarda artış oldu. Bu sürecek mi, emin deÄŸilim. Ama bu Ä°slamofobiyle mücadelede pek yardımcı olmayacaktır, bu açık.
Yine Ä°slamofobinin iÅŸine gelecek olan baÅŸka bir durum daha var ki, Fransız toplumunun bundan sonra Müslümanlara nasıl bakacağı. Biz laik bir ülkeyiz. Biz vatandaÅŸların Yahudi, Ateist, Müslüman olup olmadığına bakmayız. Ayrıca Müslümanların yaptığı bir saldırının Müslümanlar tarafından kınandığı bir durum var. Bu tam manasıyla bir çeliÅŸki. Müslüman toplumun tutumuna gelirsek, tüm dînî liderler saldırıyı kınadı. Ama genç kuÅŸak arasında bazı sorunlar var. Çünkü birçok nedenle durumu toparlamak zor. Mesela Gazze için hiçbir ÅŸey yapmamışken neden Charlie Hebdo için 1 dakika saygı duruÅŸunda bulunduk? Charlie Hebdo kutsal bir ÅŸahsiyet olan Peygambere saldırdı. Bu yüzden bazı gençler saygı duruÅŸunu reddetti. Müslümanların kaçı bunu yaptı bilmiyoruz.
Zaten bir kere Fransa’da kaç Müslüman olduÄŸunu bilmiyoruz. Çünkü devlet insanlara dinlerini sormuyor. Verilen sayılar 5-6 milyon civarında. Bu da insanların nereden göç ettiklerine bakılarak söyleniyor. Mali’den gelen, yüzde 99 Müslümandır deniyor. Ä°nsanlara sorduÄŸunuzda 2 milyon kiÅŸi kendisini Müslüman olarak tanımlıyor. Bu da bir çeliÅŸki. Bir Cezayirli arkadaşım var, kendisi ateisttir. Åžarabını içer. Åžimdi ben Müslüman Ateistim diyor. Yahudi Ateistim demek gibi. Biliyorsunuz kim Yahudidir bilmek çok güç. Mesela Fransa’da kendisini Yahudi olarak gören birçok kiÅŸinin dini bilgisi yoktur. Cemaate katılmak, holokost… Aynı ÅŸey. Siz dışardaki insanların gözünde Müslümansınızdır. Jean Paul Sartre’ın dediÄŸi gibi "Antisemitiklerin gözünde Yahudisinizdir." Neden bana Müslüman Ateistim diyor. Çünkü, "Ben Cezayir’den gelen diÄŸer insanlarla farklı olduÄŸum için" ya da iÅŸte "Bakın ben Fransızım" demek için demiyor bunu. Müslümanlar saldırıya uÄŸruyor o zaman "Ben de Müslümanım" diyor. "Onlarla dayanışma içindeyim" diyor.
Almanya’da insanlara sorduÄŸumda, "Charlie Hebdo’dan önce Ateist olduÄŸum halde Ä°slam karşıtı Pegida’ya karşı çıkmak için ‘Ben de Müslümanım’ diyordum. Ama Charlie Hebdo’dan sonra aynı soruya üzgün bir suratla 'Bilmiyorum' diyorum" yanıtını aldım. Müslümanlar bu saldırı nedeniyle kendilerine destek olan sol, ateist, anarÅŸistlerin desteÄŸini kaybeder mi?
Ben Ä°slamofobiye karşı çok aktif biriyim. Bir kuruluÅŸumuz var. Orada partilere mensup olmayan solun solundan da insanlar var. Bir zorlukla karşı karşıyayız, bu kesin. Ama militanca bir saldırıyla karşı karşıya deÄŸiliz. Zaten çok önceden beri bize saldırıyorlar. Ama Müslümanları destekleyenler azınlıkta deÄŸil. ÇoÄŸu kendinden emin durumda. Ama saldırının olumsuz sonuçları olacak, elimizden ne gelir ki?
"Peygamber karikatürü yayınlamak sorumsuzluktur"
BaÅŸka bir tartışma da saldırının arka planı. Bu sadece karikatürler nedeniyle mi oldu?
Le Monde’da benim gibi, "Ben Charlie’yim" demeyi reddeden insanların makalelerinin bulunduÄŸu 2 sayfalık bir bölüm var. Ben "Ben Charlie’yim" demeyi reddediyorum. Ben Charlie deÄŸilim.
Neden?
Çünkü, bence Charlie Hebdo Ä°slamofobik bir dergi. Ben daha önce de onları eleÅŸtirdim. Elbette ki saldırıyı hiç tereddütsüz kınıyorum. Ben Charlie deÄŸilim. Yarın Le Figaro’ya saldırı olsa tabii ki bunu da kınarım ama ben Le Figaro deÄŸilim. Çünkü gayet Ä°slamofobik bir siyasi çizgiyi takip ediyor. Dolayısıyla ben bir gazeteyle dayanışma hissetmem, ben hayatını kaybedenlerle dayanışırım. Çünkü bu ifade özgürlüÄŸüne saldırıdır. Mesela ben asla Peygamber karikatürü yayımlamazdım. Evet, yasalar bana bu izni veriyor ama bence bu sorumsuzluktur. Çünkü Fransa’da Müslümanların durumuyla ilgili eleÅŸtirilecek o kadar çok önemli ÅŸey varken toplumun bazı konularda en hassas, en zayıf, en yoksul kesimine saldırıyorsunuz.
Ä°nsanlar da aslında "Ben Charlie’yim" diyerek "Ben Ä°fade ÖzgürlüÄŸüyüm" diyorlar. Charlie ile ifade özgürlüÄŸünü baÄŸdaÅŸtırıyorlar.
Ä°fade özgürlüÄŸü çok geniÅŸ bir kavram. Her ülkenin biliyorsunuz kendi yasaları var. Ä°fade özgürlüÄŸü olduÄŸu için her ÅŸeyi yazamazsınız. Mesela yürüyüÅŸte ifade özgürlüÄŸüyle alakası olmayan Mısır BaÅŸbakanı, Türkiye BaÅŸbakanı, BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nden emir vardı. Bakın ben, "Ben Charlie deÄŸilim" diyerek bir tartışma açıyorum. Bu ifade özgürlüÄŸüyle ilgili bir tartışma deÄŸil. Bu Fransa’daki Müslümanlar ve Ä°slamofobiyle ilgili bir tartışma. Ayrıca bu saldırının uluslararası boyutuyla ilgili bir tartışma bu. Öncelikle saldırganlar Fransız. Fransa’da doÄŸmuÅŸ Fransızlar. Cumhuriyet okulundan gelen, Fransa pasaportu taşıyan insanlar bunlar. Yani yabancılar gelip bize saldırmadı. Bunun hakkında düÅŸünmemiz lazım. Tunuslu bir Twitter kullancısı, “Kouachi kardeÅŸler ve Coulibaly Fransız. Canınızı sıkmayın, tüm Fransızlar onlar gibi deÄŸil” diye yazmıştı. Bu çok zekice bir ifade.
Peki, neden saldırdılar? Bunun bir parçası Fransa’nın dış politkasıyla ilgili .Biz ÅŸu anda Mali’de ve Irak’ta angaje olmuÅŸ durumdayız. Libya’da müdahale için bastırıyoruz. Bence bu saldırı buna da karşı bir saldırı. Artık OrtadoÄŸu’da askeri müdahaleler konusunda da tartışma baÅŸlatmamız gerekiyor. 11 Eylül’den sonra terörizm ülkelerimize gelmesin diye biz Afganistan’a girdik. Tam tersine bölgede terörizme ve kaosa yardım ediyoruz. Bölge tam anlamıyla kaos içinde ve bence askeri müdahaleler bunu deÄŸiÅŸtiremeyecek. Charlie Hebdo’ya saldırının ikinci nedeni tabii ki dini. Ve üçüncü nedeni, buradaki Müslümanların durumunda aramak gerekiyor. Kim terörist doÄŸar ki? Herkesin kendine özel durumu var. Buradaki Müslümanlar kendilerini bastırılmış hissediyor. Hepsi deÄŸil, Müslüman toplumun önemli bir kesimi Fransız toplumuna entegre oluyor. Ama bir kesim hala kendisini toplumun dışında hissediyor. Irkçılık da var. EÄŸer isminiz Muhammed ya da Fatma ise iÅŸ bulmanız zor, ev bulmanız zor.
Almanya’da da benzer ÅŸikayetler var.
Almanya’daki Müslümanların çoÄŸu Türk. Burada bir bütün halinde bir Müslüman toplum yok. Cezayirli, Tunuslu, Malili, Senegalli… Hepsi tamamen kültürel olarak bölünmüÅŸ durumda.
Bir Müslüman cemaatten ziyade bir Müslüman nüfus var demek daha doÄŸru sanırım. Bir de "Gerçek Ä°slam hangisi?" tartışması var.
Benim görüÅŸüme göre "Gerçek Ä°slam" diye bir ÅŸey yok. "Ä°slam savaşın dinidir ya da Ä°slam barışın dinidir" türünden fikirlere itibar etmem. Ä°slam 15. yüzyıldan beri çok deÄŸiÅŸti. HalifeliÄŸin ardından monarÅŸi ve cumhuriyet geldi. Hatta sosyalist cumhuriyet geldi.
"Gerçek Ä°slam’ı bulmalıyız" diye bir soru var, gerçek Ä°slam diye bir ÅŸey yok. Ä°slam, Müslümanlar ne diyorsa odur. Mesela imamların çoÄŸu bugün "Kadınlar başını örtmelidir" dese de Kuran’a bakın, onu birçok yönden yorumlayabilirsiniz. Her zaman ÅŸu örneÄŸi veririm. 1950’lerde Mısırlı kadınlar oy kullanma hakkı için sokaklara çıktı. El Ezher ÅŸeyhi "Bu tamamen Ä°slam’a aykırıdır" diye fetva verdi. Biliyorsunuz Ezher Sünni Ä°slam’da en yüksek otoritedir. Åžimdi aradan 50 yıl geçti, kadınlar Suudi Arabistan hariç her yerde oy kullanıyor. Gerçi Suudi Arbistan’da kimse oy kullanamıyor o ayrı. Dolayısıyla, "Gerçek Ä°slam’da kadınlar oy kullansın mı kullanmasın mı?" diye sorulsa, "Beni ilgilendirmez" derim. "Ä°slam kendi içinde reform yapmalıdır" demeyi reddediyorum. Bu benim sorunum deÄŸil, bu Müslümanların problemi. EÄŸer reform isterlerse yapsınlar, ehlen ve sehlen. Yasalara uyuyorlar mı uymuyorlar mı, ben buna bakarım. Cumhuriyet yasalarına uyuyorlar mı? Belki karşı olabilirler. Mesela Katolik Kilisesi kürtaja karşı. Bu yasayla mücadele ediyorlar.
Henüz yorum yapılmamış.