Sosyal Medya

Kültür Sanat

Necip Fazıl'ın İslami kimliğini ortaya çıkaran cami

Günde binlerce insanın gelip geçtiği İstiklal Caddesi'ndeki az sayıda camiden biri olan Hüseyin Ağa Camii'nin yapılış tarihi 1596. Ahşap minberi ve zarif vaaz kürsüsü ile güzelliğini koruyan caminin bahçesindeki şadırvan da Mimar Sinan'ın imzasını taşıyor.



Tanıklık ettikleriyle, Ä°stiklal Caddesi'nin simgelerinden Hüseyin AÄŸa Camii, 400 yıldan fazladır ayakta duruyor. Taksim yönünden Galatasaray'a doÄŸru yürürken saÄŸ tarafta tüm sakinliÄŸi ile yer alıyor. Galatasaray'ın aÄŸalarından Hüseyin AÄŸa tarafından 1596 yılında yaptırılan eser, önemli bir yapı. Çünkü günde binlerce insanın gelip geçtiÄŸi bölgede bulunan az sayıdaki camiden biri.

Hadika'nın yazma nüshalarının birinde, adı 'Emin Bey Camii' olarak geçse de yapı, banisinin adıyla anılır. Günümüzde düz çatılı olan cami, bazı kaynaklara göre ilk yapıldığı dönemde kubbeli imiÅŸ. Yapının yaşı -günümüzde olmayan kitabesi üzerinden- yapılan ebced hesabıyla Hicri 1005, Miladi 1596 olarak hesaplanır. 

Cami, gördüÄŸü hasar ve yıpranma nedeniyle adeta yeniden inÅŸa edilir. Yapıyı ayaÄŸa kaldıran padiÅŸah, II. Mahmud. 1834 tarihini veren sekiz satırlık kitabede II. Mahmud'un tuÄŸrası bulunuyor. Ancak daha sonra geçirdiÄŸi yangın yapı için daha da yıpratıcı olur. Uzun süre bakımsız kalan yapı, 1934 yılında Vakıflar Genel MüdürlüÄŸü tarafından onarılır.

Hüseyin AÄŸa Camii'nin çatısı, dört kalın ayak üzerinde yükseliyor. Yapı duvarlarda yer alan pencerelerden ışık almakta. Özellikle üst taraftaki pencereler çok güzel. Kemerli pencereler, renkli camlarla çevrili. Kütahya çinilerinden bir pano, yapıdan girince saÄŸ tarafta günümüzde kadınlar bölümünde görülüyor.

AhÅŸap minber ve vaaz kürsüsü oldukça zarif. Caminin mihrabının, duvarlarının ve minaresinin eski yapıdan kaldığı bilinmekte. Tek ÅŸerefeli tek minare, caminin saÄŸ tarafında. Altın varakları, çok kıymetli kalem iÅŸleri ile ünlü olan cami, tavanından tonozlarına, yapıyı çevreleyen kuÅŸak yazılarına dek pek çok bezeme öÄŸesi ile süslenmiÅŸ. Süslemelerin alanında çok kıymetli bir isme, Ä°smail Hakkı Altunbezer'e ait olduÄŸunu bilmek heyecan verici. Üst katın tavanındaki döÅŸemeler ayrıca çok güzel. Yapılan raspa çalışmaları sonucunda tavan döÅŸemeleri açığa çıkmış. 'Volta döÅŸeme' olarak da bilinen bu uygulama, seyredenlere deniz dalgası hissini veriyor.


ÅžADIRVAN SÄ°NAN PAÅžA CAMÄ°Ä°'NDEN

Hüseyin AÄŸa Camii'nin kendi kadar avlusunda barındırdıkları da çok önemli. Okmeydanı'nda bulunan Sinan PaÅŸa Camii yıkılınca, Mimar Sinan imzalı olduÄŸu bilinen ÅŸadırvan buraya nakledilir. Çok zarif ÅŸadırvan, restorasyon sürecinde bakıma alınır.

2.5 milyon liraya mal olan son restorasyon sonrasında kısa bir süre önce ibadete açılan caminin orijinalinde bulunmayan tuvaletler yer altına indirilir. Böylece avlu daha da rahatlar.

AVLUDAKÄ° MEZARLAR

Sakin ve sade avluya Ä°stiklal Caddesi tarafından girdiyseniz saÄŸ tarafınıza mutlaka göz atın. Mihrap hizasında, çimenlerin arasında iki tane mezar taşı durduÄŸunu göreceksiniz. Bunlardan biri caminin banisi, III. Mehmed devrinde Galatasaray'ın kapı aÄŸalarından Hüseyin AÄŸa'ya ait. DiÄŸer mezar ise Davut AÄŸa'nın.

SÜSLEMELERDE ONUN Ä°MZASI VAR

Ä°smail Hakkı Altunbezer, ilk eÄŸitimi aldığı babası Mehmed Ä°lmi Efendi'den sülüs ve nesih hattı öÄŸrenir, ailesinin beÅŸinci kuÅŸak hattatı olur. OlaÄŸanüstü yeteneÄŸiyle öne çıktığı için 'Altunbezer' soyadını alan ünlü hattat 1946'da vefat eder. Karacaahmed Mezarlığı'nda Üsküdar-Çiçekçi'de cadde üzerinde, babasının yanında gömülüdür. Altunbezer'in, celi-talik üsluplu mezar kitabesi de çok güzel. Kitabeyi, vasiyeti üzerine arkadaşı Necmeddin Okyay yazar. EÅŸsiz eserleri müzelerde ve kolleksiyonlarda yer alan Altunbezer'in, döneminin pek çok ferman ve beratında imzası bulunur. Selimiye Camii, Åžemsi PaÅŸa Camii'nin yanı sıra Kamer Hatun ve Hüseyin AÄŸa Cami'lerinde olaÄŸanüstü güzellikte eserleri vardır. Yapıyla yolları kesiÅŸen isimler arasında Nazım Hikmet de bulunur. Hem Osmanlı devrini hem iÅŸgal günlerini hem de cumhuriyet dönemini yaÅŸar yapı. Ä°ÅŸgal günlerinden birinde caddede yürüyen Nazım Hikmet iÅŸgal askerlerini görünce ruhu dağılır, canı acır.

"Havsalam almıyordu bu hazin hali önce Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce" diye baÅŸlayan AÄŸa Camii ÅŸiirini yazar.

Nazım Hikmet'ten baÅŸka Necip Fazıl Kısakürek'in de bu camiyle bağı bulunur. Ä°lk ÅŸiir kitabını 17 yaşında yayınladığı bilinen Kısakürek, 1932'de yani 30 yaşından evvel Ben ve Ötesi ÅŸiir kitabını çıkarır. O ve Ben isimli eserini de bu camide yaÅŸadığı hatıralardan yola çıkarak yazdığı bilinir. 1934 yılında, o dönemlerde AÄŸa Camii'nde sohbet yaptığı bilinen NakÅŸi Åžeyhi Abdülhakim Arvasi ile tanışır. Bu cami ve sohbetler önemlidir çünkü Kısakürek'in Ä°slami kimliÄŸi ortaya çıkar.

Tarihimizin pek çok simge ismi adeta Hüseyin AÄŸa Camii'nde buluÅŸur. Åžehrin kalbinin attığı BeyoÄŸlu Ä°stiklal güzergahının tüm kalabalığına raÄŸmen sakinliÄŸi ve sadeliÄŸi ile süzülür. Yolunuzu düÅŸürün bu güzel camiye ve eÅŸsiz güzellikleri keÅŸfedin.


Star Pazar / Belkıs Kamut Aktürk 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.