Yürü görelim yüzde 15 mi alıyorsun Demirtaş!

BaÅŸbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Bursa Ä°l BaÅŸkanlığında düzenlediÄŸi basın toplantısında, bu kentte, 2011 yılındaki genel seçimlerden sonra ikinci il kongresini yarın yapacaklarını bildirdi.

Partisinin, kongrelerini baÅŸarıyla gerçekleÅŸtirdiÄŸini ve il kongrelerini tamamlamak üzere olduÄŸunu belirten Arınç, "Seçime giderken, 'Kongre yapmanın avantajları nedir, dezavantajları nedir, yapılsın mı yapılmasın mı?' tartışmalarına hiç girmedi AK Parti. CHP girdi ve ve kongre yapmaktan vazgeçti. MHP de henüz ciddi olarak kongrelerine baÅŸlamadı ama biz hamdolsun, neredeyse bine yakın ilçemizin tamamında kongrelerimizi yaptık, onun önünde, beldesi olan yerlerde, nüfusu 5 bini geçen yerlerde belde kongrelerimizi yaptık, hiçbir eksiÄŸimiz kalmadı. Bursa olarak bunu söylüyorum, yoksa bazı illerde, bazı ilçeler kongre yapamadı, sayıları 30 civarında" diye konuÅŸtu.

Arınç, kongreleri kavgasız gürültüsüz, istiÅŸare ederek, baÅŸarıyla yaptıklarını vurguladı.

Partisinin, diÄŸerleriyle karıştırılmaması gerektiÄŸini anlatan Arınç, ÅŸöyle devam etti:

"Bizde esasen usul böyledir, bütün arkadaÅŸlarımız da bunu bilirler ama bazı basın mensupları, haklı olarak da köÅŸelerinde eleÅŸtiriler yapabiliyorlar, baÅŸka partilerle AK Parti'yi karşılaÅŸtırmak isteyebiliyorlar veya 'Åžöyle olsaydı, daha iyi olmaz mıydı?' diyebiliyorlar ama biz yeni bir parti deÄŸiliz, özellikle yeni bir siyasetçi de deÄŸiliz. Yıllardan beri kendi çizgimizde siyaset yaparken, bir ilde, ilçede kongreye giderken neler yapılması gerektiÄŸini de düÅŸünmemiz lazım. Çünkü bir ayrılık olursa, birbirlerine karşı insanlar hasım durumuna veya çekingen duruma gelirse, partinin gücünü zayıflatmak adına bazı yanlış iÅŸler yapılırsa, bundan parti olarak zarar görebiliriz. Evet, tüzüÄŸümüz esastır, Siyasal Partiler Kanunu da esastır ama bu esaslar çerçevesinde, bırakınız kendimize özgü yöntemlerle de iÅŸ yapabilelim. Bu yöntemimiz de danışmaktır, istiÅŸare etmektir, araÅŸtırmaktır, sormaktır."  

"Her seçimden baÅŸarıyla çıktık"

Ä°ktidar partisi olarak 13 yıldan bu yana her seçimden baÅŸarıyla çıktıklarını dile getiren Arınç, bunun bir sırrı olması gerektiÄŸini söyledi.

AK Parti'nin kongrelerinin diÄŸerlerinden farklı geçtiÄŸini vurgulayan Arınç, ÅŸunları kaydetti:

"Sandalyelerin uçuÅŸtuÄŸu, bazı partilerin yaptığı gibi, herkesin birbirine küfrettiÄŸi, yerinden bağırdığı, üstüne yürüdüÄŸü, kafasında bilmem ne parçaladığı bir kongre yapmak bize yakışmaz. Böyle bir sonuç alırsanız, arkasından partide ayrılıklar, kavgalar, çekememezlikler olur. Biz herkesin kabiliyetini ortaya çıkarmasını ve herkesi bir arada toparlayabilecek bir yönetim listesi yapmasını arzu ederiz. EÄŸer 2-3 liste olursa, demokrasilerde mümkündür, mutlaka da olmalıdır ÅŸüphesiz ama iki liste demek, iki gruba ayrılan insan kitlesi demektir, üç liste demek üç gruba ayrılmış kitle demektir. Bunlardan biri seçilecekse, diÄŸer ikisinin tasfiye olması demektir. Bizim tasfiye olmaya, ayrışmaya, ayrıştırmaya deÄŸil, daha çok birlikte çalışmaya ihtiyacımız var." 

"Her seçimde 21 milyon 500 bin oy alan bir partiyiz"

BaÅŸbakan Yardımcısı Arınç, yıllardır belli bir çizgide siyaset yaptığını, bu doÄŸrultuda istiÅŸare yoluyla adayların belirlendiÄŸini ve herkesin o aday konusunda ittifak ettiÄŸini dile getirerek, Milli Selamet, Refah ve Fazilet partilerinde bunun uygulandığını aktardı.

Fazilet Partisinin, 1999 seçimlerinde "küskünler hareketi"yle oy kaybettiÄŸini anımsatan Arınç, 14 Mayıs 2000'de parti kongresinin iki adaylı yapıldığını ve Recai Kutan ile Abdullah Gül'ün yarıştığını anımsattı.

"O gün iki adaylı kongrenin mimarlarından birisi olarak ben ÅŸimdi tek aday üzerinde konuÅŸuyor gibi olmayayım" diyen Arınç, AK Parti'de 2000 yılında Fazilet Partisinde yaÅŸanan olay gibi bir geliÅŸmenin olmadığını, baÅŸarıdan baÅŸarıya koÅŸtuklarını, oy oranını sürekli artırdıklarını, sadece 9,5 milyon kayıtlı üyesi olan ve her seçimde 21 milyon 500 bin oy alan bir parti olduklarını belirtti. 

"Bırakın da adam üçüncü yıldızı taksın kardeÅŸim"

Kongrede baÅŸka birinin de aday olmasının bu iÅŸin doÄŸasında olduÄŸuna deÄŸinen Arınç, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Bunu silah zoruyla önleyecek gücümüz yok, niyetimiz de yok ama öncelikle bir istiÅŸare mekanizmasının çalışmasında, arkadaÅŸlarımızın ittifakının nerede olacağını görmemizde fayda var. Bunu da insani ölçülerle yapıyoruz. Kimsenin elini tutmak, aÄŸzını kapatmak, ellerini baÄŸlamak gibi hiç yaptığımız bir ÅŸey duydunuz mu? Hayır. 'Åžu arkadaşımız olursa, daha baÅŸarılı olacak gibi görünüyor' dediÄŸimizde, bu bizim ÅŸahsi kararımız deÄŸil, istiÅŸare sonucunda verdiÄŸimiz bir karardır. Dolayısıyla Bursa Ä°l Kongresi'ne giderken de yapacağımız ÅŸey çok basitti. Cemalettin Torun birkaç dönemdir yönetimlerde görev almış, en sonunda il baÅŸkanlığında ÅŸu kadar aydan beri görev yapmış. Åžu anda üzerinde yıldız görünmüyor ama eÄŸer bir futbolcu olsaydı, formasının üzerinde iki tane yıldız olması lazımdı. Bu yıldızlardan biri 30 Mart'taki mahalli seçimlerde kazandığı baÅŸarıdır, ikincisi de cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde Bursamızın kazandığı baÅŸarıdır. Bırakın da adam üçüncü yıldızı taksın kardeÅŸim."

Arınç, AK Parti Genel Merkezinin de "Cemalettin Torun göreve devam edebilir, baÅŸarılıdır, kendisini seviyoruz, takdir ediyoruz" görüÅŸünde ittifak ettiÄŸini anlattı.

Sonuç itibarıyla Torun'un, dört dörtlük bir il baÅŸkanı adayı olarak delegelere tavsiye edileceÄŸini bildiren Arınç, "Allah hayırlı, muvaffak etsin. Bizde böyle oluyor, beÄŸenmeyen kızını vermesin, bizim kongrelerimiz böyle oluyor ama 'Ben de varım, ben böyle bir usul tanımıyorum, demokrasi var, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu var, ben de aday olacağım...' Gel seni alnından öpeyim kardeÅŸim, olacaksan ol. Bu bizim ÅŸahsi kararımızdır, elbette delegemiz en doÄŸrusuna, hayırlısına karar verir. Kızmayız, kaşımızı bile kaldırmayız, gözümüzü büyütmeyiz, yüksek sesle öksürmeyiz" ifadesini kullandı.

Bu tavsiye kararına raÄŸmen adaylığını koyan ve seçilen bir teÅŸkilatın feshedilmesine, 20 yıllık parlamento ve 40 yıllık siyasi hayatında hep karşı çıktığını vurgulayan Arınç, delegenin verdiÄŸi kararın arkasında olacaklarını bildirdi.

BaÅŸbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ'ın cumhurbaÅŸkanı seçiminde en az 3 puanlık oy oranını CHP'lilerden aldığını belirterek, "CHP'nin oyları CHP'ye dönecek olursa farklı temsil gruplarının da baÅŸka tercihleri olacaksa senin kendi tabanın 6-7 arasındadır. 6-7 arasında bir tabanla seçimlere girmeye cesaretle karar vermiÅŸsen seni alkışlarım ama böyle bir sonuçla karşı karşıya kalacaksan ne olur milleti tehdit etme. AK Parti'yi hele hele hiç tehdit etme" dedi.

Arınç, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 7 Haziran'daki milletvekili genel seçimleriyle ilgili, resmi kurumlarda çalışanların 10 Åžubat tarihine kadar istifa etmek suretiyle milletvekili adayı olabileceklerini açıkladığını, resmi kurumlarda çalışmayan kiÅŸilerin adaylık sürecinin daha uzun bir zaman olduÄŸunu söyledi. 

Milletvekili adaylığı noktasında bu dönem çok daha fazla aday adayı olacağını tahmin ettiklerini vurgulayan Arınç, "Aday adaylarımızın çok olması AK Parti'nin gücüdür, AK Parti'ye olan teveccühtür. Biz de bunu en iyi ÅŸekilde deÄŸerlendireceÄŸiz" diye konuÅŸtu. 

Bir gazetecinin, "Bursa'da mevcut milletvekillerinden kaçı gidecek, kaçı kalacak? Ayrıca sizi bir televizyon programında izledim. Siyaseti bırakacağınızı söylediniz. AK Parti'ye karşı bir kırgınlığınız var mı?" sorusu üzerine Arınç, "Erdalcığım, bazı insanların susması daha hayırlı demek ki. Åžimdi milletvekillerimizin kaçı gidecek, kaçı kalacak gibi bir soruyu, sorsa sorsa Erdal Åžahan sorardı. Böyle bir soru olmaz güzel kardeÅŸim" dedi. Arınç, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Milletvekillerimizin hepsinden memnununuz, hepsi çok baÅŸarılı, performanslarını sen ölçeceksin. MaÅŸallah, performans ölçer bir gazetede de yayınlanmaya baÅŸladı. Kocaman kocaman yazılarla herhalde her sayısında 2 milletvekilimizi deÄŸerlendirecek. Ben Bursa basınını senin yazıların da dahil olmak üzere su içer gibi okuyorum her gün. Ya, performans ölçmeye baÅŸladı bazı gazetelerimiz Nehir miydi ismi bilmem? Ä°sterseniz bazı harfleri deÄŸiÅŸtirerek konuÅŸayım. Performanslarını ölçüyor milletvekillerimizin. Mikomlar var, milletvekili izleme komiteleri. Onlar da ölçecek ama esas partimizin yapacağı deÄŸerlendirme önemli. VatandaÅŸa sorduÄŸumuz zaman, vatandaÅŸtan aldığımız izlenim deÄŸerli. Bakın, kabul edersiniz, etmezsiniz ama size bir milletvekiliniz olarak milletvekillerinin de yaÅŸça aÄŸabeyi konumunda biri olarak söyleyeyim. Milletvekillerimizin hepsi, biz 11 kiÅŸiyiz parlamentonun en saygın, en çalışkan, en gayretli insanlarıdır. Kendilerine verilen görevleri yerine getiren kiÅŸilerdir. 11'inin arasında da bir ihtilaf, bir çekiÅŸme yoktur. Bazı yerlerin iki milletvekili vardır, birbirlerini yerler, 3 milletvekili vardır birbirleriyle konuÅŸmazlar. Bizim 11'imiz var 5'i bir yerde gibi. 11'i bir yerdeyiz biz. Hamdolsun konuÅŸuruz, otururuz, Bursa'nın sorunlarını birlikte takip ederiz. Herkes kendi komisyonunda baÅŸarılı çalışmalar yapar. Genel kurulun en devamlı milletvekilleri bizim milletvekillerimizdir. Bu bizim Ankara'da parlamentoda gördüÄŸümüz ama Bursa'da nasıldır derseniz, gene olumlu kanaatlara sahibiz ama seçime giderken tabii kamuoyu yoklamalarıyla, anketlerle milletvekillerimizi yerelde Bursa ilindeki performanslarını genel merkezimiz deÄŸerlendirecektir."

"Siyaseti yapmak için illa milletvekili, bakan olmak ÅŸart deÄŸil"

Arınç, kendisi gibi 3. dönemi olan 72-73 milletvekilinin bulunduÄŸunu ancak en çok bu soruların kendisine yöneltildiÄŸini dile getirerek, ÅŸöyle devam etti:

"Halbuki Faruk Çelik arkadaşımız da aynı konumdadır. Bizim içimizde Ali Babacanlar da vardır, BeÅŸir Beyler de vardır. Daha baÅŸta Recep Tayyip ErdoÄŸan da vardı. O cumhurbaÅŸkanı oldu, biz kaldık. Biz kalınca ÅŸimdi Allah'ın izniyle haziran ayında artık Bursa'ya misafiriniz olarak gidip geleceÄŸiz. Bursa'daki çalışmalarımızı sizlerle birlikte götüreceÄŸiz. Bazen baÅŸkanımızın makamına gideceÄŸiz, çayını içeceÄŸiz. Bazen il baÅŸkanımız davet ederse geleceÄŸiz, vereceÄŸi görevleri yerine getireceÄŸiz. Dışarıda kalacağız, ne kadar güzel birÅŸey. 40 sene sonra insan biraz dinlense kötü mü olur? Benim yaşım henüz 75, 78 deÄŸil, aÄŸabeyilerime de tavsiye ediyorum milletvekilleri içinde yaşı 80'lere yaklaÅŸanlar var. Ne olur biraz da kendinize zaman ayırın. Biraz dinlenin, yeni yüzler girsin. Bu yeni yüzlerle Türkiye'nin siyaseti daha da güçlensin. Bunları söyleyeceÄŸiz ama siyasetten kopulmaz. Çünkü siyaset, herkesin de yapması gereken birÅŸeydir. Bursa daha iyi nasıl yönetilir, bu bir siyasettir. Türkiye daha iyi nasıl yönetilir, bu bir siyasettir. Türkiye'nin komÅŸularıyla politikası nasıl olmalıdır, bu bir siyasettir. Bunları düÅŸünmeden yaÅŸayabilir misiniz? 'Bursa'nın endüstrisi, tarımı, sanayisi, ihracatı nasıl daha artabilir' diye düÅŸünmek siyasi bir politikadır. Nüfus politikası, siyasi bir politikadır."

Dün BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun "çocukları olduÄŸu zaman annelerin nasıl destekleneceÄŸini" açıkladığını anımsatan Bülent Arınç, "Aileye, dinamik nüfus yapısına, uygun yeni projeler açıkladı. Bunların hepsi siyasettir, bunları düÅŸünmek siyasettir. Bunları düÅŸünmekten uzak kalamayız. Bu bizim hayat tarzımız ama siyaseti düÅŸünmek veya yapmak için illa milletvekili, bakan olmak ÅŸart deÄŸil. Dışarıdan da bunlar yapılabilir, konuÅŸulabilir. Ä°nÅŸallah biz bunu yapacağız kardeÅŸim. Halimizden memnunuz. baÅŸkaları ne düÅŸünüyor bilemem" ifadesini kullandı

Selahattin DemirtaÅŸ'ın açıklaması

Bir basın mensubunun, "HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ dün baraj konusunda bir açıklama yaptı. Burada hedefi sizdiniz. 'Arınç'ın hevesini kursağında bırakacağız. Barajın altından kalkacağız' ÅŸeklinde açıklamalardı. Bu konuda yorumunuz ne olacak" sorusuna ise BaÅŸbakan YardımcısıArınç, ÅŸu yanıtı verdi:

"Ben Star Tv'de bu soruyu sordukları için konuÅŸmuÅŸtum. Åžimdi gazeteci nasıl sorarsa insanlar ona göre cevap veriyorlar. Gazeteci nasıl güzel bir cevap alacak ona göre sorar. Papa'ya bile böyle sormuÅŸlar uçaktan inerken. 'Neydi o soru' derseniz basın toplantısından sonra anlatayım. Buraya pek uygun deÄŸil. Yani soruya göre cevap veren insanlar yanılabilirler. Oysa o soruda kastedilen meseleyi eÄŸer kendisi dinlemiÅŸse, başıyla sonuyla bilebilirse, daha güzel cevap verebilir. Beni Star Televizyonu'nda izlemiÅŸ olanlar hem bu soruÅŸturma komisyonuyla ilgili olarak hem bu konuyla ilgili olarak hem de Paris'te yaÅŸanmış olan terör olayıyla ilgili olarak ne söylediÄŸimi çok iyi anladılar. Yarım saatin içinde bazı konulara girme imkanımız oldu. Åžimdi DemirtaÅŸ ve HDP konusu ÅŸudur; arkadaÅŸlar bu parti bugüne kadar yüzde 10'luk barajı kendileri için bir tehlike olarak görmüÅŸ ve bağımsız adaylarla parlamentoya girmiÅŸlerdir. Bağımsız adayların sayısı bazen 7-8 olmuÅŸ, bazen 28 olmuÅŸ bazen 30 olmuÅŸ. Sonra bir araya gelip grup ve partilerini temsil edebiliyorlar. Bu da bir yöntemdir. Çünkü insanlar bağımsız aday koyup da kendi bölgelerinden oy alabilir, seçilebilirse bu da parlamentoya girmek için bir yöntemdir. Åžimdi görüyoruz ki yüzde 9 CumhurbaÅŸkanlığında oy alan Sayın DemirtaÅŸ, yüzde 10'luk barajı da aÅŸabileceklerini de düÅŸünerek 'biz bu seçimlere artık parti olarak gideceÄŸiz' diyorlar. Aslında bunu alkışlamamak mümkün deÄŸil. 'Biz yüzde 10'luk barajı aÅŸacağız ve bu seçimlere parti olarak gireceÄŸiz' diyorlarsa bunu takdir etmek lazım. Bu bir cesaret iÅŸidir. Bu bir iddia iÅŸidir. Bunu eleÅŸtirmek mümkün deÄŸil."

"Beyefendi bizi tehdit ediyor" 

Arınç, ancak televizyon programında kendisine yöneltilen sorunun iÅŸin kötü tarafıyla ilgili olduÄŸunu ifade ederek, ÅŸunları kaydetti:

"O da nedir, DemirtaÅŸ veya HDP'liler, bir yerde demiÅŸler ki 'biz parti olarak seçime girer, yüzde 10 barajı aÅŸamazsak, bizim milletvekili çıkaramamamız halinde çünkü o zaman aday bağımsız olarak da koymayacaklarına göre Türkiye karışır, çözüm süreci tehlikeye girer, PKK bundan istifade eder veya PKK'nın iÅŸine yarar' Benim itirazım bu ikinci tarafa. Yani beyefendi bizi tehdit ediyor. 'Ben parti olarak gireceÄŸim ama yüzde 10'u alamazsam gerisini siz düÅŸünün. Ortalığı yakar, yıkarız diyor. Bunu kabul etmeniz mümkün mü? Kabul edemeyiz. Parti iddiası varsa parti olarak seçimlere girer ve sonuçlarına katlanır. Yüzde 10'u aÅŸarsanız size selam da veririz, saygı gösteririz ve çıkardığınız milletvekili sayısı belki 40-50'yi bulabilir ama aÅŸamazsanız o bizim sorunuz deÄŸil ki. Siz baskıyla, tehditle, ÅŸantajla o bölgeden oy alınıyor, bağımsız adaylarınızı adrese teslim çıkarıyorsunuz. Parti olarak da bunu yapabileceÄŸinizi düÅŸündüÄŸünüze göre seçime girerseniz sonucuna razı olursunuz. Diyelim ki kazanamadınız. Niye bizi daÄŸa çıkmakla tehdit ediyorsunuz? Misal verdim, 2002'de DoÄŸru Yol Partisi Sayın AÄŸar'ın liderliÄŸinde seçime gitti ve yüzde 10'luk barajı mutlaka geçeceÄŸini düÅŸünüyordu ama 9,5'de kaldı. Yarım puanla seçimi kaybetti, Mehmet AÄŸar daÄŸa mı çıktı? Yani ondan 'ben sokakları ateÅŸe veririm, 7-8 Ekim'de olduÄŸu gibi herkesi yakar yıkarım mı' dedi. Demedi. 1999'da ben dün gibi hatırlıyorum bu olayları, parlamentodaydık. CHP barajı aÅŸamadı arkadaÅŸlar, yüzde 8,5 aldı. Deniz Baykal sadece istifa etti. Yoksa daÄŸa çıkmadı, tehdit etmedi. 'CHP barajı geçemezse memleket yanar, yıkılır' demedi. Aynı CHP 95'te yarım puanla barajı geçti, 49 milletvekili çıkardı. Buna ne üzülmek lazım, ne de aşırı sevinmek lazım. Benim HDP'ye söylediÄŸim budur. Barajı aÅŸamazsan kendinde ara millete kabahat bulma. ortalık ÅŸöyle olur, böyle olur diye de tehdit etme."

"Hodri meydan"

HDP'nin Selahattin DemirtaÅŸ'ın aday olduÄŸu CumhurbaÅŸkanlığı seçiminde aldığı yüzde 9 oya güvenerek seçimlere girmek istediÄŸini, ancak bu oyların en az 3 puanının CHP'den geldiÄŸini ifade eden Arınç, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"CHP'nin klasik tabanı, seçmeni 'Ekmek için Ekmeleddin'i tutmadı. Bize de gelmedi, sana gitti. Yüzde 3 buradandır. Özellikle metropollerden aldığınız oylardır. Belki Bursa'dan bile 1 puana yakın oy almış olabilirsiniz. DemirtaÅŸ'ın Bursa'dan aldığı oy miktarı 60 bin civarındadır. Bu HDP'in kendi oyu mudur? Hayır. Mutlaka CHP'den, ekmeÄŸi beÄŸenmeyen deÄŸil, Ekmeleddin'i beÄŸenmeyenlerin oyları da vardı. Bir de parti temsil gruplarının oyunu almıştır HDP. Yani lezbiyenler, gayler, biseksüeller, translar da dahil olmak üzere Türkiye'de ben herhangi bir partide temsil imkanı bulamıyorum diyen farklı seçmen gruplarının oylarını da almıştır. Bunların içinde ÅŸüphesiz seçmen olarak oylarının temsil etme noktasında baÅŸarılı olan gruplar da vardır ama sen ÅŸimdi parti olarak gireceksin. CHP'nin oyları CHP'ye dönecek olursa farklı temsil gruplarının da baÅŸka tercihleri olacaksa senin kendi tabanın 6-7 arasındadır. 6-7 arasında bir tabanla seçimlere girmeye cesaretle karar vermiÅŸsen seni alkışlarım ama böyle bir sonuçla karşı karşıya kalacaksan ne olur milleti tehdit etme. AK Parti'yi hele hele hiç tehdit etme. Çözüm süreci zarar görürmüÅŸ, PKK bunu istismar edermiÅŸ, bilmem ne yaparmış. Kaç tane parti seçime giriyor, hiçbirisi yüzde 10'u aÅŸamıyor hiçbirisi senin gibi konuÅŸmuyor."

"Senin bir ayrıcalığın mı var arkadaşım. Sen kimsin? Sen de bir partisin" ifadesini kullanan BaÅŸbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ÅŸöyle devam etti: 

"Güveniyorsan çık yola, güvenmiyorsan kendi usullerine göre bağımsız adaylıklarını koy. Dün diyormuÅŸ ki 'hevesi kursağında kalacak, biz yüzde 6 falan deÄŸil, yüzde 15 alacağız' yolun açık olsun. Yürü görelim bakalım. Yüzde 15 mi, 10 mu , 12 mi, 1 mi, 5 mi, 6 mı, hodri meydan. Ne zaman 5 ay sonra. Meydan okuyoruz. Biz meydan okuyan bir partiyiz. Yoksa seçime girip de 10 binde 8 oy alan partilerden birisi deÄŸiliz. Senin tabanın seni yüzde 10'un üzerine çıkaracaksa elbette seçimin demokrasinin kuralları vardır. Biz bunlara aynen saygı duyarız, sizi tebrik ederiz ve alkışlarız ama cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde farklı noktalardan kanalize edilmiÅŸ oylarla bu noktada kendinizi yüzde 15'le odaklamayın. Ä°yi çalışın kıskanmayın, çalışırsanız sizin de olur. Taksilerin arkasında böyle yazıyor. Biz yüzde 50'leri hedefliyoruz, siz yüzde 15'leri hedefleyin. Yürüyün, seçimlere girelim. Hele hele tehditlerden, ÅŸantajlardan fırsat bulamazsanız gerçek oy tabanınızın ne olduÄŸunu görelim ve ondan sonra Türkiye demokrasisinin geldiÄŸi noktaya hep beraber bakalım."  

YENÄ°ÅžAFAK