Güncel
Banka müdüründen şeyh
Ziyarete gelen bir hoca "sohbetine gelseniz de, adamı görseniz" deyince, Müftü Solakzâde Sâdık Efendi bu dâveti kibarca reddetti.
(1950'li senelerde) Erzurum'a banka müdürü bir zât geldi. Az zaman içinde büyük ÅŸöhret yaptı. Hocalardan bile onun sohbetine gidenler, câzibesine kapılanlar oldu.
Bir gün Müftü Solakzâde Sâdık Efendi'ye bir hoca geldi ve bankacıyı çok medhetti. Müftü Efendi, ona "bu adamın foyası meydana çıktığında, bu memlekette yine kalacak mısın, yoksa sen de onunla birlikte baÅŸka yere gidecek misin?" diye sordu ve "yahu, adamı kutb-ül ârifîn yaptın. Bir kere adam banka müdürü, faizin içinde oturuyor, faiz yiyip içiyor. Ä°slâm mı bize tâbidir, yoksa biz mi Ä°slâm'a tâbi olacağız? Ä°slâm tâbi mi, metbu mu? Yahu siz Ä°slâm'ı nasıl kabul ediyorsunuz? Hoca Efendi, bir kere bana bunu anlat. Yahu, adam banka müdürü olmuÅŸ, haydi ihtiyacı vardır, zarureti vardır, diyelim. Fakat mü'minin bir basireti vardır. Öyle kutb-ül ârifîn, gavs-ül vâsılîn filân gibi pâyeleri, önünüze gelene nasıl veriyorsunuz" diye ilâve etti.
Müftü'yü ziyaret eden hoca "efendim, sohbetine bir gelseniz de görseniz" deyince, Solakzâde Sâdık Efendi "yahu, kitaplar bilgiyle dolu, kütüphaneye gider okurum. O zât da okumuÅŸ, okuduklarını güzel güzel anlatıyor. Ä°yi, peki ama kitaplar 'adam ol' diyor. Olduk mu? 'Ä°nsan-ı kâmil ol' diyor, olduk mu? Mes'ele bilmek deÄŸil, yaÅŸamaktır" diye cevapladı.
Derken aradan bir müddet geçti ve Erzurumlular, bu banka müdürü "kutb-ül ârifîn"i, bir hanım bulup everdiler. Evlendikten kısa süre sonra bu hanım, vasıta olanlara "yahu, beni bir deccâle, bir ÅŸeytana teslim ettiniz. Bu adam, benden olmayacak ÅŸeyler istiyor. Ben dul bir kadınım. Cahil bir adamın karısıydım. Fakat o eski cahil kocam bile, bunun istediklerini istemezdi. Evime lânet yaÄŸacak" diye sızlanıp, ÅŸikâyet etti. Bu ÅŸikâyetten bir müddet sonra o banka müdürü vazifesini baÅŸka bir memlekete tayin ettirdi, gitti.
Müftüyü ziyaret edip de, banka müdürünün sohbetine dâvet eden hoca yine geldi ve "Müftü Efendi haklıymışsın" dedi. Solakzâde Sâdık Efendi "ben sana birÅŸey dememiÅŸtim. Åžimdi sen yine Erzurum'da oturacak mısın, yoksa onunla birlikte gidecek misin?" diye sual etti. Hoca tâbii ki çok mahçup oldu.
Müftü Solakzâde Sâdık Efendi ÅŸöyle derdi: "OÄŸlum, herÅŸeyden evvel Ä°slâm'ı bilmek, bildiÄŸiyle amel etmek, yaptığı ameli de Allah rızası için yapmak lâzımdır. Peygamber-i ZîÅŸan'ın 23 senelik cihadı, bütün hayatıdır. Aile hayatını, ev hayatını, cemiyet hayatını yaÅŸayarak, sahabîlerine ve bize göstermiÅŸ, öÄŸretmiÅŸtir. Bunları iyi bilmek, ölçüyü saÄŸlam tutmak lâzımdır."
Ulemâ (Seküler Düzende Âlim Olmak), Nurgül Dere, Kayıhan Yayınları, Ä°stanbul 2014
Henüz yorum yapılmamış.