Sosyal Medya

Güncel

Umutların uğramadığı yer

İstanbul Büyükşehir Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da evsizleri bir merkeze topladı. Mart ayına kadar Zeytinburnu’ndaki Kapalı Spor Salonu’ndalar. Aralarında yıllardır sokakta yaşayan da var, sokak hayatıyla yeni tanışan da. Umutları yok, yarına dair planları da.



Tribünler boÅŸ, saha yatakla dolu… Zeytinburnu Kapalı Spor Salonu, kış boyunca tüm etkinliklere kapalı. Bahara kadar 400 zorunlu misafiri ağırlayacak. Onlar sokakta yaÅŸayan, evsizler…

Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi ekipleri, havaların soÄŸumasıyla birlikte sokaÄŸa çıktı ve donma tehlikesi altında olanları bu merkeze almaya baÅŸladı.

Gelenlerin çoÄŸu erkek, sadece 18’i kadın. YaÅŸları deÄŸiÅŸiyor. 19 olan da var, 75 üzeri de. Kimi sohbet ediyor, kimi televizyon izliyor, kimi de uzun zamandır başını koyacağı yastığa hasret, uyuyor.

Hepsinin ortak noktası, sıcak bir yuvaya hasretler. Uzun zamandır, aile kavramının uzağındalar. Özlem büyük. PiÅŸmanlık da.

 

Evsizler, saÄŸlık kontrolünden geçirilerek misafirhaneye alınıyor.
[FotoÄŸraf: Kemal SoÄŸukdere/Al Jazeera Türk]

 

“15 yıldır atölye köÅŸelerindeyim”

Orhan Özülüp, kendisi için açılmış yatağında... Elinde bulmaca. Etrafında olup bitene kapalı. Yanına gittiÄŸimizde önce konuÅŸmaya yanaÅŸmıyor, sonra kabul ediyor bizi. Bol bol bulmaca çözdüÄŸünü ancak bu ÅŸekilde kafasını dağıttığını söylüyor.

15 yıldır dükkânlarda yatıp kalkıyor. Daha çok Ä°stanbul’un Anadolu Yakası’nda 'takıldığını' dile getiriyor. Ciddi saÄŸlık sorunları var. Saydıkça nefesi tükeniyor. Åžeker, kalp, astım reflü, kolestrol…

Tekstil sektöründe çalışırken kendine musallat olan hastalıklardan dolayı artık çalışamadığını ifade ediyor. “Belimi bükenlerden biri de bilgisayarın tekstil sektöründe kullanılmaya baÅŸlaması oldu.” diye dert yanıyor. Özülüp, “Halbuki ben, ÅŸimdi 2-3 bin lira kazanabilirdim.” diyor.

Bu, ilk geliÅŸi. Kendini biraz tuhaf hissediyor. En büyük arzusu, 65 yaÅŸ aylığı alabilmek ve huzurevine kabul edilmek. Huzurevi onun için hassas bir konu. "Neden" sorusuna cevap verirken boÄŸazı düÄŸümleniyor, gözleri doluyor, konuÅŸmakta zorluk çekiyor. Huzurevi onun için, sokaklardan kurtulmanın yegâne yolu, bir de temiz kalmanın.

Bir oÄŸlu bir de kızı var. Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’nin onu zorunlu misafir ettiÄŸinden haberleri yok. Kendi yaÄŸlarında kavrulduklarını, kimseyi suçlamaya hakkı olmadığını dile getiriyor.

 

Orhan Özülüp, 15 yıldır çalışmıyor, sokakta yaşıyor.
[FotoÄŸraf: Kemal SoÄŸukdere/Al Jazeera Türk]

 

“Her gelen yıl beni aÅŸağı çekti”

Orhan Özülüp, “Her gelen yeni yılla umutlandım, ama her gelen yıl beni bir derece daha aÅŸağı çekti. Hani, tekne su alır ve yavaÅŸ yavaÅŸ batar ya, ben de öyleyim. YavaÅŸ yavaÅŸ batıyorum” diyor.

Özülüp’e göre, mutluluk huzur demek. Huzurluysan mutlu olursun. Huzurlu deÄŸilsen de rezil olursun.

Salonun en eskisi

Cihangir Akis, tam 7 yıldır Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’nin kış aylarında ağırladığı evsizlerden.

Hizmetten çok memnun, hemen eskiyle mukayeseye giriyor. “Sokaklarda yaÅŸamaya baÅŸladığım dönemlerde böyle tesisler yoktu. O zaman çok sayıda arkadaşımın hastalandığını, hayatını kaybettiÄŸini biliyorum. Zaten bana da hastalık oradan geldi. Nefes darlığı çekiyorum. SoÄŸukta dışarıda yaÅŸamak gerçekten zor. Bundan 4-5 yıl önce, sadece 3-4 günlüÄŸüne bizi alırlardı ama artık Mart ayına kadar burada kalabiliriz. Burası sıcak ve yemek var.” diyor.

 

Cihangir Akis, yazın Eyüp Sultan'da kışın da Ä°BB'nin tesislerinde kalıyor.
[FotoÄŸraf: Kemal SoÄŸukdere/Al Jazeera Türk]

 

Yazın park bahçe, kışın avlu

Akis, Eyüp Sultan’daki camilerde yaÅŸamaya çalıştığını söylüyor. Başını sokabileceÄŸi bir yeri yok. Yazın, caminin bahçesindeki park yetiyor; yaÄŸmur yaÄŸdığında avluya sığındığını söylüyor.

Kış soÄŸuÄŸu onun için düÅŸman. SoÄŸukla baÅŸ etmenin imkânsız olduÄŸunu dile getiriyor. Karnını aÅŸevlerinde doyuruyor. “Herkes kendi muhitindeki aÅŸevinde kayıtlıdır. Bazen 1 öÄŸün bazen 2 öÄŸün yeriz.” diyor.

2000 yılı, Akis için hayatının milâdı. EÅŸinden ayrıldıktan sonra bir daha sıcak yuva yüzü görmediÄŸini söylüyor. Ä°ki oÄŸlu var ama telefonda görüÅŸüyorlar sadece. 2005 yılından bu yana da çalışamıyor. Ticaret mezunu olduÄŸunu ama nefes darlığı çalışmasına engel. 

Kitap kurdu

Zafer Çöpal’ın lakabı bu. Başının altındaki siyah çöp torbasının içi kitap dolu. Sayfaları birbirinden ayrılmış, yıpranmış kitaplar. Beraberinde spor salonuna getirdiÄŸi en deÄŸerli varlıkları, kitapları. Åžu anda, Robert Fish’in Takip kitabını okuyor.  

Tam bir Stephen King ve Agatha Christie hayranı. Haftada bir kitap bitirdiÄŸini söylüyor. “Kitap okuyunca düÅŸüncelerimden kopuyorum, kitap gölgelerine sürüklüyor beni.” diyor.

 

Zafer Çöpal, 3 yıl önce donmaktan son anda kurtarıldı.
[FotoÄŸraf: Kemal SoÄŸukdere/Al Jazeera Türk]

 

GedikpaÅŸa Hanları’ndan spor salonuna

MesleÄŸi ayakkabıcılık. GedikpaÅŸa’daki hanlarda, dükkânlarda yatıp kalkıyor. Sokaklarda yaÅŸamaya alışık ama soÄŸukla mücadele etmenin zor olduÄŸunu dile getiriyor. “Kaldığım yer, çok pis ve soÄŸuk olduÄŸu için artık dayanacak gücüm kalmamıştı” diyor.

Çöpal, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi’nin tanıdığı bir isim. Ä°lk kez, 3 yıl önce Sarıyer’de donmak üzereyken bulunduÄŸunu söylüyor. O tarihten sonra da, havalar soÄŸuyunca ekiplerin getirdiÄŸi yerde kalıyor. 4 ay boyunca zorunlu misafir olacak. “EÄŸer buraya getirilmeseydim, hayatta kalmam ÅŸans iÅŸiydi” diye özetliyor durumunu. Halinden memnun. “Sıcak yemek var, bize burada iyi bakıyorlar, ilgileniyorlar her ÅŸeyden önce.” diyor.

Zafer Çöpal, 54 yaşında. Ama daha yaÅŸlı gösteriyor. Ayaklarında sorun var yürüyemiyor, yürüyememesinin nedenini de bilmiyor. En büyük özlemiyse sıcak bir yuva.

En son ne zaman yılbaşı kutladığını anımsamıyor. Belki de anımsamak istemiyor. “12’ye 1 kala devrilip yatacağım. Benim için artık hiçbir önemi yok. Bir sene atlamışım neyime” diyor.

Parsadan'ın oğlu da var

Sokakta yaÅŸayanlardan biri de Hakan Parsadan... O, Selçuk Parsadan'ın oÄŸlu.

Selçuk Parsadan adı, eski baÅŸbakan Tansu Çiller ve cumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel'in de aralarında bulunduÄŸu birçok kiÅŸiyi, sahte kimlikle dolandırdığı iddiasıyla gündeme gelmiÅŸti. Hapis cezasına çarptırılan Parsadan, tahliye olduktan 5 yıl sonra hayatını kaybetti.

 

Hakan Parsadan,"Babam ölmeden önce peÅŸinden ayrılmayan dostlar bana telefonu açmadı". diye dert yandı.
[FotoÄŸraf: AA]

 

Hakan Parsadan, babasının ölümünün ardından zor duruma düÅŸtüÄŸünü ve 3 yıldır sokakta yaÅŸadığını söylüyor. 

Parsadan, "Bütün Türkiye hikayemizi biliyor. Basketbolcuydum ve 8-10 sene milli takımda oynadım. Birtakım terslikler oldu mesleÄŸimi bıraktım. Basketbola da geri dönmek istemiyorum. Yıllardır parklarda, ATM'lerde sokaklarda yaşıyorum. Sokaklarda çok sıkıntılar yaÅŸadım. Çok iÅŸ istedim ama olmuyor. Åžu anda buradayım. " diye konuÅŸtu.

Kaynak: Al Jazeera ve AA

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.