PKK ile Hizbullah Çatışması ve Güç Dengesi

Sıtkı Zilan'ın haberdiyarbakir.com sitesine yer alan yazısını noktasına virgülüne dokunmadan sizlere sunuyoruz:


"Kürt aydını pasiftir maalesef. DoÄŸru dürüst, tarafsız bir PKK-Hizbullah tahlili bile yapılmamaktadır. Meydan bu iki cenaha bağımlı üçüncü sınıf kalemÅŸörlere kalmakta ve halkımızın olan-bitenden haberi olmamakta, bundan cesaret alan karanlık güçler gençlerimizin zihnini çelmeye, onları kardeÅŸ kavgasına çekmeye çalışmaktadırlar.

Bu kısa giriÅŸten sonra konuya girersek; PKK-Hizbullah çatışması doksanlı yıllara dayanır. Kuzey Kürdistan’da Ä°slami eÄŸilim her zaman vardı. Türkiye’nin en dindar kesimi Kürdistan’ın Kuzeyindeki Kürdistan halkı ve hasseten Åžafii Kürtlerdi. Diyarbakır, Batman, Bitlis, Van, Bingöl, Adıyaman, Urfa illeri Erbakan çizgisindeki partilerin en güçlü olduÄŸu yerlerdi.

PKK’nin seksen sonrası silahlı ayaklanma baÅŸlatmasıyla Kuzey Kürdistan’da durum deÄŸiÅŸti. 12 Eylül 1980 askeri darbesi Türk solunu ezdiÄŸi gibi, Kürd solunu ve onun ÅŸahsında KürtlüÄŸü de ezdi. Ä°slamcılar ehveni ÅŸer olarak kabul edildi. Lakin Kürdistan’daki Ä°slami anlayış Kemalizm karşıtı, Ä°ran ve Ä°slam dünyasındaki geliÅŸmelere karşı duyarlı idi.

PKK’nin hem baba Esad, hem Ä°ran hem de Türkiye’deki sol kesimle arası gayet iyi idi. Aydınlık Grubunun lideri Perinçek, doksanlı yıllarda Cizre’de katıldığı bir mitingde, “Gerilla Vur, Kürdistan’ı kur!” diye bağırıyordu. Perinçek, gerillanın askere deÄŸil, Ä°slamcılara vurmasını tavsiye ediyordu. Çünkü Ä°slamcılar ile kavga Kürtlerin milli birliÄŸini zayıflatacak, yıllarca sürecek bir kardeÅŸ kavgasına yol açacaktı. PKK ve Perinçek medyası kardeÅŸ kavgasını kışkırttı. Ä°slamcı, Åžeriatçı, Humeynici denilen Ä°lim Grubu, Ä°ran Devrimi ve Lübnan Hizbullahı’nın ÅŸöhretinden de yararlanarak kendine “Hizbullah” ismini verdi. Onlarca yıl, kasetler dışında Hizbullah’ın ne bir bildirisi, ne yayın organı ne de yandaÅŸları vardı.

PKK ise Türk solu, Avrupa'daki lobiler ve baÅŸkaca imkanlardan azami derecede yararlandı. PKK’nin imkan sahibi olması olumlu idi ama bu imkanları iyiye deÄŸil, kardeÅŸ kavgasını kışkırtmakta kullandı. Türkiye ve Ä°ran devleti hem PKK hem de Hizbullah’ı kardeÅŸ kavgası için gizli veya açık teÅŸvik etmiÅŸ, içerdeki adamları vasıtasıyla kışkırtmıştır.

Hizbullah için milat, ikibin yılındaki Beykoz operasyonu oldu. Liderleri VelioÄŸlu’nu kaybeden Hizbullah, tıpkı 1999 yılında liderleri esir düÅŸen PKK gibi sarsıntı geçirdi. Tüm gizli arÅŸiv ve ayıplar ortaya döküldü. Devletin ayıpları özenle kamuoyundan saklandı.

Hizbullah tabanından yaklaşık yirmibin kiÅŸinin özgeçmiÅŸ verdiÄŸi anlaşıldı. Bu taban büyük ölçüde yaÅŸanan iç infazlardan habersiz ve masumdu, tıpkı PKK tabanının iÅŸlenen cinayetlerden masumiyeti gibi. Hizbullah için bir ÅŸans doÄŸrmuÅŸtu; güçlü lider aynı zamanda deÄŸiÅŸimin önünde engel demekti. Hizbullah tabanı yavaÅŸ yavaÅŸ toparlandı. Mustazafalar DerneÄŸi’nin kurulması legalleÅŸme için bir ilk adımdı. Sonrası Hüda-Par ile legalleÅŸme tamamlanmak üzere iken, PKK cenahı zamana yayılmış bir ÅŸekilde Adana, Mersin, Diyarbekir, Batman, Yüksekova, Cizre vs yerlerde Hizbullah’a yakın dernekleri taciz etmeye, yakmaya baÅŸladı. Bu saldırılar elan bile devam etmektedir.

Bazı kriterlere göre Hüda-Par ve Hizbullah PKK’den daha fazla Kürtçüdür. PKK’de bidayetinden beri Türk solundan insanlar var ve bugün Kandil’de hatırı sayılır bir Türk etkisinden, Avrupa için Alevi etkisinden bahsedebiliriz. Lakin Hizbullah bir hemÅŸehri (Batman) yapılanması olarak da görülebilir. Tamamı Åžafii Kürtlerden oluÅŸmakta olan yönetici üst düzey söz konusudur.

Hüda-Par da tamamı Åžafii Kürtlerden oluÅŸan bir kurucular kuruluna sahiptir. Ä°lk Genel BaÅŸkanı Av. Hüseyin Yılmaz, Hanili bir Dimilî/Zaza Kürdü olmasına raÄŸmen, ikinci ve ÅŸimdiki Genel BaÅŸkanı Batmanlı bir Åžafii-Kurmanc Kürt’tür. Hizbullah’ın Batman takıntısı tesadüfen de olsa devam etmektedir. Hüda-Par’ın aldığı oy oranına bakıldığında da Batman’ın başı çektiÄŸi, buna karşılık Bingöl’ün bir hayal kırıklığı yaÅŸattığı söylenebilir. Hizbullah ve Hüda-Par’ın en güçlü olduÄŸu yerler sırasıyla Batman, Diyarbakır ve Mardin’dir.

Åžimdiki verili duruma göre Hizbullah ile PKK’nin güç durumu dengede deÄŸildir. Lakin buna raÄŸmen Hizbullah’ın varlığını sürdüreceÄŸi anlaşılmaktadır. Çünkü; PKK’nin karşısında Güney’de Barzani, Kuzeyde ise AKP hükümeti bulunmaktadır. Bu iki güç de PKK’nin hareket alanını daraltmaktadır. PKK’nin ABD, AB ve Ä°ran’dan destek ve anlayış göreceÄŸi, Türkiye’deki sol ve Alevi kesiminden de azımsanmayacak bir desteÄŸe sahip olduÄŸu anlaşılmaktadır.

Hizbullah ise siyasi açıdan sadece AKP’den destek görebilir ki, o da belirsizdir ve PKK’yi zayıflatmaya matuf bir destek olabilir. Ä°ran sadece kullanır, destek vermez; Hizbullah da bunun farkındadır. Hamas’ın derdi başından aÅŸkın, Ä°hvan ise Mısır’da ciddi sıkıntı içerisinde. Hizbullah ancak kendi öz gücüne dayanabilir ama bir farkla: Kuzey Kürdistan’da zayıflayan devlet otoritesine karşı diÄŸer tutucu Ä°slami çevreler Hizbullah’ı ya da Hüda-Par’ı bir sığınak olarak görebilir.

Bir de Barzani faktörü var. EÄŸer Barzani Hüda-Par’ı keÅŸfederse PKK’nin iÅŸi zor olur. Bunun olup, olmayacağını zaman gösterecektir. Hüda-Par direndikçe PKK karşıtı cephenin sözcüsü ve hamisi olmaya adaydır. Dış destek ise zamanla gelecektir.

PKK ise Kuzey Kürdistan’da yarı iktidardır ve DBP’li belediyelerin hizmet üretimi çok azdır, kadroları yetersiz ve yeteneksizdir. KCK’nın haraç alması ve baskıları bir olumsuz birikime sebep olmuÅŸtur. Hüda-Par bu tepkileri kendine doÄŸru destek olarak kanalize edebilirse karlı çıkar. Ä°slami camia ise PKK’nin niyetinin farkındadır ve bu savaÅŸta tarafsız kalmaya devam edecektir ama tabanlarının Hizbullah’a kayma riski vardır.

Kürdistani dava açısından PKK-Hizbullah çatışması haramdır, kardeÅŸ kavgasıdır. Anahtar da PKK’nin elindedir. Ya doksanlı yıllardaki gibi kardeÅŸ kavgası ya da barış ve Hüda-Par’a tahammül edecektir. "

TÄ°METÜRK