10 Kasım Dayatmasına Karşı Çıkan Öğretmene Soruşturma

Kartal Cevizli Anadolu Ä°mam Hatip Lisesi Fizik öÄŸretmeni Recai Bahadır, daha önce Ä°slami kimliÄŸine aykırı olduÄŸunu belirterek “saygı duruÅŸu” seremonilerine katılmadığı için çeÅŸitli cezalar almış, 2013 yılında da aynı konuyla ilgili sürgün edilmiÅŸti. Bu ilkeli duruÅŸunu 2014 yılında da sürdüren Bahadır, 10 Kasım 09.05’te yapılan “anma” törenine Ä°slami kimliÄŸi ile çeliÅŸtiÄŸi için katılmamış ve konuyla ilgili okul idaresi ve peÅŸinden de Kartal Ä°lçe Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü tarafından kurulan komisyona yazılı ifade vermiÅŸtir.

Kendisinden bilgi aldığımız Bahadır, standartların belli bir seviyenin üzerinde olduÄŸu ülkelerde bu tarz bir mobbingin (iÅŸyerlerinde yıldırma amacıyla uygulanan psikolojik baskı) uygulanmadığını, insanların inançlarının önünde hiçbir engelin olmadığını, en can sıkıcı durumunda bu muamelelerin karşısında hatta maÄŸduru olan kiÅŸilerin bugün zorunlu olarak bu soruÅŸturmaları yönettiklerinin defalarca altını çizdi. Ortaya koymuÅŸ olduÄŸu tavrın, birilerine hakaret etmek amacıyla olmadığını, tersine kendisinin zorlanmasının hakaret olduÄŸunu söyleyen Bahadır, Müslüman bir ülkede inançların yok sayılmasının kabul edilemez bir uygulama olduÄŸunu dile getirdi. Sürgün cezasına maruz kaldığı bir önceki anma töreni ile ilgili mahkemenin sürdüÄŸünü söyleyen Bahadır, “inÅŸallah Müslümanların inançlarına saygı noktasında bir karar çıkacağını düÅŸünüyorum” dedi.

Her defasında bunun bir dayatma olduÄŸunu ve hem ahlaken hem de hukuken kimseye zorla “saygı duruÅŸu”nda bulunulamayacağını belirtmesine raÄŸmen, resmi ideolojiden kalan gayri resmi teamüllerle insanlara cezalar yaÄŸdırılmaya devam edilmesi bir zülümdür. Bu zulmün dün Kemalist kadrolar tarafından yapılmasını eleÅŸtirenler, bugün ellerine geçen imkanları bu ve benzeri zulümlerin kaldırılması noktasında kullanmalıdırlar.

Kemalist kadroların belli makamlardan gittiÄŸinin iddia edildiÄŸi, “Yeni Türkiye” sözlerinin sıkça duyulduÄŸu günlerde laik, Kemalist bir öÄŸretmenin ÅŸikayeti üzerine insanların yerlerinden, yurtlarından sürgün edilmesi anlaşılır bir tavır deÄŸildir.

Bu ilkeli tavrından dolayı Recai Bahadır’ı tebrik ediyoruz ve kendi savunmasının tam metnini aÅŸağıda paylaşıyoruz.

Recai Bahadır: “10 Kasım 2014 günü ilk saat dersim olduÄŸu için saat 09.00 sularında okula gelip arabamı parka bıraktıktan sonra okul bahçesinde öÄŸrenci ve öÄŸretmenlerin toplandığını gördüm. Bu esnada saygı duruÅŸu baÅŸlamıştı. Bende inancıma ters olduÄŸu için saygı duruÅŸunda bulunmayarak okula girdim. Bir Müslüman olarak ancak Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın huzurunda saygı ile durur ve eÄŸilirim. Bu çerçevede Allah’tan baÅŸka kim için yapılırsa yapılsın saygı duruÅŸu gibi bir ritüeli yerine getirmeyeceÄŸimi belirtmek isterim. Mevcut yasal çerçevede saygı duruÅŸunda bulunmak gibi bir zorunlulukta bulunmamaktadır. Böyle bir zorlamayı çoÄŸunluÄŸun Müslüman olduÄŸu bir ülkede Ä°slami inançlarımızın hiçe sayılması olarak görmekte insani ve dini haklarımı yok sayılmasını beraberinde getirmektedir. Hem Ä°slami inançlarım hem de geçerli hukuk sisteminin muhalifinden olan böyle bir uygulamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bir eÄŸitimci olarak öÄŸrencilere iyi ahlak sahibi olmalarını ve asla ikiyüzlü olmamalarını öÄŸütlerken, benden inancımla ilgili konularda rol yapmamamı beklemenizi umarım.”