Coğrafyamız
İran nüfuzunu korumak için risk alıyor
İran ekonomisinin Tahran'ın bölgesel hırslarına ayak uydurması zor görünüyor. İran halkı, askerî harcamalardaki artışın altında yabancı ülkelerde girişilen maceraların yattığı fikrine kapılırsa, bu durum ülke içinde bir öfke dalgasının uyanmasına neden olabilir.
Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani, 7 Aralık'ta yaptığı açıklamada, önümüzdeki mali yılda askerî harcamaların ciddi ÅŸekilde artırılacağını söyledi. Ruhani, parlamentoya sunulan bütçeyi "ihtiyatlı" ve "dar" olarak nitelendirse de, askerî harcamalarda yüzde 33,5 oranında bir artış öngörülüyor. Bu rakam, yüzde 6'lık genel bütçe artışının epey üzerinde.
Harcamalardaki bu artışın sonucu olarak Tahran'ın bölgede, özellikle de Ä°ran askerlerinin doÄŸrudan muharebe, eÄŸitim, lojistik ve istihbarat toplama (ki Tahran bu hafta Irak'taki operasyonlarını hava saldırılarını da kapsayacak biçimde geniÅŸletti) süreçlerine dâhil olduÄŸu Suriye ve Irak'ta askerî varlığını artırması muhtemel. Bunu aynı zamanda Ä°ran'ın bölgedeki rakiplerine karşı bir güç gösterisi ve meydan okuma olarak deÄŸerlendirmek de mümkün.
Bununla birlikte, Tahran'ın bölgedeki mevcut askerî taahhütlerini geniÅŸletmek ÅŸöyle dursun, ekonomik açıdan sürdürüp sürdüremeyeceÄŸi bile belli deÄŸil. Ülkeyi felce uÄŸratan yaptırımlar ve petrol fiyatlarındaki sert düÅŸüÅŸ göz önünde bulundurulacak olursa, askerî bütçenin böyle büyük oranda artırılması, son iki mali yılda yüzde 8,6 küçüldüÄŸü bildirilen ülke ekonomisi üzerindeki baskıyı yoÄŸunlaÅŸtıracaktır.
Dahası, yeni bütçe yeterince "ihtiyatlı" olmayabilir. Bütçe, petrol fiyatını varil başına 70 dolar olarak baz alsa da, fiyat 70 doların altına düÅŸtü. Üstelik varil fiyatının gelecek aylarda 65 dolar civarında seyretmesi, hatta daha da düÅŸmesi bekleniyor. Bu da gelirinin büyük bölümü petrole baÄŸlı olan hükümet açısından endiÅŸe verici bir haber.
Batı kaynaklı yaptırımlar
Öte yandan, Batı kaynaklı yaptırımlar, Ä°ran'ın petrol ihracatının birkaç yıl öncesine kıyasla sert bir düÅŸüÅŸ yaÅŸamasına neden oldu. Geçen sene, Ä°ran Petrol Bakanı, ülkenin ihracat kaybının 8 milyar doları bulduÄŸunu açıklamıştı. Ä°ran'ın 2012 yılında petrol gelirlerinde 26 milyar dolar kayıp yaÅŸadığı belirtiliyor. Yaptırımlar ve petrol gelirlerindeki gerileme, Ä°ran riyalinin deÄŸer kaybetmesine ve enflasyonun ciddi ÅŸekilde artmasına da sebep oldu.
Nükleer program ile ilgili olarak Ä°ran'la yürütülen müzakereler ışığında yaptırımlar bir miktar hafifletilse de bu sınırlı ölçüde kaldı. GörüÅŸmelerin aylarca uzatıldığı göz önüne alınırsa, yaptırımların büyük bölümü en azından o zamana kadar uygulamada kalacaktır; ki ortada henüz bir anlaÅŸma olasılığı da görünmüyor. GörüÅŸmelerden sonuç çıkmadığı takdirde yaptırımlar yeniden uygulamaya koyulabilir veya artırılabilir.
Tüm bunlar ışığında Ä°ran ekonomisinin Tahran'ın bölgesel hırslarına ayak uydurması zor görünüyor. Ä°ran halkı, askerî harcamalardaki artışın altında yabancı ülkelerde giriÅŸilen maceraların yattığı fikrine kapılırsa, bu durum ülke içinde bir öfke dalgasının uyanmasına neden olabilir. Zira Ä°ranlıların dış ülkelerdeki bu giriÅŸimlerden, özellikle de Suriye rejimine verilen destekten duyduÄŸu hayal kırıklığı giderek artmakta.
Tahran, bölgedeki müttefiklerine yaptığı askerî ve mali yardımlar konusunda ser verip sır vermese de, söz konusu yardım taahhütlerinin, özellikle de uzun vadeli olmaları sebebiyle, ekonomiye ciddi ÅŸekilde yük olduÄŸu yönünde ortak bir kanaat mevcut.
Birçok Ä°ranlı, Tahran'ın Irak'taki doÄŸrudan askerî müdahalesini Irak ve Åžam Ä°slam Devleti'nin (IŞİD) Ä°ran sınırına ulaÅŸmasını önlemek açısından gerekli görüyor. Ancak dördüncü yılına giren ve henüz ufukta bir çözüm belirtisi görünmeyen Suriye krizinde Devlet BaÅŸkanı BeÅŸÅŸar Esed'e verilen desteÄŸin Ä°ran ekonomisi üzerinde yarattığı yükün hem halkta, hem de hükümet çevrelerinde giderek daha fazla rahatsızlık yarattığı da bildiriliyor.
Mevcut ekonomik ortamda, Ä°ran ve Rusya'nın (Batı kaynaklı yaptırımlar ve düÅŸük petrol fiyatları yüzünden Moskova da zor günler geçiriyor), Suriye'deki yıpratma savaşını sürdürmekte Esed'in muhaliflerinden daha fazla zorlanması muhtemel. Esed aleyhtarları da petrol fiyatlarındaki düÅŸüÅŸten mustarip; ama en azından onlara uygulanan herhangi bir yaptırım yok.
İran ve Rusya'nın dezavantajı
Öte yandan, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre Ä°ran ve Rusya'nın bütçelerini dengeleyebilmek adına, Suriyeli isyancıların baÅŸ destekçisi Arap Körfezi ülkelerine kıyasla çok daha yüksek petrol fiyatlarına ihtiyacı var. Bu hususu ve yanı sıra Arap Körfezi ülkelerinin ellerinde büyük bir nakit rezervi bulunduÄŸunu düÅŸünecek olursak, bu ülkelerin düÅŸük petrol fiyatlarına çok daha uzun süre dayanabilecekleri ortada. Suudi Arabistan'ın üretim maliyetleri nispeten daha düÅŸük; ABD, ÅŸist petrolündeki artışın keyfini sürüyor. Ä°ran'ın petrol geliri rezervi ise söylenenlere göre erimiÅŸ durumda.
Hükümet sözcüsü Muhammed Bekir Nubaht, "bölgedeki bazı sözde Ä°slam ülkelerini, Ä°ran Ä°slam Cumhuriyeti'ni zor durumda bırakma amacı güden Amerika ve diÄŸer küstah güçlerin çıkarlarına hizmet etmekle" suçladı.
CumhurbaÅŸkanı Ruhani "kimi ülkelerin siyasi bir komplo kurduÄŸundan" söz ederken, bir kısım Ä°ranlı yetkililer ise doÄŸruca Suudi Arabistan'ı iÅŸaret ediyor.
Riyad ve Arap Körfezi'ndeki komÅŸularının bir süre önce yapılan OPEC (Petrol Ä°hraç Eden Ülkeler Örgütü) toplantısından fiyatları artırmak için petrol üretimini azaltma kararı çıkmasını önlemesinin ardında bölgesel siyasi hesaplar olabilir. Buradaki amaç, muhtemelen Ä°ran'ın bölgesel gücüne gem vurup, nükleer program müzakerelerinde elini zayıflatmaktı ki, Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi program konusundaki endiÅŸelerini zaten son derece açık bir biçimde dile getiriyor.
Bununla birlikte, analistler Ä°ran ile ilgili olmayan baÅŸka teoriler de ortaya atıyor. Körfezli yetkililer ise siyasi kaygılardan çok piyasa kuvvetlerinden söz ediyor. Her hâlükârda, yakın geleceÄŸe baktığımızda, Tahran'ın bölgedeki etkisini koruyup artırmasının bedeli giderek artacaktır.
Yeni bütçe bu gerçeÄŸi dikkate almıyor, ama Ä°ranlıların bu belirsiz ekonomik sıkıntıya katlanması mümkün deÄŸil. Yaptıkları fedakârlıklar, yabancı ülkelerde somut bir getirisi olmayan, uzun soluklu askerî maceralara harcandığı takdirde, halk bu duruma pek de anlayış göstermeyecektir.
Henüz yorum yapılmamış.