Sosyal Medya

Dünya

"Avrupa Birliği, Türkiye'ye siyasi yön verme peşinde"

Türkiye ile AB arasında gerilim büyüyor, alternatif olarak ise Rusya cephesinden işaretler var.



Türkiye ile Avrupa BirliÄŸi (AB) arasında gerçekleÅŸen görüÅŸmelerin ardından ilk gerilim 14 Aralık operasyonu ile ilgili yapılan açıklamalar sonrasında yaÅŸandı.

AB komiserlerinden 14 Aralık’a yönelik olarak gelen eleÅŸtirilere, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’dan sert bir yanıt geldi ve ErdoÄŸan, ‘Avrupa kendi iÅŸine baksın’ dedi. ErdoÄŸan’ın bu açıklamaları, Türkiye’nin AB’den uzaklaÅŸması olarak algılanırken Rusya cephesinden gelen açıklamalar ise gözler o yöne çevirerek, ‘rota DoÄŸu mu?’ sorusunu akla getiriyor.

Putin, yaÅŸanan ekonomik krizin ardından Türkiye ile iÅŸbirliÄŸi konusunda çok kritik açıklamalarda bulunarak, Türkiye ile yapılacak anlaÅŸmalarda gizli saklı olmayacağını da açıkladı.

Bu geliÅŸmeler ışığında Türkiye’nin AB yaklaşımı ve geleceÄŸi tartışılıyor…

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. YaÅŸar HacısalihoÄŸlu, AjansHaber’e konu hakkında deÄŸerlendirmelerde bulundu.

“Ä°LÄ°ÅžKÄ° SON DERECE SORUNLU VE BU SORUNU ÜRETEN AB”

‘Türkiye - AB iliÅŸkisinin nasıl bir iliÅŸki olduÄŸunu önce tarifle baÅŸlamak gerekir’ diyen HacısalihoÄŸlu, “Nasıl bir iliÅŸkiden bahsediyoruz ki Sayın ErdoÄŸan’ın bu çıkışlarına AB alınıyor, AB ile olan iliÅŸkimiz bozulacak deniyor. Bir kere bu iliÅŸki son derece sorunlu ve bu sorunu da üreten AB. Türkiye müzakere sürecine baÅŸladığı günden itibaren sorunları yaratan AB. Türkiye, Hırvatistan’la birlikte bu sürece baÅŸladı, Hırvatistan’a verilen takvimden sapma olmadı ve tam üye yapıldı. Müzakere fasıllarını ilerletemiyor, açamıyor ve burada sorunlara yol açıyor. Sebebi çok açık. AB Türkiye’ye farklı bir uygulama içinde, asla tam üye yapmamak adına bir müzakere çerçevesi ile kendini saÄŸlama alarak yürütüyor. Tek yanlı iÅŸleyen, karşılıklı kazanca dayalı iliÅŸkiye dolayısıyla dönüÅŸmüyor” dedi.

“AB ÇÄ°FTE STANDART UYGULADI”

AK Parti iktidara geldiÄŸinden itibaren AB zemininde son derece hızlı adımlar atıldığını dile getiren HacısalihoÄŸlu,  “Kıbrıs’ta Türk tarafının kazanımları tartışıldı, ‘acaba kaybediliyor mu?’ diye. Annan süreçleri, müzakereler yapıldı, halk oylamasına gidildi ama hepsinde AB çifte standart uyguladı. Kıbrıs’ta olduÄŸu gibi sorunlu olan, AB’nin hukukuna da ters, Rum kesimini tek taraflı üye yaparak sorun açmaza sevk edildi. Sonra da Türkiye’nin önüne bu sorun koÅŸul olarak geldi. Asıl siyasi sorunlar aşılamıyor. Kıbrıs meselesi koÅŸul, Ermeni meselesi koÅŸul. Bunların hepsi müzakere çerçeve belgesine bakıldığında bir koÅŸul olmuÅŸ durumda. Eskiden Avrupa Parlamentosu kararları tavsiye niteliÄŸindeydi ama bizim müzakere çerçevesine bunlar uyulması gereken kurallara dönüÅŸtü” diye konuÅŸtu.

“AB, SÄ°YASÄ° YÖN VERME PEŞİNDE”

Tam üye olmadan gümrük birliÄŸine giren tek ülkenin Türkiye olduÄŸunu hatırlatan HacısalihoÄŸlu, “Yunanistan, Ä°spanya, tam üye olduktan 5 sene, 8 sene sonra gümrük birliÄŸine girdi. Biz bugün geldiÄŸimiz noktada tam üye söz konusu olmayacaksa ki oraya doÄŸru gidiyor, bu iliÅŸki katlanamaz hale geldi. 3. taraf ülkelerle AB arasındaki iliÅŸkiler bizi baÄŸlıyor, dolayısıyla müzakereye açılması gerekiyor. Bütün bunlar AB ile iliÅŸkimizin rayına oturmayışının örnekleri. Artık halk nezdinde de kalmadı. Büyük bir kandırılmışlık hissiyatı çıkmaya baÅŸladı. Buna raÄŸmen AB, siyasi yön verme peÅŸinde” diye konuÅŸtu.

“ABD BÄ°LE NEREDEYSE ÅžANGAY’IN Ä°ÇÄ°NE GÄ°RMEK Ä°STEDÄ°”

‘Bizim içimizde demokrasi, kurumsal çatışmalar özel durumlar. Son derece özel durumlar, her ülkede kolay yaÅŸanmayacak durumlar’ diyen HacısalihoÄŸlu, “Devlet içinde devlet olan kurumlar, çatışma ortamı. Burada esas olan Türkiye’nin burada sorunu bir an önce çözerek demokrasiyi kurumsallaÅŸtırmak ve buradan bir bütün ortaya çıkması. Burada AB’nin sunacağı bir katkı yok. Türkiye bir yere imza mı attı? Türkiye bir yere imza mı attı, iÅŸbirliÄŸi içinde bir yerin içinde olamaz, aktörü olamaz diye? Bu zaten iÅŸin tabiatına aykırı. Bir dış politikada siz stratejik iÅŸbirliÄŸi üretemezseniz çeÅŸitlilik yaratamazsınız. Türkiye’nin bulunduÄŸu coÄŸrafi konum bol seçenekli olmayı gerektiriyor. Hem Asyalı hem Avrupalı, hem Karadenizlisiniz hem Akdenizli. Bütün coÄŸrafyalarla temas düzeyiniz var. ABD bile neredeyse Åžangay’ın içine girmek istedi. Güç mücadelesinde ittifaklar öne geldi ve bu ittifakların içine girerek devletlerin birbirlerini kontrol etmeleri öncelikli hale geldi” dedi.

“TÜRKÄ°YE ÇOK SAYIDA Ä°TTÄ°FAKIN Ä°ÇÄ°NDE YER ALMALI, ONLARIN ÜRETÄ°CÄ°SÄ° OLMALI”

Türkiye’nin çok sayıda ittifakın içinde yer alması ve hatta onların üreticisi olması gerektiÄŸini dile getiren HacısalihoÄŸlu,  “Türkiye’nin büyük bir çoÄŸunluÄŸu AB üyesi olmak istiyor. Halk da bunu istiyor. Biz bir Fransa gibi Ä°ngiltere gibi, en azından sonra üye yaptığı bir tam üyelik, serbest dolaşım hakkı olan standartı ve farklılığı olmayan bir tam üyeliÄŸi isteyen tarafız. Hem bunları yapmayacak hem bizi içine almayarak kapısında tutmanın farklılığını geliÅŸtirecek, diÄŸer yandan da sürekli Türkiye’yi suçlayan, sorunlu bir taraf gibi gösterecek. Siyasi bütün mülahazalardan arındırarak Türkiye’nin demokrasisinin ve ekonomisinin hiçbir Avrupa ülkesinden aÅŸağı olmayarak artık AB ülkeleri ile de yarışacak bazı noktaları olduÄŸunu (dinamik yapısı, büyüyen ekonomisi) görerek Türkiye’nin AB tam üyesi olması gerekir. Müzakere çerçevesinin ve gümrük birliÄŸinin de düzeltilmesi gerekir. EÄŸer samimiyse ve istekliyse. Türkiye Åžangay birliÄŸine de girmelidir ama aynı zamanda da AB ile de saÄŸlıklı iliÅŸkiler içinde bulunmalıdır” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

KAYNAK: AjansHaber

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.