Güncel
'İtirafçıysam Cemaat de suçlu'
Yakın zamana kadar Gülen Cemaati’nin etkili isimlerinden biri olan Hüseyin Gülerce, Cemaat’i ve Fethullah Gülen’i ağır şekilde eleştirdi. "Beni itirafçı kabul ediyorsalar demek ki Cemaat'in suçları var" dedi.
Gülen Cemaatine yönelik yürütülen operasyon kapsamında, geçmiÅŸte Gülen Cemaati’nin etkili isimlerinden biri olan, eski Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce de ifade verdi. Adı ÅŸüpheliler arasında geçen Gülerce kendi isteÄŸi ile savcılığa geldiÄŸini söyledi. TahÅŸiyeciler davası ve Ä°ran-Türkiye iliÅŸkileri konusunda Cemaat’i ve onun lideri olan Fethullah Gülen’i eleÅŸtirdi. Gülen Cemaati’ne yönelik olarak “Kimse siyasetle oynamaya, bürokrasiyi ele geçirmeye kalkmamalıdır. Bu kadar istihbarat merakı, bu kadar telefon dinleme merakı nereden kaynaklanıyor?” diye sordu. Ekrem Dumanlı’nın göz altına alınışına engel olunarak olayın bir ÅŸova dönüÅŸtürüldüÄŸünü iddia etti. Kendisinin, Cemaat'e yönelik soruÅŸturmada "itirafçı" olduÄŸu iddiasına ise "Beni itirafçı kabul ediyorsalar demek ki Cemaatin suçları var" diyerek yanıt verdi.
“Zulüm varsa yargı bunu araÅŸtırmasın mı ?”
Savcılık iddiasına göre, Mehmet DoÄŸan isimli kiÅŸinin önderliÄŸindeki bir Nurcu Ä°slami grup, Gülen Cemaati’in yönlendirmesi ile “TahÅŸiyeciler” takma ismiyle silahlı bir örgüt olarak lanse edilmiÅŸ ve Cemaat’e baÄŸlı polisler tarafından sahte delillerle suçlanmış, mahkemece mahkûm edilmiÅŸti. Gülerce bu konu hakkında sorgulandığını söyledi ve ÅŸunları ifade etti;
“6 Nisan 2009’da sayın Fethullah Gülen, Herkul.org sitesinde yayınlanan bir sohbet yapmış. Bu sohbetin 4 gün sonrasında da ben, 10 Nisan 2009 tarihinde Zaman gazetesindeki köÅŸemde “Gülen neden uyarıyor?” isimli baÅŸlıkla bir yazı yazmışım. Savcının yürüttüÄŸü soruÅŸturma bu TahÅŸiye denilen grupla ilgili… Åžimdi bunun aydınlatılması lazım. Neden ? Çünkü bu insanların, bu tırnak içinde “tezgâhın” arkasından evlerine baskın yapılmış, el bombası bulunmuÅŸ, el bombasının üstünde polislerin parmak izi çıkmış. Åžu anda bunlar 17 ay mahkûmiyet almışlar ve hapse girmiÅŸler. Åžimdi ortada suçsuz insanlara bir zulüm varsa yargı bunu araÅŸtırmasın mı ? Ha sizinle ilgili tarafı ben orada kesinlikle söyledim; böyle bir tezgâhın içinde olmam kesinlikle mümkün deÄŸil. Varsa resmiyette dedim en büyük kutsallarım üzerine yemin edeyim. Ben bu yazıyı yazarken hiç kimseden bir talimat, emir, ima almadım… Ama insan kendisini biliyor. Ben böyle bir ÅŸey yapmadım. Zaten ifademde de “yapılan bütün suçlamaları reddediyorum” dedim”
“Ekrem Bey olayı basın özgürlüÄŸü tarafına çekiyor”
Gülerce ortada bir haksızlık olma ihtimali olduÄŸunu ve Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın, gözaltına alınmasını basın özgürlüÄŸüne saldırı gibi göstermeye çalıştığını ÅŸu sözlerle iddia etti:
“PeÅŸinen söyleyeyim, Zaman gazetesindeki arkadaÅŸlar, Ekrem Bey olayı demokrasi, basın özgürlüÄŸü tarafına çekiyor ama ortada hukuki bir mesele var. Evvela bunu anlamamız lazım. Ben eÄŸer bu iÅŸin içinde bulunmuÅŸsam hukuki meselede benim gazetecilik kimliÄŸimin öne çıkartılması doÄŸru deÄŸil. Var mıyım yok muyum bu iÅŸin içerisinde? Åžimdi önemli olan ÅŸu; bu sohbetin arkasından Samanyolu’da Tek Türkiye’de, Karanlık Kurul’daki konuÅŸmalar, arkasından bu GönültaÅŸ’ın yazısı, Zaman gazetesinde çıkan yazı, Hüseyin Gülerce’nin yazısı, Ahmet Åžahin’in yazısı, bunların hepsi bir araya getirildiÄŸinde sanki bir tezgâh kurulmuÅŸ, alnı secde gören insanların üzerine gidilmesi için bir hazırlık yapılmış, bir kumpas kurulmuÅŸ gibi bir ÅŸey var… Böyle bir tezgâh varsa, ÅŸimdi kimi soruyorsanız? Bana anlatılanlarla, eldeki delillerle bir tezgah olma ihtimali var. Tezgâhtır diyemem. Niye diyemem; bu yargılamanın sonucunda çıkacak. Çünkü yargıya müdahale edemem."
“Kimse gösteri, ÅŸov yapmasın”
Gülerce, göz altılar sonrası Gülen Cemaati’nin yargıyı etki altında bırakmak istediÄŸini de öne sürdü;
“BaÅŸkaları da yargıya müdahale etmesinler. Ä°ÅŸin içerisine basın özgürlüÄŸünü katarak veyahut da gösteri yaparak, veyahut da Türkiye çok ciddi bir dönemin içinden geçerken ÅŸov yaparak kimse meseleyi baÅŸka tarafa çekmesin. Hakikatin ortaya çıkması önemli. Bunu da ÅŸunun için ısrarla vurguluyorum; ben de o hatayı yaptım maalesef. Ergenekon ve Balyoz davalarında böyle bir havaya girildi. Åžimdi bakın kendileri de o arkadaÅŸlardan, Ahmet Şık’tan özür diliyorlar. Bir havaya girip de meseleyi baÅŸka tarafa çekip de hakikatin ortaya çıkmasını kimse engellememeli. Bırakalım yargı iÅŸini yapsın. Åžu anda mesele baÅŸka bir kutuplaÅŸmaya götürülüyor mesele. BaÅŸka bir yere götürülüyor. Benimle ilgili ifadenin aslı buydu.”
“Gülen’in Ä°ran takıntısı var”
Hüseyin Gülerce ifadesinin alınmasının uzun sürdüÄŸünü, çünkü kendisine Ä°ran konusunda da sorular sorulduÄŸunu söyledi. Bu konuda da Gülen Cemaati ve onun lideri Fethullah Gülen’i eleÅŸtirdi,
“O konu benim takip ettiÄŸim bir ÅŸey deÄŸil. Bugüne kadar Ä°ran ile ilgili mevzuda ben Cemaat’in tavrını eleÅŸtirmek istiyorum. Fırsat oldu ifademde onu da söyledim. Åžimdi bakın arkadaÅŸlar, bir takıntı görüyorum Cemaat’te. Sayın Gülen baÅŸta olmak üzere bir Ä°ran takıntısı var. Öyle ki bazı insanları, bazı hükümet üyelerini, hatta bakanları, hatta BaÅŸbakan’ı, sayın CumhurbaÅŸkanı’nı zan altında bırakmak için bir muta nikahı, bir Ä°ran yönlendirmesi gündeme getiriliyor. Ben bunu hazmedemiyorum. Gücüme gidiyor. Türkiye 5 bin yıllık bir devlete sahip. Yav Türkiye Ä°ran’ın oyuncağı mı ? Bakanlarına, milletvekillerine, genel müdürlerine, bürokratlarına bir muta nikahı kıydırarak Türkiye’yi Ä°ran mı yönetiyor ? Bu kadar olmaz. Türkiye’de Ä°ran dahil her ülkenin hesabı vardır. Ä°stihbaratı vardır. Ama bunların hepsini bir kenara bırakıp, sadece Türkiye’yi Ä°ran ÅŸu yollarla yönetiyor demek ve Türkiye’yi yöneten insanları küçümsemek, Türk devletini böyle baÅŸkalarının oyuncağı olacak bir devletmiÅŸ gibi göstermek beni rahatsız ediyor.”
“Beni itirafçı kabul ediyorsa demek ki Cemaatin suçları var”
Gülerce, “Cemaat’e yakın kaynaklar sizin bu konuda itirafçı olacağını iddia ediyor?” sorusuna ise ÅŸu yanıtı verdi;
“DüÅŸünce ve ifade hürriyetini en fazla savunan ve sayın Ekrem Dumanlı’nın her pazartesi günü neredeyse gazetecilik üzerine vaazı nasihat ettiÄŸi yazılara bakarsanız, hep fikir hürriyeti yer alır, deÄŸil mi ? Åžimdi ben onlardan farklı düÅŸünüyorum diye, neden itirafçı olayım? Ben anlamıyorum. Bir de bir ÅŸey söyleyeyim bakın; itirafı kim yapar? Suç iÅŸleyen yapar. EÄŸer ben itirafçıysam benim ÅŸahsi suçumdan bahsedilmiyor ki ? Cemaat’in suçlarından bahsediliyor. Ben Cemaat’in suçlarından mı bahsedeceÄŸim. Benim suçum yok… Kendinizi benim yerime koyum ya. Adam diyor ki itirafçı olacaksın. Yav ben neden itirafçı olayım? Ben bir suç iÅŸlemedim. Ha beni itirafçı kabul ediyorsa demek ki Cemaatin suçları var, bunları ancak ben itiraf edebilirim. Ben de böyle bir ÅŸeye katılmam. Cemaat’in ne suçu varsa bunu yargı belirlesin. Bakınız Ergenekon ve Balyoz davalarında sütten aÄŸzımız yandı. Bari bu Cemaat meselesinde yoÄŸurdu üfleyerek yiyelim.”
“Bu, yargıyı tiye almaktır”
Gülerce, Cemaat’in yargıyı etki eltına almak ve Türkiye’yi dışarıya jurnallemek istediÄŸini ÅŸu sözlerle iddia etti:
“Yargının sonucunu bekleyelim. Bunu da eleÅŸtirenler var. Ä°yi yargının sonucunu da beklemeyelim. Ne yapalım ? Yargılamayı yapacak insanları töhmet altında bırakacak… Mesela bu bir gösteriye dönüÅŸtürülüyor. Bir kahraman çıkarılmak isteniyor. E biz hakikati mi arıyoruz yeni kahramanlar mı arıyoruz yani. Yanlış ÅŸeyler bunlar. Hukukun dışına çıkmasın kimse. Dilimiz çok yandı. Birbirimizin kuyusunu kazmaktan kendi iÅŸimize bakamıyoruz. Türkiye bu kutuplaÅŸtırmayı daha fazla kaldırılamaz. Bir kiÅŸiyi almaya gidiyorsunuz bir olay oluyor. Bir gösteri oluyor. Ben ÅŸöyle anlıyorum; yav burayı 7-8 bin polis bassın da bir gazeteye polis baskını haberi mi çıksın dünyaya burada. Sizin almaya gelmiÅŸler. Gidersiniz onlarla beraber. Ben burada bekliyorum burada çay içsinler… Yav arkadaÅŸlar bunlar yargıyı tiye almaktır. Hafife almaktır. Ne demek “Çay ısmarlayacağım” Bunlar polis, görevini yapmaya gelmiÅŸler. Bu iÅŸi böyle büyütmeye, baÅŸka mecraya çekmeye ve Türkiye’yi dışarı jurnallemeye basın adına ne hakkınız var.”
“Bu kadar istihbarat merakı, telefon dinleme merakı nereden kaynaklanıyor?”
Hüseyin Gülerce, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve RüÅŸvet operasyonlarının hükümeti devirmeye yönelik hamleler olduÄŸunu savundu ve Cemaat’i istihbarat ve telefon dilemelerine meraklı olduÄŸunu savundu;
“Operasyondan bir hafta sonra, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüÅŸvet operasyonu ismi altında iktidara yönelik bir darbe dedim. Kanaatimi muhafaza ediyorum. Bu savcılar, bu yargıçlar, bu polisler madem bu kadar dürüsttü, AK Parti’nin ilk on yılında neden hiç yolsuzluk ve rüÅŸvetlerin üzerine gidilmedi? Zaman gazetesi daha önceki hükümetler döneminde hatta AK Parti iktidarı öncesinde yolsuzlukların ayyuka çıktığı dönemde neden yolsuzluÄŸu kendisine mesele yapmadı? Åžimdi yaptı ? Bu ülkede herkes biliyor ki yolsuzluk ve rüÅŸvet vardır. AK Parti de bunların üzerine gitmelidir. Tüy bitmemiÅŸ yetimin hakkını korumak, devletlilerin vazifesidir. Ama kimse de bir numarayla bunun üzerinden siyasetle oynamaya, bürokrasiyi ele geçirmeye kalkmamalıdır. Bu kadar istihbarat merakı, bu kadar telefon dinleme merakı nereden kaynaklanıyor? Ben de bunu bir gazeteci olarak kendime soruyorum. Herkese soruyorum.”
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.