Sosyal Medya

Dünya

'Altına işersen tecavüz ederiz'

ABD'nin terör suçlularını tuttuğu Guantanamo Hapishanesi mahkumlarından Yemenli Samir Naji Mukbel, avukatları aracılığıyla maruz kaldığı işkenceleri anlattı. 13 yıldır Guantanamo'da olan Mukbel hakkında hiçbir suçlama yok.



Milliyet'te yer alan habere göre, Yemenli Samir Naji el Hasan Mukbel, tam 13 yıldır hakkında hiçbir suçlama olmadan ABD’nin terör ÅŸüphelileri için inÅŸa ettiÄŸi kötü ÅŸöhretli Guantanamo Hapishanesi’nde tutuluyor. Mukbel,Usame Bin Ladin’e çalışmakla suçlanarak 2002’de Küba’daki Guantanamo Hapishanesi’ne götürüldü.

1977 doÄŸumlu Mukbel, Pakistan’ın Afganistan sınırında pasaportu çalındığı için konsolosluktan yardım istediÄŸi sırada kaçırıldı. Ä°ki ay Afgan hapishanelerinde kaldıktan sonra ABD’ye teslim edildi. Ocak 2002’de Guantanamo’ya giden ilk uçakta yer alan kiÅŸilerden biriydi. Bin Ladin’e çalıştığı iddiasının üzerinin çizilmesinin ardından, 2009 yılında Amerikalı yetkililer hakkında “serbest bırakılabilir” kararı verdi. Ancak karar uygulanmadı.

Mukbel’in avukatlığını üstlenen Ä°ngiltere merkezli sivil toplum kuruluÅŸu Reprive, Samir ile son yaptıkları görüÅŸmede kaydettikleri ifadesini yayınladı.

“Senato’nun CIA iÅŸkenceleri raporunun 6 bin sayfa uzunluÄŸunda olduÄŸunu duydum. Benim hikayem ise, baÅŸka bir yerde geçiyor: Raporun incelediÄŸi CIA programından uzakta, Guantanamo’da. Senato’nun raporunun 6 bin sayfası, Amerikalıların onların adına neler yapıldığı konusunda kabul etmeleri gereken ÅŸeylerin sadece bir baÅŸlangıcı. Benim hikayem küçücük, dondurucu soÄŸuk bir hücrenin sessizliÄŸinde yapayalnız bir ÅŸekilde baÅŸlayıp bitiyor.

Size biraz önce neler yapıldığının yol açtığı ÅŸaÅŸkınlığı görmezden gelmek için verdiÄŸiniz savaÅŸ ve ardından neyin gelebileceÄŸinin korkusunu yaÅŸamak... Ya da korku, artık kimsenin size yardım etmeyeceÄŸini anladığınızda; bildiÄŸiniz tüm hayatın, aile ve arkadaÅŸlarınızın çok çok uzaklarda olduÄŸunu fark ettiÄŸinizde gelir.

İşkence vardiyası

Hücre kapısı açılıyor. Yeni seans baÅŸlıyor, üst üste yapılan 100’üncü seans olsa gerek. Maruz kaldığım ilk sorgu periyodu sanırım, tam üç ay sürmüÅŸtü. Ä°ki ayrı sorgucu ekibi vardiyayla çalışıyordu, gece ve gündüz. Her seans beni uyandırmak için bağırmaları ile baÅŸlıyor. Daha sonra suratıma ve sırtıma vuruyorlardı. O kadar uykuya muhtaçtım ki başım sanki yüzüyordu. Bu odanın tüm duvarlarına fotoÄŸraflar yapıştırılmıştı.

Benden fotoÄŸraftaki kiÅŸilerin kimliÄŸini vermemi talep ediyorlardı, ama ben onları tanıyıp tanımadığımı kestirebilmek için bile zar zor odaklanabiliyordum. BaÄŸrışlar ve hakaretler yükseliyor, ardından köÅŸedeki bir adama baÅŸlarıyla iÅŸaret veriyorlar. Koluma bilmediÄŸim bir maddeyi iki kez enjekte ediyor. Son bildiÄŸim ÅŸey bu.
O dondurucu soÄŸuk hücre. Hücre kapısı açılıyor. Bu sefer gardiyanlar sanki vahÅŸi hayvanlar gibi korkunç bir korna sesi çıkararak içeri giriyorlar.

‘Domuz gibi yerden ye’

Tüm bu olanları protesto etmek adına bana getirdikleri azıcık yemeÄŸi yemeyi reddetmeye çalıştım. Sorgucu bana güldü, sonra sinirlendi, yüksek sesle küfretmeye baÅŸladı, Ordu yemek tepsisini kafamdan aÅŸağıya boÅŸalttı. KöÅŸedeki adama beni damardan beslemesini söylediler. Kanatana kadar iki farklı yerden koluma tüp taktılar.

Dondurucu soÄŸuk hücre. Kapı açılıyor. Bu sefer gardiyanlar beni yere iterek sırtımda tepiniyorlar. Sorguculara artık yemek yememeye devam edemeyeceÄŸimi söylüyorum. YemeÄŸi yere atıyorlar ve bana bir domuz gibi yememi söylüyorlar. Tuvalete gitmeme izin vermiyorlar. Daha da acı verici hale gelmesini izliyorlar, çevirmen altıma iÅŸersem bana nasıl tecavüz edeceklerini anlatırken gülüyorlar.

Cinsel taciz

Dondurucu soÄŸuk hücre. Hücrenin kapısı açılıyor. AyaÄŸa kalkıp Amerikan bayrağını selamlamaya zorluyorlar.

Sinema odasını andıran bir yerdeyim, diÄŸer mahkumların iÅŸkenceye uÄŸradığını gösteren videolar izlemek zorunda bırakılıyorum. Sonra onlar için dans etmem gerektiÄŸini söylüyorlar, onlar ayağımdaki zincirleri çektikçe daireler çizerek dolaÅŸmamı istiyorlar. Her karşı koyuÅŸumda en özel yerlerime dokunuyorlar.

Dondurucu soÄŸuk hücre. Kapı açılıyor. YaÄŸmur yaÄŸmış ve her yerde çamur birikintisi var. Zincirlerle baÄŸlı olduÄŸum için yürüyemiyorum, beni bile bile çamurların içinde sürüklüyorlar.

Çırılçıplak soyuluyor

Åžimdi pornografi odasındayım. Her yerde korkunç fotoÄŸraflar. Birinde, bir adam ve eÅŸek var. Beni çırılçıplak soyuyorlar ve dinimi aÅŸağılamak için sakalımı kesiyorlar. Pornografik kadın fotoÄŸrafları gösteriyorlar. Farklı hayvanların seslerini çıkarmamı istiyorlar, reddettiÄŸimde bana vuruyorlar. Seans üstüme soÄŸuk su dökmeleri ile bitiyor.

Saatler sonra hücremde beni neredeyse donmuÅŸ halde buluyorlar. Doktor, gardiyanlardan beni acilen kliniÄŸe getirmelerini istiyor, orada battaniye ve tedavi veriliyor. Önümüzdeki saatler boyunca ısınırken beni gözlüyorlar. Sadece sorguya geri dönmeme izin verecekleri anı bekliyorlar.

‘BayraÄŸa utanç bulaÅŸtırdınız’

Dört yıl önce, altı ABD hükümeti güvenlik kurumu bir araya gelerek benim davamı inceledi. Sonuç? Masumdum ve serbest bırakılmalıydım. Maruz kaldığım, doÄŸrudan Ebu Gureyb’den alınan pis, sadist metodlar hiçbir ÅŸeye yaramadı; sadece bana selam verdirdikleri o Amerikan bayrağına utanç bulaÅŸtırdı.

Politikacılar Senato raporunu nasıl bloke edecekleri konusunda ağız dalaşına girerken, 136 mahkum hâlâ Guantanamo’da. Amerika geçmiÅŸinden saklanmaya devam edemez, ve bu ÅŸekilde geleceÄŸinden de saklanamaz. Bizim hikayelerimiz ve devam eden tutukluluÄŸumuz ortadan yok edilemez.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.