Ekonomi
Kıbrıs gazında Türkiye'ye büyük oyun!
Kıbrıs üzerinden yaşanan gaz tartışmaları sürerken olayın perde arkasından meselenin sadece ''Kıbrıs Meselesi'' olmadığı ortaya çıktı.
2011 yılında gündeme gelen ve o günden beri bir kriz halinde güncellenerek devam eden DoÄŸu Akdeniz gazı ile ilgili son adımı BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu geçtiÄŸimiz günlerde resmi temaslarda bulunmak üzere gittiÄŸi Yunanistan’da attı.
DavutoÄŸlu, bölgede bulunan gazın her iki tarafında hakkı olduÄŸunu belirterek çıkartılması halinde ise eÅŸit bir ÅŸekilde paylaşılması gerektiÄŸine vurgu yaparken bu iÅŸin biran önce çözülmesi gerektiÄŸi yönünde çaÄŸrıda da bulundu.
RUMLAR MASADAN KAÇIYOR!
Türk tarafının DoÄŸu Akdeniz’in derinliklerinde uykuda bulunan gazın çıkartılmasına yönelik masada iyi niyetli çözüm bulma çabalarına raÄŸmen Ada’nın diÄŸer ortağı Rum tarafı ise iÅŸi yokuÅŸa sürmek için her fırsatta masadan kaçıyor.
Ancak Türkiye’nin her açıdan eli rahat. Çünkü bilinen bir gerçek var ise o da gazın Türkiye olmadan asla Avrupa pazarına ulaÅŸtırılamayacağı…
Diplomatik açıdan olayın geldiÄŸi son nokta böyle iken haber7'ye konuÅŸan konunun uzmanları ise çok çarpıcı bir detaya dikkat çekti. Meselenin Kıbrıs meselesi olmadığını ifade eden uzmanlar iÅŸin perde arkasında Türkiye’nin güvenliÄŸinin de yattığını belirterek bu zamana kadar dile getirilmeyen bir öneriyi gündeme taşıdı.
KARÅžI BLOK OLUÅžTURULUYOR
DoÄŸu Akdeniz gaz meselesinin Rum ve Türk tarafı ile birlikte Yunanistan’ın da dâhil olduÄŸu 3 taraflı bir mesele olduÄŸunu ve burada en büyük aktörün Yunanistan olduÄŸunu ifade eden Enerji ve Enerji GüvenliÄŸi Uzmanı Doç. Dr. TuÄŸçe Varol, yaÅŸanan enerji kaynaklarının paylaşımı meselesine iliÅŸkin ‘’Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun olarak ilan ettiÄŸi münhasır ekonomik bölgesi var. Bu durum yüzünden Türkiye karşısında maalesef bir bloklaÅŸma oluÅŸturuluyor. Yunanistan, Rum Kesimi, Mısır ve perde arkasında da Ä°srail hep birlikte bu bloÄŸu oluÅŸturmaya çalışıyor. En son Azerbeycanlı SOCAR'ın Türkiye'nin petrol arama platformu talebini reddetmesinin de sebebi bu.‘’ dedi.
TÜRKÄ°YE HÄ°ÇBÄ°R ÅžEKÄ°LDE GERÄ° ADIM ATMAZ
Türkiye’nin buradaki tezinde hukuk çerçevesinde sonuna kadar haklı olduÄŸunu vurgulayan Varol, ister gaz olsun ister kum önemli olanın deniz altındaki kaynağın olmadığını çünkü bu hususun Türkiye’nin güvenliÄŸi de son derece etkileyen bir konu olduÄŸunu dile getirerek, Türkiye’nin hiçbir ÅŸekilde geri adım atmasının söz konusu olmayacağını belirtti.
MESELE SADECE ‘’KIBRIS MESELESÄ°’’ DEĞİL
Türkiye bu meseleden en ufak bir geri adım atarsa sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs adasındaki haklarından deÄŸil Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi karasularındaki haklarından da feragat etmiÅŸ olacağını aktaran Varol, ‘’O yüzden mesele sadece Kuzey Kıbrıs meselesi deÄŸil. Yunanistan ve Güney Rum kesimi bizzat Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde hak iddia ediyor. O yüzden durum daha ciddi. Türkiye durumun farkında ve o yüzden bölgeye deniz kuvvetlerine ait gemilerini de yolladı.’’ diye konuÅŸtu.
TEK SEÇENEK TÜRKÄ°YE!
Bölgede yer alan söz konusu doÄŸalgazın taşınması konusunda jeostratejik açıdan en doÄŸru çözümün Türkiye olduÄŸunu da aktaran Varol, bunu ise en az maliyetli ve en güvenli yolun Türkiye olmasına baÄŸladı. Türkiye dışında Yunanistan ve Mısır seçeneklerinin de masada bulunduÄŸunu aktaran Varol, çıkartılacak gazın Kıbrıs’tan Yunanistan’a veya Mısır’a döÅŸenecek boru hatları ile sıvılaÅŸtırılarak Avrupa’ya satılabileceÄŸini belirten Varol, bu seçeneklerin ise ÅŸimdilik imkânsız olduÄŸunu söyledi.
ELLERÄ° MAHKÛM!
Bu iÅŸin öyle zannedildiÄŸi gibi kolay olmadığını, iÅŸin Yunanistan tarafında döÅŸenecek boru hattının 35 milyar dolar civarında bir maliyeti olduÄŸunu ve bu maliyetin yanı sıra bölgede çok ciddi bir miktarda rezerv olduÄŸunun da düÅŸünülmediÄŸini ifade eden Varol, ‘’Boru hattını inÅŸa edecek ÅŸirketlerin ciddi kar etmesi gerekiyor. Böyle düÅŸük rakamlara o yatırımlar olmaz. Mısır tarafında ise maliyetten ziyade istikrar ve güven yok. Bu da yatırımcıyı korkutuyor ve olası yatırımı engelliyor. O yüzden bu iÅŸ hem maliyet açısından hem de güvenilirlik ve istikrar açısından dönüp dolaşıp Türkiye’nin önüne gelecek.’’ ÅŸeklinde konuÅŸtu.
‘’KISA SÜREDE BU SORUN ÇÖZÜLMEZ’’
1982 Deniz Hukuku anlaÅŸmasının adalara kıta sahanlığı hakkı verdiÄŸini bu nedenle Kıbrıs Rumlarının da ada oldukları münhasır ekonomik alan ilan ettiÄŸini ancak Rumların münhasır ekonomik bölge ilanlarının Deniz Hukuku anlaÅŸmalarına aykırı olduÄŸunu söyleyen KKTC CumhurbaÅŸkanı Danışma Kurulu Üyesi Ata Atun, ‘’ Türkiye’nin imzaladığı 1.ve2. Deniz Hukuku AnlaÅŸmalarına göre denizin ortasından çizilen çizginin yukarısı Türkiye’nin aÅŸağısı Mısır’ın. Bu ihlal edilince Türkiye’de ‘Sen arama yaparsan ben de arama yaparım’ dedi. Rumlar bunu bahane edip müzakere masasında kalktı. Rum tarafı ‘’Türkler bölgeden çekilsin müzakere masasına otururuz’’ diyor, Türkiye ise ‘’masadan kim kalktıysa o gelir oturur’’ diyor. Ben bu sorunun kısa sürede çözüleceÄŸine inanmıyorum.’’ dedi.
ÇOK ÇARPICI ÖNERÄ°: AYRILIK GÜNDEME GETÄ°RÄ°LMELÄ°
Avrupa BirliÄŸi baÅŸta olmak üzere tüm dünyanın Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdığı ve Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla Rum tarafının da buradan aldığı güç ile adanın tamamına sahibi olduÄŸunu iddia ederek hoyratça hareket ettiÄŸine deÄŸinen Uluslararası Stratejik AraÅŸtırmalar Kurumu (USAK) BaÅŸkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamer Kasım ise sorunun çözümüne yönelik ilginç bir öneriyi gündeme getirdi.
Türkiye’nin soruna sürekli çözüm bulunmaya çalıştığını ancak Rum tarafının bu çözümlere hiçbir ÅŸekilde yanaÅŸmadığını söyleyen Kasım, bu tarz yapıların geçmiÅŸte ayrılıkla çözüldüÄŸünün görüldüÄŸünü belirterek ‘’2008’de Kosova ayrıldı 22 AB ülkesi Kosova’yı tanıyor. Öte yandan Abhazya ve Güney Osetya’yı biliyoruz. Ä°ki ayrı toplum, iki ayrı din 1963’ten beri fiilen ayrı yaşıyorlar. Türkiye bunu müzakere masasında kullanmalı. Kıbrıs Rum Yönetimi bir federasyon istemiyorsa bir ayrılık konusunun masada olması gerekiyor.’’ diye konuÅŸtu.
[email protected]
Kaynak : Haber7
Henüz yorum yapılmamış.