Sosyal Medya

Dünya

İngiliz basınından 'Ferguson' yorumu: Yaşananlar Amerika'nın utancı!

İngiliz basını Ferguson olaylarının yanı sıra, nükleer savaş riskine ve Suriyeli mülteciler sorununa da dikkat çekti



Bugün Ä°ngiltere gazetelerinde, ABD'deki protestolara dair yorumlar, Suriye'deki mültecilerin durumuna iliÅŸkin haberler ve nükleer kaygılara dair bir çaÄŸrı öne çıkıyor.Times gazetesi ABD'deki protestolara ve Ferguson olaylarına iliÅŸkin olarak, "YaÅŸananlar Amerika'nın utancı" yorumunu yapıyor ve olayları deÄŸerlendiriyor.

Independent gazetesi de, baÅŸ sayfasında uzmanların 'nükleer savaÅŸ riskinin arttığı uyarısını' yaptıkları bir habere yer veriyor.

Bugün Viyana'da baÅŸlayan nükleer silahların insani etkileri konulu konferans öncesi uzmanların yazdığı bir mektupta 'nükleer savaÅŸ tehlikesinin dünya liderleri tarafından hafife alındığı veya yeterince anlaşılmadığı' uyarısı yapılıyor.

BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Avusturya DışiÅŸleri Bakanı Sebastian Kurz'a hitaben kaleme alınan mektupta nükleer güce sahip devletler ile Avrupa-Atlantik bölgesinde ve Güney, DoÄŸu Asya'daki müttefikler arasında gerilimin tırmandığına dikkat çekiliyor ve 'daha iyi bir kriz yönetiminin olması', yeni güvenlik önlemlerinin alınması tavsiyelerinde bulunuluyor.

Times gazetesi, ABD'deki 'Nefes Alamıyorum' protestolarından yola çıkılarak ülkedeki ırkçılık ve polis faaliyetleri hakkında bir baÅŸyazı yayımlıyor.

'Kurumsal ırkçılık'

"Amerika'da ülke genelinde ırkçılık ve polis faaliyetleri konularında sorun var" denilen yazıda siyah Amerikalılar Eric Garner ve Michael Brown'u öldüren beyaz polislerin yargılanmama kararları ele alınıyor ve ÅŸu yorum yapılıyor:

"Garner ve Brown'un davaları Amerikan polisi faaliyetleriyle ilgili olarak biz Ä°ngiltere'dekilere siyah genç Stephen Lawrence'ın ölümü ve ardından gelen Macpherson raporundaki 'kurumsal olarak ırkçılık' tanımını hatırlatıyor."

Ä°ngiltere'de 1993 yılında otobüs durağında beklerken bir grup beyaz gencin saldırısına uÄŸrayan siyah genç Stephen Lawrence, gruptakiler tarafından bıçaklanarak öldürülmüÅŸtü.

Londra polisinin ilk aÅŸamada açtığı cinayet soruÅŸturması baÅŸarısızla sonuçlanmış, Lawrence'ın ailesi de öldürülen kiÅŸi siyah olduÄŸu için polisi ilgisiz ve yetersiz kalmakla suçlamıştı.

Londra polisinin Lawrence olayını ele alış biçimi hakkında açılan ve 1999'da sonuçlanan bağımsız soruÅŸturmada sonunda açıklanan raporda polisin 'kurumsal olarak ırkçı' davrandığı sonucuna varılmıştı.

Times gazetesi de Ä°ngiltere'deki bu olaya atıfla yaptığı baÅŸyazısına ÅŸöyle devam ediyor:

"Brown'un vurulduÄŸu Ferguson'da durdurulan araçların yüzde 86'sı siyahlara ait (…) Geçen yıl New York'ta polis tarafından durdurulan ve üstleri aranan her 10 kiÅŸiden ise yalnızca biri beyaz."

"(…) Ä°ngiltere'de kurumsal olarak ırkçılığı tanımak bile bunu sonlandırmadı. Irkçılık konusunda daha çalkantılı bir geçmiÅŸi olan ve ayrımların daha yerleÅŸik olduÄŸu Amerika'nın sorunu ise yalnızca polislik kültürü deÄŸil, daha geniÅŸ bir kültür."

Times gazetesi, ABD BaÅŸkanı Barack Obama'nın protestolar nedeniyle koltuÄŸunu kaybetme derdi olmaması gerektiÄŸi yorumunu yapıyor. Obama'nın Ferguson olaylarının 'yalnızca Ferguson'un deÄŸil, Amerika'nın problemi olduÄŸu' sözlerinin bölünen ülkeyi birleÅŸtirdiÄŸini belirten gazete yaÅŸananlar için "Amerika'nın utancı" diyor.

'Zengin ülkeler Suriyelilere kapılarını açsın'

Gazete iç sayfalarında yer alan bir haberde de, New York Belediye BaÅŸkanı Bill de Blasio'nun eyaletin polis memurlarının siyah gençlerle ilgili sorunlarda 'otomatik olarak ellerinin silaha gitmemesi' için yeniden eÄŸitileceklerine dair sözleri yer alıyor.

Haberde ÅŸöyle deniyor: "Bill de Blasio, Eric Garner'ın ölümünden sonra polis güçlerinin azınlıklarla iliÅŸkilerinde acil olarak deÄŸiÅŸime gidileceÄŸini söyledi. "

Guardian gazetesinde yer alan bir haberde aralarında Ä°ngiltere'nin önde gelen yardım kuruluÅŸlarının da bulunduÄŸu koalisyonun 'zengin ülkelere Suriyeli mültecilere kapılarını açmaları çaÄŸrısı' aktarılıyor.

Oxfam, Uluslararası Af Örgütü, Save the Children'ın da dahil olduÄŸu 36 uluslararası kuruluÅŸun kurduÄŸu koalisyonun çaÄŸrısında, Suriye'ye komÅŸu ülkelerin Ä°kinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünya tarihinin yaÅŸadığı en büyük göç krizinin ağırlığını artık taşıyamadıkları belirtiliyor.

Guardian gazetesinin haberi ÅŸöyle devam ediyor: "Ä°nsan hakları kuruluÅŸlarına göre, 2015 yılı sonuna kadar Suriye'deki iç savaÅŸ nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan yaklaşık 3.6 milyon kiÅŸinin en az yüzde 5'ini diÄŸer ülkeler kabul etmeli."

"2011'deki ayaklanmalardan sonra Suriye'den kaçanların büyük bir bölümünü, bölgedeki beÅŸ ülke Türkiye, Lübnan, Irak, Mısır ve Ürdün ağırladı. Bu ülkelerin kaynakları göçmen akını nedeniyle kısıtlı hale geldi. Af Örgütü'ne göre uluslararası toplum, mülteci sayısının yalnızca yüzde 1,7'sinin sığınma sundu."

"Avrupa'da, Almanya ve Ä°sveç, Suriyeli mültecilerden yaklaşık 100 bin sığınmacı aldı. Ä°ngiltere, Fransa, Ä°talya, Ä°spanya ve Polonya yalnızca 2 bin sığınmacı alma sözü verdi."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.