Dünya
Almanya'da göçmen tartışması: Evde bile Almanca
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Bavyera eyaletindeki müttefiki Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi ülkede kalıcı olarak yaşamak isteyenlerin sadece kamusal alanda değil evlerinde de Almanca konuşmasını talep etti.
Almanya'da 'Hristiyanlık' temelinde bir kültür sloganıyla kurulan CSU parti yönetimi, 12-13 Aralık'ta düzenlenecek parti kongresi öncesi hazırladığı parti programında ülkede kalmak isteyen göçmenlerin evlerinde bile Almanca konuÅŸmasını ÅŸart koÅŸtu. Parti liderliÄŸinin onayına sunulacak belgede "Almanya'da kalıcı olarak yaÅŸayacak insanların kamuda ve aile içinde Almanca konuÅŸması zorunlu olmalı" talebi gile getirildi. Ülkede özellikle Polonya, Romanya ve Bulgaristan'dan gelen göçmen nüfusun arttığı bir döneme gelen bu çaÄŸrıya diÄŸer partilerden tepki geldi.
CSU üyeleri, göçmen sayısını artmasından duydukları kaygıyı dile getiriken, geleneksel tarafarlarını 'göçmen karşıtı' yeni Almanya Ä°çin Alternatif (AfD) Patisi'ne kaptırmaktan çekindiklerini açıkladı. Göçmenlerin Alman sosyal refas sistemine 'darbe vuracağı'nı iddia eden muhafazakar partiye Merkel'in lideri olduÄŸu Hristiyan Demokrat BirliÄŸi' (CDU) yetkililerinden de eleÅŸtiri geldi. CDU'nun Genel Sekreteri Peter Bauer, "Kendi evimde Latince mi, Klington ya da Hessen lehçesi mi konuÅŸacağım siyasetçileri ilgilendirmez" açıklaması yaptı.
'Hangi dili konuşacağım devleti ilgilendirmez'
Sosyal Demokratların Ä°ran kökenli Genel Sekreteri Yasmin Fahimi de CSU'nun önerisi için 'tamamen absürt' nitelemesi yapıp, "Ä°nsanların kendi evlerinin duvarları arasında hangi dili konuÅŸacağına karar vermek devlete kalmamış" dedi. YeÅŸiller Partisi'nin Türkiye kökenli EÅŸ BaÅŸkanı Cem Özdemir de "dil polisliÄŸine" soyunulduÄŸu eleÅŸtirisini getirip, "VatandaÅŸların kendi evlerinde, dört duvar arasında hangi dilde konuÅŸacağı kimseyi ilgilendirmez" çıkışını yaptı. Almanya'da 1933'te Nazilerin iktidara gelmesinin ardından önce Ä°sviçre'ye, daha sonra ABD'ye göç eden dünyaca ünlü Alman yazar Thomas Mann'ın yaÅŸamını hatırlatan Özdemir, "Amerikalıların bir Thomas Mann'a evinde Almanca konuÅŸmasını yasaklamak istemeleri düÅŸünebiliyor musunuz, böyle bir ÅŸey düÅŸünülemez" diye konuÅŸtu. Öneriye parti içinden de muhalefet çıkarken, CSU eyalet milletvekili Martin Neumeyer, Süddeutsche Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, öneriyi eleÅŸtirerek "Ne yani, ÅŸimdi vatandaÅŸların mutfaklarını kameralarla mı izleyeceÄŸiz" dedi. CSU Genel Sekreteri Andreas Scheuer ise öneriyi savundu, pazartesi günü karara baÄŸlayacaklarını söyledi.
'CSU'nun göçmenlerle imtihanı'
Avrupa ekonomisinin en güçlü ülkesi Almanya'da nüfusun giderek yaÅŸlanması göçmen çalışanlara olan ihtiyacı canlı tutuyor. Çalışmayan emekli nüfusun yüksek düzeydeki saÄŸlık ve maaÅŸ bütçesi, eski Demir Perde ülkelerinden gelen ucuz iÅŸ gücüyle dengeleniyor.
Ä°ÅŸgücü ihtiyacı Ä°kinci Dünya Savaşı sonrası ülkenin yeniden inÅŸaası döneminde baÅŸladı. Batı Almanya Ä°talya, Ä°spanya, Yunanistan, Fas, Yugoslavya ve Türkiye ile göçmen iÅŸçi alımı konusunda anlaÅŸmalar yaptı. En fazla iÅŸçi Türkiye'den gitti. AnlaÅŸmaya göre iÅŸçilerin 1-2 yıl çalışıp memleketlerine dönmeleri öngörülüyordu. Ancak sistem öngörüldüÄŸü ÅŸekilde çalışmadı. Ama Almanya vatandaÅŸlığına geçmek isteyenlerin önüne de büyük engeller konuldu.
Tarihi olarak Almanya vatandaÅŸlığını etnik Alman kökenlere baÄŸlayan ülkede vatandaÅŸlığa geçme yasaları hafifletilse de Almanca'yı anadil gibi konuÅŸmak, geldikleri ülkenin vatandaÅŸlığından vazgeçmek, 'iyi huylu bir birey' olmak, 'ekonomik olarak kendi kendine yeterlik' gibi ÅŸartlar arandı.
Buna raÄŸmen CSU, 1999'da göçmen karşıtı siyaseti daha ÅŸiddetle savunmaya baÅŸladı. Almanya'da kalma süresinin 8 yıla indirilmesine tepki gösteren parti, 'göçmenlerin Hristiyan deÄŸerleri benimsemesi'ni talep etti. 2000'de bu talepleriyle ilgili Bavyera'da kampanyalar düzenledi.
Kaynak: Reuters, AA, Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.