Aile YaÅŸam
Modern(!) çağda unutulan bir rol: Annelik
Yazar Reyhan Güneş Nisanur Dergisi'nde yayınlanan yazısında, "İlahi vahye kulak tıkayıp, çağın en zararlı düşmanı olan TV’lere kulak kesilen bir ebeveynin, topluma imanlı, ahlaklı, dürüst kişilikler kazandırması mümkün değildir. Zira TV programlarına zamanıyla beraber kendini adapte etmiş bir annenin, annelik görevini yerine getirmesi olanaksızdır" dedi. İşte o yazı..
Ä°lahi vahye kulak tıkayıp, çağın en zararlı düÅŸmanı olan TV’lere kulak kesilen bir ebeveynin, topluma imanlı, ahlaklı, dürüst kiÅŸilikler kazandırması mümkün deÄŸildir. Zira TV programlarına zamanıyla beraber kendini adapte etmiÅŸ bir annenin, annelik görevini yerine getirmesi olanaksızdır.
DoÄŸuran her kadın eli öpülesi bir anne deÄŸildir maalesef… Hele hele cenneti ayaklarına alan bir beÅŸer hiç deÄŸildir.
Çağımızın en büyük sorunlarından biri de bilinçsiz kullanılan TV ve bilgisayarlardır. Aile sıcaklığını yok edip, yerine birbirinden kopuk bireyleri topluma dâhil eder… Günün en verimli saatlerini TV karşısında öldüren anneler için bundan daha korkuncu olabilir mi? ÇocuÄŸuna harcaması gereken zamanı kendi iradesiyle öldürmek…
Ä°nsanoÄŸlunun yaÅŸaması ve her türlü ihtiyacı temin edebilmesi için uygun hale getirilen ÅŸu yeryüzünde annelik kadar yüce ve kutsal bir görev verilmemiÅŸtir kadına! Zira kadın bir toplumu, bir geleceÄŸi avuçlarının arasında tutmaktadır… Onu büyütmekte ve eÄŸitmektedir. Anne ya toplumun refahı için ilim ve irfan neslini yetiÅŸtirir ya da toplumu felakete sürükleyecek ateÅŸ toplarını büyütür.
Hiç unutmam; küçükken beÅŸ çocuklu bir komÅŸumuz vardı. Sabah akÅŸam TV izlemekten baÅŸka bir iÅŸ(!) yapılmazdı o evde. Sonuç itibariyle mi? Bu ailenin en büyük kızı ergenlik dönemine ulaşınca ne babayla ne de anneyle anlaÅŸabildi. Sürekli fikir uyuÅŸmazlığı, tartışmalar ve çözüme ulaÅŸmayan sorunlar… DiÄŸer çocuklar da hakeza… Ne bir aile sıcaklığı, ne de anne ilgisi etrafında birleÅŸen duygular…
Ä°slam dininin ilk emrinin “oku”mak olduÄŸu hakikatini ele alırsak, insanların ve toplumların salahiyetinin ancak öÄŸrenmeye ve öÄŸrendiklerini tatbik etmeye baÄŸlı olduÄŸu açıkça anlaşılır. Hakikat ki; Allah Teâlâ, sadece bir kısım insanlara has indirmemiÅŸtir yüce ayetlerini… Kur’an’ın hitabı kadın- erkek mü’min olan herkesedir.
Ä°lahi vahye kulak tıkayıp, çağın en zararlı düÅŸmanı olan TV’lere kulak kesilen bir ebeveynin, topluma imanlı, ahlaklı, dürüst kiÅŸilikler kazandırması mümkün deÄŸildir. Zira TV programlarına zamanıyla beraber kendini adapte etmiÅŸ bir annenin, annelik görevini yerine getirmesi olanaksızdır. Annesinin ilgi ve eÄŸitimiyle büyümüÅŸ bir çocukla; annesinin sevgisinden, ilgisinden mahrum büyümüÅŸ bir çocuk aynı deÄŸildir…
ÇocuÄŸun en çok ihtiyaç duyduÄŸu kiÅŸi annesidir. Gerek sıkıntı anlarında gerek mutluluk zamanlarında, her zaman anneyle sıcak bir iletiÅŸim kurmak, içindeki duyguları paylaÅŸmak ister. Dışarıda ya da özellikle okul ortamında karşılaÅŸtığı pozitif ya da negatif olayları ilk anlatmayı düÅŸündüÄŸü kiÅŸi yine annesidir. Eve geldiÄŸinde annesini TV karşısında gören bir çocuk, olayı anlatacak müsait bir zaman beklemeye koyulur. Fakat anneliÄŸinden taviz vermiÅŸ bir annenin müsait bir anı hiç gelmediÄŸinden çocuk ya olayı boÅŸ verir, ya da anlatacağı ve rahatlayacağı baÅŸka sahiller aramaya koyulur…
Konu hakkında araÅŸtırma yapınca Pedagog Adem GüneÅŸ’in bir makaleye verdiÄŸi isim dikkatimi çekmiÅŸti. “ÇocuÄŸuna sahip çıkan kazanır.” ÇocuÄŸun sadece maddi ihtiyaçlarını deÄŸil manevi dünyasını kapsayan bir cümle…
Hiç merak ettik mi acaba! Neden annelerin birçoÄŸu, çocuÄŸu hakkında ÅŸikâyette bulununca hepsinin ÅŸikâyet konusu hemen hemen aynı oluyor?
“ÇocuÄŸum beni dinlemiyor, sözlerime kulak asmıyor, saygı duymayı öÄŸretemedim, iÅŸi gücü yaramazlık yapmak, oyuncaklarını toplamasını istediÄŸimde ya isteksiz ve zorla yapıyor ya da yalana baÅŸvuruyor…” Örnekleri çoÄŸaltabiliriz… Tüm bu saydıklarımız çoÄŸu annenin ortak ÅŸikâyet konusu maalesef.
Oysa çocuktan ziyade annenin suçluluÄŸudur, bu tür ÅŸikâyetlerin sebebi ve çocuktan evvel eÄŸitime ihtiyacı olanda yine annedir. Zira annelik bir sanattır… Sanatı bilmeyen sanatkâr olamaz ki! Olsa da eline yüzüne bulaÅŸtırır…
Annelerin belki de en çok istediÄŸi ÅŸeydir, çocuÄŸu tarafında dinlenmek, söz sahibi olmak. Yani anne “sus” deyince çocuk susmalı, “otur” deyince oturmalı… Ve ne yazık ki bu durum en çok annelerin, hiç kaçırmadığı TV programlarını izlerken yaÅŸanmaktadır. “Filmim çıktı” diyerek TV’yi karşısına, evladını arkasına alan annelerin “çocuÄŸum benim sözümden çıkmasın” deme gibi bir lüksü olamaz… “En çok sevdiÄŸim film baÅŸlıyor, sakın sesin çıkmasın” diyerek çocuÄŸun nefes almasına bile müsaade etmeyen bir annenin, kendi çocuÄŸunun gözünde deÄŸerli olmasını isteme hakkı da yoktur…
Hali hazırda o bir annedir ve sorumlulukları vardır. ÇocuÄŸun daha birkaç yılı geçmeyen ömrünü göz önünde bulundurarak çocuktan kendisinin dahi yapamadığı olgunluÄŸu beklemek kadar büyük bir hata olamaz… Hayatı TV olan bir annenin, “ben çocuÄŸum için her ÅŸeyimi feda ettim” demesi kadar anormal bir ÅŸey olabilir mi?
ÇocuÄŸun beden geliÅŸimi kadar, kiÅŸisel ve duygusal geliÅŸimi de annenin çocuÄŸa karşı olan muamelesine baÄŸlıdır. Karnının doyması için yemek tabağını çocuÄŸun peÅŸinden koÅŸturan annenin, onun kiÅŸilik ve duygularının geliÅŸiminde de misliyle hassasiyet göstermesi gerekirken, maalesef birçok annenin anneliÄŸi TV karşısında son bulur. Yani TV ondan annelik rolünü alır götürür. Sonuç itibariyle; kendisinden annelik rolünün çalınmış olması, sorumsuz, ilgisiz bir annenin büyüttüÄŸü kısıtlanmış, susturulmuÅŸ, ilgisiz kalmış bir çocuÄŸun geleceÄŸe attığı tedirgin ve titrek adımlar… Bir türlü baÅŸarıya varmayan yollar…
Oysaki düzenli ve saÄŸlıklı kullanılan TV ve bilgisayarlar birçok güzelliÄŸin kaynağı olabilirler… Ä°nsan kendisinde bulunan birçok eksikliÄŸi bu sayede giderebilir, öÄŸrenebilir, kendini yine bu sayede eÄŸitebilir… Kısacası TV ve bilgisayar saÄŸlıklı ve düzenli kullanıldığı taktirde zararlı birer düÅŸman deÄŸil, öÄŸretmen kadar faydalı olabilir. Unutulmamalıdır ki; yaÅŸamak için gerekli olan ekmek dahi, düzenli ve saÄŸlıklı tüketilmediÄŸinde kiÅŸiye birçok hastalığın kapısını açabilmektedir.
Cehaletin kol gezdiÄŸi ÅŸu zaman diliminde, sorgulamamız gereken kim ya da kimler deÄŸil, bizzat kendi nefislerimizdir. Bir anne olarak çocuÄŸumuzu yetiÅŸtirirken Allah Teâlâ’nın takip etmemizi istediÄŸi çizgiyi esas aldığımızda (oku emrine muhatap olduÄŸumuzu kabullenip, bu baÄŸlamda kendimizi ve elimizin altındaki yavrularımızı eÄŸitmeye baÅŸladığımızda) sorunların kaynağında çocuÄŸumuzu deÄŸil kendimizi göreceÄŸiz.
Rabbimizin, yuvalarımızdaki dost gördüÄŸümüz düÅŸmanların tuzaklarından bizi ve çocuklarımızı muhafaza buyurması duasıyla… Rahman ve Rahim olana emanet olun…
Henüz yorum yapılmamış.