Sosyal Medya

Güncel

Görmez'e göre IŞİD'i Kuran yorum ile İsrail'i ki ile aynı

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, İsrail’i kuran Tevrat yorumu ile Şam ve Irak’ta devlet kurmak isteyen din yorumu arasında çok fark olmadığını savundu



Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, IŞİD'i kuran düÅŸünce yapısı ile Ä°srail'i kuran düÅŸünce yapısının birbirine benzediÄŸini söyledi.

Habertürk'ten RuÅŸen Çakır'a konuÅŸan Mehmet Görmez, "Daha önce El Kaide ile olmuÅŸtu ama IŞİD’le çok daha etkili bir Selefilik gündeme geldi. Sahiden bu tür akımları Selefi ya da yeni Selefi gibi kavramlarla açıklamak doÄŸru mudur?" ÅŸeklindeki bir soru üzerine, "Bunlar salt dini hareketler deÄŸil, siyasetten bağımsız deÄŸerlendiremeyiz. Filistin ve Afganistan iÅŸgalleri bu tarz hareketleri var etti. Irak iÅŸgali ve Suriye olayları bunların toplumsal zemin bulmasını saÄŸladı. Bu coÄŸrafyada yaÅŸanan travmaların sonunda böyle bir zemin var olmuÅŸtur. Siz Irak iÅŸgalinden sonra 1.5 milyon insanın öldürülmesi ve milyonlarca insanın yaralanması, yine bir o kadar kadının tecavüze uÄŸramasından bağımsız olarak bunları düÅŸünemezsiniz. Tüm Ä°slam dünyasında yaralı bilinçler oluÅŸmuÅŸtur. YaÅŸanan bu hadiseler adeta topyekûn toplumsal bir kusmadır. Elbette kusma bir hastalığa ve saÄŸlıksızlığa iÅŸarettir." dedi.

"BÜTÜN DÄ°NLERDE GÖRÜLEN YAPILANMALAR"

Çakır'ın "Åžiddete meyilli insanlar kendini meÅŸrulaÅŸtırmak için mi SelefiliÄŸe baÅŸvuruyor yoksa SelefiliÄŸi o kadar ilerletiyorlar ki sonunda ÅŸiddete mi ulaşıyorlar?" ÅŸeklindeki sorusuna ise Görmez ÅŸu cevabı verdi: Çağımızda Selefi bir tutumun var olduÄŸu biliniyor. Ancak bu tutumlar silaha dayalı ÅŸiddetten ziyade daha çok dini içerikli bir tavrı içinde barındırıyor. Silah ve ÅŸiddete dayalı hareketleri sadece bu Selefi yaygınlaÅŸmayla izah edemeyiz. Selefi tutum sadece Ä°slam’la ilgili bir husus deÄŸildir, hemen hemen bütün dini yapılarda bu tarz bir tutum vardır. Öze dönüÅŸ olarak ifade edilen bu yaklaşım tarihsel süreç içerisinde Ä°slam toplumlarında olagelmiÅŸtir, ancak bu tutumun egemen olduÄŸu söylenemez. Hıristiyanlık’ta kopuÅŸ önce teolojik oldu, sonra siyasallaÅŸtı. Bizdeyse önce siyasi kopuÅŸ yaÅŸandı daha sonra ona uygun teoloji bulundu. Ä°lk asırları dikkate alacak olursak Müslümanların ilk büyük kopmaları siyasi nedenlerden oldu. Bugün de öyle.

RuÅŸen Çakır'ın "Adam Fransız. Müslüman oluyor, üç gün sonra Suriye’ye gidip savaşıyor. Anlaşıldığı kadarıyla Ä°slam’ı en sıradan Müslüman kadar bile bilmeyen insanlar Irak’a, Suriye’ye cihada gidiyor..." ÅŸeklindeki tespiti üzerine Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı konuÅŸmasına ÅŸöyle devam etti:

"YAHUDÄ°LÄ°KTEKÄ° SELEFÄ°LÄ°K.."

Onlar Ä°slam ile tanışmadan önce geçen hayatı boÅŸ bir hayat olarak görüyor. O yılları birkaç gün içerisinde telafi edeceÄŸini düÅŸünüyor. Dünya bu yöntemi ilk defa Ä°slam dünyasında ortaya çıkan hareketlerle görmüyor. Gözlerden kaçıyor ama Ä°srail’i kuran Tevrat yorumu ile Åžam ve Irak’ta devlet kurmak isteyen din yorumu arasında çok fark yok. Sıfırdan siz bir Tevrat yorumuyla dünyadaki bütün mensuplarınızı bir topraÄŸa toplayacaksınız. Ama doÄŸrudan dinden ve dini metinlerden hareketle. O yorumlardan hareketle baÅŸka insanlara ait toprakları ellerinden alacaksınız. O yorumlara dayanarak size direndikleri takdirde hepsini katletmeyi mubah göreceksiniz. Mesela dünya bunu meÅŸru kabul etti. Hâlâ ABD ve Ä°ngiltere’de “Filistinliler kimdir?” diye soruyorsunuz, “Filistinliler Ä°srail’in vatanına el koyan iÅŸgalciler” diye cevap veriyorlar. Bu yanlışı bütün dünya kabul etti. Hiç kimse bunun bir din yorumundan kaynaklandığını, Yahudilikteki Selefilik olduÄŸunu konuÅŸmadı, tartışmadı. Hıristiyanlığın tarihine baktığımızda da Yüzyıl SavaÅŸları, ondan önceki büyük kopuÅŸlar, birbirlerine karşı düzenledikleri Haçlı Seferleri, birbirlerinin mabetlerini yok etmeler... Orada neticede ne oldu? Ä°nsanlar “Din buysa biz bu iÅŸte yokuz” dedi ve bugün hayatı ve varlığı her türlü aÅŸkınlıktan arındıran seküler düÅŸünce ondan sonra ortaya çıktı. Benim endiÅŸem o ki eÄŸer Müslümanlar akıllarını baÅŸlarına almaz ve gerçekten ilahi hikmetten uzaklaÅŸmaya devam ederlerse Arap Baharı’ndan sonra yaÅŸananlar, ÅŸiddetin ve vahÅŸetin Ä°slam ile özdeÅŸleÅŸtirilmesi sadece Batı’da Ä°slamofobinin güçlenmesine, Ä°slam’ın o topraklarda bir güvenlik sorununa dönüÅŸmesine yol açmayacak. Gelecek kuÅŸaklar kendi dinlerinden kopuÅŸ sürecine girecekler ki bu kopuÅŸun onları nereye götüreceÄŸini bilemiyoruz.

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.