Sosyal Medya

YaÅŸam

İyi Eş Kötü Günde Belli Olur

Evlilik denilince medyada ve popüler kültür ürünlerinde hep romantik duygulardan bahsedilir. Halbuki evlilikte şefkat ve merhamet çok daha lüzumlu duygulardır.



Aile her yaÅŸtan insan için bir sığınaktır; bir ÅŸefkat sığınağı… En çok da yaÅŸlılık ve hastalık gibi dönemlerde bir merhamet ÅŸemsiyesidir. EÄŸer zamanında saÄŸlam temeller üzerinde yükselen bir aile yuvasını kurmuÅŸ, sadakat ve fedakârlıkla o yuvayı ayakta tutmuÅŸsanız, size kimselerin yüz vermediÄŸi hastalık, engellilik, iflas, iÅŸsizlik, psikolojik çöküntü veya bunama dönemlerinde dahi bu sizi baÄŸrına basmaya hazır bir çift kol bulursunuz. 

Evlilik denilince medyada ve popüler kültür ürünlerinde hep romantik duygulardan bahsedilir. Halbuki evlilikte ÅŸefkat ve merhamet çok daha lüzumlu duygulardır. Rabbimiz, ayet-i kerimede eÅŸler arasına meveddet ve merhamet duyguları koyduÄŸunu haber vermiÅŸ: “Sükûnet bulmanız için size kendi cinsinizden eÅŸler yaratması, aranızda meveddet ve merhamet peydâ etmesi Allah’ın mucizelerindendir…” (Rum 21) 

Çünkü hayatın bize ne getireceÄŸini bilemeyiz. Her zaman saÄŸlıklı, güçlü, kendi kendine yeten kiÅŸiler olabilecek miyiz, bilmiyoruz. Bilhassa yaÅŸ ilerledikçe hastalıkların birbiri ardınca ortaya çıktığını ve hayatımızı deÄŸiÅŸtirdiÄŸini görürüz. Ä°ÅŸte bu dönemde eÅŸler arasındaki sevginin rengi deÄŸiÅŸir, vicdan temelli, ÅŸefkatli bir sevgiye dönüÅŸür. 

Ä°ÅŸte böyle dönemlerde evliliÄŸin devamı ancak böyle merhametli bir sevgiyle mümkün olabilir. Kabul edelim ki, cazibesi solmayacak, saÄŸlığı, gücü kuvveti elden gitmeyecek hiçbir insan yoktur. Evlilik baÅŸlangıçta beÄŸeni ve arzu duyguları üzerine kurulsa da bu dönem muhakkak geçer. Ama karı koca birbirine baÄŸlılık ve ÅŸefkat duyarsa bu yuva her türlü durumda ayakta kalır. 

Zaman zaman gazete sayfalarında felçli eÅŸine yıllarca ÅŸefkatle bakan kiÅŸilerin hikâyelerini okuruz. Mesela on beÅŸ yıldır beyin hastalığından muzdarip eÅŸine vefa ile hizmet eden bir yaÅŸlı amca, “Allah’a, bana sabır, metanet ve dayanma gücü versin diye dua ettim ve dualarım kabul oldu” ifadelerini kullanıyor. Ä°ÅŸte bu, vicdanlı bir insanın tavrıdır. 

Hastalık İmtihandır

Elbette hasta bir insanla hayatı paylaÅŸmak, saÄŸlıklı ve zinde bir insanla beraber yaÅŸamaya benzemez. Hasta insana karamsar düÅŸüncelere hatta depresyona eÄŸilimli olur. 

Hastalıklar depresyonu, bilhassa hafif dozda ama kronik tarzdaki depresyon türünü tetikler. Çünkü hastalıkla birlikte insanın hayattan tat aldığı ÅŸeyler bir bir elinden alınır. Kalp hastalıkları, hipertansiyon, ÅŸeker hastalığı gibi rahatsızlıklarda kiÅŸinin yemek alışkanlıkları deÄŸiÅŸir, perhiz uygulaması gerekir. Zaten yaÅŸlılık ve hastalığa baÄŸlı olarak kiÅŸinin aÄŸzının tadı bozulur. Bir de alışkın deÄŸilse sebze yemekleri ve haÅŸlama usulüyle piÅŸirilmiÅŸ yemekleri severek yemez. 

Hastalığa baÄŸlı olarak uyku düzeni bozulur. Genellikle yaÅŸ ilerledikçe daha az uykuya ihtiyaç hissedilir. Bunun yanında fiziksel veya ruhsal acılar da uyumayı zorlaÅŸtırır veya uyku kalitesinde bozulmalar ortaya çıkabilir. Mesela kiÅŸi gece uykuya dalamaz, gündüzünü ise dinlendirici olmayan uyuklamalarla geçirir. Bu durumda zamanının çoÄŸunu yatakta ama aÄŸrılı ve huzursuz bir ÅŸekilde geçirir. Hatta bazı hastalıklarda kiÅŸi sıhhatli bir nefes bile alamaz. 

Bu derece olmasa bile hastalıklar kiÅŸinin sosyal hayatını kısıtlar. Artık çalışamaz veya eski statüsünü koruyamaz. Eskiden katıldığı birçok faaliyetten uzak kalır. Aile içi roller deÄŸiÅŸir. Eskiden otoriter bir koca veya evinde hâkim durumda bir ev hanımı iken artık bakıma muhtaç bir hasta durumundadır. Bu da hasta kiÅŸinin mutsuzluk duygularını kamçılar. Ä°ÅŸte bu sebeple hastalık dönemi eÅŸlerin birbirine çok daha fazla ÅŸefkat göstermeleri gereken bir dönemdir. 

Bilhassa beyin hastalıkları ve bunama kiÅŸinin akıl saÄŸlığını olumsuz etkilediÄŸi zaman kiÅŸi tamamen bir bakıcının koruma ve gözetimine muhtaç haldedir. Bu da hastaya bakma durumunda olan eÅŸ için hayli yıpratıcıdır. Yine kronik hastalıklar ve kanserler de, uzun süren tedavi süreçleriyle hem hasta, hem de hastanın eÅŸi için sabır isteyen bir imtihandır. Böyle imtihanlı dönemlerde kiÅŸi Allah rızasını gözeterek sabırlı ve merhametli olmaya çalışmalıdır. 

Böyle zamanlarda ÅŸeytan insana eÅŸinin geçmiÅŸteki hatalarını hatırlatarak onu vicdansızlığa sevk etmeye çalışabilir. Yahut kiÅŸinin acelecilik duygusunu tahrik eder, “Artık ne olacaksa olsun! Ya iyileÅŸsin veya ölsün de kurtulayım!” gibi fısıltılar telkin eder. Yine çektiÄŸi acılara baÄŸlı huzursuzluklarından dolayı öfke vererek hastaya karşı sinirli olmaya sevk eder. 

Elbette ÅŸeytan müminleri hasta eÅŸe hizmet ve ÅŸefkat gibi çok sevap kazandıracak bir salih amelden alıkoymaya çalışacaktır. Bu konuda bilinçli olmalıdır. 

Mükafatı Allah’tan Bekleyin

Hastalık veya tedavi süreci uzadıkça hastalarda geleceÄŸe ait ümitsizlik, bir daha iyileÅŸemeyeceÄŸi düÅŸünceleri meydana gelir. Åžikayetler artar. Bazen yersiz öfke, somurtkanlık veya baÅŸka olumsuz davranışlar görülür. Bunlar size karşı sergilediÄŸi hareketler deÄŸil, kendi huzursuzluÄŸu sebebiyle gösterdiÄŸi davranışlardır. Bunu düÅŸünerek alınganlık göstermemelidir. 

Hastaların gönlü ince olur. Zaten acı çekmektedir, kendinde mücadele edecek gücü ancak bulabilmektedir. O anda yanındakilerin halini düÅŸünememesi normaldir. 

ÇoÄŸu zaman hastalar yanındakilerle konuÅŸmaya isteksiz veya halsizdir. Bu sebeple tatlı dilli olmayabilir. “Bu kadar zahmete katlanıyorum da bir kere bile teÅŸekkür etmedi, bir Allah razı olsun demedi” diye kırgınlık duymamalıdır. 

Unutmamalıdır ki o hastanın da bir sahibi var. O sizi takdir edebilecek durumda olmasa bile Rabbi elbette yaptıklarınızı görüyor. Sizin iyiliÄŸinizin mükafatını onun da Rabbi, sizin de Rabbiniz olan Allah-u Zülcelal mutlaka verecek. 

Bazen hastaların durumu yanındaki kiÅŸi için büyük bir sıkıntı kaynağı olabilir. Mesela beyin hastalığı veya ruhsal sıkıntı nedeniyle hastanın uzun süre oturduÄŸu ya da yattığı yerde duramayarak sürekli dolaÅŸma isteÄŸi duyması, olur olmaz ÅŸeyleri kurcalaması, kırıp dökmesi gibi… Bu dönemde çok affedici ve hoÅŸgörülü olmak gerekir.

Hastaların Ümide Ä°htiyacı Var

Hasta kiÅŸiler ve yakınları hastalık konusunda bilgilenmeli ve karşılaşılabilecek durumlar konusunda bilgi almalıdır. Hasta ile iletiÅŸim devamlı olmalı, konuÅŸması, kendi duygu ve düÅŸüncelerini anlatması saÄŸlanmalıdır. Hastayı iyileÅŸebileceÄŸine inandırarak ümit vermeli, eskiden zevk aldığı iÅŸlerle meÅŸgul olmaya teÅŸvik etmelidir. 

Tedavi olmaya korkan, üÅŸenen veya iyileÅŸmeyi ümit etmeyen hastalara, Peygamberimizin tedavi olmayı teÅŸvik ettiÄŸini hatırlatmalıdır. 

“Tedavi olunuz. Çünkü Allah, her hastalık için bir de ilâç ve tedavi yaratmıştır; bundan bir dert müstesnadır o da ihtiyarlıktır.” (Ebu Dâvud, Tıb 1) 

Hastaların kendine güvenini yeninde kazanması ve iyileÅŸeceÄŸine inanması için rehabilitasyon yöntemlerini öÄŸrenmek uygun olur. YapabildiÄŸi ÅŸeyleri denemesi için, mesela yürümesi için yardımcı olacak yürüteçlerin kullanımına teÅŸvik edilmelidir. Bunlar onun maneviyatını yükseltecek, sevildiÄŸini hissettirecektir. Ancak bu çalışmalar sırasında sabırlı olunmalı, hasta ile tartışılmamalı, azarlanmamalı, yapamadığı ÅŸeylere zorlamamalıdır.

Uykusunu düzene koymak için gündüz daha fazla meÅŸgul edilmeli, yatağına sadece gece gitmesi için teÅŸvik edilmelidir. GeçmiÅŸte yapıp zevk aldığı el iÅŸlerini, hobi ve alışkanlıklarını devam ettirmesi için özendirmelidir.

Ä°badetlerine düÅŸkün olan kiÅŸiler, hastalıkları sebebiyle ibadetlerini yapamadıkları zaman çok üzülürler. Böyle durumda onlara Peygamberimizin ÅŸu müjdesini hatırlatmalıdır: “Mü’min hastalandığı veya yolculuk yaptığı sırada tıpkı sıhhatli ve mukim iken yaptığı ibadetlerin sevabını alır.” (Buhârî, Cihad 134)

Hastaların odasında, eÅŸyalarında, giysilerinde kendi izni olmadan deÄŸiÅŸiklik yapılmamalıdır. EÅŸyalarını atmamalı, aksine albümler, eski hediye ve mektuplar çıkararak mutlu anılarını tazelemelidir. Duygularını okÅŸayacak ÅŸekilde hareket edilmeli mesela ona sevinç ve huzur hissettirecek ÅŸeylerden bahsedilmelidir. 

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta bir hadis-i ÅŸeriflerinde ÅŸöyle buyurmaktadır: “Bir hastanın yanına girince, saÄŸlık ve uzun ömür temennisiyle onu rahatlatın. Zira böyle yapmak onun gönlünü hoÅŸ eder.” (Tirmizî, Tıbb 35)

Ä°yileÅŸme ümidi olmayan hastalıklarda, hem hasta hem de hasta yakını için manevi destek çok önemlidir. Bilhassa böyle dönemlerde ümitsizliÄŸe düÅŸmemeleri için Peygamberimizin müjdeleri hatırlatılmalıdır.

Peygamberimiz buyuruyor ki, “Müslüman’ın başına gelen zahmet, hastalık, keder ve eziyet hatta ayağına batan bir diken bile olsa mutlaka Allah, bunları onun günahlarına kefaret yapar.” (Buhârî, Kitabu’l-Merda 1)

Hasta Yakınlarına Destek Olmalıyız

Hasta eÅŸine bakmak zorunda kalan karı veya kocaların da desteÄŸe ihtiyacı vardır. Zaten çoÄŸu zaman o da yaÅŸlı veya hastadır. Bu sebeple evlatların, yaÅŸlı ve hasta anne babalarını kendi baÅŸlarına bırakmaması gerekmektedir. Duruma göre ya onları sık sık yoklamalı, ya yakın bir adrese yerleÅŸtirmeli veya aynı evde yaÅŸamalıdır. 

Bunların mümkün olmadığı durumlarda iÅŸinin ehli ve ÅŸefkatli bir bakıcı görevlendirilebilir. Ancak yine de sık ziyaretlerle manevi destek verilmeli ve durumları kontrol altında tutulmalıdır.

Hastaları ziyaret etmek, hem onlar için, hem hasta yakınları için manevi bir destek olacaktır. Bu ziyaretlerde hastaya refakat görevini bir süre devralarak hasta eÅŸinin biraz dinlenmesi, ihtiyaçlarını gidermesi hatta sosyalleÅŸmesi için fırsat oluÅŸturmak çok iyi olur. Çünkü uzun bir süre hastane odasında veya hasta baÅŸucunda kapalı kalmak yıpratıcı olacaktır. 

Hepimiz bir gün böyle yardımlara ihtiyaç duyabiliriz. Bu sebeple anne babamız baÅŸta olmak üzere yakınlarımızın yardımına koÅŸmalıyız. 

Unutmayın ki hasta duası Allah katında makbuldür. Peygamberimiz “Hastaların duasını alınız; onların duası makbuldür.” buyurmuÅŸtur. Velev ki o hasta dua etmese hatta Allah katında iyi bir kul olmasa da Allah-u Teâlâ onun için deÄŸil, sizin merhametiniz sebebiyle size rahmet edecektir. 

Peygamber Efendimiz, her konuda olduÄŸu gibi hasta ziyareti konusunda da bizlere en güzel örnektir. Ashabını da hastaları ziyarete ve bakımlarını yapmaya teÅŸvik etmiÅŸ ve ÅŸöyle buyurmuÅŸtur: “Ashabım, hastaları ziyaret ediniz, açları doyurunuz, esaretinizdeki köleleri salıveriniz.” (Buhârî, Merdâ 4; Ebu Dâvud, Cenâiz 11) 

Hastalara samimiyetle dua edilmelidir. Hem hasta ziyaretlerinde hem de gıyabında hastalara ÅŸifa istenmelidir. Çünkü Allah-u Zülcelâl’in kudreti için zor hiçbir ÅŸey yoktur. O dilerse doktorların ümidini kestiÄŸi hastalara bile ÅŸifa verir.

Saliha Uyar

http://islamihayatdergisi.com/

1 Yorum

  1. Ä°Simsiz

    Temmuz 11, 2019 PerÅŸembe 20:34

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.