Sosyal Medya

Güncel

Putin Türkiye'de 'yeni ufuklar' arıyor

Rusya Devlet Başkanı Putin, Ankara’ya geliyor. Ukrayna ve Suriye’deki krizlerde fikir ayrılığı bulunan Türkiye ve Rusya, ‘benzer düşünülen konularda işbirliğini geliştirmek için’ görüşecek ve Türkiye-Rusya arasında yeni ekonomik ve ticari anlaşmalar imzalanacak.



Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin, Ankara’ya geliyor. Ukrayna krizi ve Suriye’deki Esed rejimine yaklaşımlarında fikir ayrılığı bulunan iki ülkenin liderleri, ‘benzer düÅŸünülen konularda iÅŸbirliÄŸini geliÅŸtirmek için’ görüÅŸecek ve Türkiye-Rusya arasında yeni ekonomik ve ticari anlaÅŸmalar imzalayacak.

ErdoÄŸan ve Putin en son 7 Åžubat’ta Soçi’de bir araya gelmiÅŸti. 5. Üst Düzeyli Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi (ÜDÄ°K) Zirvesi’nde ErdoÄŸan ilk kez CumhurbaÅŸkanı sıfatıyla Putin ile ikili görüÅŸme yapacak.

Putin, ziyaretin tarihi belli olduÄŸunda “Yeni ufuklar aramaya geliyorum” açıklaması yaptı. Ardından ziyaretten birkaç gün önce, 28 Kasım’da Anadolu Ajansı’na verdiÄŸi röportajda ÅŸöyle konuÅŸtu:

“Elbette, tutumlarımız bazı konularda farklı olabilir. Bu, bağımsız dış siyaset güden devletler için doÄŸaldır. Bununla beraber, Rusya’nın büyük önem verdiÄŸi karşılıklı diyaloÄŸu devam ettirme noktasında ortak niyetimiz mevcuttur. Hükümetimizin tutumu ikili ticari hacmi arttırmak için yeni ufuklar açmaktır.”

Türk DışiÅŸleri kaynaklarının verdiÄŸi bilgiye göre, beraberinde enerji, ticaret, kültür bakanları da 10 bakanıyla ve dâhil kalabalık bir heyetle gelen Putin ve Türkiye CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan birçok ticari anlaÅŸmaya imza atacak. Ä°ki ülke arasında 35 milyar dolarlık ticaret hacminin 2020 yılına kadar 100 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.

Al Jazeera’ye ziyareti deÄŸerlendiren Uluslararası Stratejik AraÅŸtırmalar Kurumu (USAK) Rusya-Türkiye iliÅŸkileri uzmanı Dr. Habibe Özdal, “Dış politikadaki netameli alanlar, pozitif alanları gölgelemesin gibi bir bakış açısı var” diyor ve ekonomi yoÄŸunluklu bu ziyaretlerin yapıcı olduÄŸunu söylüyor:

“Bir süre sonra vites büyütmeye ihtiyaç duyulacağını düÅŸünüyorum. Bu görüÅŸmelerin problem çözücü nitelik kazanması gerekiyor. Tabii ki hemen çözülememesinde problemlerin çok taraflı olmasının çok büyük bir rolü var. Bir sonraki aÅŸamaya ne zaman geçilir onu anlamak gerekir.”

Esed rejimi konusunda fikir ayrılığı ve Ankara öncesi rejimle temas

Ekonomik ve ticari iÅŸbirliÄŸinin yanı sıra ziyarette Suriye konusu da gündeme gelecek. Suriye’deki savaşın başından beri iki ülkenin tutumları ayrışıyor. Türkiye, Esed rejiminin meÅŸruiyetini kaybettiÄŸini ve devrilmesi gerektiÄŸini savunuyor. Rusya ise, Esed rejiminin en büyük destekçilerinden.

Rus DışiÅŸleri Bakanı Lavrov, tam Ankara ziyareti öncesi Suriye DışiÅŸleri Bakanı Velid Muallim ile Moskova’da görüÅŸtü. GörüÅŸmenin ardından “Terörle mücadelesinde Esed’i desteklemeye devam edeceÄŸiz” açıklaması yaptı. Ziyaret öncesi gelen bu açıklama önemli, çünkü Suriye’de IŞİD ile mücadelede Türkiye’nin önceliÄŸi Suriyeli muhalif savaÅŸçıların eÄŸitilip donatılarak hem IŞİD hem de Esed rejimine karşı savaÅŸması ve Esed rejiminin gitmesi. Türkiye, ABD öncülüÄŸündeki koalisyon ülkelerini Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge ve uçuÅŸa yasak bölge konusunda da ikna etmeye çalışıyor. Tüm bunları, ‘Esed orada kaldığı sürece IŞİD gibi terörist gruplar üremeye devam edecek’ diyerek açıklıyor. Rusya ise tüm bu giriÅŸimlere karşı çıkıyor, Suriye’de IŞİD ile mücadele için Esed rejimiyle iÅŸbirliÄŸi yapılması gerektiÄŸini söylüyor.

Putin, Cuma günü AA’ya verdiÄŸi röportajda bu konuya da deÄŸindi, ‘Suriye’nin egemenliÄŸine’ vurgu yaptı:

“Elbette Suriye dâhil, kargaÅŸalarla sarsılmış Orta DoÄŸu ve Kuzey Afrika bölgesinde terörist ve aşırıcı unsurlarla mücadeleyi uluslararası toplumun öncelikli hedeflerinden biri olarak deÄŸerlendiriyoruz. Åžuna eminiz ki, bu tehdidin bastırılması çabaları, BM Güvenlik Konseyinin kararlarına, baÅŸta devletlerin  egemenliÄŸini koruma ve içiÅŸlerine karışmama ilkeleri olmak üzere uluslararası hukuk normlarına dayanmalıdır. Daha önemlisi, bu süreç ÅŸeffaf bir biçimde ve gizli gündem olmaksızın devam etmelidir.”

USAK uzmanı Habibe Özdal, bu ziyaretin önce Irak savaşı, ardından da Arap baharıyla birlikte bölgedeki dış politika kazanımlarının ve varlığının tartışılır hale geldiÄŸi Rusya için, uluslararası aktörlere bir mesaj niteliÄŸi taşıdığını söylüyor. 

Ukrayna krizi ayrışması ve yaptırım yakınlaşması

Ukrayna’daki kriz de Rusya ve Türkiye’nin ayrıştığı bir diÄŸer konu. Türkiye Ukrayna’nın toprak bütünlüÄŸünü savunuyor. Özellikle de 16 Mart 2014'te yapılan ve Tatar Türklerinin boykot ettiÄŸi referanduma dayanarak Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’ın Ukrayna’nın parçası olduÄŸunu defaatle dile getiriyor. DiÄŸer yandan Ukrayna’da olayların yaÅŸandığı süreçte dahi Rusya ve Türkiye arasında çeÅŸitli seviyelerde temaslar ve ziyaretler devam etti. Ä°ki ülke konuyla ilgili olarak ‘ayrı düÅŸtüÄŸümüz noktalar var, ancak diyalog sürüyor’ açıklaması yaptı.

Bu süreçte ABD, Avrupa BirliÄŸi ve bazı ülkeler Rusya’ya yönelik ciddi yaptırım kararları aldı. Yaptırımlara katılmayan Ankara, bir yandan Ukrayna’nın ve Kırım Tatarlarının yanında olduÄŸunu ve Kırım’ın ilhakını tanımayacağını güçlü ÅŸekilde dile getirirken, Rusya’nın da diplomatik süreçten çıkarılmaması gerektiÄŸi ve diyalogla çözümün saÄŸlanması gerektiÄŸini savundu. Bu da, iki ülke arasındaki ekonomik iÅŸbirliÄŸinin belli bir düzeyde artmasına yol açtı; Türkiye, Rusya için daha önemli bir ekonomik partner haline geldi.

‘Türkiye, Rusya’da giremediÄŸi pazarlara giriyor’

Al Jazeera’ye konuÅŸan Özdal, Türkiye’nin bu süreçte iyi bir kriz yönetimi yaptığı görüÅŸünde:

“Rusya ve Batı arasında ciddi bir kriz, güven bunalımı ve çıkar çatışması yaÅŸanıyor. Türkiye’nin öznel bir pozisyonu var. Ukrayna toprak bütünlüÄŸünü desteklemek, Kırım’ın ilhakını asla desteklememek gibi temel prensiplerde Batı’nın tarafında yer alırken, yaptırımların tarafı olmak hukuki çerçevede Türkiye’nin sorumluluÄŸu olmadığı için ekonomiyi canlı tutmaya, Rusya’da giremediÄŸi pazarlara girmeye çalışıyor, bunun için kriz yönetimi yapıyor. Türkiye sadece Batı ittifakının bir parçası olarak her ÅŸartta onlarla birlikte hareket etmek bölge istikrarı ve Türkiye’nin ulusal çıkarı açısından da doÄŸru olmayabilir. Hassas dengelerin gözetildiÄŸi bir kriz yönetimi yapılıyor.”

Putin de, ziyaret öncesi yaptırımlarla ilgili ÅŸunları söyledi:

“Türkiye’nin Rusya ile ekonomik iÅŸbirliÄŸi konusu dâhil olmak üzere, bağımsız biçimde kararlar almasını takdir ediyoruz. Türk ortaklarımız çıkarlarını birilerinin siyasi hırsları uÄŸruna heba etmeyi reddetti. Bunun gerçek anlamda iyi düÅŸünülmüÅŸ ve ileriye dönük bir politika olduÄŸunu düÅŸünüyorum.”

Özdal, Türkiye ile Rusya’nın dış politikadaki farklılıklarının, enerji ve ekonominin önemsenmesi sonucunu doÄŸurduÄŸunu söylüyor.  Bu ekonomi-enerji yoÄŸun iliÅŸkilerin tarafları yakınlaÅŸtırdığını söyleyen Özdal, bunun kazan-kazan siyasetine de uyduÄŸunu belirtiyor:

“2011’de ÜDÄ°K kurulduÄŸundan beri, zıt politika izledikleri en zor zamanlarda bile bu toplantılar sayesinde liderler aynı masada oturup fikir alışveriÅŸinde bulunuyorlar. 14 yıllık politikanın sonucu olarak ikili iliÅŸkiler belli düzeye getirildi, bu çok kıymetli.”

DoÄŸalgazda indirim talebi

Putin’in Ankara ziyareti öncesi, Rus doÄŸalgazında indirim ve Batı Hattı’ndan gelen doÄŸalgazın kapasitesinin arttırılması taleplerini görüÅŸmek üzere, 25 Kasım’da Türk Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,Moskova’ya gitti.

Rusya’dan çıkarak Karadeniz üzerinden doÄŸrudan Türkiye’ye ulaÅŸan Mavi Akım boru hattından gelen doÄŸalgazda sorun yaÅŸanmadığını söyleyen Yıldız, Ukrayna, Romanya ve son olarak Bulgaristan üzerinden Türkiye’ye ulaÅŸan Batı Hattı’nda ise Rus doÄŸalgazının günlük 42 milyon metreküpten, son üç haftadır 26-28 metreküp seviyesine düÅŸtüÄŸünü belirtti. Yıldız Moskova’da, doÄŸalgaz seviyesinin anlaÅŸmadaki seviyeye çekilmesini istedi.

Moskova’da Yıldız ile görüÅŸen Rus Enerji Bakanı Aleksandır Novak da Putin’e Ankara ziyaretinde eÅŸlik edecek. Ziyaretin önemli gündem maddelerinden biri de, kış ayları yaklaşırken Türkiye’nin artan doÄŸalgaz ihtiyacı ve alınması gereken tedbirler olacak.

Nükleer enerjide iÅŸbirliÄŸi

Enerji baÅŸlığı altındaki tek gündem maddesi doÄŸalgaz deÄŸil. Putin, “Türkiye ile ekonomik ortaklığın çeÅŸitlendirilmesi çerçevesinde çalışmalarımızın stratejik yönlerini ortaklaÅŸa belirleyeceÄŸiz. Bunların arasında nükleer enerji endüstrisi de var” açıklaması yaptı.

2016’da temeli atılması planlanan Mersin Akkuyu’daki nükleer santrali Rus devlet kuruluÅŸu Rosatom yapacak. Nükleer santral için iki ülke iÅŸbirliÄŸiyle Akkuyu NCS adlı bir ÅŸirket kuruldu. 2023 yılında tamamen bitirilmesi planlanan nükleer santralin ilk etabı 2020 yılında faaliyete geçecek. Ä°ki ülke, çeÅŸitli düzeydeki temaslarında bu konuyu gündeme sıkça getiriyor ve projenin hızlandırılması yönünde fikir birliÄŸi içerisinde olduklarını belirtiyor.

Nükleer santralin Çevre Genel MüdürlüÄŸü tarafından hazırlanan Çevresel Etki DeÄŸerlendirmesi (ÇED) raporu da, Putin’in ziyareti öncesi tamamlanarak Çevre ve Åžehircilik Bakanı’nın onayına sunuldu. O sırada Moskova’da olan Yıldız, “Akkuyu projesinde daha da hızlanmamız lazım” dedi.

Pazartesi günü Ankara’ye gelen Putin, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve BaÅŸbakan DavutoÄŸlu ile görüÅŸecek. Günübirlik ziyarette çeÅŸitli bakanlıklar düzeyinde ikili ve heyetlerarası görüÅŸmeler yapılacak.

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.