Sosyal Medya

Güncel

Etyen Mahçupyan: Hizmet neden kaybetti

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun danışmanı gazeteci yazar Etyen Mahçupyan, Cemaat'in hükümetle yaşadığı gekişmede neden kaybettiğini yazdı.



AkÅŸam Gazetesi'ndeki köÅŸesinde konuya deÄŸinen Mahçupyan, AK Parti ile Cemaat arasında yaÅŸanan çekiÅŸmede, Cemaat'in neden kaybettiÄŸini anlattı.

Ä°ÅŸte Mahçupyan'ın o yazısı..

HÄ°ZMET NEDEN KAYBETTÄ°

Siyasetin yalan söyleme sanatı olduÄŸu minvalinde bir dizi söz var. Ama siyaset, bu uÄŸraşı tümüyle fırsatları kullanma endeksli olarak tasavvur edenler için bile, aslında muhtemelen daha ‘ince’ bir iÅŸ. Belki yalana tevessül etmeden doÄŸrulardan kaçınma sanatı denebilir. Çatışma dönemleri bu tavrın karşılıklı olarak yaÅŸandığı ve herkesin kendi meÅŸruiyet zeminine sıkı sıkıya sarıldığı zamanlar. AKP ile Hizmet hareketi arasındaki ‘ölümcül’ kavga da benzer bir atmosfer yarattı.

Hükümet seçmen tabanına, seçim baÅŸarısına dayanarak kendini ayakta tuttu. Hizmet mensupları ise yaÅŸadıkları maÄŸduriyeti ve haksızlıkları konu ederek ‘mazlum’ kategorisine oturmaya çalıştı. Bu ayrışma demokrasinin iki ayağını birbirinden ayırarak onları ideolojik konumlar haline getirdi. AKP çoÄŸunluÄŸun iradesini vazgeçilmez bir kriter olarak sunarken. Hizmet insan haklarının vazgeçilmezliÄŸine tutundu. Bir anda ‘asıl’ demokrasinin ne olduÄŸu türünden bir propaganda savaşının ortasında kaldık.

Ä°FADE ÖZGÜRLÜÄžÜ OLMASA, AKP MEÅžRUÄ°YETÄ°NÄ° KAYBEDERDÄ°

Hükümet avantajlıydı. Çünkü çoÄŸunluÄŸun yönetimine cevaz vermeyen bir sistemin herhangi bir ölçütle ‘demokrasi’ olabilmesi zaten imkânsız. Öte yandan insan haklarına saygılı olmayan bir rejimin ‘eksik’ de olsa demokrasi olduÄŸunu kabul etmek durumundasınız, çünkü insan haklarına her konuda tamamen saygılı olan bir devlet ‘ideal durum’. Demokraside kalite arayışında iseniz bile, önce rejimi demokrasi çerçevesine oturtmak zorundasınız ve bu da çoÄŸunluÄŸun engellenmeden yönetime gelmesini gerektiriyor. Bu koÅŸulun ön ÅŸartı ise ifade özgürlüÄŸü, çünkü aksi halde hangi fikrin çoÄŸunluk olduÄŸunu anlayamayız. Bu nedenle eÄŸer ifade özgürlüÄŸü olmasaydı AKP meÅŸruiyet zeminini kaybedebilirdi. Ama Hizmet taraftarlarının bu alandan ÅŸikâyetçi olacak halleri yok. Herkes hakkında her ÅŸey söylenebildi ve halen de bu minvalde devam ediyor.

HÜKÜMET SÄ°YASETE, HÄ°ZMET HUKUKA SARILDI

Çatışmanın seyrinde bir üst entelektüel etap meÅŸruiyet dayanaklarının olabildiÄŸince ‘evrensel’ ilkelere oturtulmasıydı. Hükümetin siyasetin, Hizmet ise hukukun meÅŸruiyetinden medet umdu. Burada ibre görünüÅŸte Hizmet’ten yanaydı, çünkü Batı dünyası için hukuk (DoÄŸu’nun her an kontrolden çıkabilecek siyaset pratiÄŸi karşısında) bir tür olgunluk, geliÅŸmiÅŸlik ima ediyordu. Bu baÄŸlamda yargı bağımsızlığı en fazla kullanılan argümanlardan biriydi. Ancak olaylar oturmaya ve tartışma çeÅŸitlenmeye baÅŸladığında, bütün propaganda bombardımanına raÄŸmen, Türkiye’deki yargının öncelikle tarafsızlık sorununa sahip olduÄŸu ortaya çıktı. Hukukun ideolojiden bağımsız olmadığı, hakemlik vasfında sorun olduÄŸu görüldü. Ayrıca kırılmayı ima eden deÄŸiÅŸim dönemlerinde hukukun siyasete tabi olması da ÅŸaşırtıcı deÄŸildi.

MUHAFAZAKAR KESÄ°M, AKP'YÄ° DE HÄ°ZMET'Ä° DE BÄ°LÄ°YOR

Kısacası AKP’nin görünen tekdüze söylemine ve Hizmet’in bütün akademik seferberliÄŸine karşın, meselenin kendine has koÅŸulları hükümetin Hizmet karşısındaki meÅŸruiyet savaşını entelektüel düzlemde de en azından kaybetmemesine yol açtı. Özellikle muhafazakâr kesimin daha sıradan insanları için ise ortada AKP lehine bariz bir durum vardı. Bunu anlamak için önce ÅŸu tespiti yapalım: Muhafazakâr kesim her iki tarafı da tanıyor ve biliyor. Yani kandırılması mümkün deÄŸil. Dolayısıyla tarafların ne denli samimi oldukları ve siyaseti ne denli kabul edilebilir bir ahlaki temelde yaptıkları önemli.

YOLSUZLUKLARIN VARLIÄžINA Ä°NANANLAR VAR

Tarafların bu gerilimde kullandıkları söylem üç nüansa sahipti: Ötekinin bizatihi yaptığı, ötekinin bana yaptığı ve benim yaptığım. AKP açısından Hizmet darbe giriÅŸiminde bulunmuÅŸ ve hükümeti arkadan vurmuÅŸtu. Yani hükümet ilk iki nüansı kullandı. Kendisinin ne yaptığını söylemedi. Ama muhafazakâr kesimin bile yarısı yolsuzlukların varlığına inanıyor. Ä°nsanlar hükümeti zihinlerinde ve yüreklerinde aklamadılar…

HÄ°ZMET KENDÄ°NÄ° "MASUM" GÄ°BÄ° GÖSTERDÄ°

Buna karşılık Hizmet hükümetin yolsuzluk yaptığını ve kendisini bitirmeye çalıştığını söyledi. Ancak ilk iki nüansla yetinmeyip üçüncüsüne geçti ve kendisini ‘masum’ olarak sundu. Bu tercih Hizmet’in ahlaki üstünlüÄŸü kaybetmesine neden oldu, çünkü dediÄŸim üzere insanlar olanı görüyor ve biliyor. 
Taktiksel olarak doÄŸrulardan kaçınabilirsiniz ama yalana tevessül etmemeniz lazım. Hükümet en azından bunu yaptı. ErdoÄŸan veya bir baÅŸkası hiçbir zaman “yolsuzluk olmamıştır” demedi. Bunun bir ikrar olduÄŸu söylenebilir ama kritik mesele yanlışın varlığı deÄŸil, onun farkındalığının dolaylı da olsa beyanıdır. Hizmet ise darbe giriÅŸiminin ‘safsata’ olduÄŸunu iddia ederek üste çıkacağını sandı ve kandırma iÅŸlevini sürdürmüÅŸ oldu. Sonuçta AKP iktidarında yolsuzluklar yapılmış olsa da parti muhafazakâr dünyanın siyasete koyduÄŸu ahlaki sınavı geçebildi. Hizmet ise siyasi bir hamle yaptı ve onun ahlaki sorumluluÄŸunu taşıyamadı…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.