Esed'in dostları yardım ediyor Suriye'nin dostları konuşuyor

Suriye Müslüman KardeÅŸler Hareketi, 1930’lu yıllardan bu yana Suriye’nin en örgütlü ve eski muhalif hareketlerinden biri. 1982 yılında Ä°hvan gibi muhalif düÅŸüncelerin bölgedeki nüfuzunu yok etme niyetiyle Hafız Esed tarafından yapılan ve 30 bin kiÅŸinin öldürüldüÄŸü Hama Katliamı sonrasında Suriye Ä°hvan’ı üyelerinden saÄŸ kalanlar Suriye dışına çıkmış, siyasi faaliyetlerini farklı ülkelerde sürdürmek zorunda kalmıştı.

Merkezi Mısır’da olan Uluslararası Müslüman KardeÅŸler Hareketine baÄŸlı bir kol olarak faaliyet gösteren Suriye Ä°hvan’ı, Suriye’de düÅŸman olarak görülüyordu. 1980 yılında çıkarılan kanunla Müslüman KardeÅŸler Hareketine üye olduÄŸu ileri sürülen kiÅŸilerin tümü idam hükmüne çaptırılıyordu. 35 yıl boyunca Suriye dışında faaliyet göstermek zorunda kalan Suriye Ä°hvan’ına mensup 20 binden fazla kiÅŸinin cezaevlerinde idam edildiÄŸi veya kaybolduÄŸu tahmin ediliyor.

Merkezini Ürdün’den Ä°stanbul’a taşıyan Suriye Ä°hvan’ında geçtiÄŸimiz günlerde bir seçim gerçekleÅŸti. Hareketin baÅŸkanlığına doktor ve ÅŸair Muhammed Hikmet Valid, yardımcılığına Husam Gadban seçildi. Gadban ile hem Ä°hvan’ı hem Suriye’yi konuÅŸtuk.

Esed Arap Baharının Suriye’yi etkileyemeyeceÄŸini düÅŸünüyordu
Devrimden önce çeÅŸitli platformlarda her fırsatta Suriye yönetimine reform çaÄŸrısı yaptık. DiÄŸer yandan dünya kamuoyuna Esed rejiminin hak ihlallerini, hapishanede yapılan iÅŸkenceleri, kaybolan insanları, yargısız infazları duyurmaya çalıştık. Ancak dünya bunlara kulak tıkamayı seçti. Suriye’deki isyanın sebeplerinden biri de bu oldu. Biz sonuçları düÅŸünerek Arap baharıyla birlikte çalışmaları hızlandırdık. Çünkü isyanların yaÅŸandığı Arap ülkelerindeki sorunların tümü ve daha fazlası Suriye’de vardı. Halkın sivil eylemleri sırasında neredeyse her aileden bir ÅŸehit verildi ama halk bir yıl boyunca silahlı direniÅŸe geçmedi. Ancak Esed’in katliamları bu sonucu doÄŸurdu.

“Ä°syanlara karşı gücümüz var”
Suriye Ä°hvanı’nın Arap Baharı sonrası reform çaÄŸrılarına Suriye yönetiminin verdiÄŸi; “Suriye ne Libya’ya benzer, ne Mısır’a, ne Yemen’e. Bizim isyanlara karşı yeterli gücümüz var” cevabı rejimin niyeti ortaya koymuÅŸtu.

Suriye Ä°hvanı Esed’in katliam bahanesi olmaktan çekindi
Devrim ilk baÅŸladığında Suriye Müslüman KardeÅŸler teÅŸkilatı ön planda yer almıyor gibi görünüyordu. Biz Esed diktatörlüÄŸünün anayasasına göre ‘terörist’ bir grubuz. Ä°lk etapta çok ön planda olmadık ki Esed katliamlarına ‘terörist gruplarla savaşıyorum’ diyerek bizi bahane etmesin. 2011 Mart ayında yaÅŸananlar örgütlü bir direniÅŸ deÄŸildi, arkasında tek bir grup yoktu. Bu halkın kendi imkânlarıyla yılların zulmüne baÅŸkaldırmasıydı.

DireniÅŸçilerin tecrübesi yoktu
Biz her zaman devrimin yanında olduk ve ilk günden beri katliamları, hak ihlallerini dünyaya duyurmak, bu konuda dünyada bir kamuoyu oluÅŸturmak için özellikle medya alanında çaba sarf ettik. DireniÅŸçilerin siyasi bir alt yapısı bir birlik tecrübesi yoktu, her fırsatta onları bu konularda bilgilendirmek ve birleÅŸtirmek için emek verdik.

Suriye’de durum gittikçe kötüye gidiyor. Biz de Suriye’nin içinde ve sınır bölgelerdeki eÄŸitim faaliyetlerimizi arttırdık, saÄŸlık yardımlarıyla, yararlılarla ilgili çalışmalar yapıyor ve insani yardımları organize ediyoruz. BM savaşın ilk zamanlarında daha çok çalışma yürütürken, her ÅŸeyin çok daha zorlaÅŸtığı son dönemlerde neredeyse hiçbir faaliyet göstermiyor. Uluslararası insani destek ÅŸart.

Suriye’de terörün asıl kaynağı Esed’dir
Esed’in politikaları sonucu bölgede oluÅŸan aşırı fikirlere karşı halkı bilinçlendirmek için çaba sarf ediyoruz. IŞİD aşırı düÅŸünceleri olan bir terör örgütü, ancak aşırıcılığın, ötekileÅŸtirmenin ve terörizmin kimden kaynaklanırsa kaynaklansın karşısında durulması gerekiyor.
Suriye’de yaÅŸanan tüm terörün kaynağı ise Esed’dir.

Esed giderse IŞİD biter
Esed’e destek vermek için Ä°ran’dan gelen askerler, Hizbullah ve Irak’tan bölgeye savaÅŸmaya gelen Åžii örgüt üyeleri de IŞİD’den benzersiz terör eylemlerine imza attılar.
IŞİD, Ä°slam düÅŸüncesine aykırı tekfirci bir örgüt, ancak Esed’in 4 yıldır Suriye’de yaptığı terörü kimse yapmadı.

Suriye’nin bölünmesi hayal ürünü
Suriye’nin bölünmesi senaryoları tamamen hayal ürünü. Suriye halkı bunu asla kabul etmeyecek çünkü halk, Suriye’de hiçbir zaman ırki bir ayrım uygulamadı. Suriye halkı yıllar boyunca Alevilerle, Åžiilerle, Kürtlerle bir arada yaÅŸadı, ırki bir coÄŸrafi bölünme asla mümkün deÄŸil. Halkın da, Esed muhaliflerinin de isteÄŸi tek ve birleÅŸik Suriye’dir biz de tüm gücümüzle bundan yanayız.

Silah verilseydi Esed aylar önce düÅŸerdi
Dört yıldır elindeki kısıtlı imkânlarla, bir destek olmaksızın Rusya, Ä°ran, Hizbullah gibi güçlerin desteklediÄŸi büyük bir orduyla savaÅŸan Suriyeliler dış müdahale olmadan neler baÅŸardıklarını gösterdi. Tek istediÄŸimiz uçuÅŸa yasak bölge oluÅŸturulması veya muhaliflere uçaksavar gibi silah desteÄŸinde bulunulmasıdır. EÄŸer muhaliflere biraz olsun silah yardımında bulunulsaydı, Esed aylar önce yenilgiye uÄŸramıştı. Türkiye’nin tampon bölge önerisine sonuna kadar katılıyoruz ve bu kaçınılmaz.

Esedi’in dostları destek veriyor
Suriye’nin dostları konuÅŸuyor
Amerika ve Avrupa ülkelerinin Suriye’nin dostları çatısı altında verdikleri destek, Esed’in meÅŸruiyetini kaybettiÄŸini söylemekten ibaret. Esed’in dostları diyebileceÄŸimiz Ä°ran, Rusya ve Hizbullah, hem silah yardımında bulunuyor, lojistik ve siyasi destek veriyor hem de askeri yardımda bulunuyor. Sadece söylemler hiçbir iÅŸe yaramıyor. Daha fazlasını bekliyoruz.

Silahlı bir örgüt deÄŸiliz ama
silahlı direnişin arkasındayız
Husam Gadban, “Silahlı mücadele konusundaki duruÅŸunuz tam olarak nasıldı” sorumuza ise ÅŸu yanıtı verdi: “Suriye halkı bir buçuk yıl boyunca Esed’in tüm kışkırtmalarına raÄŸmen silahlanmadı. Ancak özellikle kendi halkını öldürmeye zorlanan askerlerin ordudan ayrılmasıyla bu süreç kaçınılmaz hale geldi. Suriye halkının silahlanma isteÄŸinin, ihtiyacının yanında durduk, Özgür Orduyla iletiÅŸim halinde olduk ve onlara lojistik destek saÄŸladık. Suriye Müslüman KardeÅŸler teÅŸkilatı silahlı bir örgüt deÄŸil, böyle bir iÅŸleyiÅŸi de yok ancak elbetteki bizim teÅŸkilatımıza baÄŸlı gençlerin de büyük kısmı Özgür Ordu ulusal ÅŸeması altında cephede savaÅŸtı ve savaşıyor.