YaÅŸam
IŞİD'den kaçtılar, dükkâna sığındılar
Hamit ailesi, IŞİD Kobani’deki köylerine girince Türkiye’ye kaçtı. Bir hafta önce Antep'ten İstanbul’a geldiler. Küçük bir dükkânda yaşayan ailenin umudu, Kobani’deki köylerine dönmek.
Irak Åžam Ä°slam Devleti’nin (IŞİD) Suriye’nin Kürt kenti Kobani’ye (Aynel Arap) saldırmasının üzerinden iki ay geçti. SavaÅŸtan kaçarak Türkiye’ye sığınan 180 bin Kobanili'nin kamplarda, çadırkentlerde, bodrum katlarda ve boÅŸ dükkânlardaki yaÅŸam mücadeleleri sürüyor.
Kimi Kobanili aileler ise Ä°stanbul’da yaÅŸama tutunmaya çalışıyor.
Al Jazeera Türk bu ailelerden birini BaÅŸakÅŸehir Güvercintepe Mahallesi’nde buldu.
Halep'ten köye, köyden Ä°stanbul'a
Dokuz kiÅŸilik Hamit ailesi Kobani’ye baÄŸlı ArapÅŸe köyünden.
Aile yedi yıl önce köyden göç ederek Halep’e gitti. Baba Bozan Hamit burada hamallık yaparak, günübirlik iÅŸlerde çalışarak ailesini geçindirdi. Ama Suriye’de yaÅŸanan savaÅŸ yüz binlerce insan gibi onların hayatını da deÄŸiÅŸtirdi. Savaşın Halep’te de ÅŸiddetlenmesiyle Hamit ailesi, yeniden Kobani’deki köylerine döndü. Köyde tarlalarını ekmeye, zeytin üretimine baÅŸladılar.
46 yaşındaki Bozan Hamit’in anlattıklarına göre, ekonomik durumları da iyiydi. Ama bu rahatlık çok fazla sürmedi. IŞİD üç ay önce Kobani’ye doÄŸru ilerlemeye baÅŸlayıp Hamit ailesinin yaÅŸadığı köye de girince, aile apar topar kaçmak zorunda kaldı.
Bozan “Arabamızı, traktörümüzü, malımızı, mülkümüzü bırakıp kaçtık. Sadece üstümüzdeki elbiselerle geldik” diyor.
Aile Suruç üzerinden Antep’e geçti.
Bir çadır kurarak, tarlada biber toplama iÅŸinde çalışan aile son umut olarak Ä°stanbul’a daha önce gelen iki oÄŸlunun yanına taşındı.
Bir dükkâna sığındılar
OÄŸulları Bahoz ve Ferhat dört ay önce gelmiÅŸlerdi. Güvercintepe'de küçük bir dükkânda yaşıyorlardı. Bir yandan da tekstil atölyelerinde çalışıyorlardı. Baba Hamit, anne Cemile, küçük kızları Alin, küçük oÄŸulları Muhammet ve bir çocuk annesi kızları Nadiye de aynı dükkâna yerleÅŸti. Evli bir kızları ise eÅŸiyle Suruç’taki çadırkentte kaldı.
Aile bu küçük dükkânda geri dönecekleri günün hayaliyle yaşıyor.
Küçük ve dar alanda; bir kanepe, bir tüp, birkaç kapkacak göze çarpıyor. Ailenin, iki oÄŸlunun çalışması dışında bir geliri yok. OÄŸullarının ve çevrenin yardımıyla geçiniyorlar. Küçük tüpte yemek yapıyorlar.
ÖÄŸle saatlerinde gittiÄŸimizde ailenin sofrası yerdeydi. Sofrada pek bir ÅŸey yoktu. Zeytin, çay, ekmek vardı. Dokuz kiÅŸilik aile sofranın başında oturuyordu. Yokluklarına raÄŸmen Hamit ailesinin en büyük üzüntüsü, savaÅŸta kaybettikleri yakınları. Özlemleri ise geride bıraktıkları köylerine dönebilmek. Baba Hamit “Burada periÅŸan olduk. Zeytin hasadımızı kaldıramadan geldik” derken, anne Cemile Hese “Bir an önce köyüme dönmek istiyorum” diyor.
3 yakını öldürüldü, 3'ü hâlâ kayıp
Anne Cemile Hese, üç kuzenini Suriye’deki savaÅŸta hayatını kaybettiÄŸini, üç akrabasının ise kaybolduÄŸunu anlatıyor. “Bir kuzenim Halep’te öldürüldü, ikisi son iki ay içinde Kobani’deki savaÅŸta ÅŸehit oldu. Üç akrabamdan ise hâlâ haber alamadık” derken, eÅŸi Bozan Hamit gözyaÅŸlarına hakim olamıyor. Baba Hamit “Giden malımıza, mülkümüze, köyümüzden olmaya üzülmüyorum ama gençlerimizin ölmesine dayanamıyorum” diyor.
Anne Hamit ise ÅŸunları söylüyor:
“Åžuraya bakın, burada yaÅŸanır mı? Köyde rahattık. Güzel bir hayatımız vardı. Durumuzu da iyiydi. Burada periÅŸanız. IŞİD temizlensin, köyüm kurtarılsın; bir dakika bile burada durmam. Köyüme dönerim.”
Kaynak: Al Jazeera Türk
Henüz yorum yapılmamış.