Çözüm Süreci için üçüncü tedbir paketi yolda

BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, Avustralya ve Filipinler’e yaptığı ziyaretin ardından Türkiye’ye dönüÅŸ yolunda uçakta konuÅŸtu. 

Çözüm Süreci için yeni hükümetin üç önemli tedbir paketi hazırladığını bunlardan ikisinin açıklandığını bir diÄŸerinin ise Meclis'ten geçeceÄŸini belirten DavutoÄŸlu, “Yabancı göz yani üçüncü göz diye bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Çözüm süreci, demokratikleÅŸme sürecinin doÄŸal bir sonucudur. Akil Ä°nsanlar var zaten. Dışarıdan bir göz olamaz. Zaten Oslo’da denedik. Oslo, aracılı yürütülen bir süreçti ve sonuçlarını gördük. Yürümedi. Bu mesele Türkiye’nin meselesidir. Türkiye’nin vatandaÅŸları arasında konuÅŸulması gerekir” dedi.

MÄ°T TIR’ları ve Kobani olaylarıyla “Suriye’deki yangının Türkiye’ye sıçratılmak istendiÄŸini” söyleyen DavutoÄŸlu, Haziran 2015 seçimine kadar olumsuz geliÅŸmeler yaÅŸanma ihtimalinin bulunduÄŸunu belirterek, “Yola bu tarz mayınlar çıkabilir düÅŸüncesi ile tedbirimizi alıyoruz” dedi.

"ÜÇ TEDBÄ°R"

Haziran 2015’ten önce bir olumsuz geliÅŸme ile karşılaÅŸma ihtimali var. Biz, herkesin kriz beklediÄŸi süreçleri yani CumhurbaÅŸkanlığı seçimi, BaÅŸbakanlık seçimi gibi süreçleri baÅŸarı ile atlattık. Ama yolumuza bu tarz mayınlar çıkabilir düÅŸüncesi ile tedbirimizi alıyoruz. Bunun için üç tedbir aldık. Çözüm süreci mekanizmasını kurumsallaÅŸtırdık. Ä°ç Güvenlik Reformu Paketi hazırladık. Orta Vadeli Ekonomik Programı açıkladık.

Ä°Ç GÜVENLÄ°K YASASI

Kamu düzenini tehdit eden bir yapılanma tespit ettim. Ä°ç Güvenlik Yasası bu hafta içinde Meclis’te olacak. Biz buna reform diyoruz, vatandaÅŸlık hukukunu gözeten ve özgürlükleri koruyan bir reform bu. DoÄŸudaki vatandaÅŸlardan, ‘kamu düzenini koruyun’ talebi geldi. Peki bu iç güvenlik reformu, çözüm sürecini teÅŸvik mi eder zarar mı verir? TeÅŸvik eder... Kant’a kadar herkes bunu söyler, ‘hukukun ve düzenin olduÄŸu yerde özgürlük vardır’...

"ÇÖZÜM SÜRECÄ°NE MAYINLAR"

Yeni hükümet kurulunca çözüm süreci mekanizmasını hemen kurduk. Sancılı bir yıl geçirdik. Gezi olayları, 17 Aralık peÅŸ peÅŸe geldi. Tüm bu olayların arkasına baktığımızda hep toplumsal bir zemine dayanma çabası var. Gezi’nin ÅŸehirli bir zemine dayanan bir görüntüsü vardı, 17 Aralık dini görünümlü idi, Kobani etnik görünümlü idi. Bu tarz mayınlar çözüm sürecinin önüne çıkarıldı. Çözüm sürecinde ne zaman ilerleme kaydetsek bir ÅŸekilde sabote ediliyor. Özal zamanından bu yana durum böyle.

Oslo’da denedik, yabancı göz olmaz

Yabancı göz yani üçüncü göz diye bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Çözüm süreci, demokratikleÅŸme sürecinin doÄŸal bir sonucudur. Akil Ä°nsanlar var zaten. Dışarıdan bir göz olamaz. Zaten Oslo’da denedik. Oslo, aracılı yürütülen bir süreçti ve sonuçlarını gördük. Yürümedi. Bu mesele Türkiye’nin meselesidir. Türkiye’nin vatandaÅŸları arasında konuÅŸulması gerekir.

Bunlar zaten yapıldı

10 sene önce Kürt sorununun sembolü olan ve Kürtlerin haklarını savunan isimlere sorsaydınız, ‘ne istiyorsunuz sıralayın’ deseydiniz, ÅŸunları söylerlerdi; ‘OlaÄŸanüstü Hal kalksın’, ‘Kürtçe müzik serbest olsun’, ‘hapishanelerde Kürtçe konuÅŸulsun’, ‘Kürtçe ders olarak okutulsun’, ‘Kürtçe konuÅŸan öÄŸretmen olsun’, ‘Kürtçe siyasi propaganda serbest olsun’, ‘Kürtçe TV yayına baÅŸlasın, yerel yönetimlere daha fazla yetki olsun’... Oldu mu bunlar? Evet oldu... Bu, devletin kendine güvendiÄŸini gösteriyor. Devlet kendine güvenince gerisi geliyor.