Coğrafyamız
'İsrail din savaşı istiyor'
Filistin Kurtuluş Cephesi Genel Sekreter Danışmanı Halit Barakat, Al Jazeera Türk'e verdiği mülakatta, "İsrail Filistin meselesini dini mitolojiler üzerinden yürütmek ve dünyayı bu şekilde etkilemek istiyor" dedi.
Ä°srail, Kudüs'te ve Batı Åžeria'da Filistin halkına yönelik ihlal ve saldırılara devam ediyor. Filistin'deki sol hareket Filistin KurtuluÅŸ Cephesi Genel Sekreter Danışmanı Halit Barakat, Al Jazeera Türk'e yaÅŸanan gerginlikleri deÄŸerlendirdi.
Kudüs ve Batı Åžeria'da neler oluyor? Nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?
Kudüs’te her gün meydana gelen olaylar aslında Gazze’ye saldırılar baÅŸlamadan önce, Muhammed Ebu Hudeyir’in vahÅŸice öldürülmesiyle birlikte alevlendi. Ä°srail’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı ihlallerden sonra Kudüs ve Batı Åžeria’da Ä°ntifada’ya benzer bir halk ayaklanmasına ÅŸahit oluyoruz. Tüm dünya bilmeli ki, Ä°srail ÅŸu an Kudüs’te Filistin halkına karşı kültürel soykırım uyguluyor. Bu ÅŸehirde Filistin kimliÄŸiyle alakalı olan her ÅŸeyi silmeye çalışıyorlar. Ä°srail bununla yetinmeyip bu savaÅŸa din imajı yüklemeye çalışıyor. Yahudilerin Mescid-i Aksa üzerinde iddia ettikleri ve hiçbir tarihi gerçeÄŸi olmayan Süleyman Mabedi’ni inÅŸa etmeye çalışıyor. Ä°srail’in buradaki hedefi meseleyi özünden uzaklaÅŸtırmak, dini mitolojiler üzerinden yürütmek ve dünya kamuoyunu bu ÅŸekilde etkilemektir. Fakat meselenin özüne baktığımız zaman, bu tamamen bir iÅŸgal sorunudur. Bir halk toprağının iÅŸgal edilmesidir. Bu siyasi ve insani bir sorun. Ä°srail ve Siyonist hareket, bu meselede din maskesiyle çıkar elde etmeye çalışıyor.
Aynı zamanda gerek Filistin’in içinde gerek Arap ve Ä°slam dünyası ülkelerinde bazı Ä°slami çevrelerin bu konudaki tavrı, Siyonist hareketin sergilediÄŸi imajın daha etkin bir ÅŸekilde ortaya çıkması ve rol almasında bilerek ya da bilmeyerek etkili oluyor. Bu çok tehlikeli çünkü gerçekleri göz ardı ederek davayı yanlış yönlendiriyor ve olması gereken uluslararası desteÄŸi de sınırlıyor. Elbette Mescid-i Aksa Filistin halkı ve Müslüman halklar için kutsaldır, fakat asıl mesele din üzerinden gitmiyor. Asıl mesele
“Ä°srail ÅŸu an Kudüs’te Filistin halkına karşı kültürel soykırım uyguluyor. Bu ÅŸehirde Filistin kimliÄŸiyle alakalı olan her ÅŸeyi silmeye çalışıyor. ”
Ä°srail’in 1948 yılında baÅŸlayan Filistin’i iÅŸgal etmesinden baÅŸlıyor. Kudüs, Müslümanlar, Hristiyanlar ve bölgedeki tüm halklar için kutsal ve önemli bir ÅŸehir. Çabalarımız, Kudüs ve onunla beraber tüm Filistin ÅŸehirlerini Ä°srail iÅŸgalinden kurtarmak üzerinde olmalıdır. Filistin Halk ve KurtuluÅŸ Cephesi olarak Kudüs’ü Filistin’in ebediyen baÅŸkenti olarak görüyoruz. Kudüs, bizim için vazgeçilmez birleÅŸtirici bir ÅŸehir. Onun bir karışından bile vazgeçemeyiz. Aynı zamanda Hayfa’yı da unutmayız. Bizim için tüm Filistin toprağı deÄŸerli ve iÅŸgalden kurtarılması lazım. Filistin halkı, meÅŸru hakları ve özgürlüklerini geri elde etmek için savaşıyor. Bunun içine Müslümanlar ve Hristiyanlar için kutsal olan yerleri korumak da giriyor.
Kudüs’te tarih boyunca tüm dinler barış içinde yaÅŸamıştır. Fakat Siyonist hareketin kurulması ve Filistin’i iÅŸgal etmesinden bu yana Ä°srail, bu ÅŸehri sadece Yahudilerin ÅŸehri olarak yansıtıyor ve oradaki Filistinlilerin varlığını bitirmek için çeÅŸitli yöntemler izliyor. Ä°srail, Kudüs’ü Filistin’in genelinden izole etmeye çalışıyor. Bu kutsal ÅŸehirde asıl toprak sahibi olan Filistinlileri evlerinden çıkarabilmek için yapmadıkları kalmadı. Sık sık askeri baskınlar, ekonomik baskılar, fakirleÅŸtirme ve bilinci yok etme politikaları uyguluyor.
Filistin halkı Ä°srail’in iÅŸgal gücüne karşı savaÅŸta kendisini tek başına buldu. Halkımız, bu direniÅŸi 100 yıl önce, Hamas, El Fetih veya Halk Cephesi'nden önce baÅŸlatmıştı.
Bu yüzden halkın içindeki bütün güçlerin tek bir görüÅŸ içinde toplanması lazım. Halk ve ulusal kurtuluÅŸ üzerinde birleÅŸmemiz lazım, dini veya siyasi görüÅŸ üzerinde deÄŸil.
Üçüncü Ä°ntifada'nın benzeri yaÅŸanıyor dediniz. Neden tam olarak Ä°ntifada diyemiyoruz? Ä°ntifada olabilmesi için neyin olması gerekiyor?
Öncelikle ÅŸu an Kudüs ve Batı Åžerai’da halkımızın hemen hemen her gün her yerde yaptığı protestolarda Ä°srail’e karşı direnmesi anlamında intifadalar yaÅŸanıyor. Bu da zaten iÅŸgalden bu yana hiç durmamıştır. Fakat Ä°ntifada’nın asıl olması gereken temel özelliklerine bakmalıyız. Ä°ntifada’nın en önemli unsurlarından bir tanesi kapsayıcı ve birlik üzerinde olmasıdır. Ä°ntifada, halk tabanından tüm sınıf ve siyasi güçleri kapsadığı bir hareket, bir ayaklanma niteliÄŸi taşımalı. Ä°ntifada için tüm siyasi güçler birleÅŸmiÅŸ olmalı. Bu henüz ortada görünmüyor. Ä°ntifada siyasi birleÅŸtirici nitelikte sloganlar taşımalı. Bugüne baktığımız zamanda kapsayıcı bir Ä°ntifada yolunda ilerleyen bir halk ayaklanması görebiliyoruz. Halkın tüm engelleri aşıp bu yolda ilerleyeceÄŸi ve Ä°ntifadası’nı elde edeceÄŸi kanaatindeyiz. Bunu elde etmenin vazgeçilmez ÅŸartı ise, aynı siyasi ajanda üzerinde ulusal birlik kurmaktır.
“Ä°srail, güvenlik koordinasyonu ile Filistin Yönetimi’nin güvenlik aracına dönüÅŸmesini, Batı Åžeria’da Siyonizm’in kirli rolünü üstlenmesini istiyor.”
Ä°ntifada, aynı zamanda uluslararası desteÄŸe sahip olmalı. Dünyanın tüm özgür insanları bu görevi yerine getirmek için Filistin halkının yanında durmalı.
Bu anlamda Filistinli grupların ÅŸu an hem olumlu hem de olumsuz rolleri var. GeçtiÄŸimiz günlerde bakarsanız Kudüs ve Batı Åžeria’da verdiÄŸimiz ÅŸehitler El Fetih, Hamas, Ä°slami Cihad ve Halk Cephesinden geldi, yani her hareketten ÅŸehidimiz var. Demek oluyor ki halk tabanında tüm gruplar üyeleriyle birlikte bu ayaklanmada fiili anlamda yerini alıyor. Asıl sorun siyasi liderlerden kaynaklanıyor. Siyaset sahnesinde bölücü ve dışlayıcı tavır sergiliyorlar. Grupların tabanı ise iÅŸgale karşı ayaklanmada yerini alıyor ve her gün ÅŸehit, yaralı veya tutuklu veriyor.
Batı Åžeria’da Filistin Yönetimi’nin Ä°srail ile yaptığı güvenlik koordinasyonunu nasıl görüyorsunuz? Halkın ayaklanmasını nasıl engelliyor? Bu engeli nasıl aÅŸabilirsiniz?
Batı Åžeria’da Filistin Yönetimi’nin Ä°srail ile yaptığı bu güvenlik koordinasyonu tam anlamıyla bir ihanettir. Bu Filistin halkını adeta sırtından vurmaktır. Biz Halk Cephesi olarak bundan dolayı çok zor durumda kaldık, çok sıkıntı çektik. Genel sekreterimiz ve birçok yoldaşımız güvenlik koordinasyonu aracılığıyla tutuklandı. Aynı ÅŸekilde Hamas, Ä°slami Cihad hatta El Fetih hareketi kendisi bile bu koordinasyondan çok zarar gördü çok maÄŸdur oldu. Filistin Yönetimi, bu utanç verici davranışını bir an önce durdurmalı. Güvenlik koordinasyonu iÅŸgal güçleriyle direkt iÅŸbirliÄŸi yapmaktan ibarettir. Ä°srail, Filistin Yönetimi’nin güvenlik aracına dönüÅŸmesini, Batı Åžeria’da Siyonizm’in kirli rolünü üstlenmesini istiyor. Bir yere baskın düzenlemek istiyorsa bu görevi Abbas yönetimine veriyor. Tabi yönetim bunu yapmadığı zaman da Ä°srail
“Ä°srail, Filistinlileri uzun vadeli müzakerelere alıştırarak uzun vadede iÅŸgalini kalıcı kılmak istiyor.”
kendisi yapar. Ä°srail’in kirli görevini kendisinin yapmasını bir Filistinlinin bunu yapmasına tercih ederiz açıkçası. Çünkü bu bize ihanettir. Aynı zamanda bu güvenlik koordinasyonu Filistin siyaset sahnesindeki gerilim ve bölünmüÅŸlüÄŸün temel tetikleyici unsurlardan bir tanesi. Bu koordinasyon kaldırılırsa birleÅŸmeye daha hızlı gideceÄŸiz.
Güvenlik koordinasyonunu aÅŸmak için halkın ayaklanması lazım. Halkımız tüm sınıflarıyla sokaÄŸa dökülüp Mahmud Abbas’a hayır demeli. Ona karşı sert bir tavır gösterip bu koordinasyonu bitirmeye zorlamalı. Halkımızın bunu dillendirmesi lazım, sadece siyasi güçler ve entellektüel kesimler deÄŸil.
Filistinli siyasi gruplar arasında bölünmüÅŸlüÄŸü nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Filistin Halk ve KurtuluÅŸ Cephesi olarak bu konuda rolünüz nedir? Neler yapıyorsunuz?
Biz uzun zamandır Filistin’de siyasi anlamda ve Hamas ile El Fetih arasındaki iliÅŸkiler anlamında karmaşık bir durum yaşıyoruz. Ä°ki siyasi grup arasında onlarca görüÅŸme ve birçok anlaÅŸma gerçekleÅŸti. Kahire’de, Mekke’de, Doha’da anlaÅŸmalar yaptılar fakat anlaÅŸmanın ÅŸartlarını yerine getirmediler. Yine ileride bir anlaÅŸma imzalayacaklar ve bozacaklar. Bunun çok basit bir sebebi var; iki grup arasındaki anlaÅŸmazlık siyasi ajanda veya programlar ile ilgili deÄŸil, koltuk ve otoriteyle ilgilidir. Her iki güç de bölgede bazı eksenlere tamamen baÄŸlı. O yüzden aldıkları kararlar bağımsız kararlar deÄŸil. Herhangi bir siyasi akım kararını kendisi alamadığı zaman da bölgesel ajandalara baÄŸlı kalır. Pratikte de gerçekleÅŸen bu. Halkımıza doÄŸruları ve gerçekleri anlatmalıyız. Fetih ile Hamas arasındaki gerilim, Filistin üzerinden deÄŸil de otorite üzerinden devam ederse, Filistin'in sorunları devam edecektir. Batı Åžeria’da Fetih kendi otoritesini hakim kılarak Hamas’ı dışlıyor. Gazze’de ise Hamas Fetih’e aynısını yapıyor. Bu dışlayıcı zihniyet durdurulmalı. Biz Halk Cephesi olarak defalarca denedik. Gerek Fetih ve Hamas ile direkt temas kurarak gerek FKÖ aracılığıyla bu duruma son vermeyi denedik. GörüÅŸmeler hala devam ediyor. Onlara çaÄŸrımız; gelin birleÅŸelim, ikili yollara girmeyin, aranızda bölüÅŸmeyin, diÄŸer siyasi akımları karar alma sürecine dahil edin. Diyoruz ki; halkın içinde birbirimizle birleÅŸelim halk bizi birleÅŸtirsin. AnlaÅŸma ve uzlaÅŸma görüÅŸmeleri halkımızın sponsorluÄŸuyla olsun baÅŸka kimsenin sponsorluÄŸuyla deÄŸil. Bizim uzlaÅŸmamız birilerinin istihbarat birimlerine baÄŸlı olmasın.
Bölgede ve uluslararası camiada sol hareketlerin Filistin davasıyla ilgili tutumunu nasıl görüyorsunuz?
Sol kesimin hareketleri de tıpkı Ä°slami kesimin hareketleri gibi çeÅŸitli. Sol’un içinde de devrimci akımlar, iktidar peÅŸinde olanlar veya bölgesel ajandalara baÄŸlı olanlar var. Türkiye’deki sol hareketin Filistin davasıyla ilgilenmesini ise tarihi olarak görüyoruz. Filistin davasına ilk dönemden itibaren destek verdiler. Ancak son yıllarda Türkiye solunun Filistin davasına verdiÄŸi desteÄŸin zayıfladığını görüyoruz. Bu sadece Türkiye’deki koÅŸullarla deÄŸil, uluslararası dengelerle de ilgili. Son 10-20 yıl içinde solcu hareketlerin Ä°slami hareketler karşısında zayıf kalmasına ÅŸahit oluyoruz. Filistin davası giderek daha çok Ä°slamileÅŸtirildi.
“Son 10-20 yıl içinde sol hareketlerin Ä°slami görüÅŸlerin yükseliÅŸi karşısında zayıf kalmasına ÅŸahit oluyoruz.”
Ama Avrupa ve Latin Amerika’da solcu hareketler Filistin davasıyla dayanışmayı bir esas mesele olarak görüyorlar. Özellikle Latin Amerika’da bu konuda çok önemli geliÅŸmeler var. Mesela Bolivya’nın aldığı karar hiçbir Müslüman veya Avrupa ülkesinde alınmadı. Bolivya Ä°srail ile iliÅŸkileri kesmek, Ä°srail’i terör devleti olarak tanımlamak ve büyükelçisini geri çekmek gibi adımlar attı. Latin Amerika’da hem halk hem de devletler Filistin’e destek veriyor.
Ancak ÅŸunu söylemek gerekir ki Filistin davasıyla ilgili sol içinde genel anlamda bir zayıflama var. Özellikle Arap ülkelerindeki sol hareketler. Bu nedenle Filistin konusunda bölgedeki sol hareketler birleÅŸmek zorunda.
Gazze’ye saldırılarıyla alakalı uzun vadeli ateÅŸkes anlaÅŸmasının müzakerelerinde son durum nedir?
Ä°srail’in Gazze’ye saldırılar yaptığı zaman gerçekleÅŸtirmek istediÄŸi hedefleri gerçekleÅŸtiremedi. Åžimdi ise siyaset alanında o hedefleri gerçekleÅŸtirmek peÅŸinde. Ä°srail, uzun vadeli müzakereler ve Filistinli grupları da bu uzun soluklu müzakerelere alıştırmak istiyor. Biz Halk Cephesi olarak uyanığız. Bu ÅŸekilde yürümesini istemiyoruz. O yüzden ÅŸu an o müzakerelere katılmıyoruz. Çünkü Ä°srail bunu uzun vadeli bir kazanç olarak kullanıyor. Aynı zamanda, Gazze’yi geri imar etme konusunda halkımıza siyasal para dediÄŸimiz yardımlarla ÅŸantaj yapıyorlar. Bunu, halkın direniÅŸin kabul etmediÄŸi ÅŸartlara uyması için bir baskı aracı olarak kullanıyorlar.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.