'Ulu önderimiz tektir, o da Hz. Muhammed'dir'
Necip Fazıl Saygı Ödülü’nü alırken Erdoğan’ın konuşmasını ayakta dinlediği yazar, düşünür Nuri Pakdil düşünce dünyasını anlattı.
Geçen hafta Necip Fazıl Saygı Ödülü yazar, düÅŸünür Nuri Pakdil'e verildi. CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan, ondan övgüyle söz etti, konuÅŸmasının tamamını ayakta dinledi. Peki, ErdoÄŸan'ın bu kadar saygı gösterdiÄŸi bu adam kimdir?
Ä°smini yeni duyanlar onun klasik bir saÄŸ-muhafazakâr aydın olduÄŸunu zannederlerse yanılırlar. Nuri Pakdil dar bir kalıba sığdırılamayacak, aykırı bir adam. SaÄŸcılardan çok solcular tarafından takip edilmesi de, kimi zaman Ece Ayhan'a benzetilmesi de bu yüzden...
Nuri Pakdil, 1969-1984 arasında çıkardığı Edebiyat Dergisi ile bütünleÅŸmiÅŸti. Ä°lk bakışta sol bir dergi gibi duruyordu ama kullandığı dil farklıydı. Dönemi için devrim niteliÄŸi taşıyordu. Metinlerde öz Türkçe kullanılıyordu. Adalet Partisi'ne yakın muhafazakârlar da Ä°slamcılar da dergiyi benimsememiÅŸ, hatta karşı çıkmıştı.
Zaten kendini muhafazakâr deÄŸil devrimci olarak tanımlıyordu. Klasik Batı müziÄŸi dinliyor, Dostoyevski, Balzac gibi klasikleri okuyor, Fransızca'dan tercümeler yapıyor, tiyatro oyunları yazıyordu.
Edebiyat Dergisi 1984'te kapandı. Nuri Pakdil de ortadan kayboldu. Tek bir fotoğraf karesi yoktu. Bir nevi efsaneleşti. Ta ki yakın zamanda tekrar keşfedilinceye kadar...
Sultanahmet Meydanı'nda buluÅŸtuÄŸumuz Nuri Pakdil, Nuri Pakdil gerçeÄŸini anlattı...
Necip Fazıl ödülü almak ne anlam ifade ediyor sizin için?
Normalde ilkesel olarak asla ödül kabul etmiyorum. Daha önce verilenleri almadım. Fakat üstat Necip Fazıl'a derin saygım ve baÄŸlılığım yüzünden bu ödülü özel olarak kabul ettim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sizi ayakta dinledi. Ne hissettiniz?
Sayın CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan kardeÅŸimiz alicenaplık gösterdi. Gerçekten ayakta dinledi konuÅŸmamı. Ben de yürekten alkışladım kendisini. TeÅŸekkür ettim.
Peki, siz ideolojik olarak kendinizi AK Parti'ye yakın hissediyor musunuz?
Hayır, AK Parti'ye karşı özel bir ilgi beslemiyorum. Sadece Türkiye'nin genel siyasi konjonktüründe AK Parti'nin savunulması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum.
Neden?
Türkiye'de 1923'ten sonraki dönemin en iyi muhalif temsilciliÄŸini AK Parti yaptığı için.
Biraz açsanız...
Efendim ben AK Parti'yi desteklemedim. Resmi öÄŸretiyi savunan partiler karşısındaki tek güçlü parti olduÄŸu için onu destekler gibi göründüm.
"Ä°KTÄ°DAR MEÅžRU BÄ°R YOLDAYSA, ENTELEKTÜELLERÄ°N ONA YARDIMCI OLMASI GEREKÄ°R"
Entelektüeller iktidarla nasıl bir iliÅŸki kurmalıdır Nuri Bey? Muhalif olmalı mıdır?
Entelektüellerin iktidara her ÅŸart altında muhalif olması yanlış bir ÅŸeydir. EÄŸer iktidar meÅŸru bir yoldaysa, entelektüellerin de iktidarın bu meÅŸru yolunda ona yardımcı olmaları gerekir. Tabii bu tamamen kiÅŸisel bir seçimdir. Entelektüellik illa apolitik olmak demek deÄŸildir. Ben sapına kadar politik bir insanım.
Bugün iktidarla aynı fotoÄŸraf karesi içinde yer almak sizi rahatsız etmiyor, klas duruÅŸunuza da bir etkisi yok. Böyle mi düÅŸünüyorsunuz?
Gayet tabii. Efendim ben klas duruÅŸumu her zaman koruyorum ve yaÅŸatmaya devam ediyorum.
Klas duruÅŸ nedir?
Klas duruÅŸ, her ÅŸeyden önce mala mülke itibar etmemektir. Vicdanlı olmaktır. Ä°lkeli olmaktır. Yazdıklarınızla yaÅŸama biçiminiz arasında çeliÅŸki olmamasıdır. Her koÅŸulda, doÄŸru bildiÄŸiniz ÅŸeyin arkasında durmaktır.
Kendinizden hep devrimci olarak söz ediyorsunuz. Neye karşı nasıl bir devrim?
Ä°slamiyet'in hükümlerini egemen kılmak için devrim yapmak gerektiÄŸine inanıyorum. Ona vurgu yapıyorum.
"MUHAFAZAKÂR KESÄ°M BENÄ° ANLAYAMADI"
Muhafazakâr kesime yakın bir entelektüel olarak görülüyorsunuz. Bu sizin için doÄŸru bir tanımlama mı? Nuri Pakdil muhafazakâr mıdır?
Hayır, Nuri Pakdil muhafazakâr deÄŸil, devrimci bir insandır! Efendim beni muhafazakâr kesimden çok solcu ve Marksist kesim izlemektedir. Onlar okumaktadır. Muhafazakâr kesim benim anlatım yeniliÄŸimden rahatsız oldu. Anlayamadı. Eksik yorumladı. Bu yüzden benden kopuktur.
Muhafazakâr kesim sizin Edebiyat Dergisi'nde kullandığınız öz Türkçe giriÅŸimine de karşı çıkmış...
Evet, muhafazakâr kesim öz Türkçe'nin solcular tarafından kullanıldığını söylüyordu. Oysa biz bu dili kullanarak solcuların elinden silahını almış oluyorduk. Onları da ÅŸaşırtıyorduk. Emekçi haklarını savunuyorduk. Mülkiyeti eleÅŸtiriyorduk. Muhafazakâr kesim bizi mülkiyet düÅŸmanı olmakla suçluyordu. Halbuki ben kirli mülkiyete düÅŸmanım, haram mülkiyete karşıyım. Tapulu mülkiyeti olmayan Nuri Pakdil Türkiye'de tektir!
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü, kutsal üç ayların baÅŸlangıcını ve Regaip Kandili'ni aynı mesaj içinde kutlayabiliyorsunuz.
Peygamber Efendimiz bir hadisi ÅŸerifinde "Ä°ÅŸçinin hakkını alın teri kurumadan verin" buyurmuÅŸtur. Yeryüzünde iÅŸçi haklarını Ä°slamiyet'ten daha iyi savunan bir düÅŸünce yapısı yoktur.
Ä°ÅŸçi hakları konusunda muhafazakâr hükümetlerin eleÅŸtirilmesine ne diyorsunuz? Yeni maden kazalarında iÅŸçiler can verdi örneÄŸin...
Ben kendi adıma konuÅŸuyorum, muhafazakâr hükümetler adına konuÅŸmuyorum. Patronların iÅŸçilerin kanı ve canı üzerinden para kazanmasını ÅŸiddetle kınıyorum.
"NE SAÄžCIYIM, NE SOLCUYUM; SADECE Ä°SLAMCIYIM!"
SaÄŸdan çok sola yakın olduÄŸunuzu söyleyebilir miyiz?
Batılı bölümlemeye göre yapılan tanımlarla konuÅŸuyoruz. Buna göre solun beni saÄŸdan daha çok okuduÄŸunu söyleyebilirim. Aynı bölümlemeye göre anamalcılıkla özdeÅŸleÅŸtirilen sağın beni kendine yakın görmemesinden ancak onur duyarım.
Peki, siz kendinizi sola ya da sağa yakın konumlandırıyor musunuz?
Hayır, ne saÄŸcıyım, ne solcuyum; ben sadece Ä°slamcıyım efendim! Özgürlükçü, emekten yana olan dinden yanayım.
Marksizm ve komünizme yakın mıydınız?
Yakınlık hissetmiyordum ama ilgiyle izliyordum.
Sizi Marksistlerden ayıran neydi?
Allah'ın birliÄŸine iman ve onun kurallarınca mülkiyeti deÄŸerlendirme bilinciydi.
Ne saÄŸcılar ne de solcular anlayabilmiÅŸ sizi. Yalnız bir savaÅŸçı gibiymiÅŸsiniz...
Evet, hemen hemen öyleydim.
Peki, ne oldu da İslamcılar şimdi keşfetti sizi?
Valla bu benim dışımda oldu, bir ÅŸey diyemem ki... Belki Batılıların ve Batıcıların kültürel hegemonyasının zayıflaması bu sonucu doÄŸurdu. Biz her zaman halkımızın kültür emperyalizminin etkisinden kurtulması için mücadele ettik.
Nasıl karşılıyorsunuz? Biraz riyakârlık hissediyor musunuz?
Olmamasını diliyorum.
Tekrar popülerleÅŸmeniz ne hissettiriyor?
Hiçbir ÅŸey hissettirmiyor! (Gülüyor...)
"1923, DEÄžERLERÄ°MÄ°ZDEN KOPMA DÖNEMÄ°DÄ°R"
1923'ü tam olarak nasıl görüyorsunuz?
1923 tamamıyla bir yabancılaÅŸtırma, deÄŸerlerimizden kopma dönemidir. 1923'ten 1950'ye kadarki dönem çok haÅŸin bir ÅŸekilde yaÅŸandı. "Allah" demenin bile yasak olduÄŸu bir dönemdi. ÇocukluÄŸumda mahalle mektebinde hoca bize Kuran-ı Kerim öÄŸretirken, baskına karşı biri kapıda nöbet tutardı. Korku içinde gidip gelirdik.
Nuri Pakdil, Batılılaşma karşıtı mıdır?
Nuri Pakdil, BatılılaÅŸmaya ve Batı taklitçiliÄŸine karşıdır. Batı'nın edebi deÄŸerlerinin, düÅŸünce hareketlerinin okunması, incelenmesi taraftarıyım.
"Ä°SLAMCILARIN KAPÄ°TALÄ°STLEÅžMESÄ°NÄ° KINIYORUM"
Sık sık anti-kapitalizm vurgusu yapıyorsunuz. Bugünlerde CumhurbaÅŸkanlığı Sarayı'nın maliyeti çok tartışılıyor. Ne düÅŸünüyorsunuz bu konuda?
O konu eleştirildi, sanıyorum Tayyip Bey de cevap verdi, "Anlatıldığı kadar israf edilen bir durum yoktur" dedi. Ben tam bilmiyorum, mimar değilim.
Muhafazakârların günümüzde hızla kapitalistleÅŸmesi iddiası konusunda ne düÅŸünüyorsunuz?
Muhafazakârlıkla bir iliÅŸkim olmadığı için, muhafazakârların nasıl bir serüven izlediÄŸini de bilemem.
İslamcıların kapitalistleşmesi desem...
İslamcı kalarak kapitalistleşemezsiniz. Kapitalistliği İslamcılığa tercih edenleri de eleştiriyorum. Hoş bulmuyorum. Kınıyorum.
Bu dönemdeki medeniyet ve mimari algısı sizi tatmin ediyor mu?
Etmiyor efendim. Mimar Sinan'ın eserleri dururken taklit eserler yapılması üzüntü verici.
"NECÄ°P FAZIL YETERÄ°NCE ANLAÅžILMADI"
Necip Fazıl son dönemde fazla idolleÅŸtiriliyor. Ä°nsan olarak doÄŸru deÄŸerlendirilebiliyor mu?
Üstat maalesef yeterince anlaşılmadı. Sadece efsanevi bir ÅŸekilde anlatıldı. Onu sürekli yorumlamak ve anlatmak gerekiyor.
Hiç eleÅŸtirdiÄŸiniz bir yönü var mı?
Çok müsrif bir insan oluÅŸunu eleÅŸtiriyorum. Kendisine verilen maddi imkânları daha aklı başında kullanmalıydı. Har vurup harman savurmuÅŸ...
"MUHAFAZAKÂR KESÄ°M OKUMAZ, EDEBÄ°YATLA Ä°LÄ°ÅžKÄ°SÄ° YOKTUR"
Öz Türkçe kullanma arzunuzun nedeni neydi?
Dili yenileÅŸtirmek gerekiyordu. Divan edebiyatının diliyle yazı yazamazdık. BaÅŸka türlü yeni kuÅŸaklarla nasıl iletiÅŸim kuracaktık?
Milliyetçi refleksleriniz var mıydı?
Hayır, bende asla milliyetçi refleks yoktur. Sadece Ä°slami refleks vardır.
Milliyetçi refleksiniz yok, Ä°slami refleksleriniz var ama Osmanlı Türkçesine karşı çıkıyorsunuz... Kafamız karıştı...
Eski dille artık yeni düÅŸüncelerin anlatılması mümkün deÄŸildi. Ayrıca her nesil kendi dilini kendisi kurar. Yeni dil kurmazsa getirdiÄŸi edebiyatın da yeniliÄŸi olmaz. Biz de kendi dilimizi kurmaya çalıştık.
Muhafazakâr kesim bunu bir sekülerleÅŸme çabası olarak görüp karşı çıkmış...
Muhafazakâr kesimin edebiyatla doÄŸrudan bir iliÅŸkisi yoktu ki! Hâlâ da yoktur. Muhafazakâr kesim okumaz pek.
Peki, Sezai Karakoç'la, Mavera Dergisi'yle iliÅŸkiniz nasıldı?
Herkes kendi kulvarında en iyisini yapmaya çalışmıştır.
Üzerine konuÅŸmak istemiyorsunuz... Kırgın mısınız onlara?
KonuÅŸmak istemiyorum. O dönem benim için kapanmış ve bitmiÅŸtir.
"TEK ULU ÖNDERÄ°MÄ°Z VARDIR, O DA HZ. MUHAMMED'DÄ°R"
"KüreselleÅŸme ve kapitalistleÅŸmeye karşı tüm yeryüzü, eninde sonunda, Ä°slami düÅŸünceye doÄŸru, mutlaka evrilecektir" demiÅŸtiniz. Neye dayanarak güçleniyor bu inancınız?
Allah'ın kanunlarına inanarak.
Ama bugün Ä°slam âleminin geldiÄŸi nokta ortada...
Onların durumu önemli deÄŸil ki. Biz Ulu Önder'in söylediklerine ve Ä°slam'ın deÄŸiÅŸmez kurallarına göre konuÅŸuyoruz. Peygamber Efendimiz geleceÄŸin Müslümanlara ait olduÄŸunu vurgulamaktadır. Ben Peygamberimiz Hz. Muhammed'e "Ulu Önder" derim, bunun altını önemle çiziyorum.
Atatürk'le karıştırılmasın sonra?
Bizim tek ulu önderimiz vardır, o da Hz. Muhammed'dir!
Atatürk'e karşı mısınız yani?
Önceki sorunuzda, kimden yana olduÄŸumu vurguladım.
Anti-Firavunist derken de onu mu kastediyorsunuz?
Beni okuyanlar, tanıyanlar kimi kastettiğimi bilirler.
"ERDOÄžAN YANLIÅž ANLAÅžILIYOR"
"Türkiye'de düÅŸünce özgürlüÄŸü hâlâ yok" demiÅŸsiniz.
Çok daha özgürce konuÅŸabilmeliyiz. Bir numaralı yönetici çok rahatlıkla eleÅŸtirilmeli. 5816 No'lu kanun yürürlükte olduÄŸu müddetçe Türkiye'de düÅŸünce özgürlüÄŸünün olduÄŸu söylenemez. Dünyanın hiçbir yerinde kanunla korunan adam yoktur. Her insan eleÅŸtirilebilmelidir.
Ama bugün CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın da eleÅŸtiriye tahammül edemediÄŸi düÅŸünülüyor.
Hayır, o tahammül ediyor. Tamamen yanlış anlaşılıyor.
"YEDÄ° GÜZEL ADAM'IN AÄžABEYÄ° NURÄ° PAKDÄ°L'DÄ°"
Yedi Güzel Adam'la yollarınız neden ayrılmıştı?
Ä°nanç ayrılığına düÅŸmedik. Yolda giderken bazı aksamalar oldu ama sonra yine birleÅŸtik.
Yedi Güzel Adam dizisini seyrediyor musunuz?
Evet seyrediyorum. Ä°lk bölümlerinde rahmetli Erdem Bayazıt ön plandaydı, gerçeÄŸi kısmen yansıtıyordu. Yedi güzel Adam'ın aÄŸabeyi Nuri Pakdil'di. Sonradan düzeldi.
"EFSANELEÅžME BENÄ°M DIÅžIMDA"
Edebiyat Dergisi'ni kapattıktan sonra Ankara'da bir meydanda kitaplarınızı topluca yaktığınız söyleniyor. DoÄŸru mu?
Bu da yanlış biliniyor. Yakmadım, Allah rızası için dağıttım.
"Artık kitaplara ihtiyacım yok" diye mi düÅŸündünüz?
Benim kitaplarımı deÄŸil, Edebiyat Dergisi yayınlarından çıkan kitapları dağıttık.
Dergi kapandıktan sonra ortadan kaybolduÄŸunuz, efsaneleÅŸtiÄŸiniz söyleniyor. DoÄŸru mu?
Benim dışımda bir efsaneleşme olmuşsa bu beni ilgilendirmez ki...
Elinizi ayağınızı çekmiÅŸsiniz o dönem. Neden böyle geri çekilme ihtiyacı hissettiniz?
Dinlenmek için biraz geri çekilmek gerekiyordu. Yine halkın içindeydim, dostlarla görüÅŸüyordum.
Uzun bir süre hiç fotoÄŸraf çektirmemiÅŸsiniz.
Alışkanlık meselesi, başka bir nedeni yok.
KOLUNDAKÄ° KÜNYENÄ°N SIRRI:
Nuri Pakdil saÄŸ bileÄŸinde üzerinde "NA" harfleri yazılı gümüÅŸ bir künye taşıyor. Hiç evlenmediÄŸini bildiÄŸim için anlamını sordum, sonunda anlattı. 28 yaşındayken çok güzel bir kadınla niÅŸanlanmış fakat evlenmek nasip olmamış. Adının baÅŸ harflerini hâlâ kolunda taşıyor...
Şiirlerinizin kimilerini 200 kez yazdıktan sonra kitaba aldığınız doğru mu?
DoÄŸrudur. Hiçbir abartı yoktur, yanlış yoktur, çünkü Nuri Pakdil'de yalan yoktur! Edebiyat Dergisi'ni çıkarırken, bir harf yanlış dizilse tekrar bastırırdım. Basımevi sonunda bizi reddetti!
Peki, gündelik hayatınızda da böyle çok titiz bir adam mısınız?
Dikkatli ve titiz bir insanım.
Acaba bu yüzden mi hiç evlenmediniz?
Nasip meselesi efendim...
Peki, bana kolunuzdaki künyedeki "NA" harflerinin sırrını açıklayacak mısınız?
(Gülüyor...) Åžu kadarını söyleyeyim, güzel bir kızla niÅŸanlandık, ama evlenemedik.
Neden?
Nasip... Bir söz vardır, "Gökyüzünde nikâh kıyılmamışsa, yeryüzünde o evlenme olmaz"...
Kaç yaşında niÅŸanlanmıştınız?
Galiba 27 yaşındaydım.
Onu bir daha gördünüz mü?
Birkaç defa daha karşılaÅŸtık, evet.
"EVDE DEVAMLI BEETHOVEN DÄ°NLERÄ°M"
Pek çok tercüme yapmışsınız. Fransızca'yı nasıl öÄŸrenmiÅŸtiniz?
Ortaokul ve lisede Fransızcam çok iyiydi. Kızılay'da Fransız Kültür Merkezi'nde Sorbonne kuruna kadar yükseldim. Fransızca süreli yayınları da takip ediyordum.
Klasik Batı edebiyatına ve müziÄŸine ilginiz var.
Evde devamlı Beethoven dinlerim. Ara sıra da Mozart...
Muhafazakâr kesime yakın görülmenize raÄŸmen, Enis Batur, Haydar Ergülen, DoÄŸan Hızlan gibi karşı mahallenin ÅŸairleri ve yazarları da sizden hep övgü ve saygıyla bahsediyor. Bunu neye baÄŸlamak lazım?
Bu arkadaÅŸlara saygı duyuyorum. TeÅŸekkür ediyorum gösterdikleri ilgi için.
Sizin o cenahtan sevdiğiniz isimler var mı?
Ä°nsanı anlamaya, yorumlamaya çalışan hemen hemen herkesi okuyorum ve seviyorum. Özel isim vermek hoÅŸuma gitmediÄŸi için adlarını anmıyorum.
NURÄ° PAKDÄ°L HAKKINDA BÄ°LEMENÄ°Z GEREKEN 10 ÅžEY
16 TANE MÜSTEAR Ä°SMÄ° VARDI. Nuri Pakdil, Edebiyat Dergisi'nde yazanlara müstear isimler takmakla meÅŸhurdu. Kendisinin de 16 farklı ismi vardı. En çok "Ebubekir Sonumut" adını kullanıyordu.
PARAYI AYAKKABI Ä°ÇÄ°NE KOYARDI: Bir dönem öÄŸrencileriyle aynı evde yaşıyor ve her sabah ayakkabılarının içine bir miktar para ve küçük bir pusula koyuyordu. Pusulada öÄŸrencilerin o gün kitap, dergi, sinema vs. için harcayacakları parayı tek tek belirtiyordu. "Parayı özellikle ayakkabılarının içine koyuyordum. Maksat parayı tahkir ve tezhip etmekti" diyor.
NURÄ° PAKDÄ°L RÄ°TÜELLERÄ°: Gün içinde her dakika ve saniyede ne yaptığını kimlerle görüÅŸtüÄŸünü not ediyor. Yakında "Pakdil'in Günlük Ritüelleri" adında yayınlanacak.
SEZAÄ° KARAKOÇ'UN ADINI ANMIYOR: Uzun yıllardır konuÅŸmuyorlar. Nedenini anlatmıyor. Sadece "O dönem benim için kapanmış ve bitmiÅŸtir" demekle yetiniyor.
DOSTOYEVSKÄ°: En çok etkilendiÄŸi yazarlar Dostoyevski ve Balzac.
BÄ°TLÄ°S VE PARÄ°S: En sevdiÄŸi ÅŸehirler sırasıyla Mekke, Medine, Kudüs, Åžam, Ä°stanbul, Bitlis, Paris.
Ankara'da yaşıyor ama Ankara'dan nefret ediyor.
Ä°stanbul'da en çok Beyazıt, Laleli, Zeytinburnu Merkezefendi'yi seviyor.
Düzenli olarak Le Monde okuyor.
Tiyatro oyunları yazdı. Umut adlı oyununu bir özel tiyatro grubu sahneye koyacak.
Kaynak : Habertürk
Henüz yorum yapılmamış.