'İslami kesim içinden Gezi çıkabilir'
Başbakan danışmanı Etyen Mahçupyan Kertenkele dizisi etrafındaki tartışmaları “Yeni İslami Gençlik”in itirazı olarak yorumladı. Mahçupyan’a göre İslami kesimde post-modern, dindarın alanının gelişmesini isteyen bir İslami kuşak geliyor. Mahçupyan bu gençliğin sınırlarına müdahale edildiği zaman siyasileşebileceğini hatta İslami bir Gezi’nin dahi yaşanabileceğini söylüyor.
Cezaevinde kaçan bir hırsızın sahte imam olarak boy gösterdiÄŸi “Kertenkele” adlı dizi, bir tarafında Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın diÄŸer tarafta bazı muhafazakar yazarların olduÄŸu bir tartışmaya yol açtı. Sizce bu sadece kendi yazı yazdığı ya da program yaptığı TV kanalını savunma refleksi mi, yoksa baÅŸka okumalar da yapmak mümkün mü?
Kertenkele meselesini etkileyen ÅŸey Ä°slami kesimin ikili bir olay yaÅŸaması. Bir tanesi dinin bir anlamda geleneklerden, gündelik pratiklerden ‘’hurafelerden’’ arındırılması ve kendisi olarak ele alınması. Bu mesela baÅŸörtülü kadın hareketinde çok öne çıktı. Ä°leriki safhalarda çok belirginleÅŸti. Yani namustan ayrıldı, ahlaktan ayrıldı. Din bizatihi kendisi oldu, aynı anda bizatihi kendisi olurken bu sefer de bireyselleÅŸti. Yani ben “kendi dinimi bilirim, kendi dinimle iliÅŸkiye geçebilirim, kimseye ihtiyacım yok arkadaÅŸ” gibi bir tavır olmaya baÅŸladı. Bu yeni kuÅŸakta bunlar var, bunlar yeni bir kültür üretiyor, bireysellik öne çıkıyor, özne öne çıkıyor. Din, din olarak kendini koruyor ama dindarın ne yapacağı hiç belli olmuyor. Dindarın alanının özgürleÅŸmesi isteniyor. Mesela “Salih Tuna, Kertenkele dizisi konusunda niye üç tane yazı yazdı diye sormuyorum” çünkü Salih Tuna zaten bu kuÅŸağın ürünü olarak ortaya çıktı. Çıkarken sanatla, sinemayla, medyayla ilgilendi. Bu kuÅŸağın içinden senaryo yazarı çıktı, film yönetmeni çıktı.
Yeni bir Ä°slami Gençlik KuÅŸak tanımlıyorsunuz deÄŸil mi?
Aynen. Öyle ya da birinin akıl vermesine gıcık kapan bir nesil bu. Burada her dindarın o dini kendi kapasitesi içinde öÄŸrenmesi hakkına, yeteneÄŸine sahip olduÄŸunu düÅŸünen bu yetenekler etrafında cemaatleÅŸmeye de evet diyen ama bunun üzerinde hele devlet otoritesiyle konuÅŸan her hangi bir sese de çok fazla cevaz vermek istemeyen bir kuÅŸak bu.
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın Kertenkele dizisi konusunda açıklama yapması bu kuÅŸağı tahrik mi etti?
Evet. Diyanet iÅŸin içine girmeseydi bu kadar büyük bir tepkinin olacağını sanmıyorum. Diyanet hem dindarlar adına bir ÅŸey yapıyor hem devlet adına bir ÅŸey yapıyor. Bu ikisinin arasında bu ikisini birleÅŸtiren bir köprü gibi kendini sunabiliyor ama öte yandan da dinin tekil bir yorumunu söylemiÅŸ oluyor. Bu da bugünkü epistemolojik açıdan açılım yapmış olan kuÅŸağın çok da kolay hazmedebileceÄŸi bir ÅŸey deÄŸil.
Nicelik olarak ne kadar bir kalabalıktan söz ediyorsunuz?
Her yeni kuÅŸakta giderek artan bir oranı var. Åžu anda 20’li yaÅŸlarda epeyce böyle bakan genç insan var. Ailesi klasik anlamda dindar ve de kendisi yarı dindar olan seküler hayatla dini hayatı uyumlaÅŸtırmaya çalışan match etmeye (uzlaÅŸtırmaya çalışan) bir 20 yaÅŸ kuÅŸağı var. Bu kuÅŸak post-modern dönemin küresel dönemin kuÅŸağı, sokak protestolarının kuÅŸağı, yeni edebiyatın da kuÅŸağı. Bunların anlam dünyası tek bir ideoloji ile belirlenme durumunda deÄŸil. Din de dolayısıyla ancak parçalı bir yapı içinde yer alıyor onların dünyasında.
“Yeni kuÅŸağın AK Parti’nin çeÅŸitli yönleriyle sorunu var”
Siyasi temsiliyet anlamında bu tanımladığınız yeni kuşağın AK Parti ile sorunu var mı? AK Parti onları temsil ediyor mu?
AK Parti’nin çeÅŸitli yönleriyle sorunu var. Tarz olarak var. AK Parti, Diyanet gibi davrandığı zaman bayağı sorunu var. AK Parti gelecek üretme, vizyon üretme ve davet etme fonksiyonlarını ifa ettiÄŸi zaman AK Parti ile gayet uyumlu ve kucaklayıcı. AK Parti ben bilirim dediÄŸi andan itibaren yeni kuÅŸağın bunu -herhangi bir insanın ben bilirim demesini- kabul etmesi çok zor kurumsallaÅŸtığı zaman kabul etmesi de çok zor.
Bu yüksek sesli itirazlara pek de tanık olmuyoruz?
Henüz olmuyoruz. Åžu andaki siyasi kavga bunu öldürüyor. Siyasi kavga daha kültürel ya da sosyal olanın kamusallaÅŸması önünde bir engel. Åžu anda bloglar ortaya çıkıyor mesela o bloglarda tamamen sanat edebiyat gibi ÅŸeyler var. DoÄŸrudan siyasete yönelenler de var fakat daha otantik olan tabi ki daha mahcup olan o sesin çıkmasına çok izin verilmiyor. Bir süre daha böyle devam edecek. Seçimlere kadar belki de önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok daha farklı daha eksantrik yeni Ä°slami bakışın ortaya çıktığını göreceÄŸiz. Tabi ÅŸu var onlar ürün verdiÄŸi zaman ancak kamusallaÅŸabilirler, kendi baÅŸlarına kamusallaÅŸamıyorlar. Çünkü hala cemaatçi bir toplumuz hala bunlar kendi küçük öbekleri içinde kalıyor, kendi öbekleri içinde okuma grupları yapıyorlar, sinema tartışmaları yapıyorlar. Bütün bu konuÅŸtuÄŸumuz ÅŸeyleri tartışıyorlar ama bunlar duyulur deÄŸil. Ancak onların içinden bir sanatçı bir edebiyatçı çıktığı zaman bunun üzerinden biz oraya nüfuz edebiliyoruz.
Bu anlattıklarınız Yeni Åžafak Gazetesi’nde yazan Murat MenteÅŸ’i hatırlattı. Ä°slami duyalılığa sahip bir edebiyatçı olan MenteÅŸ, Gezi olayları’nın ardından yazdığı yazılar ve verdiÄŸi mülakatlar nedeniyle gazetesi ile yollarını ayırmak zorunda kaldı. Ä°ÅŸleri pek kolay deÄŸil gibi mi?
Tabi onun için bir araÅŸtırma yapmak lazım. Åžu anda kendisini Murat MenteÅŸ’in takipçileri olarak gören insanların olması beni yadırgatmaz.
AKP bu yeni Ä°slamcı kuÅŸağın farkında mı? Onlara göre bir pozisyon alıyor mu?
Pek hazır deÄŸil. AK Parti o kadar büyük bir kavganın içinden geçiyor ki bütün enerjisinin oraya sevk etmiÅŸ durumda. Zaten kendisi bir siyasi geleneÄŸin uzantısı ve her ÅŸeyi de siyasi terimler üzerinden tanımlayan bir bakışa sahip. Aslında diÄŸer partiler de üç aÅŸağı beÅŸ yukarı böyle ama tabi yüzde 50 alıp Türkiye’yi yönetmeye kalktığınız zaman bu problem olabiliyor. Birçok ÅŸeye ulaÅŸamıyorsunuz. Cemaatçi yapı AK Parti’yi de etkiliyor. Özellikle siyasallaÅŸmamış sosyale büyük ölçüde kulağı kapalı. Oysa siyasetten hoÅŸlanmayan Müslümanlar da var siyasetten haz etmediÄŸi için baÅŸka hareket alanı bulmaya çalışan Müslüman bir kuÅŸak var. Åžunu hep akılda tutmak lazım post-modern, küresel bir dönem Türkiye’ye baÄŸlı deÄŸil bu insanlar bambaÅŸka bir geniÅŸ dünya içinde kendi Müslümanlığını, kendi AnadoluluÄŸunu inÅŸa etmekte olan insanlar. Bu insanlarhayatta kendine bir kariyer arıyor. Türkiye’deki kısır kavga, sürekli darbe, kapatma, Gülen Cemaati, CHP, HSYK bunlar yeni kuÅŸak için çok sıkıcı ve aptalca bir dünya.
Bunların bir siyasi projeleri var mı?
Bu kuÅŸak geniÅŸleyen orta sınıfın bir parçası dünyaya ulaşımı hızla artmış olan bir kuÅŸak. Bireysel olarak dini nereye koyacağım, kendi gündelik hayatımla zevklerimle, alışkanlıklarımla nasıl match edeceÄŸim (uzlaÅŸtıracağım) hem Müslüman olup hem de istediklerimi nasıl yapacağım. Dolayısıyla bu bir bireysel sentez arayışı ama aynı zamanda da kültürel bir ÅŸey herkes birbirinden etkileniyor. Aynı müzikler dinleniyor aynı kitaplar okunuyor dolayısıyla da aynı anda bir baÄŸ üretiliyor. Bunun bizatihi siyasi olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸil ama bunun alanı sınırlandığı zaman siyasileÅŸebilir. Gezi olayının bir benzerinin bir paralelinin ileriki yıllarda tamamen Ä°slami kesimin içinden çıkması da mümkün yani. EÄŸer bugün siyaset ile sosyal arasındaki bu boÅŸluk dolmaz ise ÅŸu anda 20’li yaÅŸlardaki bu kuÅŸak 30’lu yaÅŸlara gelip biraz daha palazlandığı zaman kendisine bir anlamda siyasi misyon da biçmeye baÅŸladığı zaman bu ya bir çatışmayı ima eder bu ama daha büyük ihtimalle deÄŸiÅŸen bir AK Parti’yi ima eder. AK Parti kendini buna açık tutan bir parti olduÄŸu için onu becerecektir büyük ihtimalle.
“AK Parti’de devletçi kuÅŸakla yeni gelenler arasında problem yaÅŸanacak”
AK Parti’de bunun becerileceÄŸine dair iÅŸaretler görüyor musunuz?
Gençlik kollarını tamamen deÄŸiÅŸtirdi. Kadın kollarını deÄŸiÅŸtirdi. Buraya ne tür insanları aldı diye baktığınız zaman AK Parti’nin yanlışlarını söyleyebilen insanları aldı. Bu çok önemli bir tercih bunu her parti yapamayabilir. AK Parti özgüveni çok yüksek olan bir parti. Bununla beraber bunları tartışmaya, bunların önünü açmaya hazır. Yeter ki, ana büyük siyasi kavganın yürütülmesini namümkün kılmasın, zayıflatmasın. Dışarıya yönelik kavga yumuÅŸadığı anda önemli bir iç kavga yaÅŸayacak AK Parti. GördüÄŸüm kadarıyla liderlik kavgası yaÅŸanmayacak. Temaslarımda öyle bir problem olmadığını görüyorum ama Ak Parti içindeki nispeten yaÅŸlı kuÅŸakla bir miktar siyaseten daha muhafazakâr daha milliyetçi, daha devletçi kuÅŸakla yeni gelenler arasında problem yaÅŸanacak. Benim mesela ÅŸu anda gördüÄŸüm, üç dönemden fazla milletvekili olamama, il baÅŸkanlarının milletvekili olamaması AK Parti’nin kendini gençlere doÄŸru açtığını, diÄŸerlerine de yavaÅŸ yavaÅŸ miadınız doluyor demesidir. Bu demek deÄŸil ki, yönetim meselelerinde problem çıkarmaz ama AK Parti buna adapte olacak. Kültür olarak buna çok hızlı adapte olamayabilir. Ben gördüÄŸüm kadarıyla tepedeki irade Türkiye’yi elinden kaçırmamaya o kadar ihtirasla sarılmış ki alttan gelen genci nasıl olursa olsun kapsayacak.
“Yeni kuÅŸak ErdoÄŸan’ı seviyor”
Sizin tanımladığınız bu yeni kuÅŸağın CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’a bakışı nasıl? Zira siz “akıl veren”e itiraz eden bir kuÅŸak tanımlıyorsunuz ama ErdoÄŸan’ın kimi kesimlerce “yaÅŸam alanına” müdahale olarak nitelenecek kaç çocuk sahibi olunması, nasıl doÄŸum yapılması gerektiÄŸine iliÅŸkin söylemlere sahip. Bu söylemler o kesimi rahatsız etmiyor mu?
Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın çok önemli bir avantajı var: Sahici olması. ErdoÄŸan, gerçekten düÅŸündüÄŸünü düÅŸünmemiÅŸ gibi davranmıyor. Rahatsız oluyorsa söylüyor. Buna insanlar alışmış durumda. Rahatsız olması o yönde bir ÅŸeyler yapacağı anlamına gelmiyor. Onlar ErdoÄŸan üzerinden anneleriyle babalarıyla tartışıyorlar. Bir TV programında ErdoÄŸan’ın söylediÄŸi bir ÅŸey vardı. Soru “siz bir parka oturuyorsunuz karşınıza bir çift geldi kucak kucaÄŸa oturuyorlar” Ne dersiniz ÅŸeklinde. ErdoÄŸan’ın refleksi ÅŸöyleydi: “Ben böyle bir ÅŸeyi kabul edemem” “Peki, ne yaparsınız” diye soruldu. DüÅŸündü oradan giderim dedi. Bu tabloyu veriyor. Rahatsızım, söylüyorum ama onlara yönelik bir ÅŸey yapmamayı da içime sindirmiÅŸ durumdayım. “Ben rahatsız oldum” diyor “ben demokrat oldum” falan demiyor. Bu sahicilik. Türkiye’ye hitap eden bir sahicilik. O kuÅŸak bunu gördüÄŸü zaman kendi annesini babasını görüyor, onları seviyor ve Tayyip ErdoÄŸan’ı da seviyor. Tayyip ErdoÄŸan orada “müdahale ederim” deseydi. O zaman problem olurdu. Tamam Müslüman kuÅŸak kucak kucaÄŸa oturmuyor ama el ele tutuÅŸuyor, parkta öpüÅŸüyor. Bunun önünün alınması pek mümkün deÄŸil.
BahsettiÄŸiniz bu yeni Ä°slami gençliÄŸin AKP’nin makro politikalarıyla sorunu var mı?
Kesinlikle var. Genelde bu yolsuzluk olayları, kentleÅŸme meselesi, madenlerden gelen ölüm haberleri, yeni müteahhit sınıfının kontrolsüz hale gelmesi çok açık söylemek gerekirse bir tür hoyratlık kelimesi ile özetleyebileceÄŸimiz bir alan var. Bu son 12 yıla baktığımız zaman AK Parti bunu isteyerek üretmedi ama ÅŸu anda kontrol edilemeyen bir alan olduÄŸunu da görüyoruz. BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu’nun söylemine baktığımız zaman, iç konuÅŸmalarında il baÅŸkanlarına, belediye baÅŸkanlarına tamamen bunlara yönelik konuÅŸmalar yapıyor. DavutoÄŸlu hem hoca hem o kesimle iliÅŸkili hem daha genç bir kuÅŸak. 90’lar kuÅŸağının entelektüel anlamda zirvelerinden birisi.
“DavutoÄŸlu bu kuÅŸaÄŸa ulaÅŸmada avantajlı”
Bu kuÅŸaÄŸa ulaÅŸmada DavutoÄŸlu avantajından söz edebilir miyiz?
Evet. DavutoÄŸlu o kuÅŸaÄŸa ulaÅŸmada çok avantajlı. En azından ÅŸöyle söyleyeyim doÄŸrudan kendisinin bizatihi ulaÅŸma imkanının olmadığı yerde bile araya bir kiÅŸi iki kiÅŸi koyarak anlaması ve onun nabzını tutması mümkün olan birisi. AK Parti teÅŸkilatlarındaki gençlik, kadın kolları deÄŸiÅŸimleri de bana bunu söylüyor. Sonuçta bunlar Genel BaÅŸkan sıfatıyla Ahmet DavutoÄŸlu’nun tasarrufları.
Recep Tayyip ErdoÄŸan’a raÄŸmen mi?
ErdoÄŸan’a raÄŸmen deÄŸil tabi. ErdoÄŸan her zaman makro fotoÄŸrafın peÅŸinde olmuÅŸ birisidir. ErdoÄŸan bir ihtilalci lider elinde silah olmaması onu ihtilalci lider olmaktan çıkarmıyor. YürüdüÄŸü yerde eskiden kalan ve yanlış olanı yıkıyor, yıkarak gidiyor öyle olduÄŸu zaman da bütün bu ihtilalci süreçlerde olduÄŸu gibi yıkarken hızlı bir ÅŸekilde onun yerini doldurması gerektiÄŸi için bunu en hızlı nasıl olursa öyle yapıyor. O zaman da en doÄŸrusu ile yapmayabiliyor. Kısa vadede en doÄŸrusu yok aslında çünkü öyle yapmasa yürüyemeyecek. EÄŸer elinizde silah yoksa ve bir ihtilalci liderseniz yüzde 50’yi sürekli almanız lazım. Yüzde 50’yi sürekli almanız demek, ekonominin iyi gitmesi demek, orta sınıfın büyümesi demek. Bunu en hızlı nasıl yapacaksınız. Türkiye koÅŸullarında inÅŸaatla yapacaksınız. Müteahhit sınıf ile yapabileceksiniz. Öyle ilelebet de yapamazsınız ama ilk aÅŸamayı onunla yapacaksınız. Bu insanları da bir yere kadar kontrol edebiliyorsunuz.
Sultanahmet Camii’nin minareleri arasında binalar böyle mi yükseldi?
Evet bu oldu. Ä°stanbul gezisinde Tayyip ErdoÄŸan’ın sözlerini hatırlıyoruz: “Biz bunlara 3 yapın dedik, 8 yapmışlar, 13 yapmışlar”
AK Parti’nin bu “mazereti” ne kadar sürecek?
Bu seçimlerden sonra bir rahatlama olacak Bu rahatlama esas AK Parti’nin sınavı olacak. AK Parti’nin buraya kadar mazereti vardı. Seçimden sonra mazereti kalmayacak. Ä°ÅŸ adamı sınıfına muhtaç olma o insanların bağışlarıyla hizmet yapma gibi bir sürü ÅŸeyler oldu. Bunlar bu büyük kavganın içinde anlamlıydı. Sürekli seni devirmeye çalışılmış, 6-7 sene darbe tehditliyle yaÅŸamışsın kapatma davası sonra 17 Aralık, ABD’nin Sisi’ye evet demesi bunlar psikolojik olarak kritik ÅŸeyler. 2015 seçimlerinden sonra muhtemelen yeni bir dönem olacak.
Bu yeni dönemde ne olacak?
AK Parti’nin kulağının seküler kesime daha açık olacağını düÅŸünüyorum. Seküler kesimin Gezici dediÄŸimiz gençliÄŸine daha açık olacağını düÅŸünüyorum. KentleÅŸmenin, sosyal alanın, kültürel alanın yeniden tartışılacağını düÅŸünüyorum. AK Parti taraftarı gibi görünen insanların tamamen karşıtları olarak adlandırılan kesimlerle daha mülayim konuÅŸmalar yapacağını düÅŸünüyorum.
“Ä°slami kesimin yarısı yolsuzluklardan rahatsız”
AK Parti içinde ne tür deÄŸiÅŸimler olacak?
AK Parti içinde de iç eleÅŸtiri kanaları açılacak veya AK Parti’nin kendi yanlışlarıyla daha rahat yüzleÅŸmesi saÄŸlanacak. Bu ÅŸuna benziyor: Åžimdi çok basit olarak 17 Aralık’ta, sadece 1. dosya ortaya çıksaydı ve zamanında çıksaydı o bakanlar anında istifa etmek zorunda kalırlardı, soruÅŸturma açılırdı. Ama bekletilip diÄŸerleriyle birleÅŸip arkadan 25 Aralık geldiÄŸi zaman Tayyip ErdoÄŸan bakanların istifasını bile istemedi. Çünkü ErdoÄŸan “bu baÅŸka bir ÅŸey siyasi bir olay belki baÅŸka dosyalar çıkaracaklar o dosyaların içeriÄŸini bile anlamadan Türkiye’de yeni bir atmosfer üretilecek bu darbeye gidecek” diye düÅŸündü. Böyle olunca gerçek anlamını da yitirmiÅŸ oluyor. O zaman da hala bu yolsuzluk hikâyesi üzerine gidilemeyen bir durum olarak ortaya çıkıyor
DoÄŸalında seyretse baÅŸka tür bir sonuç mu olurdu diyorsunuz?
Evet. Çünkü ÅŸu anda baktığımız zaman anketlerde ve TESEV’deki odak grup çalışmalarında ÅŸu gözüküyor: Ä°slami kesimin en az yarısı yolsuzlukların olduÄŸunu düÅŸünüyor ve bundan hoÅŸlanmıyor, bundan rahatsız. Bu AK Parti’ye yakışmıyor diyor. Kendilerinin desteklediÄŸi partinin yapmaması gereken bir ÅŸey olarak görüyorlar, karşılar.
Mevcut AKP Yönetimi bu rahatsızlığın farkında mı?
Kesinlikle. Bu AK Parti’nin içinde ÅŸu anda açıkça konuÅŸulan bir ÅŸey.
“Gülen Hareketi’nin entelektüel vuruculuÄŸu kalmayacak”
Ä°slami kesim içinde dünyayı bilen, dünya ile entegre olan, entellektüel kapasitesi yüksek, yabancı dil bilen, modern dünyanın araçlarını kullanan gençlik olarak Gülen Hareketi gençliÄŸi öne çıkıyor. Hatta bu kesim kavga öncesi AKP için enerjisini harcadı. Bu gençlik ne olacak?
Gülen Hareketi gençliÄŸinin yeni Ä°slami kesimin entelektüel yeni yüzünü temsil edeceÄŸi fikri aslında Müslümanların dışından gelen bir fikir. O daha ziyade bizim gibi insanların seküler çevreden gelen insanların gözlemiydi. Çünkü Gülen Hareketi’nin modernleÅŸtirici bir yönü olduÄŸu bunu kamusal alana çıkartıcı yönü olduÄŸu açık. Modern dünyanın aletlerini de kullanmaya da devam ediyorlar, dolayısıyla olumlu bir tarafı hala da var. Böyle görünce oraya bir artı puan yazıyorsunuz. Milli GörüÅŸ Hareketi’nin siyasete yürümesiyle beraber kendi tabanında okumuÅŸ insan özellikle, yüksek öÄŸrenimli insan az olması Gülen Cemaati’nin bu yeni kuÅŸağının kullanılmasıyla sonuçlandı. Ä°kisi birleÅŸti. AK Parti yönetiyor ama devlet kadrolarında Gülen Hareketi var. EÄŸer problem olmasaydı biz gene dışarıdan bakarak bu ikisinin yavaÅŸ yavaÅŸ bir tür senteze de gidebileceÄŸini öngörebilirdik. Ama ÅŸunu söyleyeyim birinci günden itibaren çok aklı başında ve derinliÄŸi olan entelektüel birikimi olan AK Partililerin bir bölümü bunun yürümeyeceÄŸini kendilerinin bambaÅŸka bir akışının olduÄŸunu Gülen Hareketi’nin güvenilir bir hareket olmadığını söylüyorlardı. Bu ufak bir zümreydi çünkü gerçek hayatın dinamiÄŸi bu tarafa doÄŸru akıyordu. 2012’nin başıyla beraber bu küçük ses birden bire daha duyulur oldu. Ä°nsanlar, Gülen Hareketi ile mesafe koymaya baÅŸladı. Biz de dışarıdan bu sesi duymaya baÅŸladık. Åžu andaki 20 yaÅŸ kuÅŸağına baktığınız zaman Milli GörüÅŸlülerin üniversite mezunu sayısı Gülen Hareketi mensuplarına göre düÅŸüktür. Bürokrasi içine girdiÄŸimizdeyse mukayesesiz bir ÅŸey yüzde 95’i Gülen Hareketi, yüzde 5’i Milli GörüÅŸ Hareketi. Üniversite mezunluÄŸu kritik bir ÅŸey üniversite mezunu demek entelektüel lider demektir. Bu da biraz önce konuÅŸtuÄŸumuz yeni Müslüman genç tipolojisinin görünürlülüÄŸünü, kamusal alana çıkmasını, ürün vermesini hep geciktirdi. Belki bu öyle kolay kolay telafi edilecek bir ÅŸey de olmayabilir. Bu insanlar yaÅŸları ilerleyince bir iÅŸe girip çalışacaklar. O bakımdan önümüzdeki 10 seneyi bitirdiÄŸimizde onlarla karşılaÅŸacağız. Ä°htilalci bir görünüm ortaya çıkacak. Dünyanın apışıp seyredeceÄŸi Türkiye merkezli bir Müslüman kuÅŸakla karşı karşıya kalınacak.
Bu kuÅŸak Gülen Hareketi gençliÄŸi olamaz mı?
Gülen Hareketi gençliÄŸinin olması çok zor. Çünkü Gülen Hareketi içinde gerçek anlamda bir entelektüel açılım ÅŸansı çok az. ÖzeleÅŸtiri çok çok az gidererek daha çok siyasi misyon öne çıkıyor. Ancak koparak bireyselleÅŸmenin mümkün olduÄŸu bir noktaya gidiyorlar. O yüzden de ben Gülen Hareketi’nin militanlaÅŸmış, radikalleÅŸmiÅŸ bir kadro etrafında ÅŸekilleneceÄŸini düÅŸünüyorum. Entelektüel vuruculuÄŸunun kalmayacağını düÅŸünüyorum.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.