Sosyal Medya

Şevket Hüner Kimdir?

O, mukayyet kültürünün son temsilcilerinden... Mukayyet olma; bir kültür olarak bugünlerde yitirilmiş bir duruma işaret ediyor.



 

Åževket Hüner’in pekçok özelliÄŸine dikkat çekebilirsiniz.

Mukayyet olma; bir kültür olarak bugünlerde yitirilmiÅŸ bir duruma iÅŸaret ediyor. MüslümanlaÅŸmanın heyecanla buluÅŸtuÄŸu demlerde Müslümanlar birbirlerine mukayyet olmak için özel bir çaba harcarlardı. Bu çaba içinde bir beklenti içinde olmazlardı. Böylece ellili yaÅŸlarda olan bizler mukayyet olma ÅŸuuru ile bir nesli yetiÅŸtirme imkânı bulduk. Ama bizden sonra bu mukayyet olma kültürü biraz arkaik olarak deÄŸerlendirildi ve terk edildi. O yüzden bir nesil heba oldu. Åžimdilerde ise bu mukayyet olma kültürü neredeyse tamamen ortadan kalktı. Cemaatler ve vakıflar bile mukayyet olmayı geride bırakmış, daha çok konferans ve seminerler aracılığı ile bir ÅŸeyler yapmaya çalışıyorlar. Elbette ki konferans ve seminerlerin bir katkısı olacaktır, buna kimse karşı çıkmaz. Ama kiÅŸi ile her türlü durum ve olayda ona sahip çıkma, kendi aile bireyiymiÅŸ gibi davranabilmeyi içermesi baÄŸlamında “mukayyet olma” önemli bir boÅŸluk haline gelmiÅŸtir...

1992 yılı idi sanırım bir dost meclisinde ilk kez karşılaÅŸtık… Sıcaklığı ve yakın duruÅŸu ile hemen gözüme çarpmıştı. Çok içten ve samimi aynı zamanda güleç bir yüz ile karşılaÅŸmak bu ilk karşılaÅŸma için bayağı iyi gelmiÅŸti. AteÅŸli ve heyecanlı anlatımı, acelesi varmış gibi duruÅŸu, insana sokuluyormuÅŸ hissi veren yaklaşımı ile zihnimde hep canlı kalan bir portre oldu Åževket Hüner

En güzeli ise Åževket ile ne zaman karşılaÅŸsak sanki hiç ayrılmamış gibi bıraktığımız yerden devam edebileceÄŸimiz bir vasatımızın olmasıydı. Yirmi yıllık dostluÄŸumuz süresince öyle çok fazla görüÅŸemesek bile sürekli bir araya geldiÄŸimizde yeniden baÅŸlamamanın hazzı benim açımdan önemliydi. Çünkü onunla bıraktığımız bir yer vardı ve o oradan yeniden baÅŸlayabileceÄŸimiz kırattaydı. Bu onun güzel hasletlerinden sadece biriydi.

Önce hocasını tanıtmalıyım…

BayrampaÅŸa denince bir hoca akla gelirdi o yıllarda… Murat Camii imam hatibi Ahmet SarıoÄŸlu Hoca… Aynı zamanda Seyyid Sabık’ın harika kitabı ‘Fıkh-üs-Sünne’nin mütercimlerindendi. BayrampaÅŸa dâhil yakın yerlerden gelen yüzlerce talebeye kol kanat geren; yani mukayyet olan bir hocaydı. Genç sinemacılardan Ümmügülsüm SarıoÄŸlu’nun babası, hepimizin zevkle dinlediÄŸi Ömer KaraoÄŸlu’nun da kayınbabası idi… Ä°ÅŸte bu yüzlerce talebeden biri de Åževket Hüner idi. Åževket bir gün anlatıyordu: “Hocamla Buhari dersleri yapardık. Bize hadisi anlatırken sanki Ä°mam Buhari orada arkada duruyor ve hocam ondan alıp bize taze taze anlatıyordu…” Bu bize hocanın nasıl bir heyecan ve dinamizme sahip olduÄŸunu gösterir. Åževket de bu konuda hocasına benziyor. Çünkü onu Liman Gençlik Merkezi’nde ders anlatırken görmelisiniz… Çocuklara nasıl heyecanla anlatır. Ve hocası gibi o da daha çok hadis dersi yapmayı seviyor. Yolunuz düÅŸerse bir gün Liman’da onu Riyazü’s-Salihin anlatırken dinleyebilirsiniz…

Åževket Hüner, bir Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik bölümü mezunudur. Yıldızlı olması hasebi ile Yıldız Mezunlar DerneÄŸi’nin kurucu üyeleri olan Fahrettin Kültür, Dursun Özcan, Emin Batur ve Cengizhan Atakul gibi camianın sevilen halkasının hemen altında Åževket Hüner’i bulmak zor olmasa gerek… Ayrıca Yıldızlı Elektrik Mühendisi olması hasebiyle de Yıldız mezunları toplantılarının müdavimlerinden biriydi… Sonra o camia bugün Ä°nsan ve Medeniyet Hareketinin oluÅŸumunu saÄŸladı… O camiada sevilen ve sayılan biri olmakla birlikte medyatik olmadığı için bugüne kadar biraz göz ardı edilmiÅŸ önemli bir deÄŸerimizdir.

 

Çevresine mukayyet olur

Åževket’in anne sevgisi bir baÅŸka… O her zaman annesini hayırla yâd eder ve “cennetim” diye betimler. Sanki dünyada cenneti yaÅŸamak isteyenler anne kucağını terk etmemeliler diye inanır. Ben anneme gidiyorum dediÄŸinde akan sular durur. Onu herhangi bir yere götüremezsiniz…

Åževket sadece dost canlısı deÄŸil, aynı zamanda dostluÄŸun getirdiÄŸi sorumluluÄŸu üstlenen ender insanlardan biridir. O yüzden çok fazla kiÅŸi ile tanışma isteÄŸi hep eksik olur. Bunda da haklı nedenleri var… Aile olarak yardımlaÅŸmayı çok sever… Etrafına sürekli mukayyet olur. BulunduÄŸu mahalde muhakkak fakir fukara varsa onları tespit ederek yardımın ulaÅŸmasına vesile olur. Åžehremini’nin mukimidir. SürekliliÄŸi orada da kendisini gösterir. Ä°lgilendiÄŸi kiÅŸilerle de bu süreklilik üzerinden iliÅŸki kurar.

Åževket’in ısrarla söylediÄŸi bir ÅŸey var: “Mukayyet kültürünü yeniden diriltmeliyiz, yoksa çocuklarımız heba olur. Birbirimize deÄŸer vermeliyiz. DeÄŸer üretmeliyiz ki yaptıklarımız deÄŸerli olsun…” Yani saygınlık üretmeliyiz ve iliÅŸkilerimizin mihenk taşını bu saygınlık oluÅŸtursun… Aslında hepimizin yaÅŸadığı temel sorunlar üzerine kendince önemli bulduÄŸu bu saygınlık ve mukayyet olma kültürünü diri tutmanın çabası içindedir. O yüzden o bir yere gidiyorsa veya bir yere gitmiyorsa belirleyenleri bu saygınlık ve mukayyet olma kültürüdür…


 

İlkelerin insanı

Dilinden düÅŸürmediÄŸi “Sözün anlamı amelle, yani eylemle belirlenir” ifadesi onun nasıl bir eylem adamı olduÄŸunu da ortaya koyuyor. Çok örnek bir davranışı daha var: Çok geç yaÅŸta yazıya merak sardı. Yaptığı farklı ve yoÄŸun okumalarının hâsılasını ÅŸimdi herkese olmamak kaydıyla özel bir okur profili ile paylaÅŸmaktadır. Haftada birkaç yazı yazar ve arkadaÅŸları olan okurları ile paylaşır. Yazı üzerinden de olsa fikirlerini arkadaÅŸları ile paylaÅŸarak yeni duruma uygun bir mukayyet olma kültürünü yine canlı tutar. ArkadaÅŸları ile istiÅŸare ederek yaptığı eylemler ona büyük bir haz vermektedir. Ama kendisi ile istiÅŸare edilmeden atılan bir adıma da bigâne kalacak kadar bu konuda tavizsizdir. Ä°lkelerinden ödün vermeyen biri… Faiz meselesine herhangi bir analiz ve eleÅŸtiriye gerek duymadan banka ve banka sistemlerinin kapitalist özelliÄŸine dikkat çekerek açık tavır alır…

Harama karşı duyarlılığı yüzünden harama bulaÅŸmış biri ile iliÅŸkilerini hemen keser. Bu konudaki tavizsizliÄŸi çok memnuniyet verici aynı zamanda… Aslında bu durum da mukayyet olma kültürünün taşıdığı olumluluklardan biridir. ArkadaÅŸları da kendisi gibi pırlanta insanlar. En yakınındaki üç ismi sayacak olursam, benim muttali olduÄŸum, Arif Arcan, Doktor Baki ve Mustafa KarakaÅŸ’tır. Elbette ki onlarca, belki yüzlerce arkadaşı var…

EleÅŸtirel okumalar

Ä°yi bir sinema izleyicisidir. Ä°ran filmlerinin neredeyse tamamını izlemiÅŸtir. Dünya sineması ve Türk sinemasını da izler. Sadece izlemekle yetinmez, eleÅŸtirel bir tutumla arkadaÅŸlarına da önerir. Özellikle Liman Gençlik Merkezi’ndeki sinema okumalarında yaptığı yorumlar izleyiciler için önemli dersler içeriyordu. Her meseleye iman nazarından bakması ve yorumlarını bu çerçeve içinde yapması ayrıca mukayyet olma kültürünün nasıl ÅŸahsiyetini oluÅŸturduÄŸunun da göstergesidir.

Aliya Ä°zzetbegoviç’i hem okur, hem sever. Akif Emre’yi de okur, tavsiye eder ve ayrıca sevdiÄŸini de bilmekteyim. Gökhan Özcan gibi eleÅŸtirel yazılar yazan kiÅŸileri takip etmeyi önemser ve kendisi de mühim ayrıntılar üzerinden yazılarını temellendirir.

Åževket Hüner, baÅŸlı başına bir mukayyet olma kültürünün ayakta kalan temsilcisi olmayı fazlasıyla hak etmektedir. Sevgisinin ve nefretinin sebebinin bizzat dini gayret olduÄŸu ender kiÅŸilerden biridir… Ve ben onu çok seviyorum…


 

Abdulaziz Tantik bir dostu anlattı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.