Sosyal Medya

Coğrafyamız

Mescid-i Aksa imamından intifada uyarısı

İsrail’in kutsal mabede yönelik saldırılarıyla Filistinlileri provoke ettiğini kaydeden Mescid-i Aksa imam-hatibi İkrime Sabri, “Filistin halkı her şeyi yapabilecek güçtedir. İntifadaya başlamak istediğinde kimseye danışmaz. Biz kardeşlerimize sabretmelerini söyledik” diye konuştu.



Mescid-i Aksa imam-hatibi İkrime Sabri, Müslümanların ilk kıblesi olan bu kutsal mabede İsrail askerlerinin postallarıyla girmesinin İsrail’in kirli planlarının bir yansıması olduğunu söyledi.

İsrail’in gerek Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları gerekse yasadışı yerleşimlerle Filistinlileri provoke ettiğini kaydeden Sabri, bu tavrın çok tehlikeli olduğunu ve başarısızlığa mahkûm olacağını vurguladı.

Sabri, Mescid-i Aksa’ya yönelik küstah tavrın yalnızca Filistinlilere değil tüm Müslümanlara yönelik bir hakaret olduğunu da kaydetti. Arap ve İslam âleminin Kudüs’le ilgili sorumluluklarının bilincinde olmaları gerektiğini ifade eden Sabri, “Mescid-i Aksa onlara bırakılan bir emanettir. Onu korumak her Müslümanın boynunun borcudur” dedi.

"ÇOK TEHLİKELİ BİR TAVIR"

Sabri, Mescid-i Aksa’da son yaşanan olaylara ilişkin TRT Arapça’ya yaptığı değerlendirmelerde şunları söyledi: Çarşamba günü mübarek Mescid-i Aksa’nın Müslümanlara kapatıldığı ancak saldırgan fanatik Yahudi yerleşimcilere açıldığı gün bizim için kara bir gündü. İsrail güvenlik güçlerinin engellemeleriyle geçen hafta perşembe günü de aynı hadiseler oldu. Mescid-i Aksa tamamen kapatıldı, girişlere izin verilmedi. Bu çok tehlikeli bir tavır; nitekim 1967’den bu yana böyle bir saldırı meydana gelmedi. Bu olanlar aslında bize saldırgan Yahudi yönetiminin Mescidi Aksa üzerindeki kirli planlarının bir yansımasıdır. Bunu ise orada bulunan Filistinlilere saldırarak yapıyor. Ancak bu emellerinde başarısız olacaklardır.

"FİLİSTİNLİLERİ PROVOKE EDİYORLAR"

Diğer yandan ev yıkım programlarını hala devam ettiriyorlar. Bir yandan Aksa'ya yapılan saldırılar diğer yandan da bu yıkım programları Filistinlileri provoke etmektedir. Bu da iki halk arasında çatışma ve gerilimin ortaya çıkmasına ve huzurun sağlanamamasına neden oluyor.

İsraillilere karşı yapılan saldırılara gelince; bu olaylar az önce belirttiğimiz üzere yapılan bu saldırıların sonucudur. Şu anda halkımız, İsrail yönetiminden, polis güçlerinden ve vergi memurlarından ötürü yapılan hak ihtilâlleri nedeniyle büyük bir baskı altında. İşte İsrail'e karşı yapılan saldırılarda tam olarak bunların sonucudur.

"FİLİSTİNLİLERİN SAVUNMASI GERİ ADIM ATTIRDI"

İsrail yönetiminin tavrı sorulan Sabri, şöyle konuştu: Şüphe yok ki Netanyahu Kudüs'ü yönetebilmek adına orayı demir yumruğu ile idare etmeye çalışmakta. Belki de bunu yapacak gücü vardır ancak işler çığırından çıktı. Bu yüzden Knesset'den ve üyelerinden bu ihlallerin durmasını talep etti. Yine şüphe yok ki İsraillilere karşı yapılan saldırılar Netanyahu'yu geri adım attırmış ve bu yönde talepte bulunmasına neden olmuştur.

Zira kendisi bir yandan sükûnete çağrı yaparken diğer yandan bu fanatik Yahudilere fırsat veriyordu. Diğer yandan da Ürdün'ü şu anda bulunan vaziyetin değişmeyeceği yönünde ikna etmeye çalışıyordu. Ama yine de yapılan bu saldırıların İsrail'in yaptığı ihlallere uyarı olması geri adım attırdı.

"ÜRDÜN DE HOŞNUT DEĞİL"

Ürdün'ün saldırılardan sonra büyük elçisini geri çekmesi sorulan Sabri, "Çarşamba günü Ürdün hükümeti Tel Aviv büyükelçisini Ürdün’e çağırdı. Bildiğiniz gibi elçiyi çağırmakla elçiliği kapatmak farklı şeyler. Elçiliği kapatmak veya tamamen devre dışı bırakmak tanımamak anlamına gelir. Elçiyi çağırmak ise elçisinden olup biten hakkında bilgi almak amacıyla yapılan bir şeydir. Ayrıca İsrail’in Mescidi Aksa’da yaptıkları konusunda Ürdün'ün hoşnut olamadığını ima etmek anlamına gelir. Bu duruş bence yeterli bir tavır değildir. İsrail’in saldırılarına karşı caydırıcı bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. İsrail’e daha sert yaptırımlar yapmak gerekir ki düşmanca davranışlarından geri adım atsın.

"ÜRDÜN'LE TİCARET İSRAİL'İ RAHATLATIYOR"

Ürdün bunu yapabilecek seçeneklere sahip. İsrail’in bu saldırılarına engel olabilecek kartlara sahip. İsrail’in Ürdün topraklarından her yıl milyarlarca dolar ihracat yapıyor. Bu, İsrail ekonomisini yaşatan ve rahatlatan bir ticaret. Ürdün sınırlarını kapatarak bu ticarete engel olabilir. Bu da İsrail’i büyük zarara uğratacaktır. Dolayısıyla Mescid-i Aksa’ya karşı saldırılarından geri adım atabilir. Diğer Arap ülkeleriyle de işbirliği yaparak mesela Arabah Vadisi Anlaşması’nı da kullanarak İsrail’e baskı yapabilir." diye konuştu.

FİLİSTİN HÜKÜMETİNE TEPKİ

"Filistin yönetiminin tavrını nasıl buluyorsunuz?" şeklindeki bir başka soruya ise Sabri, "Kudüs halkı bir haftadır gösteriler yaparak Mescidi Aksa’ya yapılan bu ihanete karşı mücadele etmeye çalışıyor. Bu gösteriler Filistin hükümetine karşı değil İsrail’e karşıdır. Ancak Filistin hükümetinin güvenlik güçleri bu gösterileri bastırmak istiyor. Bu durum kabul edilir bir şey değildir. Bu durumu şiddetle kınıyorum." şeklinde cevap verdi.

FİLİSTİN HÜKÜMETİNDEN BEKLENTİLER

Filistin hükümetinden beklentileri sorulan Sabri, "Filistin hükümeti ve bütün Arap hükümetlerinin İsrail saldırılarına karşı gerekli tavrı göstermesi gerekir. Çünkü İsrail kırmızı çizgiyi aşmıştır. Oslo anlaşmasını kullanarak yeni yerleşkelerin inşasını genişletmiştir. Ve Kudüs şehrini Yahudileştirmeye çalışmak ve Mescid-i Aksa’ya tarihte görülmemiş bir saldırı gerçekleştirerek haddi aşmıştır." diye konuştu.

FİLİSTİN HALKINA SABIR ÇAĞRISI

Yeni bir intifada bekleyip beklemediği sorulan Sabri konuşmasına şöyle devam etti: Filistin halkı her şeyi yapabilecek güçtedir. Filistin halkı intifadaya başlamak istediğinde kimseye danışmaz. Kudüs şehrindeki bütün kardeşlerimize her zaman sebat etmelerini söyledik. Çabalarından, sabır ve muhteşem tavırlarından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Özellikle Kudüs bayan kardeşlerim Mescid-i Aksa’ya sokulmadıklarında kendilerini mescidin dış kapılarına bağladılar. İsrail polisinin kadınlarımıza uyguladığı şiddeti kınıyoruz. Mescidi Aksaya girmek onlarında en doğal hakları. Onlar özgür ve şerefli kadınlardır.

İSLAM ALEMİNDEN BEKLENTİLERİ

Arap ve İslam âleminden beklentileri konusuna da değinen Sabri şöyle konuştu: Kudüs’le ilgili sorumluluklarının bilincinde olmaları gerekiyor. Mescidi Aksa onlara bırakılan bir emanettir. Onu korumak her Müslümanın boynunun borcudur. Kudüs'ün durumu Mekke’nin Medine’nin durumu gibidir. Kâbe ve Mescid-i Aksa Müslümanları iki kutsal mekânıdır. Kudüs şehrinden feragat etmek ondan vazgeçmek kesinlikle caiz değildir. Onları meşgul eden ne olursa olsun iç karışıklıklar kendi ülkelerindeki problemler hiç bir şekilde Kudüs’ten vazgeçmek ya da orda olup bitenler karşısında görmezden gelmeye gerekçe olamaz.

 

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.