Ekonomi
Türkiye Kazakların denge unsuru oldu
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, Rusya'nın ekonomik olarak domine ettiği bir yapılanmanın Orta Asya ülkelerini zora sokabileceğinin farkında. Türkiye'nin Avrasya Gümrük Birliği'ne girmek istemesi ise bölgede Çin ve Rusya arasında sıkışma riski içerisinde olan Orta Asya için bir denge unsuru olarak görülüyor.
Kazakistan Komünist Partisi Genel Sekreteri'yken 1991'de gerçekleÅŸtirilen seçimlerde oyların yüzde 98.7'sini alarak Kazakistan'ın halk tarafından seçilmiÅŸ ilk cumhurbaÅŸkanı olan Nursultan Nazarbayev bu tarihten itibaren kesintisiz olarak iktidarda bulunuyor. Bu siyasi üstünlüÄŸü ona Kazakistan'da çok büyük projelere imza atma fırsatı da vermiÅŸ. ÖrneÄŸin cetvelle çizilmiÅŸ gibi bütün cadde ve sokakların tanzim edildiÄŸi Astana ÅŸehri kuruluÅŸu ve yapılışı itibariyle Petros'un Rusya'da kurduÄŸu Petersburg ÅŸehrini andırıyor. Nazarbayev'in bu siyasî üstünlüÄŸünün ülkede ciddi bir muhalefet olmamasından da ileri geldiÄŸini belirtmemiz gerekiyor.
ÇÄ°N VE RUSYA ARASINDA SIKIÅžTILAR
Rusya'nın ekonomik olarak domine ettiÄŸi bir yapılanmanın gelecekte Orta Asya ülkelerini zoru duruma sokabileceÄŸinin farkında olan Nursultan Nazarbayev'in Avrasya Ekonomik Konseyi Toplantısı'nda 'Türkiye'nin Avrasya Gümrük BirliÄŸi'ne girmek istediÄŸini' duyurması Türkiye'nin bölgede Çin ve Rusya arasında sıkışma riski içerisinde olan Orta Asya ülkeleri tarafından bir denge unsuru olarak görüldüÄŸünü de ortaya koyuyor.
Kazakistan dış politikasının en temel amacı bölgede ABD, Çin ve Rusya'yı dengelemek olarak belirmiÅŸtir. Bu çerçevede Kazakistan elindeki petrol kaynaklarının pazarlanmasında Rusya'ya alternatifler oluÅŸturma gayreti içerisinde olmuÅŸ.
BAÄžIMSIZLIÄžINI Ä°LK BÄ°Z TANIDIK
Kazakistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olan Türkiye de Kazakistan'ı bu alanda desteklemiÅŸtir. Kazakistan 2003'te bir deniz kuvveti oluÅŸturma niyeti olduÄŸunu açıkladığında Türkiye bu güce katkı saÄŸlayabileceÄŸini belirtmiÅŸ; 2005 yılında da askerî hibe yardımında bulunmuÅŸtur.
STRATEJİK İŞBİRLİĞİ
Ekim 2009'da Kazakistan ile Türkiye arasında imzalanan Stratejik Ortaklık AnlaÅŸmasının da etkisiyle Kazakistan ile Türkiye arasında ticaret hacmi gittikçe artmıştır. Mayıs 2012'de Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanı R. Tayyip ErdoÄŸan'ın Kazakistan'a gerçekleÅŸtirdiÄŸi ziyarette Yüksek Düzeyli Stratejik Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi kurulmuÅŸ. Kazakistan'da 500'ün üzerinde Türk-Kazak ortak sermayeli iÅŸletme faaliyet gösteriyor. Türk inÅŸaat firmalarının Kazakistan'da üstlendiÄŸi projelerin toplam deÄŸeri 17 milyar Dolar'ı aÅŸmıştır. Kazak firmalarının da son yıllarda Türkiye'de baÅŸta petrol ve turizm sektörlerinde yaptıkları yatırımların 350 milyon dolara ulaÅŸmıştır.
Almatı bir 'Sovyet şehri'
Almatı-2 Sovyet tipi ÅŸehirleÅŸmenin tipik bir örneÄŸi olarak deÄŸerlendirilebilir. Birbirine paralel ve birbirini kesen caddeler hiçbir kıvrım olmaksızın devam ediyor. Neredeyse her Sovyet ÅŸehrinde olduÄŸu gibi Almatı'da da bir Büyük Otel ve Sum Çarşısı inÅŸa edilmiÅŸ. Büyük Otel, SSCB sonrası dönemde bir Rus tarafından satın alınmış ve iÅŸletmesini bugün bir Türk ÅŸirketi yapıyor.
En büyük ÅŸairin heykeli
Almatı ÅŸehrinin merkez noktalarında Kazaklar için önemli isimlerin heykelleri yer alıyor. Bunlardan birisi 20.yüzyılın en büyük
Kazak ÅŸairi, filozof ve besteci olarak da bilinen Abay Kunanbay'a ait heykel. Kunabay'ın ismi ÅŸehrin merkezi semtlerinden birisine de verilmiÅŸ durumda. Bir diÄŸer önemli heykel ise II. Dünya Savaşı'nda SSCB ordusunda çok önemli hizmetlerde bulunmuÅŸ ve Moskova Muharebelerinde gösterdiÄŸi baÅŸarı sebebiyle Sovyet Kahramanı ilan edilen Bourjan Momışili'nin heykeli. Bourjan Momışili de Abay Kunanbay gibi ülkenin milli kahramanlarından biri. Ä°kilinin heykelleri Kazakistan'ın birçok ÅŸehrinde bulunuyor.
'BeÅŸ parmak' çok seviliyor
Kazak mutfağının Anadolu mutfağından oldukça farklı olduÄŸunu belirtelim. Kazaklar sığır etine pek raÄŸbet etmiyorlar. Bu yüzden fiyat olarak görece ucuz. Sığır etinin kilogram fiyatı 10-12 dolar arasında deÄŸiÅŸirken at etinin kilogram fiyatı 16-18 dolar civarında. Önemli günlerin, misafir sofralarının olmazsa olmazı at etiyle yapılmış yemekler. Bu Orta Asya'nın diÄŸer ülkelerinde olduÄŸu gibi Kırgızistan'da da aynı durumun geçerli olduÄŸunu görmüÅŸtük. Burada altı çizilmesi gereken husus kesinlikle binek olarak kullandıkları hayvanları kesmemeleri. Kesilmek üzere yetiÅŸitirilen atlar çok daha farklı ÅŸekillerde yetiÅŸtiriliyor. Yılgı adını verdikleri atlar sürü halinde sadece kesilmek üzere besleniyor. Bu sürülerin bakımı zor ve oldukça masraflı olduÄŸu için kış geldiÄŸinde bir kısmı kesilerek 'kazı' adını verdikleri bir çeÅŸit sucuk haline getiriliyor. 'Bir atın bağırsağı bir atı alır' ÅŸeklindeki deyiÅŸin de buradan geldiÄŸini öÄŸreniyoruz. Esasen at etiyle hazırlanan, tercihe göre sığır ya da koyun etiyle de hazırlanabilen ve çok makbul olan bir baÅŸka yemek ise 'BeÅŸ parmak'. Etin suyu ile haÅŸlanan yufkaların üzerine soÄŸanla birlikte haÅŸlanmış et konuyor ve servis ediliyor. Ä°smi yemeÄŸin beÅŸ parmakla yenilmesinden geliyor. Burada ilginç olan husus Orta Asya dillerinin hiçbirisinde 'ÅŸ' harfi bulunmamasına raÄŸmen yemeÄŸin 'beÅŸ parmak' ismiyle anılması.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.