Sosyal Medya

Gülerce'ye göre cemaat yakında dağılır!

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Mütevelli Heyeti Üyeliği'nden istifa eden ve 17 Aralık sürecinde cemaatla yaşadığı gerilim sonrası bir dönem Genel Yayın Yönetmenliği'ni de yaptığı 25 yıldır yazdığı Zaman gazetesinden ayrılan Hüseyin Gülerce, "Hükümet şu anda Hizmet Hareketi'ni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaş veriyor" diyerek, cemaatın bu "savaşı" kazanma şansının olmadığını söyledi.



Gülen cemaatı için "Dağılır" diyen Gülerce,"CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün deÄŸil. Bu iddialardan herhangi biri doÄŸru çıkarsa 'Hizmet Hareketi' çok büyük yara alır" ifadelerini kullandı.

Zaman gazetesinden ayrılma sürecini anlatan Gülerce, Milli Ä°stihbarat TeÅŸkilatı MüsteÅŸarı Hakan Fidan'ın ifadeye çaÄŸrılması sonrası gazetenin manÅŸetiyle sarsıntı geçirdiÄŸini söyleyerek,"Hocaefendi, Hizmet Hareketi'nin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. 'Savcılar hep haklı çıktı' baÅŸlığını mutlaka görmüÅŸtür ya da haberdar edilmiÅŸtir. MÄ°T MüsteÅŸarı'nın ifadeye çaÄŸrılmasına destek vermek, hükümete resmen savaÅŸ ilan etmekti" diye konuÅŸtu.

Gülerce ÅŸunları söyledi:

"25 Aralık'taki olayı görünce 'Hizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaÅŸ açmış' dedim.'ErdoÄŸan gitsin, AK Parti kalsın' planı çerçevesinde hareket ettiler. ErdoÄŸan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubu'ndan 'Hizmet tandanslı' bir hükümetin çıkabileceÄŸini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böyle bir ÅŸeyin olmayacağını söylerdim."

Hüseyin Gülerce bu görüÅŸlerini, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'a açıkladı. Hakan'ın "Cemaat, devleti ele geçirmek istedi" baÅŸlığıyla yayımlanan (1 Kasım 2014) söyleÅŸisi ÅŸöyle:

Cemaat, devleti ele geçirmek istedi

Ne oldu da Hizmet'i bırakma noktasına geldiniz?

Ä°lk sarsıntıyı '7 Åžubat Krizi'nde geçirdim. Savcıların MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan'ı ifadeye çağırması olayı... Savcıların ifadeye çağırması sarsmadı beni. Devletin savcıları, millet adına bir ÅŸey görmüÅŸlerdir, ifadeye çağırmışlardır. Burada bir ÅŸey yok. Sarsıntıyı ertesi gün Zaman gazetesini alınca geçirdim. Gazete bu haberi "Savcılar bugüne kadar hep haklı çıktı" diye veriyordu. Bu haber, bu ÅŸekilde Hocaefendi'den habersiz verilemez. Ä°ÅŸleyiÅŸi biliyorum. Hocaefendi, Hizmet Hareketi'nin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. Bu baÅŸlığı mutlaka görmüÅŸtür ya da haberdar edilmiÅŸtir.

O haberin o ÅŸekilde verilmesinin anlamı neydi? Neden sizde sarsıntıya yol açtı?

Hocaefendi'nin çizgisi belliydi. Hangi hükümet olursa olsun hep destek olmuÅŸ, saygılı davranmıştır. Oysa MÄ°T MüsteÅŸarı'nın ifadeye çaÄŸrılmasına destek vermek, "Savcılar hep haklı çıktı" diye haber yaptırmak, hükümete resmen savaÅŸ ilan etmekti. 

Bu konuyu konuşmadınız mı Cemaat'ten arkadaşlarınızla?

Üç gün sonra Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda bir toplantıdaydık. Zaman gazetesinden Abdülhamit Bilici Bey de vardı toplantıda. Ben orada "Savcılar daima haklı çıkıyor" diye baÅŸlık atmanın yanlış olduÄŸunu söyledim. Gerekçelerimi anlattım. "Bu baÅŸlık Hizmet'e zarar veriyor" dedim. Ä°kna edici bir ÅŸey söylemediler. Savunma bile yapmadılar. Ben o zaman o haberin arkasında Hocaefendi'nin olduÄŸunu anladım.

Ama buna rağmen Cemaat'ten kopmadınız.

Kopmadım ama sarsıntı geçirdim. Ä°kinci sarsıntım Gezi'den sonra Zaman'da BaÅŸbakan ErdoÄŸan'a yönelik hakaretlerin baÅŸlamasıyla gerçekleÅŸti. Ä°hsan Dağı, Mümtaz'er Türköne, Ahmet Turan Alkan gibi Hizmet'in içinden yetiÅŸmemiÅŸ arkadaÅŸlar, eleÅŸtirinin de ötesine geçen yazılar yazmaya baÅŸladı. Bunların da Hocaefendi'den habersiz bir ÅŸekilde yayınlanması mümkün deÄŸildi.

Sizin açınızdan kopuÅŸ nerede baÅŸladı?

25 Aralık'taki olayı görünce "Hizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaÅŸ açmış" dedim.

Nasıl yorumladınız bu "topyekûn harekete geçme" olayını?

Bir savaÅŸa girerken dost kuvvetler, düÅŸman kuvvetler analizi yapılır. Gücünüz yeter mi böyle bir ÅŸeye? Buna bakılır. Baktılar ve güçlerinin yeteceÄŸini düÅŸündüler. Kendilerine güvendiler. "ErdoÄŸan gitsin, AK Parti kalsın" planı çerçevesinde hareket ettiler. ErdoÄŸan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubu'ndan "Hizmet tandanslı" bir hükümetin çıkabileceÄŸini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böyle bir ÅŸeyin olmayacağını söylerdim.

Cemaat sizce devleti ele geçirmek mi istiyordu?

Yönetime hâkim olmak istediler. Neden? Çünkü Türkiye için en iyisini, en güzelini kendilerinin yaptıklarına inanıyorlar. Diyorlar ki: Bizim yöntemimiz tek yöntem, dünyaya açılıyoruz, her ÅŸeyin en iyisi burada ve bunu engellemek ihanet... "Böyle güzel ve yararlı bir ÅŸeyi engellemeye çalışıyor AK Parti, bu nedenle ihanet ediyor" diye düÅŸünüyorlar.

Hizmet'in kazanma şansı yok bitecek

Cemaat'i bitirecek mi hükümet?

Böyle söyleyince Hizmet'in içindekiler "Hizmet bitmez" diyorlar. ÇoÄŸu ÅŸu anda ne olup bittiÄŸini bilmiyorlar tabii.

Peki, ne olup bitiyor?

Hükümet ÅŸu anda Hizmet Hareketi'ni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaÅŸ veriyor.

Kazanma şansı yok mu Cemaat'in?

Bana göre yok. Ama Cemaat'teki arkadaÅŸlar, kendi davalarının en doÄŸru olduÄŸunu düÅŸünüyorlar. "Peygamberlerin yolundan gidiyoruz" diyorlar. "Hz. Ä°brahim ateÅŸe atılınca pes etti mi" diyorlar. "Hz. Musa firavuna pes etti mi" diyorlar. Mesela Zaman yazarı Ali Ünal Bey, Bülent Arınç'a cevap verirken "Müminler münafıklardan özür dilemez" diye yazdı. Ä°nanç planında Hizmet'e bir ÅŸey olmayacağını düÅŸünüyorlar. Oysa Hizmet Hareketi'nin karşısına kocaman bir daÄŸ çıktı. Onlar hâlâ küçücük bir tümsekle karşı karşıya olduklarını düÅŸünüyorlar. "Bizim otobüsümüzün altı bile deÄŸmez, devam edelim, bu tümseÄŸi geçeceÄŸiz" diyorlar.

Sizce ne olur? Dağılır mı Cemaat?

Bana göre dağılır. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün deÄŸil. Bu iddialardan herhangi biri doÄŸru çıkarsa "Hizmet Hareketi" çok büyük yara alır.

Hangi iddia doÄŸru çıkabilir? Mesela Fethullah Gülen'in "dinleme emri" verdiÄŸi iddiası mı?

Evet... Bazı polisler itirafçı oldu deniliyor. Ne derece doÄŸru bilmiyoruz. Bazı polislerin Pensilvanya'ya gittikleri, talimatı bizzat oradan aldıkları söyleniyor. Bunlar kanıtlanırsa... Cemaat biter.

Ben diÄŸerleri gibi deÄŸilim

Cemaat yapısı içinde yıllarca önemli görevlerde bulunmuÅŸ bazı isimler, Cemaat'ten ayrılınca aleyhte konuÅŸmalar yaptılar. Siz de onlar gibi mi oldunuz?

Bir-iki isim söyler misiniz?

Mesela Nurettin Veren adlı bir adam çıktı, sonra Latif ErdoÄŸan... Siz de onlar gibi misiniz?

Bu bana büyük hakaret olur. Onların her birinin özel bir durumu var. Bünye içerisindeki çekiÅŸmelerin sonucunda ortaya çıkan durumlar. Benim için böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Ben kimseyle çekiÅŸmedim ki.

'Abiler düÅŸünür' diyorlar

Hüseyin Gülerce'den çok keskin bir Cemaat eleÅŸtirisi...

Åžöyle diyor Gülerce:

“Hizmet'ten bir arkadaşımız... OkumuÅŸ, mühendis olmuÅŸ... Soruyorum kendisine: "Ne düÅŸünüyorsun" diye...  "Bizim düÅŸünmemize gerek yok, abiler ilettiler zaten bu konuyu" diyor...

Hizmet Hareketi'ni zaafa uÄŸratan ÅŸeydir insanların düÅŸünmemesi, eleÅŸtirmemesi ve sorgulamaması. DüÅŸünmeyeceksin, sorgulamayacaksın ve eleÅŸtirmeyeceksin. Yukarıdan bir ÅŸey geliyorsa bu kesin doÄŸrudur.

Bu beni çok ürkütüyor. Bu yapı, bu zihniyet, Türkiye'nin yönetimine hâkim olsa ne olur? Allah korusun diyorum.”

Hocaefendi'yle ilgili duygularım çok karışık

Hüseyin Gülerce'ye "Açık soracağım: Åžu anda Fethullah Gülen hakkında ne düÅŸünüyorsunuz" dedim.

Başlattı anlatmaya:

“Ben Hocaefendi'yi çok seviyorum.

Dünyada dostluÄŸundan ÅŸeref duyduÄŸumu açıkladığım tek insandır Hocaefendi.

Ben böyle samimi, ihlaslı, Sahabe Efendilerimizi hatırlatan baÅŸka bir kiÅŸi tanımadım.

Åžimdi geldiÄŸim noktada aynı bedende iki insan olduÄŸunu düÅŸünüyorum.

Birisi benim çok sevdiÄŸim, saydığım, kendisine nokta kadar zarar gelmesini istemediÄŸim, ona yapılan hakaretlerin, saldırıların vicdanıma bıçak gibi saplandığı bir insan. Hâlâ öyle.

Bir de bu insanla aynı bedende yer alan, sadece ve sadece kendi kafasındaki Türkiye'ye ulaÅŸabilmek için ne lazım geliyorsa yapabilen, ölçü tanımayan bir insan.

Birisi için canınızı verebilirsiniz. DiÄŸeriyse sizi ürkütüyor.

Ona toz kondurmak istemiyorum. Ama vicdanıma sığdıramadığım, ilkelerime sığdıramadığım, Müslümanlık anlayışıma sığdıramadığım yanlışlar var. Onları da görüyorum.

Duygularım çok karışık.”

Cemaatçiler Cemaat'ten kurtulacak, iyi olacak

Sizce bu iÅŸin sonu ne olacak? Bu kavgadan ne çıkacak?

Bir tarafta hükümet var... Kamuda baÅŸörtüsünü serbest kılan, okullara siyer dersi koyduran, "Menderes'ten beri beklediÄŸimiz hükümet buydu" dedirten, yüzde 50 oy alan bir hükümet... DiÄŸer tarafta ise dünya çapında güzel iÅŸler yapan, gönüllere giren bir "Hizmet Hareketi" var... Åžu anda bu ikisi birbirini "hain" ilan etmiÅŸ, savaÅŸ baÅŸlatmış... Kılıç ÅŸakırtılarından baÅŸka bir ses duyulmuyor. Åžimdi bir mümin olarak bunun benim dünyamda bir izahı olması lazım.

Nedir izahınız?

Åžöyle izah ediyorum: Güzel iÅŸler yapılıyorsa, Allah bu güzel iÅŸleri heba ettirmez. Bunlar boÅŸa gitmez. Ben eskiden "Mücadele BirliÄŸi" içindeydim. 1968–1972 arasında faaliyet gösteren bir hareketti bu... Ayrıldım o hareketten... Dağıldı "Mücadele BirliÄŸi". DüÅŸünün: "Bu iÅŸ için ölürüm" dediÄŸimiz bir hareketten ayrıldık. Ayrılınca çok üzüldük. Ama ne oldu? Herkes kendisi oldu ve Allah'ın kendilerine verdiÄŸi kabiliyetle Türkiye için bir ÅŸey yaptı. Oradan Cemil Çiçek çıktı, Melih Gökçek çıktı, Ahmet TaÅŸgetiren çıktı... 

Benzer bir durum Cemaat için de mi geçerli olacak?

Evet... Bu olaylar durulduktan sonra "Hizmet Hareketi" içindeki insanlar, kendileri olacaklar. Yani düÅŸünmeyen, sorgulamayan ve eleÅŸtirmeyen insanlar bu insanlar, biat kültüründen kurtulacaklar. "Gassalın önündeki meyyit" gibi olmaktan çıkacaklar. (Cenaze yıkayıcısının önündeki cenaze gibi olmaktan çıkacaklar).

Bütün baÄŸlarımı kopardım

Cemaat'ten ayrıldınız mı?

Evet... Ä°ki somut adım attım. Ä°lk olarak Zaman gazetesinden ayrıldım. Ä°kinci olarak Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın mütevelli heyet üyeliÄŸinden istifa ettim. Böylece beni "Hizmet Hareketi"nin içinde gösteren iki somut bağı koparmış oldum.

Cemaat'e ne zaman girdiniz siz?

1978 yılında Hocaefendi'yi tanıyan arkadaÅŸlar benimle ilgilenmeye baÅŸladılar. Hocaefendi'yle ilk yüz yüze geliÅŸimiz 1980 yılında oldu.

Ne zaman bağlandınız?

Hocaefendi'yle ilk görüÅŸtüÄŸümde oluÅŸtu o baÄŸlanma duygusu. 1980'de. 35 yıl olmuÅŸ. Sonra çok çabuk ilerleme oldu. 1989'da Zaman gazetesinde yazmaya baÅŸladım. 1993'te Samanyolu televizyonunda yorumcu oldum. 1994'te Zaman'da yönetici oldum. O dönemlerde Hocaefendi ile doÄŸrudan görüÅŸmeye, oturup kalkmaya baÅŸladım. Çok seviyorum, sayıyorum ve çok önemsiyorum. EÄŸitime önem veren bir insandım. Karşımda eÄŸitimle ilgili çok kaliteli ve orijinal fikirleri olan bir insan vardı. Böylece kendimi Hizmet'e adamış oldum. Hatta espri yapıyordum, diyordum ki "Beni Hizmet'in namlusuna sürün, bir atımlık mermiyim, nereye atıyorsanız atın". Bu ruh haliyle artık etle tırnak olmuÅŸtum.

Hüseyin Gülerce kimdir?

Trakyalı... Keşan'dan...

Yalova'da yaşıyor. Asıl alanı: Matematik...

EÄŸitimci... KöÅŸe yazarı.

GençliÄŸinde Aykut Edibali'nin "Mücadele BirliÄŸi"nde yer almış. 1980'den beri de Cemaat'in içinde.

Cemaat'le o kadar iç içeydi ki... Bir ara onun için "Cemaat'in Sözcüsü" bile dendi.

Zaman gazetesinde genel müdürlük yaptı.

Yazılar yazdı, konferanslar verdi, temaslarda bulundu. Hepsini "Hocaefendi" dediği

Fethullah Gülen için yaptı, "Hizmet Hareketi" dediÄŸi Cemaat için yaptı.

Gülerce, 35 yıllık Cemaat macerasına son verdi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.