Siyasi
Kobani'den Stalingrad çıkar mı?
''Kobani üzerinde laik Batı'nın radikal İslam'a karşı özgürlük savaşı imajının pekiştirilmesi ve Batılı medya kanallarının bilinçli algı kampanyasıyla buna katılması bu bileşimin sonucudur.''
Yeni Åžafak yazarı Akif Emre bugünkü ''Kobani'den Stalingrad çıkarmak'' baÅŸlıklı yazısında laik kürtler için Kobani üzerinden Stalingrad benzeri bir efsane üretildiÄŸine vurgu yaparak önemli bir noktaya temas ediyor.Kurgusal ulus-tarih yazımı için kahramanlara ve kahramanlık öyküsüne her zaman ihtiyaç duyulduÄŸunu ifade eden Akif Emre Kobani'ye simgesel deÄŸer yüklenmeye çalışıldığına dikkat çekiyor.
Akif Emre'nin bugünkü yazısının tamamı:
Çözüm sürecinde çözüme daha yaklaÅŸtık denilen ortamda aniden her ÅŸeyin bittiÄŸine iÅŸaret eden ya da öyle algılamamız istenen bir ortam oluÅŸtu. Sürecin ne kadar saÄŸlıklı, olması gerekeni temsil ettiÄŸi ayrı bir soru ama bitmesi durumunda ortaya çıkacak faturanın bedelini hep beraber ödeyeceÄŸimiz kesin.
Bölgedeki yeni uluslararası denklemin sadece Türkiye deÄŸil Irak, Suriye, Ä°ran'ı da içine alan geniÅŸ bir coÄŸrafyanın geleceÄŸini adeta 'Kürt meselesi'ne endekslediÄŸi daha net ortaya çıkıyor. BaÅŸka bir ifade ile Kürt meselesi OrtadoÄŸu'nun ÅŸekillenmesinde bölgede etkin tüm aktörler için anahtar rol oynayacak. Bu stratejik deÄŸerin kullanıma sokulmasının Kürtlerin ne kadar hayrına olacağı, hele hele diÄŸer etnisitelere, sınırların akıbetine dair neler getireceÄŸi hakkında kesin hüküm vermek kolay deÄŸil. Ama kesin olan ÅŸu ki, Kürt meselesi Kürtlere bırakılmayacak kadar önem kazanmış bulunuyor. Asıl sorun, OrtadoÄŸu'nun geleceÄŸini yüzyıl öncesinde olduÄŸu gibi bölge dışı küresel aktörlerin mi yoksa kendi iç dinamiklerinin mi belirleyeceÄŸidir.
Bu çerçevede gözden kaçan bazı konularda bir kaç hatırlatma yapmakta yarar var:
Devletin bu zamana kadar sürdürdüÄŸü politikalar, son on yılda yapılan her iyileÅŸmenin Kürtçü örgütün silah zoruyla elde ettiÄŸi bir kazanım olduÄŸu algısını güçlendirirken zorla elde edilen taviz duygusu da içten içe iÅŸlendi. Bu algının yaygınlık kazanması, PKK'nın elindeki en büyük propaganda silahına dönüÅŸtü ve her türlü iyileÅŸtirme ve iyi niyeti tek taraflı baÅŸtan mahkûm eden bir formül inÅŸa etti.
Çözüm sürecinde pratikte PKK'yı doÄŸrudan tüm Kürtler adına söz söyleme ve temsiliyet konumuna yükseltmiÅŸ oldu. Çatışmanın tarafları olarak örgütün muhatap alınmasını gerektiren ÅŸartlar daha önceki algıyla birleÅŸtirilince derinden derine her ÅŸeyin örgüt perspektifinden açıklandığı, yönlendirildiÄŸi bir ortama dönüÅŸtü.
Ne ideolojik olarak ne sosyal olarak Kürtçü yapılanmalardan uzakta duran Müslüman Kürt tabanı ve ona dayanan örgütlü yapılarda dışlanmışlık duygusunu doÄŸurdu ve bu durum, ortada kalan geniÅŸ kitlenin, söylemini eskiye göre yumuÅŸatan örgüte kaymasına neden oldu. Müslüman Kürt tabanı tekeline almaya çalışan ve Stalinist laik ideolojinin dışında kalan tüm grupları sindiren yapının her tür uluslararası angajmana hazır olması sürecin en zayıf halkalarından birini oluÅŸturdu.
Açıkça söylenmesi gereken, Türkiye'nin bölgesel denklemde Barzani faktörünü öne çıkararak sorunu kontrol etme stratejisinin sonuçları itibarıyla bölge ve bölge dışı ülkelerin farklı hesaplarıyla çatışmış bulunması. Irak'ın fiili bölünmesi anlamına gelecek Kuzey Irak yapılanması ve petrol politikasının Türkiye'den destek bulması özellikle Ä°ran jeo-stratejisi açısından tehlikeli bulundu.
Geleneksel olarak Kürt meselesini Kuzey Irak üzerinden çözme stratejisini yürüten Amerika'yla uyuÅŸan Türk politikası petrol ticareti konusunda hem ABD hem Ä°ran'la karşı karşıya geldi. Bu çerçevede Almanya eksenli müdahale ile ABD-Ä°ran-Rusya ekseninin stratejik teÄŸet noktasında buluÅŸtuÄŸu söylenebilir.
Kobani üzerinde laik Batı'nın radikal Ä°slam'a karşı özgürlük savaşı imajının pekiÅŸtirilmesi ve Batılı medya kanallarının bilinçli algı kampanyasıyla buna katılması bu bileÅŸimin sonucudur.
Açıkça söylemek gerekirse Kobani üzerinden muhtemel bağımsız Kürt hareketi için bir tarih inÅŸa edilmek isteniyor. Zira laik Kürt hareketi için bir Stalingrad efsanesi gerekiyordu...
Kurgusal ulus-tarih yazımı için kahramanlara ve kahramanlık öyküsüne her zaman ihtiyaç duyulmuÅŸtur. Kobani'ye simgesel deÄŸer yükleme çalışması, denklemi yeniden kurmaya yönelik yeni bir müdahale olarak okumalıdır.
Geleneksel Kürt karakterinin çatışmacı, parçalayıcı özelliÄŸine karşın inÅŸa edilen Öcalan liderliÄŸi tüm ayrışmaları kapatan bir temsiliyet ifade ediyor/du. Çok az rastlanan bu ortak liderlik kültünün parçalanması örgütün daha geniÅŸ tabana hitap etme kazanımını yitirmesi anlamına gelecektir. Yeni bir sosyolojik denklemin kurulmasının siyasi sonuçlarına örgütün ne kadar hazır olduÄŸu tartışmalı.
Kürtlerle örgütü farklı ele alan, süreçle Kürt halkının tüm insani taleplerini birbiriyle senkronize hale getirecek, farklı temsiliyetlere hayat hakkı tanıyacak yeni tanımlamalara ihtiyaç var.
Henüz yorum yapılmamış.