İç savaş çıkarmak istediler
Başbakan Davutoğlu'nun ev sahipliğinde bir kez daha bir araya gelen Akil İnsanlar Heyeti'nden Avukat Mehmet Uçum, toplantının nasıl bir anlam taşıdığını anlattı. Uçum, Kobani bahanesiyle çıkan olaylarda yapılmak istenenin 'bir Kürt iç savaşı çıkarmak' olduğunu, ama başarılamadığını, olaylarda dış öznelerin payının olduğunu söyledi.
Türkiye, her gün deÄŸiÅŸen dengelerin ortasında, kendi gündemi ve hedefleri doÄŸrultusunda ilerliyor. Bu gündemin ÅŸüphesiz ki en öncelikli baÅŸlıklarından birisi Çözüm Süreci. GeçtiÄŸimiz günlerde Akil Ä°nsanlar Heyeti, BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun baÅŸkanlığında yeniden bir araya geldi. Hayli uzun süren toplantı, sürecin baÅŸarıyla yürütülmesi konusunda olumlu bir adım olarak görüldü. Ben de bu yüzden sorularımı bu sefer, Akil Ä°nsanlar Heyeti üyesi Av. Mehmet Uçum'a yönelttim.
Son Akil Ä°nsanlar toplantısından baÅŸlayalım. Toplantının zamanlaması ve sürece yeniden dahil olması hakkında neler söylersiniz?
ÖnemsediÄŸim bir toplantı çaÄŸrısıydı. Çünkü bu davet, toplumun Çözüm Sürecine yeniden davet edilmesiydi. Akil Ä°nsanlar Heyeti'ne hak ettiÄŸinin üstünde bir anlam yüklediÄŸim için deÄŸil, bu heyetin simgesel anlamından ötürü bu kanaatteyim. Bu heyet, dönemin BaÅŸbakanı olan Sayın CumhurbaÅŸkanı'nın davetiyle oluÅŸtuÄŸu günden bu yana bir temsil iliÅŸkisi oluÅŸturdu. Bu temsil iliÅŸkisi, devletle deÄŸil, toplumla kurulmuÅŸ bir iliÅŸkiydi. Bu, toplumun devreye girmesi demek.
ÜÇÜNCÜ GÖZ ÖNERÄ°SÄ°
Toplantıda öne çıkan baÅŸlıklar nelerdi?
Herkesin mutabık kaldığı husus, sivil iradenin devam ettirilmesi oldu. Ayrıca, Öcalan'ın görüÅŸme çeÅŸitliliÄŸi, kamuoyuyla doÄŸrudan temas edebilmesi önerilerden birisiydi. Yine, bir sivil yapının partilerle, Kandil ile, Avrupa ile görüÅŸebilmesi önerildi. Silahlı unsurların yurtdışına çıkması ve geri dönüÅŸ süreçlerini izleyecek bir sivil izleme kurulunun kurulması da gündeme geldi. Üçüncü Gözün, yani sivil iradenin olabilmesi önerisi de gündemdeydi. Danışmanlık fonksiyonu olan bir arabuluculuk faaliyeti önerimiz oldu.
ÖRGÜT GÖLGE DEVLET GÖRÜNTÜSÜNÜ BIRAKMALI
Ya Başbakan'ın yaklaşımı?
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun genel anlamda tutumu pozitif. BaÅŸbakan ÅŸu an önceliÄŸin kamu düzeni olduÄŸunu, bu saÄŸlandıktan sonra önerilerin ele alınabileceÄŸini belirtti. 6-8 Ekim olayları, çatışma alanları olduÄŸunu gösterdi. Siyasi ve hukuki olarak bu sürecin yürümesi için, düzen ve güvenin tesis edilmesi gerekiyor. ÖrneÄŸin, örgütün gölge devlet otoritesi görüntüsü vermeyi bırakması gerekir.
Devlet Çözüm Süreci'nin öznesi
Çözüm Süreci'nde ne kadar mesafe kat edildi?
Bu sürecin çeÅŸitli aÅŸamaları var. Ä°lk aÅŸama, kalıcı çatışmasızlıktı. 21 aydır bu çatışmasızlık hâli devam ediyor. Ä°kinci aÅŸama, silahlı unsurların sınır dışına çıkarılmasıydı. Bu konuda istenen düzeye gelinemedi. Ama 2015 baharında bunun tamamlanması mümkün. Bir diÄŸer husus da, geri dönüÅŸler. Yaklaşık 2 milyon insandan söz ediliyor. Herkes dönüp yerleÅŸmeyebilir. Ama en azından dönüÅŸ ÅŸartlarını saÄŸlamak, bu dönüÅŸlerin hukukunu oluÅŸturmak gerekir. Bir diÄŸer baÅŸlık da, sürecin hukukî çerçevesinin oluÅŸturulmasıydı. Bu yasal çerçeve de oluÅŸturuldu. Böylece devlet, Çözüm Süreci'nin öznesi ve yürütücüsü oldu.
OLAYLARDA DIÅž ÖZNELERÄ°N PAYI VAR
BaÅŸbakan, bu projenin millî ve yerli olduÄŸunu söyledi. Bu ne anlama geliyor?
Projenin yerli olması, inisiyatifin bizde olduÄŸu anlamına gelir. Bu sürecin baÅŸarılı olması, dış aktörlerin elinden bu sorunu alacaktır. O yüzden dış özneler, bu sorunun bitmesini istemeyecektir. Son Kobani olaylarında dış öznelerin de payı var. Bunun yanında, Kobani'deki olaylara dikkat çekmek isteyenlerin talebi ile süreci akamete uÄŸratmak isteyenlerin çabası iç içe geçti.
KÜRT Ä°Ç SAVAÅžI HEDEFLEDÄ°LER
6-8 Ekim gösterilerinde rastlanan vahÅŸet görüntülerini nasıl anlamalıyız?
Tamamen toplumsal çatışma, bir Kürt iç savaşı, Türk-Kürt kavgası yaratmaya dönük bir projeksiyon vardı. Bu baÅŸarılamadı.
Bazıları göstericilerle empati yapmayı öneriyor. O ÅŸiddet görüntülerini doÄŸuranlarla nasıl bir empati yapılabilir?
Ağır tahrik, hukukta var olan bir ÅŸey. Fakat cezadan kurtulamazsınız. Üstelik burada ağır tahrik yoktur. Empati çaÄŸrısı yapanlar, o eylemleri yapanları hoÅŸ görmeye çağırıyorlar. Bu ne ahlaka, ne hukuka, ne de vicdana sığar.
ÜÇÜNCÜ GÖZ SÄ°YASÄ° BÄ°R KARAR
Kürtler Çözüm Süreci'ne nasıl bakıyor?
Kürtler, geçen çatışmasız dönemde Çözüm Sürecinin olumlu yanlarını sindirerek yaÅŸadı. Ä°ktisadî, sosyal ilerlemeler var. Türkiye toplumu, bu sürecin çıkarına olduÄŸunu anladı. Buna Kürtler de dahil.
Sivil bir Üçüncü Göz'ün devreye girmesi nasıl olacak?
Bu siyasi karardır. Öncelikle yetki, Çözüm Süreci Kurulu bu iÅŸin çerçevesini belirlemeli. Muhatap olmaları bakımından Öcalan, Kandil gibi öznelerle bu hususlar ele alınmalı.
Sayın BaÅŸbakanda ben bu iradeyi gördüm.
Gezi eylemleri gerici Kobani ise militan
Kobani gerekçeli olaylar ile Gezi benzerlik taşıyor mu?
Gezi, açıkça Çözüm Sürecini hedef almasa da, hedef bu süreçti. Orada, Öcalan'ın da saÄŸlıklı yönlendirmesiyle BDP'liler bu olaydan uzak durdu. 6-8 Ekim olaylarında ise, Kobani ile Çözüm Süreci arasında bir baÄŸ kurularak sürece zarar verilmek istendi. Gezi ile Kobani olayları arasında bir önemli fark da, Gezi olaylarının toplumsal tarafı olmasına raÄŸmen Kobani olaylarında bunun olmamasıdır. Gezi, gerici bir olayken; Kobani olayları militandır.
Kobani gerekçeli olaylar süreci zora sokmayı baÅŸardı mı?
Hayır, baÅŸaramadı. Süreç testten baÅŸarıyla geçti. Rojava üzerinden 'Ne mutlu PKK'li Kürdüm' diyen bir ulus yaratma hevesine giren bir grup oldu. Bu diÄŸer Kürtleri dışlayan bir ideolojik görüÅŸtür ve gericidir. Halkta da karşılığı yoktur. 6-8 Ekim olaylarına katılanların sayısı 120 bin. HDP tabanı göz önüne alındığında katılım çok düÅŸük.
Ä°kili devlet pratiÄŸi sürece katkı sunmaz
Çözüm Süreci konusunda Kürt siyasetinde bir isteksizlik, kafa karışıklığı mı var?
PKK'da, KCK'da ve HDP'de farklı kökler var, Avrupa var ve elbette Öcalan var. Orada birden çok kanat var, fakat bu iÅŸin merkezi aklı Öcalan. O da, demokratik siyaseti tek ve meÅŸru araç olarak gördüÄŸünü ilan etti. Bunun gerçekleÅŸtirilmesinin tek yolu da, illegal eylemlerin son bulması. Devletin toplumsal düzen için tedbirler alması kaçınılmaz. Sayın DavutoÄŸlu'nun bahsettiÄŸi de bu.
Kamu düzeni vurgusunu olumsuz yorumlayanlar da var…
Türkiye'nin siyasi geleneÄŸi icabı, 'kamu düzeni' denilince, devlet otoritesinin güçlenmesi akla geliyor. Fakat Sayın BaÅŸbakan'ın sözünü ettiÄŸi durum, sürecin ilerlemesi için gereken bir zorunluluk. Kamu düzeninin varlığı, uygun adımların atılması için psikolojik zemini hazırlayacaktır. PKK'nin ikili devlet pratiÄŸi, sürece katkı saÄŸlamaz.
Henüz yorum yapılmamış.