Sosyal Medya

İran'ın en önemli iki kurumu: Uzmanlar ve Danışma Konseyi

Uzmanlar Konseyi’nin en önemli fonksiyonları Dini Lider’i seçmek, gözlemek ve gereken koşullar oluştuğunda Lider’i görevden almaktır.



Uzmanlar Konseyi, Anayasayı Koruma Konseyi’nden sonra ülkenin en önemli kurumlarından biridir. Anayasal yetkileri ve karar verici mekanizmalardan biri olması Ä°ran’daki önemini ve toplumdaki tartışmalı konumunu derinleÅŸtirir. Uzmanlar Konseyi 86 üyeden oluÅŸur. 2011’den beri baÅŸkanlığı Ayetullah Muhammed Rıza Mahdavi Kani yürütmektedir.  Konsey’in adından anlaşılacağı üzere, üyeler üst seviyede din adamlarıdır. Din konusunda uzman kabul edilirler. Konsey’in öneminden dolayı, üyelerin niteliÄŸinin Dini Lider ile paralellik göstermesi beklenir. Üyeler, Ä°ran vatandaÅŸları tarafından 8 yıllığına seçilir. Seçimden önce adaylar Anayasayı Koruma Konseyi tarafından denetlenir ve hangi adayların seçime gireceÄŸi kararlaÅŸtırılır. Daha önce bahsettiÄŸim gibi bu süreçte adayların Ä°slam’a ve rejime baÄŸlılıkları belirleyici olur. BaÅŸka bir açıdan düÅŸünürsek, Uzmanlar Konseyi vatandaÅŸlar ve Dini Lider arasında köprü vazifesi görür. Çünkü seçim anlamında Konsey iki tarafın ortasında bulunur ki halk Konsey’i, Konsey ise Lider’i seçer.

Uzmanlar Konseyi’nin en önemli fonksiyonları Dini Lider’i seçmek, gözlemek ve gereken koÅŸullar oluÅŸtuÄŸunda Lider’i görevden almaktır. Ancak bu yetkiler her zaman kağıt üstünde kalmaya mahkumdurlar. Son yetkiden baÅŸlarsak, zaten ÅŸimdiye kadar iki Dini Lider göreve geldi. Ä°lki olan Humeyni ölene kadar devam etti. Hamaney’in de öyle olması bekleniyor. Dini Lider’in görevinden alınması maalesef hayal bile edilemiyor. Çünkü Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi kabul edilen Lider’in hata yapma ihtimali yok sayılıyor. Gözlemek yetkisine deÄŸinecek olursak, bu yetki Lider’in icraatlarını hayranlıkla izlemek olarak gerçeÄŸe intikal eder. Seçmek yetkisinden söz etmek gerekirse, evet bir seçim yapılıyor fakat bu seçim demokratik bir seçim deÄŸil. Dini, siyasi, konjonktürel, vb. pek çok faktör göz önünde bulunduruluyor ve aslında seçimden çok önce bu isim belirlenmiÅŸ oluyor.

Danışma Konseyi ise daha çok idari iÅŸlerin çözümlenmesinde devreye giren bir kurumdur. 1989’dan beri baÅŸkanlığını (aynı zamanda eski CumhurbaÅŸkanı olan) HaÅŸimi Rafsancani yürütmektedir. BaÅŸlıca iÅŸlevlerinden biri Meclis ve Anayasayı Koruma Konseyi arasında oluÅŸan herhangi bir fikir ayrılığında uzlaÅŸtırıcı rol oynamaktır. Tahmin edilebileceÄŸi gibi, bu rol Dini Lider’in rıza göstereceÄŸi ÅŸekilde oynanmaktadır. DiÄŸer önemli iÅŸlevi ise Dini Lider’e gerekli konularda danışmanlık yapmaktır. Konsey’in 34 üyesi vardır ve bazı üyeleri Dini Lider seçer. Dolayısıyla Dini Lider ile Konsey arasında ideolojik bağın yanı sıra göreve getirme-görevden alma iliÅŸkisi de mevcuttur. Söz konusu üyeler ise kendisini atayan Dini Lider’e sonsuz bir itaat içinde görevlerini yerine getirirler. Peki bir taraftan itaat eden üyeler diÄŸer taraftan Lider’e nasıl danışmanlık yaparlar? Danışmanlıkları aynı ideolojik çerçevede ve aynı muhafazakârlık çizgisi dahilinde, Lider’i bir nevi bilgilendirme halinde gerçekleÅŸtirilir.

Anayasayı Koruma Konseyi ve Uzmanlar Konseyi, Danışma Konseyi’nden daha güçlü kurumlardır. Bu üstünlükleri üyelerin görev alanlarına da yansır ki Anayasayı Koruma Konseyi’nin bazı üyelerinin Danışma Konseyi’nde de üye olabildiÄŸi, hatta bazı hükümet üyelerinin Danışma Konseyi’nde yer aldığı görülmüÅŸtür. Anlaşıldığı üzere, kurumlar arasında böylesine birbirine geçmiÅŸ bir yapı vardır. Komplo teorilerinin, paranoyanın ve güvensizliÄŸin had safhada olduÄŸu Ä°ran’da eÄŸer birileri dine ve rejime baÄŸlılığını Lider’e kanıtlayabilmiÅŸse, o kiÅŸinin birden fazla pozisyona gelmesi daha güvenceli bir yol olarak algılanır. BaÅŸka bir deyiÅŸle, kalabalık ama kimliÄŸinden ÅŸüphe duyulan bir kadro yerine, güvenilir ve az sayıda yetkiliyle çalışmak tercih edilir.

Hasılı, Ä°ran’daki çoÄŸu kurum gibi Uzmanlar Konseyi ve Danışma Konseyi de ÅŸeffaflık noktasında eleÅŸtirilmektedir. Ancak Dini Lider’in izinden gittikleri için bir anlamda dokunulmaz olarak görevlerine devam etmekteler. Bu sistemi deÄŸiÅŸtirmenin tek yolu Ä°ran’da güçlü bir kitlesel hareket gerçekleÅŸtirmektedir. 2009’daki eylemler devrim döneminden sonraki en büyük hareket olmasına raÄŸmen yeterli deÄŸildi. Dolayısıyla daha kapsayıcı ve daha güçlü bir “karşı devrim” süreci gerekmektedir. Her ne kadar Arap Baharı sonrası deÄŸiÅŸen rejimler hayal kırıklığı yaratsa da Ä°ranlılar kaderlerine mahkûm olmayı kabul etmek yerine deÄŸiÅŸim için mücadele etmeliler. Her ne kadar genç nüfus mücadele için istekli olsa da zihinleri dogmayla kaplanmış muhafazakâr Ä°ranlıları ikna etmek için uzun ve zor bir yol bulunmaktadır.

 Kaynak: Uluslararası Politika Akademisi / Yüksel Kamacı

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.