Kültür Sanat
Afrika'nın huzurlu dönemi
Osmanlı Devleti zamanında dört asır boyunca huzurlu bir dönem yaşayan Afrika 5 eyalete ayrılmıştı: Mısır, Trablusgarp, Tunus, Cezayir ve Habeş...
Afrika’nın iç kısımlarıyla münasebetler de 16. yüzyılın ikinci yarısında Trablusgarp eyaletinin güneyindeki Fizan sancağı üzerinden kuruldu.
Çad Gölü çevresinde yer alan tarihî sultanlıklardan Darfur, Vaday, Bagirmi, Kânim-Bornu, Kano, Sokoto, Hevsa devletleri ve Batı Afrika’da Songay ve Timbüktü (Timbuktu) PaÅŸalığı Osmanlılar ile yakın münasebetler kurdular.
Bu hanedan devletleri ve sultanlıklar Ä°stanbul’a elçilik heyetleri gönderirken Osmanlı Devleti de 20. yüzyılın başına kadar bu bölgelere kendi elçilik heyetlerini yollamaktaydı.
Osmanlılar’ın Afrika’nın Kuzey ve DoÄŸu sahillerine ayak basmaları bu kıtayı Endülüs’e benzetmeyi arzulayan Avrupalılar’ın karşısında büyük bir engel teÅŸkil etti. Yerli halk yurtlarını ellerinde tutarken kıtanın bu bölgelerinin sömürgeleÅŸtirilmesi en az dört asır geciktirilmiÅŸ oldu.
Kıtanın Batı sahillerine gelince buralar 16. yüzyılın başında birer sömürge olmaya baÅŸladılar ve Portekizliler baÅŸta olmak üzere Hollandalılar, Fransızlar, Ä°ngilizler, Ä°spanyollar, Danimarkalılar ve Almanlar kıyasıya bir mücadeleye girerek deÄŸiÅŸik iskeleler kurdular.
Ä°lk defa 1836 yılında Ä°ngiltere tarafından yasaklanana kadar Batı Afrika sahillerinden milyonlarca yerliyi köleleÅŸtirerek Amerika kıtasındaki sömürgelerine taşıdılar.
Avrupalılar bir taraftan yeni dünya dedikleri Güney Amerika yerlilerini yok edip onların ellerindeki arazileri alıp buralara getirdikleri köleleri karın tokluÄŸuna çalıştırıp elde ettikleri gelirleri Avrupa’ya taşıdılar. Ancak Osmanlı eyaletlerindeki bu emellerini 20'nci yüzyıla kadar bir türlü gerçekleÅŸtiremediler.
Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde köleliÄŸin yasaklanmasından sonra bazı azatlı kölelerin gemilerle taşınarak getirildikleri Liberya’da kurdukları devlet ile Etyopya’nın bir kısmı hariç kıtanın tamamı iÅŸgal edilerek sömürgeleÅŸtirildi.
Afrika kıtasından en büyük payı Fransa ve Ä°ngiltere aldı. Almanlar Namibya ve Tanzanya ile yetinmek zorunda kalırken Ä°talyanlar Libya, Eritre, Somali’nin bir kısmını, kısmen Etyopya’yı iÅŸgal ettiler. YerleÅŸtikleri bu topraklarda yerli ahaliye her türlü eziyeti verdiler. Özellikle Fransızlar ve Ä°ngilizler ekilebilir arazileri halkın elinden alarak buralara Avrupa’dan getirdikleri çiftçileri yerleÅŸtirdiler.
Birinci ve Ä°kinci Dünya Savaşı esnasında Ä°ngiltere ve Fransa Afrika sömürgelerinden zorla silah altına alıp eÄŸittikleri yüzbinlerce askeri Avrupa’daki cephelere ve Osmanlı Devleti topraklarına sevk ettiler.
Yine fabrikalarında ve madenlerinde, demiryolu inÅŸaatlarında ihtiyaç duydukları istihdam gücünü de yine Afrika’dan karşıladılar. Yeraltı kaynaklarını tamamen kendi çıkarları için kullandıkları gibi ekilebilir arazilerde de sadece Avrupalılar’ın ihtiyaç duyduÄŸu ürünler yetiÅŸtirilmeye baÅŸlandı.
Osmanlı Devleti döneminde Afrika yerlilerinin özellikle dini inanışları olduÄŸu gibi muhafaza edilirken kimse ne mezhep ne de din deÄŸiÅŸtirmeye zorlanmamıştır.Avrupalılar ise köleliÄŸi yasaklamaya baÅŸladıkları zaman bu defa Afrika yerlilerini buraya gönderdikleri binlerce misyoner vasıtasıyla HıristiyanlaÅŸmaya zorladılar.
20. yüzyılın başına kadar bütün Afrika’da 10 milyon civarında Hıristiyan varken bugün kendi iddialarına göre 900 milyon nüfuslu kıtada 350 milyon Hıristiyan vardır. Özellikle 21'inci yüzyıla girdiÄŸimiz ÅŸu günlerde kıtada Müslümanlar üzerine büyük bir HıristiyanlaÅŸtırma kampanyası yürütülmektedir. Müslümanların yaÅŸadıkları ÅŸehirlere, kasabalara, hatta köylere varana kadar kiliseler inÅŸaa edilmektedir.
Dinlerini deÄŸiÅŸtirdikleri Afrikalılar’ın dillerini de yasaklayan Avrupalı sömürgeciler kıta toplumlarını Ä°ngilizce, Fransızca, Almanca, Portekizce ve Ä°spanyolca öÄŸrenmeye mecbur kıldılar. Bugün kıta üzerinde resmî dili ana dili olan Etyopya dışında 10 kadar ülkede Arapça resmî dildir. Fakat onların bir kısmı Ä°ngilizce ve Fransızca ikinci resmî dildir.
Geleneksel eÄŸitime tamamen son verdikleri kıtada bugün 53 bağımsız ülke bulunmaktadır. Bunların içinde sadece Kuzey Afrika ülkeleri, Mısır, Sudan, Nijerya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde çok sayıda üniversite olup çoÄŸunda en fazla iki/üç üniversite bulunmakta olup, bazı ülkeler ise 2000’li yıllara gelindiÄŸinde ancak üniversite sahibi olabildiler.
Ä°NCANEWS HABER
Henüz yorum yapılmamış.