Bakan Bozkır: AB üyeliği stratejik hedef

Avrupa BirliÄŸi (AB) Bakanı ve BaÅŸmüzakereci Volkan Bozkır, “AB üyeliÄŸi her zaman Türkiye için bir stratejik hedef olmuÅŸtur ve olmaya da devam etmektedir” dedi.

Bozkır, Berlin’deki temasları çerçevesinde, koalisyon hükümetinin ortağı Sosyal Demokrat Parti’ye yakınlığıyla bilinen Friedrich Ebert Vakfı’nda ''Türkiye-AB: Ä°kili Ä°liÅŸkiler ve Müzakere Süreci" konulu konferansta konuÅŸtu.

Türkiye’nin AB üyelik sürecinde kararlı olduÄŸunu, hükümetin yeni dönemde AB sürecine ağırlık vereceÄŸini kaydeden Bozkır, “AB üyeliÄŸi her zaman Türkiye için bir stratejik hedef olmuÅŸtur ve olmaya da devam etmektedir. Bu iliÅŸki, ortak çıkarlara dayanmaktadır. Ortak çıkarlarımız devam ettiÄŸi sürece de devam edecektir. Umuyoruz ki bu ortak çıkarlarımız Türkiye’yi AB’ye daha da yakınlaÅŸtıracak ve nihai aÅŸamaya ulaÅŸtıracak, Türkiye üye olacaktır” ifadelerini kullandı.  

Bakanlar Kurulu’nda kabul edilen Türkiye’nin yeni AB stratejisi hakkında katılımcılara bilgiler veren Bozkır, bu stratejinin üç ayağının bulunduÄŸunu, bunların siyasi reform süreci, sosyo-ekonomik dönüÅŸüm ve AB iletiÅŸim stratejisi olduÄŸunu kaydetti.

Bozkır, “Kopenhag Kriterlerini yeterli oranda karşıladığımız için müzakerelere baÅŸlamıştık. Dolayısıyla sıfırdan baÅŸlamıyoruz. Åžimdi, Kopenhag Kriterlerini tümüyle karşılama yönünde açığımızı kapatmak istiyoruz” diye konuÅŸtu.

Yeni dönemde tüm bakanlıkların yeni yasal düzenlemeler için önce AB Bakanlığından görüÅŸ alacağını vurgulayan Bozkır “AB Bakanlığı, bundan sonra hazırlanacak her yasa taslağının AB müktesebatına ya da uygulamalarına uygun olup olmadığını inceleyecek. Bunun devrim niteliÄŸinde bir adım olduÄŸunu düÅŸünüyorum” dedi. 

REFORM EYLEM GRUBU

Bozkır, geçmiÅŸteki Reform Ä°zleme Grubu’nun yerini artık Reform Eylem Grubu’nun alacağını belirterek, tüm bu adımların hükümetin AB sürecindeki kararlığını gösterdiÄŸine iÅŸaret etti.

Türkiye’nin AB üyelik sürecini Avrupa ve Türkiye’de kamuoyuna doÄŸru bir ÅŸekilde anlatabilmek için AB Ä°letiÅŸim Stratejisi hazırladıklarını ifade eden Bakan Bozkır, bu stratejinin ayrıntılarını perÅŸembe günü açıklayacağını kaydetti.

Türkiye kamuoyunda AB’ye tümüyle karşı olanların oranının her zaman yüzde 10’un altında olduÄŸunu ancak geniÅŸ bir kesimin bu süreci desteklediÄŸini vurgulayan Bozkır, “Åžu anda AB üyeliÄŸini destekleyenlerin oranı yüzde 55 düzeyinde. ÇoÄŸu zaman deÄŸiÅŸim, kararsızların oranında yaÅŸanıyor. AB’den olumlu açıklamalar geldiÄŸinde bu destek büyüyor. Ä°nanıyorum ki gelecek aylarda bu yeniden yüzde 65, yüzde 70 düzeyine çıkacaktır” ifadelerini kullandı. 

Bozkır, Türkiye’nin son dönemde ekonomide büyük baÅŸarılar saÄŸladığını, AB sürecini destekleyen kamuoyunun temel beklentisinin artık ekonomi olmadığını vurguladı. Bozkır, uluslararası alanda zor geliÅŸmeler yaÅŸanırken, Türkiye’nin AB sürecinde ilerleme saÄŸlamasının, yeniden güvenin saÄŸlanmasının iki tarafın da çıkarına olduÄŸunu söyledi.

Türkiye'nin Almanya ile sahip olduÄŸu güçlü iÅŸbirliÄŸinin Türkiye'nin AB sürecine katkı saÄŸlayacağına inandığını ifade eden Bozkır, “Türkiye, AB süreci sayesinde 2002’den bu yana çok sayıda siyasi reform yapmıştır. AB süreci olmasa, Türkiye’de bu kadar devrim niteliÄŸinde adım atılamazdı. Ancak ne yazık ki son 3 yılda AB, Türkiye’deki önemini kaybetti, etkisi azaldı” diye konuÅŸtu.

"ELEÅžTÄ°RÄ°LERÄ°NÄ°ZÄ° DAHA CÄ°DDÄ° OLARAK DÄ°NLEYEBÄ°LÄ°RÄ°Z"

Bakan Bozkır, AB’nin önerilerini, yapıcı eleÅŸtirilerini dinlemek ve bunlardan yararlanmak istediklerini, ancak bunun için AB sürecinin canlanması gerektiÄŸini vurguladı.

AB’ye, süreçte yeni müzakere baÅŸlıklarını açması çaÄŸrısında bulunan Bozkır, “O zaman sizin eleÅŸtirilerinizi daha ciddi olarak dinleyebiliriz” dedi.

AB’nin açıkladığı Ä°lerleme Raporu’ndaki yapıcı eleÅŸtirileri dikkate alacaklarını ifade eden Bozkır, bu sene Türkiye’nin görüÅŸlerini içeren karşı bir Ä°lerleme Raporu’nun söz konusu olmayacağını, Berlin temaslarının ardından gideceÄŸi Brüksel’de bu eleÅŸtirileri AB Komisyonu ile görüÅŸmelerde ele alacaklarını vurguladı.

Bozkır, “AB Ä°lerleme Raporu’nda yer alan ve haksız olduÄŸunu düÅŸündüÄŸüm eleÅŸtirileri AB Komisyonu ve ilgili kiÅŸilerle konuÅŸacağım. Bu konuları basın önünde konuÅŸmayacağım. Buradan Brüksel’e gidiyorum ve çok yoÄŸun görüÅŸmelerim olacak” diye konuÅŸtu.

 "TAM ÜYELÄ°K"

Toplantıya katılan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu BaÅŸkan Yardımcısı Axel Schaefer, Türkiye’nin AB üyesi olmasını ümit ettiÄŸini belirterek, SPD'nin ise bu düÅŸünceyi her zaman savunduÄŸunu söyledi.

Bu konuda bazı zorlukların bulunduÄŸunu ifade eden Schaefer, Türkiye’ye misafir olarak gidildiÄŸinde veya Türkiye’den Almanya’ya misafirlerin geldiÄŸinde süreçte nelerin baÅŸarıldığının konuÅŸulduÄŸunu, ancak eleÅŸtirilerin yapılmadığını kaydetti.

Schaefer, Türkiye’nin AB sürecinde hedefinin "tam üyelik" olduÄŸunu belirterek, ancak müzakerelerin baÅŸarılmasının garantisinin olmadığını ifade etti. Schaefer, sürecin sonunda Avrupa’da ülkelerin baÅŸka bir ülke hakkında oylama yapacağına iÅŸaret etti.

‘’Türkiye Avrupalı bir ülkedir ve Avrupalı bir ülke olmak istiyor’’ diyen Schaefer, bundan önce AB'nin 6 ülkeden 28 ülkeye çıktığını, Türkiye’nin NATO gibi bazı birliklere üye olmasıyla da özel bir duruma sahip olduÄŸunu kaydetti.

Ülkelerin AB üyeliÄŸine uyum sürecinde her ülkenin ayrı deÄŸerlendirildiÄŸini ve sonunda tam üye olunduÄŸunu ifade eden Schaefer, Ä°sviçre’nin AB müktesebatının yüzde 99’unu aldığını, ancak AB’ye üye olmadığına dikkati çekti.

Türkiye’nin Lizbon SözleÅŸmesini imzaladığını ve bu deÄŸerleri paylaÅŸtığını hatırlatan Schaefer, Türkiye’nin üyeliÄŸinin diÄŸer ülkelere göre önemli bir konu olduÄŸunu belirtti.

"SÄ°VÄ°L TOPLUM ÖRGÜTLERÄ° REFORM SÜRECÄ°NE DAHÄ°L EDÄ°LMELÄ°"

Sosyal Demokrat Partili AB Ä°liÅŸkileri Komisyonu Üyesi Dorothee Schlegel de Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin AB reform sürecine dahil edilmesi gerektiÄŸini belirtti. Schlegel, Türkiye'nin nüfusunun fazla olmasının AB için bir dezavantaj olmayacağını kaydetti.

Schlegel, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliÄŸine karşı endiÅŸelerin nelerin olduÄŸu yönündeki bir soruya karşılık, bunların farklı deÄŸerlere sahip olması gibi bazı konuların ifade edildiÄŸini, ancak kendisinin buna katılmadığını ve ortak dini köklere sahip olunduÄŸunu söyledi.

Ä°letiÅŸimin iyi bir strateji olduÄŸunu belirten Schlegel, iki ülke arasında daha çok iletiÅŸime geçildiÄŸinde bu endiÅŸelerin azalacağına inandığını ifade etti.

Temasları kapsamında Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TD-IHK) 10. yıl dönümü etkinliÄŸine katılacak Bakan Bozkır, yarın  Berlin'de çeÅŸitli temaslarda bulunacak ve Adalet Bakanı Heiko Maas ile görüÅŸecek.

DÜNYA BÜLTENÄ°