Güncel
Türk ve Kürt Ulusolcularının Yankeeleşmesi
Kafalarına, evlerine, şehirlerine yağan füzelere, bombalara, ölümlere rağmen Amerikancılık yaftası yine İslamcı örgütlere kalıyordu. Propaganda böyle bir şey işte.
Siyaset, geniÅŸ kitlelerin teveccüh ve desteÄŸini kazanmak üzere yapılır. Siyasi bir mücadelenin meÅŸru söylem ve eylem tarzının üç aÅŸağı beÅŸ yukarı hangi temel ilkeler üzerine inÅŸa edileceÄŸi bellidir. Aynı ÅŸekilde hangi söylem ve eylem tarzlarıyla siyaset yapılamayacağı da ortalama akıl ve ahlak sahipleri tarafından bilinir.
Hiç tarih bilmesek. GeçmiÅŸe dair zihnimizde hiçbir kayıt ve kıyas kalmamış olsa. Sadece son bir hafta (6-12 Ekim) içinde olup bitenlere bakılsa dahi ülke ve toplumun nereye sürüklenmek istendiÄŸi olanca açıklığıyla idrak edilebilecek kadar net. Cinayet, sabotaj, kundaklama, yaÄŸma gibi cürümlere endekslenmiÅŸ, sokaklara ve kitlelerin üzerine salınan kudurgan bir ÅŸiddet. Üstüne bir de bütün bu suçları baÅŸkalarına yüklemek üzere sürdürülen kara propaganda seferberliÄŸi.
PKK-HDP cephesi ve CHP cenahı kadar bu ikisi arasında bir sarkaç gibi gidip gelen sol-Alevi ve liberal aktörlerin siyaset ve toplum üzerinde hangi araç ve yöntemlerle hegemonya kurmaya çalıştıkları ortada. Bu hegemonya adına yalan, çarpıtma, kör ÅŸiddet, ırkçı saldırganlık ve çürütmeyi esas alan bir siyasal strateji uygulanıyor.
Belediyeleri, çarşıları, okulları, ambulansları, halk otobüslerini, Kur’an kurslarını, yurtları, müzeleri, dernekleri, AK Parti, Hüda-Par, SP bürolarını PKK-BDP militanları yaktı elbette. Katledilen 38 insanın kanından devlet, hükümet veya baÅŸkası deÄŸil doÄŸrudan doÄŸruya ‘Kobani Sehildanı’ kod adıyla terör estiren Kürt ulusalcıları sorumludur. Bu türden barbarlıkların, vahÅŸetin PKK-HDP kadroları tarafından sergilendiÄŸinden hiç kimsenin ÅŸüphesi yok. Her ÅŸey göz önünde olup bitti. Gururla, bir zafer sarhoÅŸluÄŸuyla sergilediler saldırganlıklarını. Bir egemenlik göstergesi olarak sundular tehditlerini, yakıp yıktıkları yerlerin resimlerini. Ancak bütün bu barbarlıkları, vandalizmi CHP ve her fraksiyondan sol-sosyalist örgüt, çevre, aydın ve sanatçılar da ‘empati yapma’ adına tasvip etti, destekledi ve teÅŸvik etti. Çünkü bütün bunları aynen Gezi sürecinde olduÄŸu gibi AK Parti Hükümetini itibarsızlaÅŸtırmak ve devirmek üzere bir fırsat olarak gördüler.
Devrimciler, Hevaller, Yankeeler BirleÅŸin!
Suriye’de yapılan yıkım ve katliamları Esed rejimin saflarında savaÅŸarak seyreden ve fırsatın kazası olmaz mantığıyla komik ve kestirme bir kanton devlet inÅŸasına giriÅŸen PKK-PYD’nin akıl ve mantık dışı propagandalar yapmasında bir beis yok. Ancak ne siyasal ve askeri ne de coÄŸrafi ve stratejik açıdan sadece imkânsızı iÅŸaretleyen ‘Kobani Kanton Devleti’ müsameresi çok geniÅŸ bir heyecan dalgası yaratmış durumda.
Kobani meselesi PKK-PYD gibi Kürt ulusalcılarının Büyük Kürdistan Devleti için atılan ilk adım saplantılarını çoktan aÅŸtı. Çünkü mevcut tablo Türkiye’deki CHP ve sol-Alevi ve liberal aktörlerin AK Parti Hükümetini devirmek üzere devreye soktuÄŸu bölgesel ve küresel hesapların da çok önemli bir parçasını iÅŸaretliyor. Bu sebeple hem Esed rejimi ve Ä°ran-Rusya bloÄŸu aşısından hem de AB ve ABD açısından dönemsel olarak çok kullanışlı bir araç olarak öne çıkarılan Kobani Kanton Devleti’nin bekası, her türlü iliÅŸki ve eylemi meÅŸrulaÅŸtıran kanlı bir tuzaÄŸa dönüÅŸtürüldü.
HAKSÖZ HABER
Henüz yorum yapılmamış.