'Polisi öldürelim, bizi de polis öldürsün istiyorlar'

Emniyet Müdürü Halis BöÄŸürcü 10 aydır ÅŸehirde görev yapıyor. 4 gün önce bir anda kendini büyük bir krizin içinde buldu. Bu krizi nasıl yönetti? Nerelerde hangi önlemleri aldı?

Emniyet Müdürü Halis BöÄŸürcü, "Kırmızı çizgilerimiz cana ve mala zarar verilmesi. O zaman müdahale etmek zorundayız" dedi.

BöÄŸürcü, Milliyet Gazetesi'nden Nagehan Alçı'ya konuÅŸtu.

 Hatip Dicle ve diÄŸer bazı arkadaÅŸlarla sokağın tansiyonunu düÅŸürmek için görüÅŸtük. Hüda-Par'la da görüÅŸtük"

Ä°ÅŸte BöÄŸürcü'nün açıklamaları:

BaÅŸtan baÅŸlayalım... Ä°lk iÅŸaret fiÅŸeÄŸi neydi? Nasıl harekete geçtiniz?

- Kriz merkezimiz var burada. Oradan izledik ve devamlı her ÅŸeyi oradan yönettik. Jandarmadan, kolordudan, MÄ°T'ten yetenekli arkadaÅŸlar geldiler, hep birlikte bir çalışma yaptık. Gerek sosyal medyadan gerek diÄŸer kaynaklardan gelen bilgileri deÄŸerlendirerek sahadaki arkadaÅŸlara anında enformasyon verdik. Birlik beraberlik içinde çalıştık.

'Uzlaşmacı polislik yapıyoruz'

Sahada kaç kiÅŸi vardı?

- 5 bin 500 kiÅŸi, bir de dışarıdan kuvvet geldi, 9 bin kiÅŸiyle görev yaptık.

Gelirken sokaklarda tanklar gördük, asker de indi ÅŸehre. Ne yaptı asker?

- Askerler tedbir olarak geldi.

Askerin sokaÄŸa inmesi provokatif deÄŸil mi?

- Hayır, devlet her zaman devlettir. Yasaları var, bunlar tartışılmaz. Burada toplumsal olayların yüzde 90'ına müdahale etmiyoruz. Demokratik polislik ya da uzlaÅŸmacı polislik yapıyoruz. Kırmızı çizgilerimiz cana ve mala zarar verme. O zaman müdahale etmek zorundayız. Mesela cenazeler oluyor, kimin olursa olsun saygımız var ama kamu binaları yakılıp yıkılırsa elimiz armut toplamaz. (Bu, eski devlet anlayışının deÄŸiÅŸtiÄŸini gösteren çok önemli bir not. Eskiden PKK cenazelerinin nasıl engellendiÄŸine bir atıf.)

İlk taşı kim attı?

- Sur bölgesi var. Oradaki PTT bankası yaÄŸmalandı. ArkadaÅŸlarımızı oraya çekmek istedi örgüt. Burası araçların girmediÄŸi, kırsaldan gelen örgüt mensuplarının konuÅŸlandığı bir yer.

Siz diyalog için bir ÅŸey yaptınız mı?

- Tabii, Hatip Dicle ve diÄŸer bazı arkadaÅŸlarla sokağın tansiyonunu düÅŸürmek için görüÅŸtük. Hüda-Par'la da görüÅŸtük.

Olaylar neden bir anda patladı? Birileri düÄŸmeye mi bastı yoksa bu yavaÅŸ yavaÅŸ zaten geliyor muydu?

- O potansiyel hep var. VaroÅŸlardan gelen, kontrol edilemeyen bir gençlik var.

Diyarbakır'da giremediğiniz yer var mı?

- Hayır, hiçbir zaman olmadı. Ha ama bir yere 3 kiÅŸiyle diÄŸer yere zırhlı araçla girersin...

Hangi bölgelere zırhlı araçla giriliyor?

- Mesela Bağlar ve Sur'un bazı mahalleleri.

Hizbullah ne kadar güçlü?

- Belki birileri algı yaratmak istiyor bilmiyorum. Burada neye Hizbullah diyeceğiz ona bakmak lazım.

Sizin için sosyal medyada kaçtı gitti diye iddialar ortaya atıldı. Nereden çıktı bu iddialar?

- Bu konuda yorum yapmayayım. Aksaray Emniyet MüdürlüÄŸü'nden geldim, hep bu tür mücadelelerin içinde oldum. Biz iyi biliriz. (Kendisi söylemedi ama ben baÅŸka kaynaklardan araÅŸtırdım, özellikle Emniyet'in içinden paralel yapı mensubu kiÅŸilerin bu iddiaların kaynağı olduÄŸu fikri hakim.)

'Hizbullah aracı diye ihbar edildi'

Yeniden çatışmalara dönelim. Polis tazyikli su ve gaz kullandı çatışmaları ayırmak için...

- Tabii kullandı, mecburdu. Ama bakın mesela dün (perÅŸembe) akÅŸamı üniversiteye giden yolu direkleri yıkarak kapattılar. Gece biz burayı açabilirdik ama açmadık. Çünkü bizi pusuya çekmek istiyorlar. Polisi öldürelim, bizi de polis öldürsün istiyorlar. Çatışmayı körüklemek için kendi kullandığı aracı Hizbullah aracı diye ihbar ediyor. Dün akÅŸam çatışmayla aldığımız araç daha evvelden bu ÅŸekilde Hizbullah diye ihbarı

yapılan araç çıktı.

O zaman belki de eskiden olduÄŸu gibi devletin içindeki karanlık güçler tarafları birbirine düÅŸürmeye çalışıyor?

- Niye devlete baÄŸlıyorsunuz? Örgüte baÄŸlayın.

Bingöl'ü de mi PKK yaptı?

- Tabii ki PKK. Öcalan'a raÄŸmen örgüt içinde hareket edenler olabilir. Örgüt kendini

sorgulasın.

YENÄ°ÅžAFAK