Güncel
Dokuz soruda: Türkiye sokaklarında Kobani gerilimi
Türkiye bir tampon bölgeyi savunuyor. Diğer yandan hükümetin PYD'den Suriye yönetimine karşı savaşması ve ÖSO'yu desteklemesi ile kantonlara dayalı öz yönetim sisteminden vazgeçilmesini istediği de görülüyor.
1. Göstericiler kim ve ne istiyorlar?
Göstericiler ağırlıklı olarak Kürt yurttaÅŸlar. Kürtlerin yoÄŸun yaÅŸadığı iller dışındaki eylemlere bazı sosyalist partiler, sol örgütler, sendikalar, öÄŸrenci grupları, kadın örgütleri ve aydınların da destek verdiÄŸi görülüyor.
Eylemlerde dillendirilen temel talepler ÅŸunlar: "Suriye'nin kuzeyindeki diÄŸer bölgeler ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinden gelecek askeri yardımın ulaÅŸması için Türkiye toprakları üzerinden Kobani'ye doÄŸru bir koridor açılsın. Türkiye IŞİD'e verdiÄŸi (iddia edilen) desteÄŸi kessin. Türk ordusu Kobani'ye kara harekâtı yapmasın."
2. Kürt siyasetçilerin eylemlere yaklaşımı ne?
HDP yetkilileri krizin başından bu yana Türk yetkilerle çeÅŸitli görüÅŸmelerde bulundu. HDP ve DBP'nin çağırısıyla çeÅŸitli yerlerde eylemler düzenlendi. 'IŞİD'in Kobani içine girmesi ve Türkiye'den beklenen adımların atılmaması üzerine' HDP, 7 Ekim'de ülke çapında sokak eylemi çaÄŸrısı yaptı.
Eylemlerde ölümlerin ve ÅŸiddet olaylarının yaÅŸanması ardından 9 Ekim'de HDP'li bir heyet BaÅŸbakan Yardımcısı Yalçın AkdoÄŸan'la görüÅŸtü, ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamada yaÅŸananlardan dolayı hükümet eleÅŸtirildi ancak "Åžiddet, yakma, yıkma asla olmamalıdır" denildi.
KCK'den yapılan açıklamada ise eylemler desteklenirken Atatürk büstü, Türk bayrağı ve okullara saldırılması ile yaÄŸma olayları eleÅŸtirildi.
3. Hükümet, göstericilerin taleplerine ne yanıt veriyor?
Öncelikle Türkiye IŞİD'e destek verdiÄŸi iddialarını kesin bir dille reddediyor. Kobani'ye silah yardımı ise her ÅŸeyden önce YPG'nin, Türkiye'nin yıllardır savaÅŸtığı PKK ile baÄŸlantılı olması nedeniyle gündemde deÄŸil. Hatta PYD de bazı resmi açıklamalarda 'terörist unsur' olarak tanımlanıyor.
PYD ve HDP'li yöneticiler yardım için bir koridor açılması konusunda Türkiye'nin önce olumlu sinyaller verdiÄŸini ancak daha sonra adım atmadığını iddia ediyor. Dolayısıyla ÅŸu an için Türk hükümeti göstericilerin taleplerine olumlu yaklaÅŸmıyor gibi görünüyor.
Türkiye bir tampon bölgeyi savunuyor. DiÄŸer yandan hükümetin PYD'den Suriye yönetimine karşı savaÅŸması ve ÖSO'yu desteklemesi ile kantonlara dayalı öz yönetim sisteminden vazgeçilmesini istediÄŸi de görülüyor.
4. Eylemler nasıl ölüm ve yaralanmaların yaÅŸandığı çatışmalara dönüÅŸtü?
Eylemlerde hem güvenlik güçleriyle göstericiler hem de bazı yerlerde göstericilerle onlara karşı çıkanlar arasında çatışmalar yaÅŸandı. Güvenlik güçleri yer yer gerçek mermi de kullanarak müdahale etti, göstericiler ise taÅŸ, sopa, molotof kokteyli ve havai fiÅŸek kullandı. Göstericilerle onlara karşı olanlar arasında patlak veren çatışmalarda ise her iki taraftan da taÅŸ, sopa, kesici alet ve silah kullanıldığı görüldü. Bu durum çok sayıda ölüm ve yaralanmaya sebep oldu. Ölümlerin bir bölümü eylemcilerle Hüda-Par yanlıları arasındaki çatışmalardan kaynaklandı.
5. Hüda-Par nedir?
Hür Dava Partisi 2013 yılında kurulmuÅŸ, ağırlıklı olarak Kürt illerinde faaliyet gösteren ve Ä°slami çizgiye sahip bir siyasi parti. Kamuoyunda Hizbullah örgütünün partisi olarak biliniyor, parti ise bu nitelendirmeyi kabul etmiyor. Ancak partinin kurulması Mustazaf-Der adlı derneÄŸin Hizbullah örgütüyle baÄŸlantılı olduÄŸu gerekçesiyle kapatılması ardından gerçekleÅŸti. Partinin genel baÅŸkanı ve kurucu kadroları da derneÄŸin yöneticileri oldu.
6. Hüda-Par ile PKK geriliminin arkasında ne var?
Hizbullah ile PKK arasında 1990'lı yıllarda yoÄŸun çatışmalar yaÅŸandı. PKK Hizbullah'ın bu dönemde devlet tarafından kendisine karşı kullanılan bir örgüt olduÄŸunu öne sürüyor ve örgütten kontrgerilla tabirini anımsatacak ÅŸekilde Hizbulkontra diye bahsediyor.
Hüda-Par'lılar ise PKK'yı, Kürt illerinde kendilerinden olmayan siyasi yapıların çalışmalarına engel olmakla, baskı kurmakla suçluyor.
Hüda-Par ile de Kürt siyasi hareketi destekçileri arasında dönem dönem gerilimler yaÅŸanıyordu. Bu gerilimlerin zaman zaman Diyarbakır, Batman gibi kentlerin mahallelerinde zaman zamansa üniversitelerde kavgalara dönüÅŸtüÄŸü olmuÅŸtu.
Hüda-Par sık sık PKK'nın kendisine saldırdığını öne sürmüÅŸtü, PKK'lılar ve BDP'lilerse tam tersini. Son çatışmalarda da iki taraf da olaylardan karşı tarafı sorumlu tuttu.
7. Eylemler Batı kentlerinde nasıl bir etkide bulundu?
Güvenlik güçleri Batı kentlerinde de birçok gösteriye müdahale etti ve çatışma görüntüleri ortaya çıktı. Bazı kentlerde göstericilerle, milliyetçi bazı kesimlerin öncülüÄŸünü yaptığı düÅŸünülen bazı karşı göstericiler arasında kavgalar yaÅŸandı. Gaziantep'te de benzer bir durum yaÅŸandı.
Batı kentlerindeki karşıt eylemlerde atılan sloganlar, bozkurt iÅŸaretleri ve bayraklar, bunlara MHP'lilerin, ülkücülerin öncülük ettiÄŸini düÅŸündürüyor. MHP'den yapılan açıklamada 'ülkücü-milliyetçi hareketin kavga ve çatışmadan uzak durması' istendi. Kürt siyasetçilerse eylemlerin planlı bir ÅŸekilde, güvenlik güçlerinin de göz yummasıyla yapıldığını iddia ediyor.
8. Eylemler sürer mi?
KCK, 8 Ekim'de yaptığı açıklamada eylemlere devam edilmesini istedi. 9 Ekim'de HDP'liler tarafından yapılan açıklamada eylemlerin öneminden bahsedilirken ÅŸiddetten uzak durulması istendi. HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, Abdullah Öcalan'ın kendisine gönderdiÄŸi mesajında ise diyalog ve müzakereye hız verilmesini önerdiÄŸini açıkladı.
Eylemler devam edecek gibi görünüyor. Ancak eylemlerin boyutunun ve eylem yöntemlerinin Türkiye'nin Kobani'yle ilgili izleyeceÄŸi politikalara ve Kürt siyasetçilerin politikalarına baÄŸlı olduÄŸu düÅŸünülüyor.
9. Eylemler çözüm sürecini nasıl etkileyecek?
Kobani krizinin zaten hassas bir zeminde yol aldığı düÅŸünülen çözüm sürecini olumsuz etkilediÄŸi ortada. Öyle ki PKK liderinden Murat Karayılan 23 Eylül'de yaptığı açıklamalarda Kobani'deki saldırılar nedeniyle Türkiye'yi suçladıktan sonra "Bizim için süreç bitmiÅŸtir" dedi.
Abdullah Öcalan kardeÅŸi Mehmet Öcalan'la ilettiÄŸi bir önceki mesajında ortada bir müzakere süreci olmadığını belirtti ve "Çözüm için 15 Ekim'e kadar biz bekleriz" dedi. Öcalan'ın 9 Ekim mesajında ise müzakere ve diyaloÄŸa çaÄŸrı vardı. Hükümet tarafından yapılan açıklamalarda ise eylemlerin çözüm sürecini tehlikeye attığı belirtilerek Kürt tarafı sert dille eleÅŸtirildi. Hükümet yetkilileri sürece baÄŸlı olduklarını da söyledi.
Çözüm sürecinin nereye evrileceÄŸi sadece Kobani'ye baÄŸlı deÄŸil ama bugünkü aÅŸamada en önemli sıcak gündemin Kobani olduÄŸu görülüyor. Kobani krizinde öncelikle hükümetin ve sonrasında Kürt tarafının politikalarının sürecin nasıl bir seyir alacağını ve hatta bitip bitmeyeceÄŸini etkileyeceÄŸi düÅŸünülüyor.
Henüz yorum yapılmamış.