Güncel
Hazımsız tayfa işbaşında.. Yine Kurbanı hedef aldılar!
“Müslümanlara yöneltilmiş nefreti kurban üzerinden yeniden üretmeye çalışıyorlar” denilen zevat, yine boş durmadı ve Müslümanların kurban ibadetini hedef aldı.
Biri Taraf, diÄŸeri de Sözcü adlı paçavrada kalem oynatan iki hazımsız, bakın nasıl “Kurban ibadet midir deÄŸil midir” sorusunu ortaya atma hadsizliÄŸine kalkıştı.
(...) Niçin mesela hâlâ kurban kesiliyor? (...) ÇocukluÄŸumdan beri Kurban Bayramı’nın bir an önce geçip gitmesini ve bir an önce yaÄŸmur yağıp o kanların temizlenmesini beklerim. (...) Adına ‘bayram’ denen bu uzun hayvan katliamı döneminde hiç kimsenin bayramını kutlamıyorum. Ama iyi tatiller dilerim...
YiÄŸit Karaahmet/TARAF
...
(...) İbadet midir bu?.. Bir canlının kafasını kesmek nasıl ibadet olabilir?..
(...) Ben “Kurban parasını vermek olmaz, kan göreceksiniz” diyen bir din öÄŸretisini asla kabul edemem…
Bu “kesme” kültürü iÅŸte…
(...) Bu görüntüler medeni toplumlara yakışmıyor…(...)
Bekir CoÅŸkun/SÖZCÜ
...
VESAYET DÜZENÄ°NÄ°N HEDEFÄ° KURBAN Ä°BADETÄ°
Öte yandan; Türkiye’de vesayet düzeninin Kurban gibi bir kurumu bile olaÄŸan dışı hale getirmeye çabaladığını, medyanın da bu çabanın en önemli destekleyicisi olduÄŸunu söyleyen Ä°smail ÇaÄŸlar,“Müslümanlara yöneltilmiÅŸ bu nefreti Ä°slami bir ritüel üzerinden yeniden üretmek ve medya yoluyla Müslüman bir toplumda tedavülünü saÄŸlamak tam da vesayet düzenine özgü bir had bilmezliktir” dedi.
(...) Türkiye’de vesayet düzeni Kurban gibi bir kurumu bile olaÄŸan dışı hale getirmeye çabalamaktadır ve medya bu çabanın en önemli mecrası olagelmiÅŸtir; tam seksenli yıllardaki “bu yıl da Hac mevsimi Kurban’a denk geliyor” haberini unutmak üzereydik ki, geçen sene Milliyet gazetesi bu konudaki tatsız hatıralarımızı canlandırdı. Evet, bunun gibi her biri ayrı bir cehalet numunesi olan çok sayıda medya içeriÄŸi bulunabilir. Ancak vesayet düzeninin toplum düÅŸmanı etkisi sadece bu türden haberlerdeki açıktan cehalet ile deÄŸil, bu haberlerin içerisine iÅŸlenmiÅŸ olan fakat açık deÄŸil örtük ve sinik olduÄŸu için kolayca tespit edilemeyen nefrettir.
Örtük ve sinik nefretin zemini her Kurban -ve doÄŸal olarak Hac- mevsimi ortaya çıkan ve tedavülüne medyanın yadsınamaz katkılar sunduÄŸu tavsiyelerdir: “Kurban keseceÄŸinize sadaka verin, kasaptan et alıp dağıtın, yetim çocuklara kıyafet alın veya Hacca gidip Araplara para kaptıracağınıza okul yaptırın.” Her ne kadar o cenahtan maalesef etkili olan, gür ve kalıcı bir ses gelmese de bu önerilerin dini perspektiften deÄŸerlendirilmesini ehline bırakıp, muhteva ettikleri örtük ve sinik nefret söylemine odaklanalım. Bu önerileri pervasızca üretebilen bir zihin ÅŸöyle kodlanmıştır: Kurban gibi dini vecibeler kafası çok çalışmayan, düÅŸünemeyen, sorgulayamayan ve cahil toplum kesimlerine mahsus olduÄŸu için onlar, bu ibadeti yapmanın daha pratik, daha kolay ve daha faydalı yollarını akıl edemezler. Zaten tam da bu nedenle yüzyıllardır, milyarlarca Müslümanın hiç birisinin aklına bu dâhiyane(!) fikirler gelmemiÅŸtir.
(...) Son olarak, Müslümanlara yöneltilmiÅŸ bu nefreti Ä°slami bir ritüel üzerinden yeniden üretmek ve medya yoluyla Müslüman bir toplumda tedavülünü saÄŸlamak tam da vesayet düzenine özgü bir had bilmezliktir.
Ä°smail ÇaÄŸlar/SABAH
Henüz yorum yapılmamış.