Ä°slam
Efendimiz arife günü nasıl dua ediyordu?
Peygamber Efendimiz arife günü Arafat'ta iken hangi duaları yapmıştı? Rabbimize hangi ifadelerle yalvarmıştı.
Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) arife günü vakfe için durduÄŸu yer, “Rahmet Tepesi” olarak bilinen yüksekliÄŸin eteÄŸiydi; yönünü Kâbe’ye çeviren Allah Resûlü, insanların toplandığı yeri önüne almış ve kıbleye dönmüÅŸ olarak burada vakfeye baÅŸladı. Artık vakit, halvet vaktiydi; kul ile Rabbin buluÅŸtuÄŸu, hatta yer yer dillerin sükût edip gönüllerin konuÅŸtuÄŸu zaman baÅŸlıyordu.
Bu özel anlarda Allah Resûlü, âdeta yüreÄŸi yırtılırcasına dua ediyordu. Rahmet Peygamberi, rahmet tepesinin eteÄŸinde durmuÅŸ, Rahmân’dan nasıl rahmet dilenileceÄŸini herkese gösteriyordu. Mübarek ellerini göÄŸüs hizasına kadar kaldırıp avuçlarını semaya doÄŸru açmış dua dua yalvarmaktaydı.
O, HER ÅžEYE KÂDÄ°RDÄ°R!
“Allah’tan baÅŸka ilah yoktur! O birdir; O’nun eÅŸi ve ortağı yoktur. Mülk O’nun, hamd de O’na mahsustur! Hayır, yalnız O’nun elindedir. O diriltir ve öldürür. O her ÅŸeye kâdirdir!” diye baÅŸladı duasına. Ardından, “Allah’tan baÅŸka ilah bulunmadığına ÅŸahit, bizzat Allah’tır; bütün melekler, hak ve adaletten ayrılmayan ilim adamları da bu gerçeÄŸe, mutlak gâlib, tam hüküm ve hikmet sahibi Allah’tan baÅŸka tanrı olmadığına ÅŸahittirler!” (Âl-i Ä°mrân, 3/18) mealindeki âyeti okudu ve “Ben de bu gerçeÄŸe ÅŸâhit olanlardanım Yâ Rab!” buyurdu. Duasına ÅŸöyle devam ediyordu:
Allah’ım! Kabir azabından, kalbin vesvesesinden, iÅŸlerin dağınıklığından Sana sığınırım! Ey Allah’ım! Rüzgârların getirdiÄŸi afetin ÅŸerrinden Sana sığınırım! Ey Allah’ım! Gözümde bir nur, kulağımda bir nur, kalbimde bir nur yarat! Ey Allah’ım! GöÄŸsüme geniÅŸlik ver! Ä°ÅŸimi kolaylaÅŸtır!
Allah’ım! GöÄŸüslere vesvese veren ÅŸeytandan, iÅŸlerin karışıklığından, kabir fitnesinin ÅŸerrinden, gecenin ÅŸerrinden, gecenin getirdiÄŸi ÅŸeylerin ÅŸerrinden, gündüzün getirdiÄŸi ÅŸeylerin ÅŸerrinden, korkunç rüzgârların getirdiÄŸi afetlerin ÅŸerrinden, zamanın nöbet nöbet gelen mihnet ve belalarının ÅŸerrinden Sana sığınırım!
BENÄ° KAPINDAN BOÅž ÇEVÄ°RME ALLAH'IM!
Ey baÅŸvurulacakların en hayırlısı! Kendisinden istenilenlerin en keremlisi, ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım! Ey dereceleri yükselten, bereketleri indiren, ey gökleri ve yeri yaratan Rabbim! Sesler türlü türlü dillerle gürüldeyip Sana doÄŸru yükseliyor, Senden dilekte bulunuyor! Benim dileÄŸim dünya halkının beni unuttuÄŸu imtihan yurdunda Senin beni anmaklığındır!
Allah’ım! Sen sözümü iÅŸitiyor, bulunduÄŸum yerimi görüyor, gizli açık neyim varsa biliyorsun! Ä°ÅŸlerimden hiçbiri Sana gizli deÄŸildir. Ben çaresizim, yoksulum. Senden yardım ve eman diliyorum! Korkuyorum, kusurlarımı itiraf ediyorum! Bir çaresiz Senden nasıl isterse, ben de öyle istiyorum! Zelil ve günahkâr Sana nasıl yalvarırsa, ben de öyle yalvarıyorum! Senin yüce huzurunda boynunu bükmüÅŸ, Senin için gözlerinden yaÅŸlar boÅŸanan, Senin uÄŸrunda bütün varlığını zelil eden, Senin için burnunu topraklara sürten bir kulun Sana nasıl dua ederse, ben de öyle dua ediyorum!
SÖZÜN ÖZÜ
1- Allah’ım! Senden içine düÅŸtüÄŸümüz her türlü endiÅŸe ve tasadan kurtulmak için bir ferahlık ve çıkış yolu lütfetmeni diliyoruz.
2- Kalplerimizi birbirine ısındır ve bir araya getir ya Rabbi. Bizleri sevdiğin ve razı olduğun işleri yapmaya muvaffak eyle.
3- Bizleri sev, sevdir ve sevindir ya Rabbi!
ENGÄ°N RAHMET VE MERHAMETÄ°NE SIÄžINIYORUM!
Rabbim! Duamı kabul buyurmaktan beni mahrum kılma! Bana Rauf ve Rahim ol, ey istenilenlerin en hayırlısı ve verenlerin en keremlisi!
Ä°lâhî! Dilim masiyetlere tutulmuÅŸ. Benim sana vesile kılacak ne iÅŸe yarar bir amelim, ne de emelden baÅŸka bir ÅŸefaatçim var! Ä°lâhî! Biliyorum ki; kusurlarım yüzünden ne huzurunda mevkiim, ne de Senden özür dilemeye yüzüm kalmıştır! Fakat Sen keremlilerin en keremilisisin! Ä°lâhî! Ben merhametine yetiÅŸmeye ehliyetli deÄŸilsem, merhametin bana yetiÅŸebilir! Çünkü Senin rahmetin her ÅŸeyi kuÅŸatacak derecelerde geniÅŸtir! Ben de o kuÅŸatılacak ÅŸeylerdenim!
Ä°lâhî! Benim kusurum ne kadar büyük de olsa, Senin affının yanında küçük kalır! Sen onları bağışlayıver ey kerem sahibi Allah’ım! (Tirmizî, Daavât 87)
Bu dualarla hepinizin bayramını tebrik ediyor, Rabbimizden bizi gerçek bayramlara kavuÅŸturmasını niyaz ediyorum.
TEFEKKÜR ATLASI
Teşrik tekbirlerini unutmayalım!
TeÅŸrik tekbiri, Kurban bayramı günlerinde farz namazlardan sonra getirilen tekbirlerdir. Arife günü (yani bugün) sabah namazından itibaren bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç farz namazının arkasından birer defa “Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber. Allahu ekber ve lillahi’l-hamd” diye tekbir getirilir ki, buna “teÅŸrik tekbiri” denir. Anlamı ÅŸöyledir: “Allah her ÅŸeyden yücedir, Allah her ÅŸeyden yücedir. Allah’tan baÅŸka ilâh yoktur. O Allah her ÅŸeyden yücedir, Allah her ÅŸeyden yücedir. Hamd Allah’a
mahsustur.”
KIYAMETE KADAR SÜRECEK SÜNNET
TeÅŸrik tekbirleri Hz. Ä°brahim’in (a.s.) sünnetidir. Hz. Ä°brahim, Hz. Ä°smail’i (a.s.) kurban etmeye hazırlanırken bir anda “Allahü Ekber, Allahü Ekber” sadalarını duyar. Yanı başında Hz. Cibril’in semiz bir koçla kendisine doÄŸru geldiÄŸini görür, hamd ve ÅŸükür duyguları içinde “Lâilahe illallahu vallahü ekber” der. Durumu fark eden Hz. Ä°smail ise Cenab-ı Hakk’a karşı olan minnet ve ÅŸükranını “Allahü Ekber ve lillahi’l-hamd” sözleriyle ifade eder. Getirilen bu teÅŸrik tekbirlerinden sonra Hz. Ä°brahim, “Bismillahi Allahü Ekber” diyerek koçu kurban eder. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet baÅŸlatılmış olur.
BÄ°R SORU BÄ°R CEVAP
Hayvanın kurban olmasına engel olan kusurlar neler?
Bu soruyu bize Ä°stanbul’dan yazan okurumuz Zekeriya Kaya Bey soruyor. Hayvanın kurban olmasına engel kusurlar özetle ÅŸunlar:
Ä°ki gözünün veya bir gözünün kör olması. Kesilecek yere yürüyemeyecek kadar topal olması. Ä°ki kulağının veya bir kulağının kesik olması. DiÅŸlerinin tamamının veya çoÄŸunun dökülmüÅŸ olması. Hayalarının ve meme uçlarının kopmuÅŸ olması. KuyruÄŸunun yarısı veya üçte birinden fazlasının kesilmiÅŸ olması. Kemiklerinde ilik kalmayacak kadar zayıf ve düÅŸkün olması. DoÄŸuÅŸtan kulağı ve kuyruÄŸunun bulunmaması. Kontrol altına alınıp sürüye gönderilemeyecek ve yemlenemeyecek kadar deli olması. Açık bir ÅŸekilde hasta bulunması.
Kurban kesmekle yükümlü olan bir kimsenin, satın aldığı kurbanda yukarıdaki kusurlardan biri sonradan meydana gelirse, yerine baÅŸkasını alıp kesmesi gerekir. Fakat fakir bir kimsenin aldığı kurban böyle kusurlanırsa, yerine baÅŸkasını alması gerekmez, onu kurban olarak kesebilir. Hatta böyle kusurlu bir hayvanı satın alıp kurban kesmesi de yeterli olur. Çünkü bu kurban, o fakir için bir nafiledir. Nafilelerde ise geniÅŸlik ve kolaylık vardır.
KURBAN OLMASINA MANÄ° OLMAYAN KÜÇÜK KUSURLAR
Burada yeri gelmiÅŸken hayvanın kurban olmasına engel olmayan küçük kusurları da ifade etmiÅŸ olalım: Gözlerinin ÅŸaşı veya zayıf görmesi. Bir ayağı topal olup diÄŸer üç ayağı ile aksayarak da olsa yürüyebilmesi. DoÄŸuÅŸtan boynuzsuz veya boynuzunun kırılmış olması. Kulakları delik ve yarık veya uçları kesilmiÅŸ ve sarkmış olması. DiÅŸlerinin bazısının düÅŸmüÅŸ olması. Otlamasına mani olmayacak derecede deli olması. KuyruÄŸunun, hayalarının veya kulağının üçte birinden daha az kısmının kesik olması. DoÄŸuÅŸtan kulaklarının küçük olması. Bu sayılan kusurlardan birine sahip olan hayvanın kurban edilmesi mekruh olmakla birlikte caizdir.
BÄ°R AYET
“Yetime deÄŸer vermezsiniz! Muhtaçları doyurmaya teÅŸvik etmezsiniz. Mirasları helâl haram demeden ne gelse yersiniz. Mal mülk sevgisi ise bütün benliÄŸinizi kaplamış! Hayır! Bu yaptıklarınız kesinlikle yanlış!..” (Fecr sûresi, 89/17-21)
BÄ°R HADÄ°S
Peygamber Efendimiz ÅŸöyle buyuruyor: “Allah’ın en çok sevdiÄŸi kulu, diÄŸer kullarının hayır ve iyiliÄŸini en çok isteyendir.” “Sizin hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyen ve insanlara yük olmayandır.” (CamiüssaÄŸir, 1239)
Ä°NTERNETHABER
Henüz yorum yapılmamış.