Güncel
Biz Kabe'ye kardeÅŸlerimizle buluÅŸmaya geldik
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Müslümanlar, Kabe'yi görünce bütün kardeşlerini unutuyor. Bilakis biz Kabe'ye kardeşlerimizle buluşmaya geldik ama herkes 'nefis nefis' diyor" dedi.
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez, "Müslümanlar, Kabe'yi görünce bütün kardeÅŸlerini unutuyor. Bilakis biz Kabe'ye kardeÅŸlerimizle buluÅŸmaya geldik ama herkes 'nefis nefis' diyor" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Görmez, Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde konakladıkları otelde basın mensuplarıyla bir araya gelerek, sohbet etti.
Hac ibadetinin "maksat" olduÄŸunu ve kelime itibarıyla "en yüksek gaye" anlamına geldiÄŸini ifade eden Görmez, bu yüksek gayeyi hiçbir zaman kaybetmemek gerektiÄŸini söyledi.
Hac ibadetini, iç içe geçmiÅŸ 6 büyük yolculuk olarak tarif eden Görmez, "Bunlardan bir tanesi kendi iç dünyamıza yolculuktur, en çok ihmal ettiÄŸimiz husus bu. Dışarıyla uÄŸraşırken içimizi ihmal ediyoruz, iç dünyamıza yolculuÄŸu unutuyoruz. Hac ibadeti bunu bize öÄŸretiyor, kendi derin dünyamıza doÄŸru yolculuÄŸu öÄŸretiyor. Ä°kincisi ise insanın ahirete yolculuÄŸudur" diye konuÅŸtu.
Kutsal topraklarda zaman kavramının deÄŸiÅŸtiÄŸini, buraya gelenlerin ancak döndüklerinde bunu fark edeceÄŸini belirten Görmez, ÅŸöyle devam etti:
"Burada az kalacaksınız ama zaman olarak çok kalacaksınız. Belki 1 hafta-10 gün kalacaksınız ama zihniniz, kalbiniz yıllarca burada kalmış gibi etki bırakacak sizde, dolayısıyla ikinci yolculuk ahirete, bize gideceÄŸimiz ebedi dünyaya yolculuk yaptırıyor hac ibadeti. Bu açıdan ihram kefen, mikat (ihrama girme yeri ve zamanı) ilk buluÅŸma oluyor, Arafat mahÅŸer oluyor, yine aynı ÅŸekilde her birinin ahiretle iliÅŸkisi var ve insana ebediyeti tattırıyor, kendisini sorgulama imkanı veriyor."
"KardeÅŸlerimize yolculuk"
Hac ibadetinde üçüncü yolculuÄŸun tarihe, dördüncüsünün de kardeÅŸlere yapıldığını anlatan Görmez, önemli gayelerinden birisinin de buluÅŸma olduÄŸununa dikkati çekti.
"Modern zamanlarda haccın içinde de bireyselleÅŸme egemen olmaya baÅŸladı, her ülke kendi gettosunu kuruyor" diyen Görmez, Arafat'ta veya baÅŸka yerlerde ibadet sırsında insanlarla hasbihal etmek gerektiÄŸini, haccın gayelerinden birinin de "kardeÅŸlere yolculuk" olduÄŸuna deÄŸindi.
Haccın beÅŸinci gayesinin Kabe’ye yolculuk olduÄŸunu vurgulayan Görmez, Kabe'nin, Safa Merve'nin, Arafat'ın ve ÅŸeytan taÅŸlamanın birer simge olduÄŸunu hatırlattı.
Altıncı gayeyi "Allah'a yolculuk", "aşıkın maşuka yolculuğu" şeklinde ifade eden Diyanet İşleri Başkanı, şunları kaydetti:
"Haccın asıl gayesi, en yüksek gaye bu altıncı yolculuktur, diÄŸerleri altı büyük gayenin gerçekleÅŸmesi için gerçekleÅŸen yolculuktur. Bunlar iyi yapılabilirse o takdirde Kabe'nin Rabbine asıl yolculuk yapılmış olur.Kabe ile insan kalbi arasında hep iliÅŸki kurulmuÅŸtur, o yüzden tavaf ederken Kabe'yi solumuza veririz, 'kalbimize yakın olsun' diye, onun özel manası var çünkü kalple Kabe arasında hep iliÅŸki vardır. O yüzden Ä°slam mutasavvıfları bunu böyle kabul etti."
"Kabe İbrahim'in, kalp Allah'ın binasıdır"
"Kabe, Azer oÄŸlu Ä°brahim'in yaptığı ama kalp, celil ve ekber Allah’ın binasıdır” sözünü aktaran Görmez, bütün tasavvuf mekteplerinin bu konu üzerinde durduÄŸuna dikkati çekti.
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Görmez, Kabe'nin çevresindeki çok katlı binalarla ilgili konuyu Suudi Arabistanlı yetkililerle zaman zaman konuÅŸtuklarını ancak bunun Mekke'nin yapısıyla izah edildiÄŸini aktardı.
Mehmet Görmez, bir anısını ÅŸöyle anlattı:
"Ä°lk ziyaretlerimizden birinde sarayda kaldık. 20. katta bize bir oda ayırdılar. Ben de bilmiyorum, pencereyi bir açtım, dizlerim titremeye baÅŸladı. Kabe orada duruyordu, aÅŸağı indim yer katında bir yer buldum. Sonra da bunu hac bakanına anlattım. 'Bizim kültürümüzde mümkün olduÄŸu kadar böyle Kabetullah'ı tepeden izlemek yok' dedim. O da 'o zaman uçakla nasıl geçiyorsunuz' dedi. Bu, iÅŸte bakış açısından da kaynaklanıyor."
"Hac ibadeti kibri yok eder"
Görmez, hac ibadetinin en önemli özelliÄŸinin kibri yok edip, tevazuyu öÄŸretmesi olduÄŸunu dile getirdi.
Bu senenin "Hacc-ı Ekber" olduÄŸuna iÅŸaret eden Görmez, ÅŸu bilgiyi paylaÅŸtı:
"Peygamberimiz, hayatında bir defa hac yaptı. O, bir defa arife günü cuma gününe denk geldi, iki bayram birleÅŸmiÅŸ oldu. O yüzden Kur'an-ı Kerim bu tabiri kullanır, 'en büyük hac' diye. Bunun bir yönü ÅŸudur, hepimiz dünyadaki bütün Müslümünların temsilcisi olarak Arafat'ta iken dünyanın her tarafında cuma namazı kılan Müslümanların topluca bir dua, yakarış, ibadet halinde olduÄŸu anlamına geliyor ama bütün bunlar çeliÅŸkilerimizi ortadan kaldırmıyorsa iki ÅŸey üzerinde yoÄŸunlaÅŸmak lazım. Aslında biz ibadetleri deÄŸiÅŸtirmeye kalkınca çeliÅŸkiler çoÄŸalmaya baÅŸlıyor, ibadetler sadece bir gaye olmaya baÅŸladığında çeliÅŸkiler çoÄŸalıyor ve Müslümanlar oturdukları ve yaÅŸadıkları yerde çeliÅŸkiler yaşıyorlar ama yine de bizi bu çeliÅŸkilerden kurtaracak olan ibadetlerde ısrar etmektir."
"Duanın kahir ekseriyeti bireysel"
Kabe'de tavaf yaparken zaman zaman baÅŸka duaları da dinlediÄŸini aktaran Görmez, "Müslümanlar, Kabe'yi görünce bütün kardeÅŸlerini unutuyor. Bilakis biz Kabe'ye kardeÅŸlerimizle buluÅŸmaya geldik ama herkes 'nefis nefis' diyor. Duanın kahir ekseriyeti bireysel, yani kendine dualar. Halbuki dualar, bütün varlık, insanlık, Müslümanlar için olmalı ama bireyselleÅŸtiÄŸimizin bir göstergesi, daha fazla hatırlaması gerekirken kardeÅŸlerin unutulmasıdır" ÅŸeklinde konuÅŸtu.
KonuÅŸmasının son bölümünde dinin algılanış biçimine deÄŸinen Görmez, ÅŸu tespitlerde bulundu:
"Müslümanların bugün yaÅŸadığı en büyük sorun, dini bütün olarak anlamak ve algılamak. Bu, çok önemli, dinin metinlerini öÄŸrenmek yetmiyor, dinin metinleriyle hayat arasındaki iliÅŸkiyi doÄŸru kurmak gerekiyor. Dinin gönderiliÅŸ gayesini çok iyi kavramak... Benim her zaman söylediÄŸim, yanlış anlaşılan bir din, insanın bütün potansiyellerini yok eder, doÄŸru anlaşılan bir din, su ve hava kadar tabiidir. Dini, sadece bedensel hareketler içeren ibadetlere indirgediÄŸinizde o zaman Kabe'yi gördüÄŸünüzde kardeÅŸlerinizi unutursunuz. Ä°ÅŸte gaye bizi her türlü kötülükten kurtarmak ve iyiliÄŸe, adalete, merhamete, ÅŸefkate ulaÅŸtırmak... Bu olmadığı zaman bütün olarak anlaşılıp algılanmadığında dinle hayat arasındaki iliÅŸki doÄŸru kurulamadığı zaman Müslümanlar arasında ayrışma devam eder."
AA HABER
Henüz yorum yapılmamış.