Sosyal Medya

Alim

'Safevileri ve Vahhabileri silebilirsek'

Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Şeyh Mahir Hammud 26 Eylül 2014 tarihli Cuma hutbesinde ümmetin hatalarından dönmesi ve ihtilaflarından sıyrılabilmesi durumunda direnişin zafere ulaşacağını söyledi



Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Åžeyh Mahir Hammud 26 Eylül 2014 tarihli Cuma hutbesinde ümmetin hatalarından dönmesi ve ihtilaflarından sıyrılabilmesi durumunda direniÅŸin zafere ulaÅŸacağını söyledi.
 
Mahir Hammud’un 26 Eylül 2014 tarihli hutbesi ÅŸöyle
 
“Ä°slam dünyasında ve Arap dünyasındaki mevcut görüntü ÅŸaÅŸkınlık verici… Ä°srail’in Batı Åžeria’da suikastlar düzenleyip Kassam komutanlarını öldürdüÄŸü, Yahudi yerleÅŸimcilerin Aksa’ya saldırdığı bir zamanda bir taraftan da Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta ellerinde Ä°slam bayrakları taşıyan ve ümmetin bir bölümüne düÅŸmanlık besleyen bir takım gruplar ortaya çıkıyor. Sözde Ä°slamcı olan bu gruplar Ä°slam devleti istiyorlar. Ama bu devleti katliam ve yıkımlarla, kendi düÅŸüncesindekiler dışında kalan herkesi yok ederek kuracaklarını düÅŸünüyorlar. Hariciler dışında böyle bir düÅŸünceye Ä°slam tarihinde hiç ÅŸahit olmadık. Her ÅŸey apaçık ortada olmasına raÄŸmen onlar Ä°slami yönetim istediklerini iddia etmeye devam ediyorlar. Haklarında yayınlanan raporlarda söz konusu grupların Amerika, Ä°srail, Batı, Suud, Katar ve Türkiye tarafından finanse edildikleri ortaya konuluyor. Buna raÄŸmen kendilerinin Ä°slamcı olduÄŸunu iddia etmeye, baÅŸkalarını da hizipçilikle, casuslukla suçlamaya devam ediyorlar. Kur’ani bir kavram kullanarak taÄŸutlardan söz ediyorlar. Ama onlar bizzat taÄŸutla beraber hareket ediyorlar. TaÄŸutlardan emir alıyorlar, sonra da biz küfrü yok etmeye geldik, diyorlar.
Aynı süre zarfında Amerika ise bu sözde Ä°slamcıların son kullanma tarihinin dolduÄŸunu, daha düne kadar Amerika’ya, Ä°srail’e çalışan bu grupları uluslararası bir ittifakla yok edeceklerini, uçaklarla saldıracaklarını açıklıyor.
 
DiÄŸer yanda gözü pek bir Arap prensi bu vahÅŸi insanların elinden masumları kurtarmak ve Arapların ÅŸerefine sahip çıkmak için bu uçaÄŸa bineceÄŸini övünerek ifade ediyor. Daha önceden mazlumların derdiyle dertlenmeyenler bugün bu meseleyle dertleniyorlar. Nasıl oldu da duyguları bu kadar farklılaÅŸtı? Kim bu duyguları harekete geçirdi? Öyle ki duyguları sanki bir emirle harekete geçip bir emirle kayboluyor. Bu mert prens, zulmü bertaraf etmek için baÅŸka insanlara zulmedenlerin, insanların üzerine bomba yaÄŸdıranların olduÄŸu yere çok mu uzakta da sessiz kalıyor? Ya da kadınlara araba sürmenin yasaklandığı yerden çok mu uzakta? Nerede mertlik? Ama tabi eÄŸer uçaklar, arabalar Ä°slam sancağının altına girmeyen taÄŸutları öldürmeyi amaçlayan patlayıcıyla yüklüyse bunda bir beis yoktur.
 
Yemen’de muhalefet hızla yayıldı. IŞİD’in Musul’da, Rakka’da yayılması gibi ÅŸimÅŸek hızıyla yayıldılar ve neredeyse Sana ellerine geçmek üzere… Güvenlik Konseyi anlaÅŸmayı onuyor. DiÄŸer yanda Körfez YardımlaÅŸma Komitesi Sana’nın düÅŸtüÄŸü/özgürleÅŸtiÄŸi(Hangisi doÄŸru bilemiyorum) günde doÄŸrudan aceleyle imzalanan hızlı anlaÅŸmayı onadığını açıklıyor. Artık Suud DışiÅŸleri Bakanı “GeçmiÅŸteki hataları bir daha tekrarlamayacağız” desin. Hataya düÅŸmemek yıllar önce, bunca yıkım, katliam yaÅŸanmadan önce çok mu zordu? Aynı anda hem çok komik hem de çok acı verici bir tabloyla karşı karşıyayız.
 
Tüm bu tabloya bir de Lübnan’ı ekliyoruz. Suriyeli mülteciler sözde Ä°slam Devleti’ne (IŞİD’e) tezahürat yapıyorlar. Birileri ölmedi mi? Ölenleri görmediler mi? Ya da kalplerinde kilit mi var?
Asker aileleri çocuklarının kaçırılması karşısında periÅŸanlar… IŞİD’in sorunu hükümetle mi yoksa bizzat kaçırılan askerlerle mi? Nereye bu gidiÅŸ?
 
GidiÅŸat kötü… Ä°slam âlimlerinin bu ümmeti sıkıntılardan kurtaracak çözümler geliÅŸtirmeleri gerekiyor. Kaçırılan askerler, öldürülen komutanlar, patlatılan arabalar, her yerde düzenlenen suikastlar… Cahilce fetvaların kimseye hiçbir faydasının olmadığı apaçık ortada deÄŸil mi?
 
Sözde Ä°slamcılar neden bu yok oluÅŸa ortak oluyorlar?
 
Yolunu kaybetmiÅŸ bir ümmet… Ä°slamcılar da diÄŸer tüm insanlar gibi sıradan bir ÅŸekilde dünyayla meÅŸguller… Allah’ın onlara gönderdiÄŸi apaçık delilleri unutuyorlar. Ümmet eÄŸer hedefe odaklanırsa neler yapabileceÄŸini unutuyor. Gazze… Ümmete izzet kapılarını açtı. Ama ümmet hala izzetini istemeyip gerilemeyi tercih ediyor.
 
Bundan kısa bir süre önce Hizbullah Lübnan’da, yenilmez olarak efsaneleÅŸmiÅŸ olan orduyu yenmeyi baÅŸardı. Ancak çok kısa bir süre sonra hep beraber gördük ki, Ä°slam tarihi boyunca çözülememiÅŸ olan bazı sorunlar çözülmeden direniÅŸ gerçek iÅŸlevini yerine getirmeyecekti. DireniÅŸin bugün 14 asırdan beri hiçbir dâhinin çözemediÄŸi bu sorunlara çözüm getirmesi gerekmektedir. Bu sorunlar çözülebilirse eÄŸer, yeni baÅŸtan tarih yazılabilirse, eÄŸer Cemel ve Sıffin’i, Nehrevan ve Zab’ı, Zenci Ayaklanmasını, KarmatiliÄŸi tarihimizden silebilirsek, eÄŸer Frankların, Tatarların, modern ya da deÄŸil sömürgenin yeniden yaÅŸanmasına izin vermezsek, eÄŸer Safevileri, Vahhabileri, Åžerif Hüseyin Ayaklanmasını, Lawrence’i tarihimizden silebilirsek, eÄŸer Laud Humphreys hatıralarını yazmaktan vazgeçerse, eÄŸer Müslümanların bir mezhep, bir görüÅŸ, bir önder etrafında toplanabildiÄŸini görebilirsek o zaman Gazze’deki direniÅŸin de Lübnan’daki direniÅŸin de zafer kazanabileceÄŸine inanırız. Yepyeni bir tarih yazabilmeyi umuyoruz. O zaman BaÄŸdadi de yeryüzünde ondan baÅŸka birilerinin daha mücadele yürüttüÄŸünü, kendisinin aslında Ebu Bekir Es-Sıddık olmadığını, yürüttüÄŸü mücadelenin de dinden çıkmışlara karşı olmadığını anlayacaktır. Umuyoruz…”
kaynak:vahdethaber.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.