Sosyal Medya

Coğrafyamız

Kosova'da IŞİD bahaneli laikçi operasyon

Kosova'da IŞİD'e katılan bazı gençler üzerinden ülkedeki tüm Müslümanlar ve İslami kurumlar hedef alınıyor, yeni bir İslamofobi dalgası oluşuyor. AKEA Başkanı Hüsamedin Abazi ile son gelişmeleri konuştuk



Kosova’da en son Yugoslavya döneminde Müslümanlara uygulanan baskıların benzeri bugünlerde de yapılmaya baÅŸladı. Bazı Kosovalı Arnavut gençlerin IŞİD’e ve Suriye’deki diÄŸer örgütlere katılması ülkede yeni bir Ä°slamofobi dalgasının baÅŸlaması için önemli bir gerekçe teÅŸkil ediyor. Bu gerekçelendirmenin asıl hedefi Kosova’daki ‘radikal Ä°slam’cı gruplar olmadığı aÅŸikar. Zira Gülen cemaati dışındaki tüm Müslüman kurumlar hedefte. Kosova’da Ä°slam BirliÄŸi BaÅŸkanı’na bile benzer iftiralar atılmaya baÅŸladı.

Ancak bu kampanyanın ana hedeflerinden biri de Türkiye’nin desteklediÄŸi Kosovalı Müslüman kurumlar. 3 gün önce merkezi PriÅŸtine’de olan AKEA isimli kültür ve eÄŸitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluÅŸunun, Kosova mahkemeleri tarafından Ä°hvan ve bazı ‘radikal Ä°slam’ grupları ile baÄŸlantısı gerekçesiyle faaliyetlerinin durdurulması tam olarak neyin amaçlandığını açığa çıkarıyor. Zira AKEA, TÄ°KA tarafından desteklenen ve Türkiye’den BaÅŸbakan DavutoÄŸlu dahil önemli entelektüel ve akademisyenleri konuk etmiÅŸ, Kosova’da toplumsal karşılığı olan bir STK. AKEA’ya dair Kosova yargı makamlarının aldığı bu kararın asıl hedefinde TÄ°KA’nın olduÄŸu apaçık ortada.

Bu geliÅŸmeler Taraf gazetesini ve yazarı Emre Uslu’yu heyecanlandırmış olmalı ki bugünkü köÅŸesinde Kosovalı yargı makamlarının söyleyemediÄŸini söylemiÅŸ ve TÄ°KA’nın Kosova’da, Suriye ve Irak’taki radikal örgütlerle baÄŸlantılı olan Kosova kurumlarına destek verdiÄŸini yazmış. Oysa Emre Uslu ve diÄŸer istihbarat kurumlarının AKEA ve baÅŸkanına dair ‘radikal Ä°slamcı’ olduÄŸu iftiralarının tersine AKEA BaÅŸkanı ve yöneticileri Kosova’da geleneksel Sünni Ä°slam anlayışını savunuyor ve Türkiye’nin Kosova’daki rolünün önemine her platformda dikkat çekiyor.

Dünya Bülteni olarak bu yaÅŸananlara dair doÄŸru bir fotoÄŸraf sunabilmek için bizzat AKEA BaÅŸkanı Hüsamedin Abazi ile yaptığımız bir görüÅŸmeyi yayınlama kararı aldık. 2013’te Dünya Bülteni olarak PriÅŸtine’ye yaptığımız bir ziyaret sırasında, AKEA BaÅŸkanı Hüsamedin Abazi ile görüÅŸmüÅŸtük. GörüÅŸtüÄŸümüz dönemde Abazi, Kosova’da yaÅŸananların aslında bugünlerin habercisi olduÄŸunu belirtmesi bu görüÅŸme notlarını bir hayli kıymetli ve ilginç kılıyor. STK’lar üzerinden Kosova’da yaÅŸanan toplumsal dönüÅŸüm sancılarının konuÅŸulduÄŸu bu görüÅŸmede Batı’nın ve Türkiye’nin Kosova’daki rolüne de deÄŸinildi.

Tahir Selim: Henüz genç bir devlet olan Kosova’da nasıl bir sivil toplum fotoÄŸrafı çizebilirsiniz?

Hüsamedin Abazi: Öncelikle ÅŸunu belirtmeliyim ki Kosova’da sivil toplum da siyasi partiler gibi birbirinden ideolojik olarak ayrılıyor. Burada biraz da toplumun yapısı öyle. Toplumda birçok kesim bir meseleye farklı kutuplarda taraf olabiliyor. Dolayısıyla Kosova’da genellikle farklı kesimlere hitap eden sivil toplum kuruluÅŸları var. Ancak bunun dışında herhangi bir toplumsal karşılığı olmayan ve sadece toplumu yönlendirmek için etkinlikler yapan sivil toplum örgütleri de bulunuyor. Bu tarz örgütler genelde toplumun tamamına hitap ettiklerini iddia ediyorlar; oysa yaptıkları çalışmalardan görüyoruz ki halkın gerçek ihtiyaçlarına cevap vermekten ziyade kendi ajandalarında belirledikleri konularda toplumun dikkatini çekmeye çalışıyorlar.

Kosova’daki sivil toplum örgütleri arasında ne tür ideolojik farklılıklar var?

Kosovalı sivil toplum örgütleri genellikle kendilerine maddi destek saÄŸlayan yabancı kurum ve kuruluÅŸlarla paralel bakış açılarına sahip oluyor, onlara yakın bir duruÅŸ sergiliyor. Finansal destek alıp bağımsız bir çizgide ilerleyen sivil toplum örgütleri de yok deÄŸil ama genel anlamda dışardan gelen etki STK’ların çizgisi üzerinde belirleyici oluyor.

STK’ların kendi gündemleri olduÄŸunu daha net anlamak için en iyi turnusol kağıdı yaÅŸanan olaylara verdikleri tepkilerdir. Mesela liberal-demokratik deÄŸerleri savunan birçok STK, son dönemlerde Batı’da özgürlük tartışmalarının merkezine yerleÅŸtirilen eÅŸcinsellik gibi konularda toplumda kaosa neden olacak kadar ciddi tepkiler gösterirken baÅŸörtülü bir kızın okuması ya da taciz edilmesiyle alakalı durumlarda aynı hassasiyeti göstermiyor. Bu tarz örnekleri çoÄŸaltmak mümkün. DiÄŸer Balkan ülkeleri ile mukayese edildiÄŸinde Kosova kadar Batı deÄŸerlerini sahiplenen, batıda tartışılan meseleleri kendi gündemine taşıyan ve oradaki deÄŸerleri kendi toplumuna yansıtmaya çalışan baÅŸka bir ülke var mı bilmiyorum. Belki de bu durum Kosova’nın savaÅŸtan yeni çıkmış, genç bir ülke olmasından ve bu yüzden dış etkiye çok açık durumda bulunmasından kaynaklanıyor.

Kosova’da sivil toplum ile siyaset arasında nasıl bir baÄŸ var?

Sivil toplum kuruluÅŸları ve siyaset arasında bir baÄŸdan öte bir evlilik söz konusu. Ancak haksızlık etmeyelim, bu sadece Kosova’ya özgü bir durum deÄŸil. Bütün dünyada sivil toplum örgütlerinin siyasetle bir ÅŸekilde iliÅŸkisi bulunuyor. Kosova’da bazı sivil toplum kurumlarının direkt olarak kime destek verdiÄŸi açık bir ÅŸekilde bilinir. Bu tabii çok olumlu bir durum deÄŸil. Mesela iktidar partisi kendi politikalarına meÅŸruiyet kazandırmak için sivil toplumun desteÄŸine ihtiyaç duyuyor ve haliyle bu noktada iktidara yakın sivil toplum örgütleri devreye giriyor. Bu tarz kurumların da toplumu ciddi ölçüde etkileyebildiklerini görüyoruz. Bizim iktidar yada devlet ile böyle bir bağımız yok. Bu açıdan bırakın desteÄŸi bazan sıkıntılar dahi çekiyoruz.

Kosova’daki bazı sivil toplum örgütlerin yoÄŸun faaliyetleri burada sanki yeni bir toplum inÅŸa etmek istendiÄŸini düÅŸündürüyor. Buna katılır mısınız?

Kosova’daki sivil toplum kuruluÅŸlarında bir bilinç(sizlik) hali söz konusu. Bazı STK’lar tam olarak neyi gerçekleÅŸtirmek istediklerinin ve neden büyük kurum ve kuruluÅŸlardan destek aldıklarının farkında bile deÄŸiller. Var olmayı ve ayakta kalmayı birinci planda tutuyorlar. Ülkede ciddi bir ekonomik kriz olduÄŸundan bir ÅŸekilde maddi destek almak çoÄŸu STK’nın önceliÄŸi haline gelmiÅŸ durumda. Bu desteÄŸi saÄŸlamayı bir baÅŸarı olarak görüyorlar. Bu durum ise STK’ların manipülasyona açık kuruluÅŸlar haline gelmesine neden oluyor. Böylece topluma olumlu katkıları da sınırlı oluyor. Mesela bir sivil toplum kuruluÅŸu hayvan hakları konusunda yayınlar hazırlayıp tepkiler ortaya koyabiliyor ama bunun dışında toplumun asıl problemleriyle ilgilenmiyor. Yani kendi gündeminde o var ve onun dışında herhangi bir meseleye tepki göstermiyor. Böylece karşımıza kendi sınırlı gündemine hapsolmuÅŸ sivil toplum kuruluÅŸları çıkıyor. Onlara göre toplum hayvan haklarıyla, homoseksüellik, demokrasi ile, bireysel özgürlükler ile ilgilenmeli; fakat toplumun kendi gelenekleri, dini, aile hayatı gibi deÄŸerlere dikkat çeken yok. Zira bunlar Batı’da tartışılan meseleler deÄŸil. Ancak ilginçtir bu batı desteÄŸi alan kurumlara hükümet ve devletin desteÄŸi ve sempatisi var. Bu ise diÄŸer mesela Ä°slami alanda çalışma yapan kurumların kendi ilke ve prensiplerine göre hareket ettiklerinde dikkat çekmesine neden oluyor. Sonra bu STK’lar tepki gösteriyor ve medya ile birlikte bir anda Ä°slam’ın söylemek istedikleri marjinal kabul ediliyor. Avrupa ile yakın iliÅŸkileri olan STK ve medya kuruluÅŸlarının Ä°slam ile ilgili negatif söylemi ve hatta nefret söylemi üzerinde durmamız lazım. Zira Avrupa’nın sunduÄŸu deÄŸerler için kampanya yapılırken herkes sempati ile bu kampanyalara destek verirken Ä°slami herhangi bir unsur biraz ön plana çıktığında büyük bir tepki seli oluÅŸturuluyor. Demek ki Kosova’da bu kimlik inÅŸa süreci kavgalı bir ÅŸekilde devam ediyor.

Kosova nüfusunun yüzde 95 kadarının Müslüman olduÄŸu biliniyor. Toplumun dini kimliÄŸi ve yaÅŸantısı üzerinde AvrupalılaÅŸmanın dönüÅŸtürücü bir etkisi olduÄŸu söylenebilir mi?

Avrupalılık kimliÄŸi burada ciddi anlamda güçleniyor. “Bizim tek kimliÄŸimiz Avrupalılıktır” sözü artık çokça duyulur oldu. Bu noktada siyasi elitin AvrupalılaÅŸma fikrini artık egemen bir paradigma olarak kabul ettiÄŸini, bunu mutlak bir ÅŸekilde benimsediÄŸini görüyoruz. Bunun adeta bayraktarlığını yapan sivil toplumun yanında azımsanmayacak bir oranda entelektüel kesim de AvrupalılaÅŸmayı savunuyor. Ancak AvrupalılaÅŸma konusunda geçtiÄŸimiz yıllarda iki önemli Arnavut entelektüeli Recep Çosya ve Ä°smail Kadare arasında ciddi bir tartışma yaÅŸandı. Bu isimlerin kimlik konusundaki tartışmaları medyada epey yer aldı. Bu tartışmada Kadare Arnavutların tamamen Avrupa kimliÄŸine sahip olduÄŸunu iddia ederken Qosya buna tamamen karşı çıkıp Arnavutların Avrupa kimliÄŸinin yanında bir Ä°slam toplumu olması dolayısıyla iki dünyanın kültürü ile harmanlanmış bir birikime sahip olduÄŸunu savundu. Qosya, Kadare’nin “biz tamamen Avrupalıyız” fikrinin asılsızlığını görmek için için sokaÄŸa çıkmanın yeterli olduÄŸunu söylüyor. Mesela yalnızca Arnavutların düÄŸün ve cenaze merasimlerine bakarak onların tamamen Avrupalı olmadığının rahatça anlaşılacağını belirtiyor. Ancak ilginçtir, Arnavut kimliÄŸi üzerine Ä°smail Kadare’nin yaklaşımı günümüzde aydınlar arasında daha fazla taraftar bulmaktadır.

Avrupalı kimliÄŸini benimsemek Arnavutların milli ve dini geleneklerini tehlikeye atıyor mu? En azından Kosova örneÄŸini konuÅŸursak…

Öncelikle Kosova halkının kimlik dönüÅŸümü üzerine Avrupa’nın gerçekten inanılmaz bir çaba içerisinde olduÄŸunu söylemeliyim. Ekonomik ve kültürel alanda büyük yatırımlar var. Avrupalılık fikrinin Kosova’da yaygınlaÅŸması için önemli faaliyetler yürütülüyor. Bunun etkisinin de çok büyük olacağı muhakkak. Buna karşın savunma pozisyonunda olan Müslüman kimliÄŸinin korunmasında Ä°slam dünyasından aynı ölçüde büyük bir destek gelmiÅŸ deÄŸil. Ancak son 10 yıldır Türkiye’nin Kosova’da gerçekten gözle görülür bir etkisi var. Dolayısıyla genel manada Kosova’da yaÅŸanan kimlik bunalımını etkileyebilen iki unsur var diyebilirim: birincisi Batı, ikincisi ise sınırlı imkânlarına raÄŸmen büyük gayret ve çabalarla hareket eden Türkiye. Åžunu açıkça ifade edeyim ki Batı’nın Kosova’daki Ä°slam kimliÄŸinin eritilmesine yönelik çalışmalarına bakıldığında Kosova’daki Arnavutlar çok deÄŸil, 30 sene içinde Ä°slam kimliÄŸinden tamamen kopabilirdi. Bütün bu çabaların karşısında Türkiye Kosova’da Ä°slam’ın yaÅŸanmasını ve Ä°slami kimliÄŸin korunmasına katkı saÄŸlayan en önemli ülke olduÄŸunu ifade edebilirim. Bu sebeple Türkiye’nin Kosova’daki varlığı Batı’nın inÅŸa etmek istediÄŸi Kosova toplum modeline alternatif olabilecek baÅŸka bir model sunabilen ve bunu destekleyebilecek kapasitede olan tek ülke. Bu Ä°slam modeli yaygınlaşırsa radikallere zaten inisiyatif alanı kalmaz.

Ancak Kosova’da Radikal Ä°slam tartışmaları da sürekli gündemde. Bu tartışmalar Ä°slam karşıtlığına dönüÅŸtü mü?

Kosova’da radikallerin aslında o kadar etkisi yok. Bunlar farklı eylem veya etkinlikleri sebebiyle medyada ön plana çıkarılıyor. Sonra bunlar üzerinden tüm Müslümanlar marjinalize ediliyor. Müslümanlara dair bir korku olması için veyahut ciddi bir tehdit olarak algılanması için siyasi olarak Kosova’da etki yaratacak siyasallaÅŸmış Müslümanların olması lazım. Oysa Kosova’da siyasal Ä°slam çok zayıf. Dolayısıyla Müslümanların kendisi toplum için bir tehdit oluÅŸturmuyor. Burada asıl tehdit unsuru olarak gösterilen Ä°slam’ın varlığı. Bu ayrımı yapmak lazım. Kosova’da ne Müslümanların ne de Ä°slam’ın bugünkü etkisinden korkuluyor. Ancak potansiyeline dair bir çekince var hem de ciddi oranda bir çekince. Bu sebeple Müslümanların marjinal gösterilmesi için medya, STK’lar ve bazen de devlet operasyonlar düzenleyebiliyor. Buradaki gizli amaç aslında çok net anlaşılıyor. Ä°slam sürekli bir korku veya gericilik unsuru gibi sunulup yavaÅŸ yavaÅŸ Kosova toplumunun Ä°slam’dan arınması isteniyor. Buna hizmet eden Kosovalı siyasal elitler ise aynı zamanda Batılı dostlarını mutlu etmenin keyfini çıkarıyor. Daha önce de deÄŸindiÄŸim gibi Kosova’da olsun olmasın bütün Arnavutlar kimliklerini bulmaya çalışma adına bugün belki de tarihlerinin en kritik dönemini yaşıyorlar. Bu dönemin de çok sancılı olması doÄŸal. Bu kadar küçük bir coÄŸrafyada uluslararası etkinin çok kuvvetli olması bu süreci daha da karmaşık ve zorlu hale getiriyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.