Ekonomi
Avrupa'nın umudu Azerbaycan
Dünyanın özellikle Avrupa’nın enerji dengeleri açısından Bakü’de yarın önemli bir adım atılıyor. Rus doğalgazına bağımlı olan Avrupa’nın elini rahatlatacak, Azeri gazının Avrupa’ya ulaştırılmasını sağlayacak projeye kaynak olacak doğalgazın çıkarılması için ilk temel atılıyor.
Hem Türkiye hem de Avrupa ülkeleri, her geçen gün artan enerji ihtiyacını, büyük ölçüde tek kaynaktan, Rusya’dan karşılıyor. BaÅŸka alternatif bulunmaması nedeniyle ortaya çıkan bu zorunluluk, doÄŸalgaza bağımlı ülkelerin dış politikalarının belirlenmesinde büyük bir etken halini alıyor ve Rusya’nın elini güçlendiriyor.
Hem Avrupa ülkelerinin hem de Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin uzun süredir bu dengeyi deÄŸiÅŸtirmek için verdiÄŸi uÄŸraÅŸlar bundan birkaç yıl önce Azeri gazının Avrupa’ya ulaÅŸtırılması projesiyle meyvelerini verdi. Güney Gaz Koridoru olarak da adlandırılan bu proje kapsamında ilk somut geliÅŸme yaÅŸanıyor. 20 Eylül’de, Bakü’nün 60 km güneyindeki Åžahdeniz sahasından bu hatta saÄŸlanacak gazın çıkarılması için yapılacak yatırımın temeli atılacak.
Bu, Avrupa ülkelerinin, 2009 yılı kış aylarında ilk sinyalleri alınan Rusya-Ukrayna kriziyle birlikte enerji güvenliÄŸini saÄŸlama amacıyla baÅŸladıkları alternatif arayışında ilk somut adım. Daha önce yıllarca üzerinde çok tartışılan ancak hayata geçirilemeyen Nabucco’nun ardından geliÅŸtirilen bu proje üç aÅŸamada gerçekleÅŸecek.
Birinci aÅŸamada, doÄŸalgaz Åžahdeniz sahasından çıkarılıp Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye sınırına ulaÅŸacak. Proje, ikinci aÅŸamada yani Türkiye’de Trans Anadolu DoÄŸal Gaz Boru Hattı (TANAP) adını alıyor ve1841 kilometre uzunluÄŸundaki hat 19 ilden geçerek Bulgaristan-Yunanistan sınırında Avrupa’ya ulaşıyor. Bu noktadan itibaren artık adı Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) oluyor. Bu aÅŸamada da 870 kilometrelik bir boru hattı inÅŸası öngörülüyor. Son durak gazın Avrupa pazarlarına satılacağı Ä°talya kıyıları.
Artan ihtiyaç, azalan üretim, güçlenen Rusya
20 Eylül’de Azerbaycan’ın baÅŸkenti Bakü’de atılacak bu adım, sadece bu proje için deÄŸil tüm Avrupa, Türkiye ve artık enerji ihtiyacını bağımsız olarak kendi kendine karşılıyor olsa da enerji satrancının en büyük oyuncularından Amerika BirleÅŸik Devletleri için de çok anlamlı.
Güney Kafkasya Gaz Koridoru için kurulan konsorsiyumun liderliÄŸini yürüten BP tarafından yayınlanan istatistikler bu tabloyu net olarak ortaya koyuyor. Buna göre, gelecek 20 yılda doÄŸalgaz, tüm dünyada talebin en çok artacağı enerji kaynağı. Yine aynı istatistiklere göre, dünyanın en büyük gaz ithalatçısı konumundaki Avrupa kıtası ülkelerinin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak enerji kaynakları üretimi, giderek azalıyor.
BP tarafından yapılan projeksiyon, bundan birkaç yıl önce 2012 yılında toplam enerji ihtiyacının yarısını kendi üretimiyle karşılayan Avrupa’nın, 2035 yılında 600 milyar metreküpe çıkacak ihtiyacın yarısından fazlasını Rusya’dan karşılamak durumunda kalacağını gösteriyor.
Yani aslında Avrupa için tablo ÅŸu sözlerle özetlenebilir, “Ä°htiyaç artıyor, kendi ülkelerinde üretim azalıyor ve tek ülkeye bağımlılar ve o ülkenin Rusya olması da tabloyu biraz daha içinden çıkılması zor bir hale getiriyor.”
Avrupa, Rusya’nın bu tablo üzerindeki etkisini Ukrayna kriziyle birlikte hiç olmadığı kadar net görme imkanı buldu. 2009 yılında iki ülke arasında yaÅŸanan ilk ve aslında bugün yaÅŸananlara göre çok daha küçük olan krizde Rusya, Ukrayna’nın gazını kesmiÅŸ ve Türkiye’den baÅŸlayıp, Bulgaristan ve diÄŸer Avrupa ülkelerine kadar uzanan bir çizgide önemli sorunlara neden olmuÅŸtu. Ve o tarihten bu yana Avrupa’nın üzerinde demoklesin kılıcı gibi asılı duran bu tehdit, muhtemelen esas etkisini bu kış gösterecek.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimde ağırlığını Ukrayna’dan yana koyan Avrupa, kış ayları yaklaşırken gaz kesintisi ihtimaline karşı olası senaryolar üzerinde çalışıyor. Ve yazılan senaryoların her birinin sonunun kötü bitmesi, Avrupa’yı gündemdeki tek somut alternatif olan Azeri gazının Avrupa’ya taşınması konusuna daha da dört elle sarılma noktasına getiriyor. Çünkü Azeri gazı artık çoktan kaybedilmiÅŸ olan bugünü kurtarma anlamında bir fayda saÄŸlamasa da 5-6 yıl sonrasında Avrupa’nın elini rahatlatma konusunda tek somut alternatif.
"Enerji olmasaydı"
SETA uzmanlarından Erdal Tanas Karagöl, durumun Avrupa için Rusya ve Ukrayna kriziyle birlikte daha belirgin bir sorun olarak ortaya çıktığı görüÅŸünde. Karagöl'e göre, eÄŸer enerji bağımlılığı olmasaydı, son Ukrayna krizinde AB ülkelerinin tavrı daha farklı olabilirdi.
"Enerji meselesi olmasaydı, Ukrayna meselesinde çok daha farklı davranabilirlerdi. Enerjiden dolayı kuzey ve güney Avrupa ülkeleri arasında bakış farklılıkları var. Aldıkları her kararda akıllarında enerji ile ilgili soru iÅŸaretleri var. Hatta bu yüzden bir ileri, iki geri bir karar süreci olduÄŸunu görüyoruz. Bir karar alıyorlar, 'Bunun sonucu ne olur?' diye düÅŸünüyorlar."
Enerji Bakanlığı yetkililerinin Al Jazeera'ye verdiÄŸi bilgilere göre ise proje Rusya için ise ÅŸimdilik büyük bir tehdit deÄŸil. Hindistan ve Çin ile yaptığı yeni anlaÅŸmalar ile ürettiÄŸi gaza pazar bulma sıkıntısı yaÅŸamayacağını bir anlamda garantileyen Rusya'nın, ancak Azerbaycan’ın hatta vereceÄŸi gazı artırması durumunda bunu ciddi bir tehdit olarak algılayabileceÄŸi belirtiliyor. Rusya’nın bu projeye dair gönlünü ferah tutacak en önemli unsur ise konsorsiyumun liderliÄŸini BP’nin yürütüyor olması olduÄŸu da bu konuda dile getirilen bir diÄŸer önemli faktör. Rusya’da da önemli faaliyetler yürüten BP’nin bu projenin Rusya için bir tehdit oluÅŸturmamasını saÄŸlayacağı belirtiliyor.
Londra merkezli düÅŸünce kuruluÅŸu Chatham House uzmanlarından John Lough da tıpkı Enerji Bakanlığı yetkililerinin dile getirdiÄŸi gibi projenin Rusya için bir tehdit haline dönüÅŸmesinin çok da yakın bir ihtimal olmadığının altını çizdi.
"Proje Avrupa BirliÄŸi ülkeleri için alçakgönüllü de olsa gaz tedariÄŸini çeÅŸitlendirmek adına önemli bir adım. Ancak Rusya'nın Batı ile iliskileri gözönünde alındığında Azerbaycan üzerinde bu ülkelere daha fazla gaz ihracını engellemek amacıyla baskı uygulayacağını düÅŸünüyorum."
Ä°lk gaz 2018’de
Åžahdeniz sahasının ikinci fazından gaz çıkarılması için 20 Eylül’de atılacak temel, bugüne kadar sayısız anlaÅŸmaların imzalandığı ve siyasilerin kararlılık mesajları verdiÄŸi Güney Gaz Koridoru konusunda atılmış ilk somut adım olacak. TANAP’ın temelinin atılması için planlanan tarih 2015 yılı Åžubat ya da Mart ayları.
Beklenti en erken 2018 yılında Åžahdeniz sahasından ilk gazın Avrupa’ya ulaÅŸacağı yönünde. Ä°lk etapta 2019 yılında hedef 16 milyar metreküp gaz akışı saÄŸlanması, ancak geçen zamanla birlikte bu kapasite kademeli olarak artacak. Açıklanan hedef 2023 yılı için 24 milyar metreküp, 2026 yılı için ise 31 milyar metreküp. Bu gazın 6 milyar metreküplük bölümünü Türkiye alacak.
Projenin hayata geçmesi Avrupa için çok önemli. Proje,3 trilyondan fazla ispatlanmış gaz rezervi bulunan Azerbaycan'ın da ekonomik, siyasi ve stratejik önemini artıracak.
Türkiye için 50 milyar dolarlık katma deÄŸer
Kendi topraklarında enerji kaynağı bulunmayan ancak jeopolitik konumu nedeniyle enerji hesapları yapılırken sürekli dikkate alınan Türkiye için de, proje büyük önem taşıyor.
GetireceÄŸi siyasi avantajların yanı sıra yapılacak yatırım ve yaratacağı istihdam nedeniyle de Türkiye, somut adımların takvimine uygun olarak atılması için çaba gösteriyor. TANAP için yapılacak tahmini yatırım 10 milyar dolar. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın verdiÄŸi bilgilere göre, projenin dolaylı olarak bir çok sektörde yaklaşık 50 milyar dolarlık bir katma deÄŸer yaratacağı öngörülüyor. Bakanlığın hedefi hizmet ve ürünlerin büyük bölümünün yerli firmalar üzerinden alınması. 19 ilden geçecek boru hattının inÅŸaat aÅŸamasında 15 bin kiÅŸiye iÅŸ imkanı saÄŸlayacağı belirtiliyor.
Proje tıpkı Avrupa ülkeleri gibi Türkiye için de önemli bir güvence olacak. Zira her geçen gün artan ihtiyacını, Ä°ran ve Rusya’nın yanısıra sıvılaÅŸtırılmış doÄŸalgaz alımı yoluyla karşılamaya çalışan Türkiye’nin önündeki tek somut proje de bu. Bir dönem umut baÄŸlanan, ancak hem BaÄŸdat yönetimi ile yaÅŸanan anlaÅŸmazlıklar hem de IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi yüzünden Türkiye'nin Irak gazı ile elini rahatlatma hayalinin ÅŸimdilik yeniden belirsiz bir süreliÄŸine ertelenme ihtimali var. SETA uzmanı Erdal Tanas Karagöl, projenin Türkiye'ye baÅŸka faydaları da olacağı görüÅŸünde.
"Avrupa BirliÄŸi'nin ileride problem yaÅŸamaması konusunda Türkiye'nin önemli bir rolü olacaktır. Ayrıca baÅŸka projelerin ve hatların devreye girmesiyle Türkiye'yi bir merkez haline de getirebilir, bu da Türkiye için büyük bir kazanım."
Henüz yorum yapılmamış.