Güncel
Çözüm sürecine destek; yüzde 57
Çözüm sürecine destek, kendini Kürt olarak tanımlayanlarda yüzde 83, BDP'ye oy verenlerde yüzde 91, Türkiye genelinde ise yüzde 57 oldu
BoÄŸaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yılmaz ve ekibinin, Türkiye çapında 2 bin 300 kiÅŸi ile görüÅŸerek yaptığı "Çözüm Süreci: Kim Ne Ä°stiyor?" baÅŸlıklı araÅŸtırma, Türklerin ve Kürtlerin çözüm sürecine iliÅŸkin düÅŸüncelerini ve beklentilerini ortaya koydu.
Açık Toplum Vakfı'ndan yapılan açıklamaya göre, kimliklerin nasıl tanımlandığı, hissedilen ayrımcılık seviyesi, Kürt sorunun kökeni ve geleceÄŸi sorgulanan araÅŸtırma, Prof. Dr. Yılmaz ve ekibince BoÄŸaziçi Üniversitesi ve vakfın desteÄŸiyle yapıldı.
Saha çalışması 2014 Nisan-Temmuz aylarında, Türkiye çapında 2 bin 300 kiÅŸiyle görüÅŸülerek gerçekleÅŸtirilen araÅŸtırma kapsamında, 100 kiÅŸi ile derinlemesine görüÅŸüldü. Kürt yurttaÅŸların eÄŸilimlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için örneklem içerisindeki ağırlıkları arttırıldı.
AraÅŸtırmada, Türk ve Kürt kimliklerinin nasıl belirlendiÄŸi, ayrımcılık ve ayrıcalık algılamaları, Kürt sorununun toplumsal-siyasi nedenlerine ve sorunun nasıl çözüleceÄŸine iliÅŸkin düÅŸünceler, Türkiye'nin önemli gündem konularından biri olan çözüm sürecine dair beklentiler ve umutlar ölçüldü.
AraÅŸtırmaya katılanların yüzde 30'u bir etnik dil ve kültürü olduÄŸunu beyan etti ve bu grubun da yaklaşık yarısı, yani Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 16'sına iÅŸaret eden kesimi, etnik dil ve kültürünün Türk dil ve kültürüne göre ön planda yer aldığını kaydetti.
GörüÅŸülen kiÅŸiler arasında Kürtçe'nin anadili olduÄŸunu söyleyenlerin oranı da yüzde15 çıktı.
AraÅŸtırmaya göre, kendini Kürt olarak tanımlayanların çözüm sürecine desteÄŸi yüzde 83 olurken, BDP'ye oy verenlerde bu oran yüzde 91'e ulaÅŸtı. Türkiye genelinde ise çözüm sürecine verilen destek yüzde 57 olarak belirlendi. Çözüm sürecinin sorunları bitireceÄŸine iliÅŸkin beklentiler ise Kürt kökenli nüfusta yüzde 61, Türkiye genelinde ise yüzde 47 olarak hesaplandı.
ÖZERKLÄ°KTEN YANA OLANLARIN ORANI YÜZDE 30
AraÅŸtırmada, katılımcılara hastane, üniversite, devlet kurumu, lüks maÄŸaza, iÅŸ baÅŸvurusu gibi alanlarda kimlikleri nedeniyle ayrımcılık görüp görmedikleri soruldu. Kürtlerin yaklaşık yüzde 20-30'u, hayatın çeÅŸitli alanlarında ayrımcı davranışlara maruz kaldıklarını dile getirdi. Ayrımcılıktan en yüksek ÅŸikayeti olan ikinci grup ise yüzde 10-20 ile Atatürkçü-laik kesim olurken, grup aidiyetini "dindar-muhafazakar ve Türk" olarak seçenler yüzde 0-10 oranı ile ayrımcı muamele gördüklerini ifade ederek, en az ÅŸikayetçi kesim olarak araÅŸtırmadaki yerini aldı.
Kürt sorununun nasıl çözüleceÄŸine iliÅŸkin seçeneklerin başında "Kürt sorunu yoktur, Terör sorunu vardır; çözüm de terörle mücadeledir" görüÅŸü destek gördü. Türkiye nüfusunun yüzde 30'unun, Kürtlerin de yüzde 20'sinin kendisine yakın gördüÄŸü bu seçeneÄŸin hemen ardından, ülke genelinde yüzde 23'lük bir kesimin desteklediÄŸi "ekonomik kalkınma çözümdür" görüÅŸü geldi. Üçüncü sırada ise "bağımsızlık, özerklik, federasyon" talep eden, Türkiye genelinde yüzde 22'lik grup görüldü.
Kürtler arasında ayrışmacı-ayrılıkçı pozisyonu destekleyenlerin oranı yaklaşık yüzde 30 olarak belirlendi. En az destek bulan çözüm yolu ise yüzde 13'lük oranla "kültürel hakların yasalarca tanınması" oldu.
PROF. DR. YILMAZ'IN DEÄžERLENDÄ°RMESÄ°
Sonuçları deÄŸerlendiren Prof. Dr. Hakan Yılmaz, "Her ne kadar çözüm sürecinin baÅŸarılı sonuç vereceÄŸine iliÅŸkin umutlar sürece destek oranının bir hayli altında olsa da özellikle Kürt nüfusun bu çabaya büyük bir duygusal ve siyasi yatırım yaptığı görülmektedir. Süreç baÅŸarısız sonuçlanırsa bu nüfusun çok büyük hayal kırıklığı yaÅŸaması, umutsuzluÄŸa kapılması ve ayrılıkçılık gibi çok daha radikal seçeneklere meyletmesi mümkündür" ifadelerini kullandı.
Sonuçlarını "Türkiye'de ÖtekileÅŸtirme Süreçleri" araÅŸtırmasının verileriyle kıyaslayan Yılmaz, Türk dili ve kültürü ile baÄŸları olmadığını ve sadece etnik dil ve kültürleri içinde yaÅŸadıklarını ifade edenlerin oranının 2010'da sadece yüzde 2 iken 2014'te yüzde 6'ya yükseldiÄŸini belirtti.
Yılmaz, etnik kimlik algısındaki değişim konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
"2010'dan 2014'e en büyük deÄŸiÅŸiklik, Türklük dışında bir etnik kimliÄŸe daha sahip olduÄŸunu belirten yüzde 30'luk kitlenin, Türk kimliÄŸinden uzaklaÅŸması ve kendi etnik kimliÄŸinin ağırlığının artması biçiminde yaÅŸanmıştır. Türklük dışında bir etnik kimliÄŸe daha sahip olduÄŸunu belirten bu yurttaÅŸların kimlik dengelerinde Türk kimliÄŸinin ağırlığı belirgin bir biçimde azalırken, etnik kimliÄŸin ağırlığı ciddi oranda artmıştır. Kendini bu ÅŸekilde tanımlayan grup, 2010'dan 2014'e oransal olarak artmazken, bu kiÅŸilerin kimlik tanımlarındaki Türklük/etniklik dengesinde etnikliÄŸin payı önemli ölçüde yükselmiÅŸtir."
Henüz yorum yapılmamış.