Güncel
Davutoğlu: Ne için imza atmadığımız bellidir
Başbakan Davutoğlu, Suudi Arabistan'da Türkiye'nin imzalamadığı bildiriye ilişkin, ''Amerika'nın ne istediği ne kadar belliyse bizim niçin imza atmadığımız da o kadar bellidir'' dedi.
BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı.
''ABD BaÅŸkanının açıkladığı yeni bir takvim var, buna iliÅŸkin Türkiye'den beklentiler var, IŞİD meselesinde gelinen nokta nedir, Türkiye, bu koalisyonun neresinde olacak'' sorusu üzerine DavutoÄŸlu, hareketli günler yaÅŸandığını, tarihin çok hareketli aktığını, zamanın hareketli bir devinim içinde olduÄŸunu söyledi.
Geciken adaletin, gerçek niteliÄŸini kaybetmesi gibi uluslararası toplumda geciken tedbirlerin daha büyük devasa problemlerini beraberinde getirebildiÄŸini ifade eden DavutoÄŸlu, kendilerinin 4 senedir Suriye baÄŸlamında ortaya çıkan geliÅŸmeler çerçevesinde bütün mütteffikleri ve bölge ülkelerini bir konuda harekete geçirmeye çalıştıklarını ifade etti.
DavutoÄŸlu, ÅŸöyle konuÅŸtu:
''Bu bölgede yapılar çok kırılgan, bir kere sarsılmaya baÅŸlarsa deprem fay hatlarıyla diÄŸer yerlere de süratle yayılır. EÄŸer bunu kontrol altına tutmak icap ediyorsa ki icap ediyor, Suriye krizinin bir an önce çözülmesi lazım. Çünkü Suriye, Suriye belki doÄŸal kaynaklar bakımından deÄŸil ama stratejik bakımdan bölgenin en önemli bölgesi. Neden? Bir yönüyle Irak'a bir taraftan komÅŸu, bir taraftan Lübnan'a komÅŸu, bir taraftan Filistin ve Ä°srail'e komÅŸu. DiÄŸer taraftan Türkiye ve Ürdün var. Bu üç komÅŸunun, üçü de birisi etnik ve mezhebi bakımdan çok yapılı Irak gibi, Lübnan gibi. Filistin'de de zaten bir iÅŸgal ve süregiden bir uluslararası bir problem."
"Suriye krizi kontrol altına alınmazsa buraların hepsinde çok ciddi depremler yaÅŸanır" diye anlatmaya çalıştıklarını belirten DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"BaÅŸta önce Esed'e anlatmaya çalıştık 8-9 ay, dinlemedi anlamadı. Zannetti ki dünya hala, bölge hala 80'li 90'li yıllarda babasının demir yumrukla ezdiÄŸi, Hama, Humus dönemlerinde yaşıyor, yani 1982 yılında SoÄŸuk SavaÅŸ ÅŸartlarında. Neredeyse yalvardık, ' bu gidiÅŸat kötü, ülkenizle ilgili çok ciddi sıkıntılar var, hepimiz etkileniriz, ÅŸu reformları yapın'. 6-6.5 saat hep bunları konuÅŸtuk. Dinlemedi bizi çok ciddi zulümler ortaya çıktı.''
DiÄŸer ülkelere ''eÄŸer bu rejim durmazsa radikalleÅŸme artacak" uyarısında bulunduklarını bildiren DavutoÄŸlu, bunu, hem Ä°ran ve Rusya gibi Suriye'nin dostu ülkelere anlattıklarını hem de eskiden beri Suriye'yi eleÅŸtiregelen ve kendilerinin Suriye ile geliÅŸtirdikleri iyi iliÅŸkileri eleÅŸtiren baÅŸta ABD olmak üzere Batı ülkelerine anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
''Hep Ä°ran ve Rusya kanadı 'Nasıl olsa Esad rejimi kontrol altına alır durumu, biz de müttefik kaybetmeyiz' diye düÅŸündüler. DiÄŸer ülkeler ise bir müddet görelim. Bir müdahale, zaten ABD müdahale yorgunuydu Irak dolayısıyla. Avrupalıların da bölgeye ilgisi çok sınırlıydı. Türkiye tek başına neredeyse feryat etti. Her toplantıda, her yerde. Sayın Kerry ile de tekrar konuÅŸmamız esnasında bütün o serencamı paylaÅŸtık. Her yerde bunu anlattık. Çünkü biz biliyoruz bölgeyi. Bölgede eÄŸer devlet yapıları çözülürse etnik ve mezhep kimlikler öne çıkar. Etnik ve mezhep kimlikler öne çıktığında yabancılaÅŸanlar, kendilerinin dışlandığını hissedenler, radikalleÅŸmeye yönelir. Nitekim maalesef olan, Suriye'de yüzde 12'lik bir sınırlı bir azınlık, geri kalan hükmetmeye çalışınca ve onlara her türlü baskıyla gelince bir mezhep çatışmasına dönüÅŸtü.''
''ABD'NÄ°N IRAK'TA BIRAKTIÄžI SÄ°LAHLAR IŞİD'Ä°N ELÄ°NE GEÇTÄ°''
Irak'ta Maliki için çok eleÅŸtirildiklerini hatırlatan DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:''
''O zaman Sayın BaÅŸbakanımız, Sayın CumhurbaÅŸkanımızın uyarıları, dünya önünde uyarılar yaptı. Ä°çeride ne kadar eleÅŸtirildik. KılıçdaroÄŸlu, kalktı gitti BaÄŸdat'a, Maliki'nin elini sıktı. Türkiye sırf bizi rahatsız etmek için. Ne oldu? Sonunda Maliki'nin o politikaları, Irak ordusunun Musul'dan her ÅŸeyi bırakarak kaçmasına yol açtı. Her ÅŸeyi bırakmanın önemi ÅŸu: bıraktığı ÅŸeyler IŞİD'in eline geçti. Bütün dost ülkelere muhalefeti destekleyelim derken, 'ya muhalefete giden silahlar baÅŸka ellere geçerse' diye haklı bir kaygı var. Ama ÅŸimdi Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahlar, külliyen, topluca en sofistike silahlar, IŞİD'in eline geçti. Burada, altını küremediÄŸiniz zaman, problemi zamanında çözmediÄŸiniz zaman bir sonraki döneme alacağınız tedbirin çıtası yükseliyor. Maalesef bugün böyle bir durumla karşı karşıyayız''
''BÄ°Z SINIRIMIZDA RADÄ°KALLEÅžME Ä°STEMEYÄ°Z''
RadikalleÅŸmenin büyük tehdit olduÄŸunu vurgulayan DavutoÄŸlu, ''Biz sınırımızda herhangi bir terör yapılanması, radikalleÅŸme istemeyiz. Ama bunun sebeplerine inmedikçe ve bunun sebepleri ortadan kaldırılmadıkça, bir grubu tasfiye edersin, baÅŸka bir grup çıkar'' dedi.
Bölgede ÅŸu anda maalesef mezhepçi politikalarla Irak, Suriye, Lübnan hattında Sünni kesimlerin kendilerini sahipsiz ve yalnızlaÅŸmış hissettiklerini ifade eden DavutoÄŸlu, ''Åžii olması önemli deÄŸil, Åžiiler yalnızlaÅŸmış olsaydı onları savunmak gerekirdi. Yapılması gereken derhal bu tür tehditlere karşı ortak bir tutum sergilemek. Ama bu tehditlere karşı sergilenen ortak tutumun bir taraf adına, diÄŸer tarafa dönük bir operasyon haline dönüÅŸmemesine özen göstermek. Bu andan itibaren daha çok kitleler, yabancılaÅŸan, dışlanan kitleler, bu tür radikal eylemler içine girerler'' deÄŸerlendirmesinde bulundu.
ABD BaÅŸkanı Obama'nın da buna benzer ifadeleri bulunduÄŸu hatırlatılarak, ''DediÄŸinize geldiklerini mi düÅŸünüyorsunuz'' sorusuna DavutoÄŸlu, ÅŸu yanıtı verdi:
''Kesinlikle. Bu kadar yıldan sonra Sayın CumhurbaÅŸkanımız hasta yatağındaydı. Joe Biden (ABD BaÅŸkan Yardımcısı) buraya geldi 2012'nin Aralık'ında, hasta yatağında bunu anlatmaya çalıştı. Ben geçen sene Irak'la yine de iliÅŸkileri düzeltelim diye gittiÄŸimde Maliki'ye bunu anlatmaya çalıştım 2013 Ekim'inde. Hep ÅŸöyle yorumlandı: Irak, demir bir yumrukla idare edildi, yani Müslüman topluluklar otoriter bir rejimle ancak istikrara dönerler. O zaman Esed gibi bir rejim Suriye'de dursun ve terör yayılmasın diyenler oldu. Batı'da da diyenler oldu, DoÄŸu'da da. Irak'ta da Maliki, demir yumrukla idare etsin ve yarı otoriter. yarı demokrat, seçim itibarıyla demokratik gibi görünen, halbuki seçim sonrasında da bizim de desteÄŸimizi almış olan Irakiye seçimi kazandı. El-Irakiye olmuÅŸ olsaydı, düÅŸünün geçmiÅŸ 4 sene hükümeti Irakiye kursaydı, Sünni Åžii hep beraber, başında Åžii Ä°yad Allavi de baÅŸkanı Sünniler de içindeydi. O kurmuÅŸ olsaydı bu mezhep çatışması yaÅŸanmazdı. Bunu anlatamadık. Hep ÅŸu: 'Burayı bir ÅŸekilde yarı otoriter ÅŸeye terk edelim.' Ama görünen ne oldu? O otoriter yapılar daha büyük kitlesel patlamaları beraberinde getiriyor. Sahipsiz kitleler yine Maliki, Tarık HaÅŸimi'yi ülkeden çıkardığında, Nuceyfi'nin evini tanklarla çevirdiÄŸinde, Rafi el-Ä°savi'yi BaÄŸdat'tan dışarı çıkardığında, hala Erbil'de yaşıyor... Hep anlattık ki bunlar meÅŸru, barışçıl, Sünni siyasi liderler. Bunları dışlarsanız, yerini alacak olanlar yeni siyasi lider olmaz. RadikalleÅŸen eÄŸilimler olur dedik. Ama bunlar dinlemedi. Ä°tham edildik, halbuki nasıl bir Sünnicilik yaptı ki 2013 yılında en büyük problemi bir baÅŸka ülkedeki Sünni otoriter rejimle yani Sisi yönetimiyle yaÅŸadık. Yani sadece Maliki'ye tepki göstersek Sisi'ye göstermesek hadi bu haklı olabilir. Maliki'den daha büyük krizi biliyorsunuz Sisi, Sünni bir yönetim olan onlarla yaÅŸadık. Burada ilkesel olarak doÄŸru yerde durmadı insanlar.''
"BÄ°R, Ä°KÄ° HAFTA BÄ°LE BEKLEMEYÄ° ÇOK GÖRMÜÅžTÜ AMERÄ°KAN YÖNETÄ°MÄ°"
DavutoÄŸlu, ''Tarih öyle böyle akıyor, sonuçta sizin geldiÄŸiniz yere geliniyor ama binlerce on binlerce insanın canına, belki yüz binlerce insanın canına malına ve bütün bir bölgenin istikrarsızlığına yol açıldıktan sonra geliniyor'' dedi.
Bugün ABD DışiÅŸleri Bakanı John Kerry ile görüÅŸmesinde bu konuda herhangi bir itiraf ya da özür beyanı olup olmadığına iliÅŸkin bir soru üzerine, DavutoÄŸlu, bu tür diplomatik görüÅŸmelerde muhatabın "bakın haklı çıktım, siz haksız çıktınız" veya "geciktiniz" demesinin doÄŸru olamayacağını söyledi.
Burada sıkıntının tutumların senkronize olamaması olduÄŸuna dikkati çeken BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"BeÅŸÅŸar Esed ile görüÅŸürken 9 ay Amerikan yönetimi, 'bu görüÅŸmeleri kesin, adam cesaretlendiriyor bu görüÅŸmeleri' diye ısrar etti. Ben Åžam'a gidip de BeÅŸÅŸar Esed'i ikna etmeye çalıştığımda, yalvar yakar durdurun ÅŸu zulmü dediÄŸimde o zaman bir, iki hafta bile beklemeyi çok görmüÅŸtü Amerikan yönetimi. Sonra biz artık ümidi kesip, burada istikrar ancak ve ancak bu rejimin dönüÅŸmesi ya da deÄŸiÅŸmesi ile saÄŸlanabilir çünkü binlerce insan sınırlarımıza geldi. Bunu söylediÄŸimizde müttefiklerimiz bu sefer, daha alttan almaya baÅŸladılar. Kimyasal silah konusu da aynı ÅŸekilde. 'Birlikte hareket edelim' dendiÄŸinde bir müddet sonra tekrar bir yavaÅŸlama oldu. Bunu ÅŸunun için zikrediyorum: Türkiye, doÄŸru zamanda doÄŸru kararlar aldı. BeÅŸÅŸar Esed ile o zaman konuÅŸulması gerekiyordu çünkü yüzde 1 bile ümit olsa o ümidi tüketmeden olamazdı bir de eski bir iliÅŸkimiz var. 'Belki deÄŸiÅŸtirip, ikna ederiz' diye düÅŸündük sonra zulmettiÄŸinde de sert bir tutum takınmak gerekiyordu. Çünkü zulüm, baskı karşısında esnek tutum takındığınızda karşı taraf bunu zaaf olarak algılıyor. Karşı taraf derken sadece BeÅŸÅŸar Esed rejimi deÄŸil onu destekleyen unsurları da söylüyorum. O zaman tutarlı bir politika eksikliÄŸi yaÅŸandı o siyasi toplumda."
"ONLARI SAYIN KERRY Ä°LE KONUÅžTUK"
DavutoÄŸlu, terör tehdidiyle sadece Irak'ta mücadele edilir, Suriye'de de ihmal edilirse daha büyük bir krize yol açılacağına iÅŸaret etti.
Ä°stense de istenmese de Irak, Suriye ve Lübnan'ın ortak bir gerilim hattına, fay hattına dönüÅŸtüÄŸünü belirten BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Birini onarayım diye sınırlı bir ÅŸey yaparsanız, öbür tarafta daha büyük bir depreme sebebiyet verirsiniz. Bunun bir bütün olarak ele alınması ılımlı, mezhepçi, etnik milliyetçi olmayan yani Arap, Kürt, Türkmen milliyetçisi olmayan unsurların bir araya getirilmesi lazım. Bu unsurlar bir araya gelecek ve yeni bir siyasi inisiyatif geliÅŸecek. Bir siyasi inisiyatif de askeri olarak desteklenecek, olması gereken bu" deÄŸerlendirmesini yaptı.
DavutoÄŸlu, Irak'ta bir hükümet kurulduÄŸunu ve kendilerinin de tebrik ettiÄŸini anımsatarak "Destek vereceÄŸimizi ifade ettik, göreceÄŸiz. O hükümet eÄŸer kucaklayıcı, içselleÅŸtirici bir tutum takınırsa ve Anbar, Musul, Selahattin Diyala Hattındaki Sünni nüfusu sistemin içine tekrar çekmeyi baÅŸarırsa Irak'ın birliÄŸi, bütünlüÄŸü korunur. Kürt yönetimine dönük olarak uyguladığı ambargoyu kaldırıp, maaÅŸları ödemeye baÅŸlarsa tekrar merkezi hükümet... Ama bir hükümet düÅŸünün ki kendi toprağı olduÄŸu iddia ettiÄŸi bir bölge yani Kürt bölgesine maaÅŸ ödemiyor, 8-9 aydır maaÅŸ ödemiyor. Bu devleti nasıl bir arada tutmak mümkün? Onları bugün Sayın Kerry ile de konuÅŸtuk" ifadesini kullandı.
"SÜNNÄ°LERÄ° KAZANMADAN BU MÜCADELE BAÅžARIYA ULAÅžMAZ"
Herhangi bir radikalleÅŸme eÄŸilimine karşı kabul göstermeyi, tepki almayı geliÅŸtirmeyi doÄŸru gördüklerine deÄŸinen DavutoÄŸlu, ama bunu siyasi bir tutarlı yaklaşımın da bütüncül bir parçası kılmak gerektiÄŸini dile getirdi.
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, IŞİD konusundaki tutumlarını ülkesel olarak söylediÄŸi çerçevede karşıladığını fakat bilinen gerekçelerle de dikkatli olunması gereken bir durumun da bulunduÄŸunu vurguladı.
Her ne olursa olsun IŞİD veya baÅŸka isimlerle radikalleÅŸme eylemini önlemenin yolunun güvenlik tedbirlerinin yanında, içselleÅŸtirilmiÅŸ bir siyasetin Suriye, Irak ve Lübnan'da egemen kılmak olduÄŸunun altını çizen DavutoÄŸlu, ÅŸunları belirtti:
"EÄŸer bu mezhepçi tutum Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da devam ederse siz IŞİD'i tasfiye etseniz Ä°KÄ°D çıkar, baÅŸka bir ÅŸey çıkar, EŞİD çıkar. Bunun nihai çözümü, siyasal olarak da o bakımdan Sayın Obama'nın söylediÄŸi ÅŸey doÄŸru, 'Sünnileri kazanmadan bu mücadele baÅŸarıya ulaÅŸamaz.' Çünkü eÄŸer Irak ordusu ya da Suriye ordusu, IŞİD'e karşı savaşırsa bu savaÅŸ, Irak ve Suriye ordusunun hemen hemen tamamıyla Sünni ve Nusrai bir ordu haline dönüÅŸmüÅŸ olması dolayısıyla mezhep çatışması gibi görünür. Kimse Musul'da artık Irak ordusuna, Irak ordusunun yapısı deÄŸiÅŸmedikçe kendi ordusu gibi bakmıyor. Sıkıntı burada zaten. Ulusal ordu ortadan kalkmış. O zaman yapılması gereken, daha kapsamlı bir strateji ile bütüncül bir ÅŸekilde ve bütün bu alanda etkili bir politika yürütmek."
"KENDÄ° TUTUTMUMUZDAN BÄ°R EKSÄ°KLÄ°K VE YANLIÅžLIK GÖRMÜYORUM"
"Amerika'nın ÅŸu anda ortaya koyduÄŸu perspektif, sorunun çözümü için sizce yeterli görünmüyor mu?" sorusunu yanıtlayan DavutoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:
"Bir ÅŸekilde güvenlik tedbirleri gerekli ama düzen kurmak için yeterli deÄŸil. Düzen kurmaktan kastım, siyasal istikrarı temin etmek için. Hele hele bazı yerlerde, ÅŸu gibi bir kanaat var ki bu baÅŸka bir felaketin önünü açmak. NATO Zirvesi'nde bunun dile getirildiÄŸini duyduk, bunu muhataplarla da paylaÅŸtık; 'IŞİD'i yok etmek için Esad ile iÅŸbirliÄŸi yapalım.' Bu ne demek biliyor musunuz? Bütün o ÅŸu anda muhalefeti, IŞİD'e kaymamış ılımlı muhalefeti bile IŞİD'e itmek demek. Esad ile iÅŸbirliÄŸi yapıldığını bildiÄŸi anda Özgür Suriye Ordusu bünyesindeki ve IŞİD'den de hoÅŸlanmayan, hatta nefret eden kesimleri dahi oraya doÄŸru itmek anlamına gelir. OrtadoÄŸu halkları, artık iki kötüden birini tercih etmek gibi bir kaderle karşı karşıya bırakılmamalı. Niye iyi bir alternatif olarak ortaya koyamıyoruz?"
DavutoÄŸlu, "IŞİD'in Irak'ta zemin bulmasının sebepleri konusunda Amerika ile sizin politikalarınız ortak noktada buluÅŸmuÅŸ görünüyor. Muhataplarınız, Sayın Kerry, her ne kadar 'evet haklı çıktınız' gibi bir itirafta bulunmasa bile görünen tablo o. Geriye dönüp baktığınızda sizin politikalarınızın eksik, yanlış kaldığı yerler görüyor musunuz?" sorusu üzerine, baÅŸkalarının haklı çıktığı bir husus olmadığını ama geliÅŸtirdikleri politikaları her zaman deÄŸerlendirdiklerini ve gerekirse öz eleÅŸtiri yaptıklarını ifade etti.
3-3,5 senede Suriye'de Irak'ta olan geliÅŸmelere bakıldığında uygulanan yöntemler olarak da hiçbir yanlışlık görmediÄŸini belirten DavutoÄŸlu, ancak kimyasal silahlar gibi bazı konularda uluslararası sistemin bazı sözlerine fazla güvendiklerini dile getirdi. DavutoÄŸlu, "Nihai kertede kendi tutumumuzda bir eksiklik ve yanlışlık görmüyorum ama baÅŸkalarının tutumları ile ilgili hususlarda derin hayal kırıklığı yaÅŸadığımızı da söylemek zorundayım" dedi.
DavutoÄŸlu, "Müttefiklerimizin yanlışları mıdır, bugün bizim de karşı karşıya bulunduÄŸumuz olumsuz tablonun sorumluları?" sorusuna, "Sadece müttefiklerimiz deÄŸil, BM Güvenlik Konseyi'ndeki 5 daimi üyenin bu kadar temel ilkelerde bu kadar anlaÅŸamamış olmaları, bizim elimizde olan bir ÅŸey deÄŸildi" cevabını verdi.
Birçok kere meslektaÅŸlarına "TutuÄŸumuz taraflar farklı olabilir, savunduÄŸumuz ilkeler farklı olabilir ama herkesin birleÅŸmesi gereken en azından iki ilke var. Bir tanesi mültecilere insani yardımlar konusunda hepimiz buluÅŸabiliriz ve diyebiliriz ki; mültecilere insani eriÅŸim engellenmemeli diye bir karar çıkartalım BM Güvenlik Konseyi'nden" dediÄŸini aktaran DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"Kimse buna itiraz edemez çünkü bu ortak, evrensel bir deÄŸer. Bu eriÅŸimi engelleyen kimse, ister sizin desteklediÄŸiniz rej, ister bizim desteklediÄŸimiz muhalefet olsun, kimse onu birlikte cezalandıralım. Yıllarca bunu söyledik. Mesela bu mutabakat saÄŸlanamadı. Yine savaÅŸ suçları konusunda bir ihtilaf var mı, savaÅŸ suçları diye bir hukuk var. Bu hukuk müktesebatında kimyasal silah da kullanmak da dahil olmak üzere, yine taraflara söyledik. SavaÅŸ suçları konusunda, yani varil bombaları, yani gaz bombaları, kitle imha silahları, kimyasal silahlar, açlıkla öldürmek... Bunu kim yapıyorsa muhalefet yapıyorsa muhalefeti cezalandıralım, rejim yapıyorsa rejimi cezalandıralım ama bu iki temel insani konuda bile anlaÅŸamadık. 21. yüzyılın ilk çeyreÄŸinde bu kadar geliÅŸmiÅŸ bir hukuk müktesebatı varken, BM'nin uluslararası istikrarı saÄŸlamakla görevlendirdiÄŸi Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin bu kadar duyarsız, bu kadar birbiri ile anlaÅŸamaz noktaya gelebileceÄŸi ihtimali, 5 sene önce sadece benim deÄŸil kimsenin inanacağı bir ihtimal olmazdı."
"BU BÖLGE, TARÄ°HLE MÜTENASÄ°P OLMAYAN AKIMLARDAN ARINACAK"
DavutoÄŸlu, "Diyorlar ki; Osmanlı, 1. Dünya Savaşı'nı müttefiklerini kaybettiÄŸi için kaybetti. Åžimdi de bizim dış politikamız, iyi sonuçlar vermediyse bunun sebebi, sorumlusu bizim müttefiklerimizin hatalarıdır. Bu mudur sizin de deÄŸerlendirmeniz?" sözleri üzerine, sürecin daha bitmediÄŸini, "Ä°yi sonuç vermedi" demek için erken olduÄŸunu söyledi. DavutoÄŸlu, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:
"Bizim politikamızın doÄŸruluÄŸu bugün nasıl Irak'ta ortaya çıkmışsa nasıl Suriye'de... Daha çok çıkacak ve bu süreç devam ediyor. Biz, bu bölgede herkesin onurlu bir ÅŸekilde yaÅŸadığı, kimsenin kimseye adı, etnisitesi, mezhebi üzerinden bir zulüm yapamadığı, özgürlük ve güvenlik dengesinin saÄŸlandığı ve bütün halkların iç içe geçmiÅŸ ÅŸekilde yaÅŸadığı bir bölge hayal ediyoruz. Hayal deÄŸil ama bu. Bu, stratejik hedefimiz, bunu gerçekleÅŸtirmek... Göreceksiniz, öyle veya böyle, bugün veya yarın, geçmiÅŸte birçok medeniyetlere beÅŸiklik etmiÅŸ olan bu bölge, bütün bu kısır ve tarihle mütenasip olmayan bütün akımlardan arınacak kendi geleceÄŸini kendisi inÅŸa edecek ama bu, zor ve çileli olacak. Bunu hepimizin bilmesi lazım."
"Suudi Arabistan'daki bildiriye Türkiye imza atmadı ve Amerika'nın ne istediÄŸi aÅŸağı yukarı belli, Türkiye'den ya da koalisyona katılacak ülkelerden. Ne verme durumunda Türkiye? Kerry, istediklerini duyarak mı ayrılıyor Türkiye'den?" sorusunu yanıtlayan DavutoÄŸlu, "Amerika'nın ne istediÄŸi ne kadar belliyse bizim niçin imza atmadığımız da o kadar açık ve bellidir. Bunun için Arif'e tarif gerekmez. Bunu da herhalde herkesin bildiÄŸini ümit ediyorum. Bunun için çok detaylı analize girmek, niçin imza atmadığımızın gerekçesine de zarar verir" diye konuÅŸtu.
"HERKESÄ° BÄ°R Ä°NSAN CANI Ä°ÇÄ°N, SUSMASI GEREKEN ANLAR VARDIR"
Ä°nsani yardımlar konusunda Türkiye'nin elinden geleni yaptığını ama Türkiye'nin gözönüne alması gereken baÅŸka faktörler olduÄŸunu anlatan DavutoÄŸlu, ÅŸu görüÅŸleri dile getirdi:
"Gerçekten benim yine tahmin etmekte zorlandığım ve karşılaÅŸtığım için derin hayal kırıklığı yaÅŸadığım hususlardan birisi bu konu. Niye biliyor musunuz? Amerikalı rehineler 2 yıldır oradalar neredeyse ve bunlar gazeteci ama onların gazeteci arkadaÅŸları, onların orada olduÄŸunu ilan etmediler, yazmadılar. Amerikan kamuoyu, bunu paylaÅŸmadı. Her gün Amerika'da kongrede yönetim muhalefetleri çıkıp da bunu gündeme getirmediler. Bunun için sert tartışmalar yaÅŸanmadı. Yönetimi bu konuda açıklama yapmaya zorlamadılar, iki vefat olmasına raÄŸmen hala zorlamıyorlar. Niye biliyor musunuz? Çünkü biliyorlar ki bu insani durum, hassasiyet gerektirir. Herkesin konuÅŸması gereken anlar vardır, herkesin bir insan canı için, kutsal bir insan hayatı için susması gereken anlar vardır. 3 aydır bütün uyarılarımıza raÄŸmen, bugün gelen TÜSÄ°AD heyetine basın özgürlüÄŸü ve bu konuları açtığında kendilerine de söyledim, basın özgürlüÄŸü veya eleÅŸtiri bir haktır ama bunun da bir etik sınırları var. BaÅŸka bir insanın hayatı sözkonusu olduÄŸunda dikkatli davranılmazsa bir insan hayatından daha aziz olan bir baÅŸka özgürlük olabilir mi?"
Son 3 aydır kendilerinin her gün açıklama yapmaya zorlandıklarına dikkati çeken DavutoÄŸlu, "Hala geçen gün Meclis'te eski bir diplomat sorumsuzca bunu gündeme getiriyor, sorumsuzca. Ä°steniyor ki biz açıklamada bir takım ÅŸeyler söyleyelim ve karşılığında rehinelerimiz zarar görsün. Bundan memnun mu olunacak? Beni bu sorumsuzluk ve muhalefetin duyarsızlığı gerçekten üzüyor, basında da bazı duyarsızlıklar. Nihayetinde herkes bunun sebebini biliyor. Ben Anadolu'ya gittiÄŸimde ailelerle bazen bir araya geldiÄŸimde onlar anlıyorlar onu; neyi, niçin yaptığımızı. Bunu gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz" deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"BÄ°RÄ°NCÄ° ÖNCELÄ°K O CANLARIMIZIN, AÄ°LELERÄ°NE KISA ZAMANDA KAVUÅžMASI"
"Bir aÅŸamada, o ne zamansa sizce ne zamandır, onu sormak isterim size. Ne zaman bu iÅŸ niye başımıza geldi, niye Türkiye bu durumda kaldı, niye insanlarımız bu durumda kaldı? Bunu sorgulayacağımız..." demesi üzerine BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, sorgulamanın her zaman mümkün olduÄŸunu dile getirdi.
DavutoÄŸlu, olayın yaÅŸandığı gün bunu kendi içlerinde sorguladıklarını belirterek, "Nerede, kimler herhangi bir yanlışlık veya yanlış deÄŸerlendirme yaptı mı?" diye Bakanlıkta bütün ekibini toplayarak, bunu sorguladıklarını anlattı.
Belli önceliklerin olduÄŸuna iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, "Birinci öncelik ÅŸu anda o kardeÅŸlerimizin, o canlarımızın ailelerine en kısa zamanda kavuÅŸması. YapabileceÄŸimiz ne ise bunu yapacağız. Daha önce öyle olaylar yaÅŸadık ki Afganistan'da uzun bir kaçırılmadan sonra ailesine ve kaçırılan kod adı 'mühendis' diye bildiÄŸimiz bir vatandaşımıza susması telkin edildi. Anadolu insanları, sustular, devlete güvenip sustular. 1,5 yıl sonra, ben her gün takip ediyordum her türlü araçla Afganistan'dan, giden elemanlarımıza 'ne zaman geliyor mühendis' diye... Geldi mühendis, evine de döndü. Gerçekten 'mühendis' deÄŸil, kod adı böyleydi. Åžimdi beklediÄŸimiz tek ÅŸey ÅŸu: Sorumluluk içinde davranılması. Tutup da 'IŞİD ile bu konuda ÅŸu müzakereler yürütülüyor' diye ortalığı asılsız haberlerle velveleye verdiÄŸiniz zaman, bunları bu konuda hassasiyet göstermek için devlet adamı olmaya gerek yok, bu olayları çok yakından takip etmeye de gerek yok. Ä°nsan olmak yeter, insan olmak ve empati yapmak, onlar yerine düÅŸünmek, onların aileleri yerine düÅŸünmek yeter ama maalesef devlet adamı olma iddiasındakiler dahi bu konuda insani bütün duyarlılıktan uzak davranıyorlar" diye konuÅŸtu.
DavutoÄŸlu, sabırla beklenilmesi gerektiÄŸini vurgulayarak, her türlü tedbiri alacaklarını, ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.
Bu zor durumun baÅŸka ülkelerin de başına geldiÄŸine deÄŸinen DavutoÄŸlu, "Önemli olan burada hepimiz tam bir milli birlik ve beraberlik içinde hem onlar için dua etmeliyiz hem de elimizden gelen her türlü gayretle zaten çalışmakta olan devlet birimlerimize destek olmayız, köstek deÄŸil" dedi.
"SURÄ°YE GÖZARDI EDÄ°LÄ°RSE SORUN ÇÖZÜLEMEZ"
DavutoÄŸlu, "Suriye gözardı edilirse sorun çözülemez. RadikalleÅŸmeyi önlemenin yolu içselleÅŸtirici siyaseti egemen kılmak" dedi.
KAYNAK:http://www.dunyabulteni.net/manset/309064/davutoglu-ne-icin-imza-atmadigimiz-bellidir
Henüz yorum yapılmamış.