Sosyal Medya

Güncel

İsrail Hamas'ı zayıflatmadı, güçlendirdi (ÖZEL HABER)

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, Hamas'ı zayıflatmak yerine daha da güçlendiriyor. Son anketlere göre, Hamas'ın olası bir seçimde kendi kalesi sayılan Gazze haricinde, Fetih'in bölgesi olan Batı Şeria'da da birinci çıkması kuvvetle muhtemel.



Ä°srail, her ne kadar Hamas'ı bitirmeye yemin etmiÅŸ olsa da, Filistinli Ä°slami direniÅŸ hareketi muazzam bir popülerlik kazanarak, bazı açılardan son Gazze saldırılarının öncesine göre daha güçlü hale geldi.

Çatışmayı baÅŸlatan Ä°srail BaÅŸbakanı Binyamin Netanyahu'ya yönelik halk desteÄŸi ise kara harekâtı baÅŸladığında yüzde 82 iken, Netanyahu'nun ateÅŸkesi kabul etmesinin ardından sert bir düÅŸüÅŸle yüzde 38'e geriledi.

 

Foreign Policy dergisinde yayınlanan bir makalede ÅŸöyle deniyordu: "Ä°srail baÅŸbakanı, ÅŸimdilerde kendi hükümeti içinde bir savaÅŸ ile karşı karşıya".

Hamas'a ardı ardına tehditler savuran Netanyahu, bu suretle çaresizce pozisyonunu korumaya çalışıyormuÅŸ gibi bir izlenim uyandırıyor.Ä°srailliler, bu tehditlerin hayata geçirilmesini, yanar döner bir yaklaşım, siyasi fırsatçılık ve tutarlı bir stratejiden yoksunluk olarak deÄŸerlendirebilir. Bu bakımdan, Netanyahu kendi kendini köÅŸeye sıkıştırmış görünüyor.

 

DiÄŸer taraftan, Filistin Siyaset ve Kamuoyu AraÅŸtırma Merkezi (PSR) tarafından yapılan ve 2 Eylül'de sonuçları açıklanan bir anket, Hamas'ın halk nezdindeki popülaritesinin, "2006 yılından bu yana benzeri görülmemiÅŸ bir biçimde" arttığını gözler önüne serdi. Oysa bu yılın Haziran ayında yayınlanan Pew anketi, bunun tam tersi bir tablo ortaya koyarak, Filistinlilerin ancak yüzde 35'inin Hamas'ı olumlu karşıladığını gösteriyordu.

Hamas'ın yeniden güçlenmesi, Ä°srail'in Gazze'deki yıkımına raÄŸmen deÄŸil, bunun sayesinde gerçekleÅŸti. Ä°stediÄŸinin tam tersi bir sonuç alan Netanyahu, Hamas'ı zayıflatmak yerine daha da güçlendirdi ki, bunun sürpriz olduÄŸunu da söyleyemeyiz.

Daha önceki Gazze saldırılarında da aynısı olmuÅŸ; ÅŸimdilerde Suriye'ye yönelik müdahalesi yüzünden hem içeride, hem de bölgede büyük ölçüde eleÅŸtirilen Hizbullah, Ä°srail'in 2006 yılındaki son Lübnan iÅŸgali sırasında ve sonrasında popülaritesini hızla arttırmıştı.

Sivillerin çilesi

Ä°srail, buna raÄŸmen sivillere ağır zarar vermeye dayalı aynı stratejiyi sürdürmekte kararlı. Bunu yaparken de, halkın kendilerine acı çektirenleri suçlamak yerine liderlerine yüz çevireceÄŸini umuyor. Bu yaklaşımın ahlâken sorunlu ve uluslararası hukuka aykırı oluÅŸu bir yana, Ä°srail açısından zararlı olduÄŸuna dair de fazlasıyla kanıt mevcut.

PSR'nin anketine göre, Filistinlilerin büyük çoÄŸunluÄŸu, Hamas'ın savaÅŸ esnasındaki tutumunu onaylıyor. Bu noktada daha da önemlisi, Filistinlilerin "Bugün bir parlamento ve baÅŸkanlık seçimi olsa kime oy verirdiniz?" sorusuna verdikleri yanıt.

Anket sonuçlarına göre, Hamas lideri Ä°smail Heniye'nin, Filistin Yönetimi BaÅŸkanı Mahmud Abbas'ı, hatta halkın büyük bölümü tarafından ulusal bir simge kabul edilen, Ä°srail'de tutuklu Fetih lideri Mervan Barguti'yi sandıkta geçmesi kesin görünüyor.

Heniye'nin, Hamas'ın son yıllarda Ä°srail ve Filistin Yönetimi tarafından büyük ölçüde yeraltına itildiÄŸi Batı Åžeria'da, kalesi sayılan Gazze'den bile daha çok oy alacağı tahmin ediliyor. Anket, parlamento seçimlerinde seçmenlerin yüzde 46'sının Hamas'ı, yüzde 31'inin ise Fetih'i tercih edeceÄŸini ortaya koyuyor. Oysa iki ay öncesine kadar Hamas'ın oyu yüzde 32, Fetih'in oyu ise yüzde 40 olarak tahmin ediliyordu. Hareketin parlamento seçimlerindeki oylarının da Batı Åžeria'da Gazze'ye göre daha yüksek olacağı öngörülüyor.

Anket sonuçlarının öngördüÄŸü bu durum, Filistin demokrasisi açısından neredeyse imkânsız görünüyor. Nisan ayında imzalanan ulusal birlik anlaÅŸması çerçevesinde, önümüzdeki birkaç ay içinde sandık başına gidilmesi gerekiyor. Ankete katılan Filistinlilerin yüzde 69'unun isteÄŸi, seçimlerin en çok altı içinde gerçekleÅŸmesi yönünde.

Ancak Gazze saldırıları sonrası seçimden pek bahseden yok. Abbas'ın 7 Eylül'de yaptığı bir açıklamada Gazze'nin yönetimi meselesi yüzünden uzlaşı hükümetini sonlandırma tehdidinde bulunması, süreci tehlikeye soktu.

Ä°srail, özellikle de Hamas'ın kazanmasının muhtemel olduÄŸu düÅŸünülürse, sandık başına gidilmesini – o da olmazsa, özgür ve adil bir seçim olmasını – önlemek için her hâlükârda elinden geleni yapacaktır. Filistin'i iÅŸgal edip bölen Ä°srail, önceki seçimlerde olduÄŸu gibi yine ortamı kolayca bozabilir, ki o dönemde koÅŸullar bugünkü kadar sert de deÄŸildi.

Öte yandan, seçimi kaybedeceklerini düÅŸünüyorlarsa, Abbas ve partisi Fetih'in de sandığa gitme konusunda acele etmiyor olmaları muhtemel. Bunda Batı Åžeria'yı yıllardır diledikleri gibi yönetiyor olmalarının da payı büyük.

Åžayet seçimler olur ve Hamas kazanırsa, Filistinliler büyük ihtimalle bu demokratik haklarını kullanmaya cüret ettikleri için Ä°srail ve Batı'nın yaptırımları ile karşı karşıya kalacaktır; tıpkı partinin 2006 yılında parlamento seçimlerini kazandığında olduÄŸu gibi. Neticede ise farklı kesimler arasındaki gerilimler yeniden tırmanıp ulusal bir bölünmeye yol açabilir.

Bu senaryolar gösteriyor ki Hamas'ı, elde ettiÄŸi popülariteyi oya çevirmek gibi zor bir görev bekliyor. Tabii bunu söylerken, hareketin ÅŸu andaki konumunun getirdiÄŸi avantajların o tarihe kadar yok olmayacağını varsayıyoruz (Gazze'deki durum iyileÅŸmez veya daha da kötüye giderse, söz konusu avantajlar da hızla ortadan kalkabilir).

Demokratik haklar

Her durumda, Filistinlilerin gözünde seçimler konusunda ayak direr görünmek, Fetih açısından mantıksız, hatta zarar verici olur. Bu, Hamas yüzünden deÄŸil; Filistin halkı, uzun yıllardır kendilerinden esirgenen demokratik haklarını kullanabilmeyi hak ettikleri ve her iki parti de uzlaşı sürecinde bu konuda anlaÅŸtıkları için böyle.

Ä°srail ve müttefikleri de seçim sürecine, özellikle de Hamas'ın aleyhine olacak ÅŸekilde müdahale etmenin kendilerine zarar vereceÄŸinin farkına varırsa iyi olur. Zira böyle bir müdahale, Hamas'ı daha da popüler hale getirmekten öteye gitmeyecektir. Bununla birlikte, Ä°srail ÅŸimdiye kadar saÄŸduyulu bir ÅŸekilde düÅŸünüp mantıklı çıkarımlar yapmadığından, yakın gelecekte böyle bir adım atması olası görünmüyor.

Åžimdilik Ä°srail'in Gazze saldırısı, en azından, bölgede giderek daha fazla yalnızlaÅŸtırılan düÅŸmanının istemeden de olsa zor bir durumdan kurtulmasını saÄŸladı. Ä°ran ve Hizbullah'ın müttefiki BeÅŸÅŸar Esed'e karşı Suriye muhalefetini desteklediÄŸi için bu iki kesimle arası açılan Hamas, ÅŸimdi yeniden göze girmiÅŸ görünüyor.

Bir zamanlar Hamas'ın baÅŸlıca finansörlerinden olan Tahran, bu son savaÅŸta yaptığı askeri yardımları alenen böbürlenerek açıklayıp, Ä°srail'e karşı yürütülen direniÅŸi tebrik etti. Bu süreçte Hamas'ın Türkiye ve Katar ile olan iliÅŸkileri de pekiÅŸti. Doha, Gazze'yi yeniden inÅŸa etmeyi teklif ederken, Ankara'nın da –bir zamanlar arasının iyi olduÄŸu – Ä°srail ile iliÅŸkileri daha da bozuldu.

Bu bölgesel geliÅŸmelerin Filistinliler nezdindeki yansıması olumlu oldu. PSR'nin anketine göre, halkın üçte ikisi, Ä°ran, Türkiye ve Katar'ın Gazze meselesine müdahil olmasını çok pozitif karşılıyor. Hamas, hem Filistin içinde, hem de bölgedeki yeniden canlanmasını Netanyahu'ya borçlu. Ä°srail gibi düÅŸmanı olan, dostu ne yapsın?

 

YAZAR

Åžerif NaÅŸaÅŸibi

Arap dünyası uzmanı Åžerif NaÅŸaÅŸibi, ödüllü bir gazeteci ve analist. Al Jazeera English, Al Arabiya News, The National, The Middle East dergisi ve Middle East Eye için düzenli olarak yazılar kaleme alan NaÅŸaÅŸibi, OrtadoÄŸu konusunda "tarafsız haberciliÄŸe katkılarından dolayı" Uluslararası Medya Konseyi tarafından ödüle layık görüldü.

KAYNAK: http://www.aljazeera.com.tr/gorus/israil-hamasi-zayiflatmadi-guclendirdi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.