Kültür Sanat
Osmanlı tarihinin bir aynası: Kıyafetler

Zamanla başta saray olmak üzere, yüksek yönetici zümre ve ailelerden başlayarak halka doğru bir evrilme gösteren kılık-kıyafet değişimi, 18. yüzyıldan sonra Avrupa etkisine girdi.
Tarih boyunca, insanlığın ve medeniyetin önemli bir parçası olan ve toplumların inançları, örf, adet, gelenek, görenekleri, kültürleri, sosyal deÄŸerleri, ekonomik durumları, iklim ÅŸartları hatta zevklerine göre deÄŸiÅŸkenlik arz eden giysiler, bireylerin cinsiyet, meslek ve statülerini yansıtan bir unsur olma özelliÄŸini korudu. Çok geniÅŸ bir coÄŸrafyada, üç kıtaya, onlarca etnik ve dini unsura hükmetmiÅŸ Osmanlılarda minyatürler, seyahatnameler ve baÅŸta elçiler olmak üzere yabancı ressamlar ile gezginlerin hatırat ve eserlerinden, hakkında bilgi edinilebilen giyim-kuÅŸam tarzı, toplum hayatının bir ifadesiydi. ÇeÅŸitli tip, kalite ve renkteki kumaÅŸlardan mamul kıyafet ve aksesuarlar, giyenin ait olduÄŸu toplum düzeyini yansıtırdı.
Yüzlerce yıl boyunca özellikler açısından benzer ÅŸekilde devam eden Osmanlı giyiminde, çeÅŸitli yazma kitaplar içine nakkaÅŸlar tarafından yapılan minyatürlerde, surnamelerde ve yabancıların sipariÅŸi üzerine hazırlanan albümlerde görüleceÄŸi üzere bir renk cümbüÅŸünün yaÅŸandığı ÅŸalvar, iç gömleÄŸi, entari, kaftan, hırka, sarık, külah, tülbent, ferace, ÅŸal vs...gibi birçok ÅŸey kullanıldı. “Osmanlı Dönemi’nde 1554’den 1562’ye kadar Avusturya’nın Ä°stanbul elçisi olarak görev yapan Ogier Ghiselin de Busbecq, Türklerin daha çok “yeÅŸil”i tercih ettiklerini ve giyimlerinde bir sadelik ve tutumluluk olduÄŸuna dikkat çekmekteydi.” Osmanlılarda Müslümanlar açısından “yeÅŸil” ile birlikte önem verilen diÄŸer bir renk ise “beyaz”dı. Hıristiyan ve Yahudiler baÅŸta olmak üzere gayri Müslimlerin kıyafetleri de birbirinden farklı tutulur ve divandan çıkan hükümlerle belirlenirdi. Her kesimin deÄŸiÅŸik ÅŸekillerde belirlenmiÅŸ kıyafetleri vardı. Bunun dışına çıkanlar uyarılır veya cezalandırılırdı.
Sarayda giyilen kumaÅŸ, biçim ve renkte kıyafeti halkın giymesi yasaktı ve törenler ile seferde giyilenler günlük giyilenlerden farklıydı. PadiÅŸahlar ve Sultanların giyim-kuÅŸamları ise pahalı ve lüks kumaÅŸlardan dikili ÅŸalvar, gömlek, iç entarisi, ferace ve kaftanlarla birlikte farklı adlarla anılan baÅŸlıklardan müteÅŸekkildi. “Bayramlarda, cenaze ve tahta çıkma törenlerinde, elçi kabullerinde, savaÅŸta giyilen giysiler ve renkleri deÄŸiÅŸirdi. Osmanlı Sarayı’nda olduÄŸu gibi giyime önem verilen diÄŸer bir yer ise ordu idi. BaÅŸta Yeniçeriler olmak üzere Osmanlı ordusunun her sınıf birimi, kendine özgü askeri üniforma, baÅŸlık ve kıyafet kullanırdı. “Osmanlılarda ayakkabılar da rengine göre farklılık göstermekte olup, subaylar sarı, erler kırmızı, ulema ise mavi renkte ayakkabılar giyerdi.”
Kullanılan baÅŸlıklar ise statü, rütbe ve makamı yansıttığı için önemli öÄŸelerden biriydi. Herkesin hangi sınıf memur ya da asker olduÄŸu başındaki kavuÄŸundan, sırtındaki kürk ve cübbesinden anlaşılırdı. Dini ve etnik azınlıkların da özel kıyafetleri vardı. Kadınların giysileri ve aksesuarları da dikkat çeken diÄŸer bir unsurdu. Osmanlı kadınları, giydikleri entari, ferace, ÅŸal ve ÅŸalvarlarla Batılı yazarların dikkatini celb etmekteydi. SokaÄŸa çıkan kadınlar kıyafetlerini ferace veya çarÅŸafla tamamlarlardı. Kadınlarla çocukların kendilerine göre olan giyimleri, diÄŸerleriyle birlikte yüzyıllarca geleneksel olarak devam etti.
Gelenekten farklı ilk deÄŸiÅŸim ise BatılılaÅŸma süreciyle birlikte Sultan III. Selim döneminde kurulan “Nizam-ı Cedit” ve onu takip eden II. Mahmud döneminde teÅŸkil edilen “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” ordusunun askeri üniforma ve kıyafetleriyle meydana geldi. Zamanla baÅŸta saray olmak üzere, yüksek yönetici zümre ve ailelerden baÅŸlayarak halka doÄŸru bir evrilme gösteren kılık-kıyafet deÄŸiÅŸimi, 18. yüzyıldan sonra Avrupa etkisine girdi. Yazma eserlerde, surnamelerde ve çeÅŸitli albümlerde yer alan, minyatür ve resimlerde kalan otantik kıyafetler ise her türden insan, meslek, din ve milliyeti yansıtan aynalar olarak günümüze ulaÅŸtı.
Ayten Sezer Arığ, Türklerdeki Kıyafetin Kısa Tarihi, ATAM Dergisi, c.XXII, s.64-65-66, 2006., Süheyl Ünver, GeçmiÅŸ Yüzyıllarda Kıyafet Resimlerimiz, TTK, Ankara, 1999.
KAYNAK:http://www.dunyabulteni.net/tarihten-olaylar/308099/osmanli-tarihinin-bir-aynasi-kiyafetler
Henüz yorum yapılmamış.