Sosyal Medya

Güncel

'Mirzabeyoğlu'na verilen tutuklama kararının perde arkası'

16 yıl cezaevinde yatan kamuoyunda Salih Mirzabeyoğlu olarak bilinen yazar Salih İzzet Erdiş'in yeniden yargılanacağı davada 'infazı devamı' kararı verilerek tekrar cezaevine gönderilmek istenmesi şaşkınlıkla karşılandı. Avukat Hamza uçan Mirzabeyoğlu'na verilen tutuklama kararının perde arkasını yazdı.



Aslında 28 Åžubat yargılamalarının özünde barındırdığı hakikati en özlü ÅŸekilde (tek cümle ile) dile getiren MirzabeyoÄŸlu’ndan baÅŸkası deÄŸildi: “At içeri çıkmak için uÄŸraÅŸsın dursun”!!! Hakkında yakalama kararı dâhi...

Hakkında yakalama kararı dâhi olmadığı halde, polis tarafından yaka paça gözaltına alınması, dışarıda olduÄŸu halde (evinden bahisle) “örgüt evinde ele geçirildi” ÅŸeklinde baÅŸlayan ısmarlama süreç idam cezası verilmesiyle sonlandırıldı. Yargılamayı yapan DGM’ye asker kiÅŸilerin (rutin hâle gelen) gündelik ziyaretleri kararın emir-komuta zinciri içinde alındığına iÅŸaretti. Bu süreç baÄŸlamında “her ne kadar katıldığı ya da verdiÄŸi bir eylem talimatı tesbit edilemese de” denilerek idam kararı verildi.


Katıldığı eylem yok!

VerdiÄŸi eylem tâlimatı yok!

Delil yok!

Ama karar idam!


“Sizi hukukumuza! uygun ÅŸekilde yargılayacağız” demek için Metris Cezaevi’ne yapılan kanlı operasyon. Bu operasyonda alınan 1 can, yaralanan 9 kiÅŸi, ateÅŸe atılan onlarca insan. Canı alan, yaralayan devlet ama davacı olan yine devlet. Güzide savcının düÅŸüncesine göre; mahkumlar isyan etmiÅŸ, cezaevinde yangın çıkarmış. Haliyle bu düÅŸünce iddianame halini almış ve açılan davada MirzabeyoÄŸlu dahil onlarca kiÅŸiye ceza yaÄŸdırılmış.


Sözün özü; önce kurÅŸun akabinde ceza yaÄŸdırılmış!

Kararın infazı esnasında Ergenekon klasörlerinde yer alan bir ifade;

“Devlet görevlisiyim, operasyonu meÅŸru göstermek adına dışarıdan cezaevine silâh soktum.” Ä°smi belli kiÅŸinin ifadesi gazetelere yansıyınca, mezkûr davadan mahkûm edilen Sinami Orhan Bakırköy 3. ACM’ne yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunur ve hukuk garabeti baÅŸlar!


BaÅŸvuru üzerine Bakırköy 3. ACM yargılamanın yenilenmesi talebini kabule deÄŸer görür ve infazların tedbiren durdurulmasına, itiraf sahibinin dinlenmesine ve operasyon görüntülerinin jandarmadan istenmesine karar verir. Jandarma mahkemenin ilk müzekkeresine cevab bile vermez. Sonra ikinci müzekkere yazılır ve jandarma yine cevap vermez. Nihayetinde yasal iÅŸlem yapılacağı ihtarını içeren üçüncü müzekkere yazılır ve jandarmadan ÅŸaşırtıcı olmayan cevab gelir: “Elimizde görüntü yok!”


Mahkeme, jandarmanın beyanını sorgulama gereÄŸi bile duymaz. CMK’nın “ilgilileri dinlemek zorundasın” hükmünü kaale almadan “Yargılamanın yenilenmesine gerek yoktur” diyerek hâdiseyi oldu bittiye getirir. Bu karar, infazın devamı anlamına gelir. Karara itiraz edilir. Bakırköy 4. ACM yargılamanın yenilenmesi gerektiÄŸine ancak infaz sürecinin 3 ACM’nin inisiyatifinde olduÄŸu ÅŸeklinde kısmi kabul kararı verir. Dosya yine 3. ACM’ne gelir ve mahkeme yargılamanın yenilenmesine ancak infazın devamına karar verir!


Yargılamanın yenilenmesi yolu CMK 311’de düzenlenmiÅŸ ve bu yola ancak tahdidi (sınırlı) sebeblerle baÅŸvurulabilir. Yani yargılamanın yenilenmesi yoluna ancak güçlü belge ve bilgiler olması durumunda baÅŸvurulabilir. Bakırköy 3. ACM yargılamanın yenilenmesi talebini kabul ederken infazın devamına kararını vermesi ÅŸu mahiyettedir:


“Tamam, senin suçsuz olduÄŸun yönünde güçlü deliller var. Tamam, güçlü bir ÅŸekilde kanaat ettim ki bunca yıl haksız yere yatmış olabilirsin. Tamam, yeniden yargılamayı yapacağım ve belki beraat edeceksin ama sen git ben kararımı verirken yatmaya devam et!”


Ceza hukukunun evrensel ilkelerinden biri masumiyet karinesidir. Bu baÄŸlamda aslolan mahkûmiyet deÄŸil tutuksuz yargılamadır. Böyle bir süreçte yargılanıp beraat edilmesi durumunda ilgili kiÅŸiye “pardon” denilecek ve git istersen tazminat davası aç denilecek.


Bugün 17 ve 25 Aralık darbe teÅŸebbüsleri ve dinlemeler sebebiyle “Paralel yapı” olarak isimlendirilen oluÅŸumun lideri konumundaki kiÅŸi ABD’de. Kendisini ABD’ye sürükleyen süreç, 28 Åžubat’ın kendisi. Ve 28 Åžubat’ın zulmüne karşı direnmek yerine ABD’ye iltica! etmesi birçok kesim tarafından kaçma olarak nitelendi. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, mâlum ÅŸahsın iade edilmesi gerektiÄŸini NATO zirvesinde ABD devlet baÅŸkanına iletti. Ä°ade için güçlü belge ve bilgi istenmekte. Ä°adesini engellenmesi hususundaki en güçlü veri bilgi ve belge deÄŸil ABD için taşıdığı önem. Bu durum 2 beyandan açıkça anlaşılmakta:


1- Nevval Sevindi’ye verdiÄŸi röportajda, “ABD’nin egemenliÄŸinin zayıflamasından endiÅŸe duymalıyız” açıklaması…

2- 2006 yılında ABD makamlarına yaptığı YeÅŸil Kart baÅŸvurusunda kendisine kefil olan, içinde CIA ajanlarının da olduÄŸu grubun Gülen hakkındaki kanaati: “ABD için yararlı olur!”

DiÄŸer yanda “Müslümanlar dik durun karşınızda leÅŸler var” diyerek zulme karşı direnen, devleti yıkmakla suçlanıp mesnetsiz bir ÅŸekilde idam cezası alan, sistematik bir ÅŸekilde iÅŸkenceye tâbi tutulan, 16 yıl cezaevi hayatını sonlandıran tahliye sonrası, devlete karşı bir kırgınlığının olup olmadığı sorulması üzerine, “Kırgınlık demeyelim. Bu adamın bir derdi, talebi var. Bu adam talebini ileri sürdüÄŸüne göre ‘gevezelik olsun’ diye yapmıyor. Devlet olmadan da yapamaz zaten. Bunu davasında samimi olan insanlar için söylüyorum. Devlet düÅŸmanı dediÄŸin hâdise menfaatin olduÄŸu yerde olur. Menfaatin olmadığı yerde böyle bir ÅŸey sözkonusu olmaz. Davası için ölümü göze almış bir adama bu söylenmez” beyanatında bulunan bir mütefekkir…

kaynak: timeturk

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.